Dolar
32.55
Euro
34.82
Altın
2,316.17
ETH/USDT
3,133.40
BTC/USDT
64,140.00
BIST 100
9,722.09
Dünya

BM'nin Filistin'i taksim kararının 73. yılında İsrail'e sınırsınız destek verilirken Filistin meşru haklarını alamadı

İsrail konusunda araştırmaları bulunan siyasi analist Vedi Ebu Nassar, "Filistinlilerin çoğu için şu an öncelikli olan, temel yaşam ihtiyaçlarını giderebilmek. Devlet kurma konusunda gerçek anlamda bir çaba yok." dedi.

Nur Ebu Iyşe  | 29.11.2020 - Güncelleme : 29.11.2020
BM'nin Filistin'i taksim kararının 73. yılında İsrail'e sınırsınız destek verilirken Filistin meşru haklarını alamadı Fotoğraf: İssam Rimawi/AA

Gazze

Birleşmiş Milletlerin (BM) 73 yıl önce aldığı, Filistin'i Yahudi ve Arap olmak üzere iki devlete bölme kararının ardından yaşanan süreçte İsrail'e sınırsız destek verildiği, Filistinlilerin ise meşru haklarını dahi alamadığı görülüyor.

BM'nin 29 Kasım 1947'de aldığı 181 sayılı Filistin'i bölme kararının 73. yılında, Filistin davası ve Filistinliler, siyasi ve ekonomik olarak zor bir süreçten geçiyor.

İsrail'e daha önce görülmemiş şekilde destek veren, yasa dışı eylemlerini yasal gören ABD Başkanı Donald Trump, aldığı kararlarla Filistinlileri daha da zor durumda bıraktı. Trump'ın sunduğu sözde barış planı da Filistinlilerin bağımsız devlet hayaline gölge düşürdü.

BM'nin "taksim" kararı

BM Genel Kurulu, iki aylık yoğun müzakerelerin ardından 29 Kasım1947'deki ikinci oturumunda Filistin Özel Komitesinin çoğunluğu tarafından sunulan bölme planını 181 (II) sayılı kararıyla kabul etti.

O dönem "taksim" kararı olarak bilinen 181 sayılı karar, 33 devletin lehte, 13 devletin ise aleyhte oy kullanmasıyla kabul edildi. 10 devlet ise çekimser kaldı.

Söz konusu karar, İngiliz mandasının kaldırılması ve ordusunun tedricen geri çekilmesi ile Filistin topraklarının 3'e ayrılmasını öngörüyordu.

Arap devletinin kurulacağı bölüm, Batı Celil, Akka, Batı Şeria ile Aşdod'un kuzeyinden güneyde Refah kentine kadar uzanan güney sahili ve Mısır sınır şeridi boyunca uzanan çölün bir kısmını içine alan 11 bin kilometrekarelik bir alana tekabül ediyordu.

Yahudi devletinin kurulacağı bölüm ise Hayfa'dan Tel Aviv'e kadar uzanan sahil şeridi, Doğu Celil, Taberiye Gölü, işgal altındaki Filistin topraklarının kuzeydoğu sınırı ve Necef (Negev) Çölü'nü kapsayan 15 bin kilometrekareye yakın bir alandan oluşuyordu.

Kudüs ve Beytüllahim ile bunlara komşu diğer arazilerin yer aldığı 3. bölümün ise uluslararası vesayetle yönetilmesi öngörülüyordu.

İsrail BM kararına tam olarak uymadı

İsrail, BM'nin taksim kararını dikkate alarak 14 Mayıs 1948'de sınırlarını açık bir şekilde ilan etmediği İsrail devletini kurduğunu duyurdu. Kararın Filistinlilere devlet kurma hakkı verdiği ikinci kısmı ise görmezden geldi.

BM kararı, İsrail'in uygulamaları nedeniyle tam anlamıyla hayata geçirilmedi. Yahudi örgütleri, 1948'de Filistin topraklarının çoğunu kontrolü altına aldı.

Filistin topraklarının dörtte üçü İsrail'in hakimiyetine geçti. Buna karşılık Ürdün Batı Şeria'da, Mısır da Gazze'de yönetimi ele geçirdi.

Ancak İsrail bununla yetinmeyip 5 Haziran 1967'de Batı Şeria, Doğu Kudüs, Gazze, Mısır'daki Sina Yarımadası ve Suriye'deki Golan Tepeleri'ni de işgal etti.

BM Güvenlik Konseyi (BMGK) Kasım 1967'de aldığı 242 sayılı kararla İsrail'in işgal ettiği topraklardan çekilmesini istedi.

Ancak söz konusu kararın üzerinden geçen yıllara rağmen İsrail halen bu topraklardan çekilmeye yanaşmıyor; Batı Şeria'da işgal ve Gazze'de abluka devam ediyor. Kudüs ve Golan Tepeleri de artık "İsrail sınırları içinde" yer alıyor.

İsrail'in 1967'deki savaşın ardından işgal ettiği Batı Şeria'da, halihazırda yaklaşık 250 yasa dışı Yahudi yerleşim birimi bulunuyor. Bu yerleşim birimlerinde 400 binden fazla Yahudi yerleşimci yaşıyor.

Uluslararası hukuka göre, işgal altındaki topraklarda bulunan tüm Yahudi yerleşim birimleri yasa dışı kabul ediliyor.

"BM'nin kararı adil değildi"

İsrail konusunda araştırmaları bulunan siyasi analist Vedi Ebu Nassar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "BM'nin Filistin topraklarını taksim kararı Filistinliler açısından hiç adil değildi." dedi.

Mevcut durumda, BM kararının sıkıntılı durumuna dikkati çeken Ebu Nassar, "Yahudiler sadece kararın kendilerini ilgilendiren kısmını kabul ederek uygulamaya koydu. Filistinlileri ilgilendiren kısmını ise yok saydı. BM kararları zaten hep zayıf olanlara uygulanır; güçlüler ise kararları görmezden gelir. Dünyanın her yerinde bu böyledir." diye konuştu.

Bugün gelinen noktada İsrail işgali, Yahudi yerleşim birimleri ve Filistinlilerin yaşadıkları türlü sıkıntıların, bağımsız Filistin devleti hayalini yok etmeye başladığını dile getiren Ebu Nassar, "Filistinlilerin çoğu için şu an öncelikli olan, temel yaşam ihtiyaçlarını giderebilmek. Devlet kurma konusunda gerçek anlamda bir çaba yok." ifadelerini kullandı.

Uluslararası Filistin Halkıyla Dayanışma Günü

BM, 73 yıl önce 29 Kasım 1947'de aldığı kararla Filistin devletinin ikiye bölünmesine, 1977 ve 1979'da aldığı 2 kararla da aynı günün "Uluslararası Filistin Halkıyla Dayanışma Günü" olarak kutlanmasına karar verdi.

BM, dayanışma günü kapsamında her yıl, sivil toplum kuruluşları ve hükümetlerden, Filistin halkıyla dayanışma mesajları yayınlama, toplantılar düzenleme ve film gösterimleri yapma gibi etkinlikler gerçekleştirmesini istiyor.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın