Afrika'da geleneksel uzun isimler sömürge döneminin yasaklarına rağmen yaşamaya devam ediyor
Afrika’nın birçok bölgesinde yüzyıllardır kullanılan kısa ve tek kelimelik geleneksel isimler, sömürge döneminde getirilen yasaklara rağmen bugün hala kıtanın kültürel hafızasını ve aile mirasını yaşatmayı sürdürüyor.
Yaounde
Afrika'nın birçok bölgesindeki topluluklarda sık görülen bu isimler çoğu zaman bir cümle yapısında kurularak bir mesaj veya bir öğüt içeriyor. Bu yönüyle isim, sadece bireyin kimliğini değil, aynı zamanda bir ailenin kuşaklar boyunca aktardığı ortak hafızayı temsil ediyor.
Birçok toplumda uzun isim verme ritüeli, aile büyüklerinin istişarelerini ve manevi hazırlıkları içeriyor. İsim, çocuğa bir rol vermek veya kaderini yönlendirmek amacıyla seçiliyor.
Modern kimlik sistemlerinin kısa ad kullanımını teşvik etmesine rağmen aileler geleneksel uzun ismi sözlü kültürde yaşatmayı sürdürüyor.
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.
🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı
Afrika’da uzun isim geleneğinin örnekleri arasında Nijerya, Benin ve Togo’da yaşayan Yoruba toplumunda kullanılan Oluwasegunmideotofunmisayo (Tanrı bana zafer getirdi ve bu benim için sevinç kaynağıdır) ve Oluwadamilolawomiwunmi (Tanrı beni bereketle donattı ve lütfu bana yeter) gibi çok parçalı yapılar bulunuyor.
Nijerya'nın güneydoğusunda yaşayan Igbo topluluğunda ise Chukwuebukaonyejekwemchiemerie (Tanrı yücedir, Onun rehberliğiyle başarıya ulaşırım) gibi kader ve koruma odaklı cümle isimler öne çıkıyor.
Zimbabve'de yaşayan Shona toplumunda görülen Tichakundibatanavanhuvosemwanakomana (Hepimiz birlik olup oğlumuzu destekleyeceğiz) ve Tendaimutandarikasheakatichengetawo (Tanrı bizi koruduğu için şükredelim) gibi uzun ifadeler ise topluluk dayanışmasını ve şükrü yansıtıyor.
Çocuğa isim verme süreci, birçok unsuru içinde barındırıyor
Kamerunlu sosyolog Muhammed Pagna, AA muhabirine, Afrika toplumlarındaki uzun isim geleneğiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Afrika toplumlarında isimlerin yalnızca bir kimlik unsuru değil, aynı zamanda bir hikaye, bir dua ve aile geçmişine dair güçlü bir anlatı olduğunu belirten Pagna, Afrika halklarında isim verme sürecinin, çocuğun doğum koşullarından Tanrı'ya teşekkürlere, ailelerin gelecek beklentilerinden topluluğun tarihsel hafızasına kadar birçok unsuru içinde barındırdığını ifade etti.
Afrika'daki birçok toplulukta sömürge öncesi dönemde genellikle noktasız, kesintisiz ve tek kelimelik uzun isimlerin kullanıldığını vurgulayan Pagna, "Sömürgeciler, Hristiyan isimleri kullanmayı zorunlu kıldı." dedi.
Pagna, sömürgeci güçlerin kayıtlara alınmasının ve telaffuz edilmesinin zor olduğunu ileri sürerek uzun Afrika isimlerini yasakladığının altını çizerek "Yerel isimlerin kültürel hafızadaki sürekliliği büyük ölçüde kesintiye uğradı." diye konuştu.
Kamerunlu Fuquaponiniaruna Mohamed Sherif ise annesinin, uzun süre çocuk sahibi olamamasının ardından hamile kalması nedeniyle kendisine Fuquaponiniaruna (Zenginliğin Tanrı'dan gelir) ismini verdiğini anlattı.
Bir diğer Kamerunlu Ljeangoubmoupanboundamniyonyona Saongo Abdelmalik, ailesi tarafından kendisine bir hayat dersi niteliğinde verildiğini belirttiği uzun adının, "İnsanın yalnızca dışını görebilirim, kalbinin içini tam olarak anlayamam ve başkalarının yaptıklarıyla ilgilenmem ve yalnızca kendi yoluma bakarım" mesajını taşıdığını aktardı.
Sömürge yönetimlerinin isim geleneğini bastırma politikaları
Fransız Sömürge İdaresi, özellikle Batı ve Orta Afrika'da yürürlükte olan Code de l'Indigenat (Yerli halklar yasası) çerçevesinde, nüfus kayıtlarını merkezi bir yapıya oturtmak amacıyla "tek isim zorunluluğu" getirdi ve çok kelimeli veya anlam yüklü uzun isimler idari uyumsuzluk gerekçesiyle kısaltıldı veya tamamen değiştirilerek Fransızca biçimlere dönüştürdü.
İngiliz yönetimi altında bulunan Nijerya, Gana ve Uganda gibi bölgelerde ise misyoner okulları, vaftiz defterleri ve Anglikan kilisesi kayıtları aracılığıyla çocuklara "kullanımı kolay ve kısa bir Hristiyan adı" verilmesini teşvik etti.
Belçika Kongosu'nda sivil kayıt sistemini düzenleyen 1917 tarihli yasa ile yerli halkın uzun isimlerini "idari kayıt formuna sığmadığı" gerekçesiyle kısaltılmasını zorunlu kıldı.
Alman sömürge idaresi döneminde Kamerun ve Namibya'da nüfus kayıtlarının düzenlenmesi amacıyla aynı şekilde çok heceli yerli adların reddedildiği, yerine kısa ve fonetik olarak "Avrupalı memurların okuyabileceği" isimleri dayattı.
Portekiz sömürge yönetimi ise Angola ve Mozambik'te Portekizce soyadı düzenini zorunlu kılarak geleneksel adlandırma sistemlerinin büyük bölümünü resmi kayıtlardan çıkardı.
