Gündem, arşiv

16 polisin sorgusu tamamlandı

Emniyetteki "paralel yapı" iddialarına ilişkin yürütülen "casusluk" soruşturmasında, tutuklanmaları talebiyle nöbetçi hakimliğe sevk edilen 49 kişiden 16'sının sorgusu tamamlandı.

27.07.2014 - Güncelleme : 27.07.2014
16 polisin sorgusu tamamlandı

ANKARA/İSTANBUL

Emniyetteki "paralel yapı" iddialarına ilişkin yürütülen "casusluk" soruşturmasında, tutuklanmaları istemiyle nöbetçi hakimliğe sevk edilen şüpheli polislerden 16'sının sorgusu tamamlanırken, eski İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürü Yurt Atayün'ün de aralarında bulunduğu 33 kişinin sorgusu sabah yapılacak.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan ve savcılıkça ifadelerine başvurulmasının ardından tutuklama talebiyle İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk edilen 49 kişiden 16'sının sorgusu tamamlandı.

Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nın 6. katında bulunan mahkemede hakim İslam Çiçek, dün akşam başlayan sorgulama işlemini, şüpheli Serkan Durmaz'ın da sorgulanmasıyla birlikte sona erdirdi. Diğer 33 kişinin sorgu işlemini sabaha erteleyen Hakim Çiçek'in, saat 09.00'da ilk olarak Yurt Atayün'ü sorgulamaya başlayacağı belirtildi.

"Terörle Mücadele Şubesi'nde çalışan polis memuru"

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu, bir kısım yazılı ve görsel medyada, haklarında soruşturma yürütülen emniyet görevlisi şüphelilerin gözaltı sürelerinin dolduğu, derhal serbest bırakılmaları gerektiği, sorgu sırasında "İsmail" isimli MİT görevlisinin hakime müdahale ettiği yönündeki asılsız haberlerle ilgili kamuoyunun bilgilendirilmesi için açıklama yaptı. 

Salihoğlu, MİT görevlisi olduğu iddia edilen "İsmail" isimli kişinin, terörle mücadele şubesinde çalışan polis memuru olduğunu bildirdi.

Konuya ilişkin değerlendirmeler

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Elvan, Karaman'da Polisevi'nde düzenlenen basın toplantısında soruları yanıtlarken, emniyetteki "paralel yapı" operasyonuyla ilgili, "kim ne suç işlemişse mutlaka bunun hesabını vermeli. Devlet yapısı içerisinde devletin hiyerarşik yapısı içerisinde hukuk düzeni içerisinde farklı bir yapı oluşturamazsınız. Devletin düzeni neyse ona uymak zorundasınız" dedi.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, AK Parti Yalova İl Başkanlığınca düzenlenen Başkanlar Kurulu Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, 1826 yılında 2. Mahmut döneminde yeniçeri isyanının başladığını belirterek şunları kaydetti: 

"Devleti ele geçirmeye çalıştılar. Devlet yeniçeriye güvenmişti. Devlet yeniçeriye itibar etmişti ama 2. Mahmut büyük bir irade ortaya koyarak yeniçeriyi tasfiye etti. Bir vesayete müsaade etmedi. Biz 17 Aralık ve 25 Aralık’ta ve Gezi olaylarında nelerle karşılaştığımızı biliyoruz. İtibar edilen itimat edilen insanların aynen Osmanlı devleti tarihindeki Vaka-i Hayriye olarak, hayırlı vaka olarak, hayırlı olay olarak addedilir bu olay. Türkiye'de aynı şekilde paralel yapılanma, Türkiye'nin son büyük hamlesini engellemeye çalıştı. Kendi adlarına değil birilerinin adına taşeronluk yaparak bunu yapmaya çalıştılar." 

"Yasa dışı dinleme" soruşturmasında 20 tutuklu

Bu arada, emniyette "paralel yapı" iddialarına ilişkin "yasa dışı dinleme" soruşturması kapsamında adliyeye sevk edilen 17 kişiden eski İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer'in de arasında bulunduğu 12'si tutuklandı, 5 polis serbest bırakıldı. Son tutuklamalarla "yasa dışı dinlemelere" ilişkin operasyon kapsamında gözaltına alınarak adliyeye sevk edilen 39 kişiden, 20'si tutuklanmış oldu.

Yılmazer'i "Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak", "Resmi belgede sahtecilik" ve "Kişilerin arasındaki aleni olmayan konuşmaların dinlenilmesi ve kayda alınması" suçlarından, diğer 11 kişinin ise "Resmi belgede sahtecilik" ve "Kişilerin arasındaki aleni olmayan konuşmaların dinlenilmesi ve kayda alınması" suçlarından tutuklanmasına karar verildi.

Serbest bırakılan 5 kişi hakkında ise yurt dışına çıkış yasağı konuldu.

İtiraza ret

Emniyetteki "paralel yapı" iddialarına ilişkin yürütülen "casusluk" soruşturmasında, tutuklanmaları istemiyle nöbetçi hakimliğe sevk edilen ve savcılıkça serbest bırakılan 49 şüpheliye ilişkin yapılan gözaltı süresinin dolduğuna yönelik itiraz, İstanbul 2. Sulh Ceza Hakimliğince, mahkemenin bu hususta karar vermeye yetkili ve görevli olmadığı gerekçesiyle reddedildi.

İstanbul 2. Sulh Ceza Hakimliği tarafından hazırlanan kararda, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu'nun soruşturması kapsamında alınan gözaltı kararlarına, eski İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürü Yurt Atayün'ün de aralarında bulunduğu şüphelilerin avukatlarınca itiraz edildiği ve talebin incelendiği belirtildi.

Soruşturma sonucunda dün bazı şüphelilerin tutuklama istemiyle İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk edildiği, diğer itiraz eden şüphelilerin ise serbest bırakıldığının anlaşıldığını aktaran mahkeme, söz konusu itiraz dilekçelerinin toplu olarak cumhuriyet başsavcılığınca üst yazıyla mahkemeye gönderildiğini ve dün saat 13.00 itibariyle havale edildiğini kaydetti.

Mahkeme, şüpheli avukatlarının, "gözaltı süresi geçtiği halde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca şüpheliler hakkında herhangi bir karar verilmediği, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 5/3, Anayasa'nın 19/3 ile Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 91 ve 101. maddelerine aykırı davranılarak şüphelilerin özgürlüğünün kısıtlandığı, azami gözaltı sürelerinin dolduğu" gerekçeleriyle müvekkillerinin salıverilmelerini talep ettiklerini aktararak, itirazla ilgili CMK'nın 91. maddesi ile Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği'nin 4 ve 13. maddelerinin birlikte değerlendirildiğini ifade etti.

Mahkeme itiraz için yetkili değil

Değerlendirme sonucunda, "yakalanan kişinin cumhuriyet savcılığınca bırakılmadığı takdirde soruşturmanın tamamlanması için gözaltına alınabileceği ve gözaltı süresinin, yakalama yerine en yakın hakim ve mahkemeye gönderilmesi için zorunlu süre hariç tutulmak kaydı ile yakalama anından itibaren 24 saati geçemeyeceği"nin anlaşıldığını kaydeden mahkeme, "yakalama yerine en yakın hakim ve mahkemeye gönderilmesi için zorunlu sürenin 12 saatten fazla olamayacağı, toplu olarak işlenen suçlarda delillerin toplanmasındaki güçlük ve şüpheli sayısının fazlalığı da nazara alınarak her defasında bir günü geçmemek kaydı ile bu sürenin üç gün süre ile uzatılabileceğine" de vurgu yaptı.

Verilen kararlara ilişkin itiraz yolunun açık olmadığını belirten mahkeme, gözaltı süresi geçtiği halde şüphelilerin serbest bırakılmadığı veya sorguya sevk edilmediğine dair oluştuğu iddia edilen fiili durumu itirazen incelemeye ve bu hususta karar vermeye hakimliklerinin yetkili ve görevli olmadığının anlaşıldığını ifade etti. Mahkeme, tüm şüpheli avukatlarının itirazlarının reddine karar verdi.

Atayün'ün mahkeme sorgusu bugün sabah yapılacak

Emniyetteki "paralel yapı" iddialarına ilişkin yürütülen "casusluk" soruşturmasında, tutuklanmaları istemiyle nöbetçi hakimliğe sevk edilen şüpheli polislerden eski İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürü Yurt Atayün'ün mahkeme sorgusu bugün sabah yapılacak.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan ve savcılıkça ifadelerine başvurulmasının ardından tutuklama talebiyle İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk edilen 49 kişiden 16'sının sorgusunun tamamlandığı öğrenildi.

Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nın 6. katında bulunan mahkemede hakim İslam Çiçek, dün akşam başlayan sorgulama işlemini sürdürüyor. Hakim Çiçek, şu ana kadar 16 şüpheli polisi sorguladı.

Hakim Çiçek, Yurt Atayün'ün sorgusunu bugün sabah erken saatte yapacağını avukatlara iletti. 

Bayram görüşmesi talebine ret

Bu arada, bazı şüpheli avukatları, müvekkillerinin bayramda aileleriyle görüşmeleri için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na dilekçeyle başvurarak talepte bulundu. Talebi değerlendiren Başsavcılık, "bayramın henüz başlamadığı ve bu konuda herhangi bir genelge bulunmadığı" gerekçesiyle görüşme talebini reddetti. 

"Bizim için bu adalet sarayları hala güvenilir"

Eski İçişleri Bakanı, bağımsız Ordu Milletvekili İdris Naim Şahin, "Bu adalet sarayları 17-25 Aralık'ta güvenilmezdi de bugün güvenilir mi? Bizim için bu adalet sarayları hala güvenilir. Ben de bir gün buraya geleceğim, İstanbul Belediyesi'ndeki dosyalarım, Oslo ve İmralı için buraya geleceğim" dedi.

Şahin, Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi önünde bekleyişlerini sürdüren şüpheli polislerin ailelerini ve yakınlarını ziyaret etti. 

Orucunu ailelerle açtıktan sonra gazetecilere açıklama yapan Şahin, sorgusu süren polisleri "kahraman" olarak nitelendirerek, polislerin, dini örgütler dahil birçok illegal örgüte karşı operasyon düzenlediklerini ve bundan dolayı gözaltına alındıklarını ileri sürdü.

Polislerin, görevlerini yaptıkları için sahur vakti evlerinden alındıklarını savunan Şahin, şöyle devam etti:

"Burada bulunma nedenleri; adında Tevhid, adında Selam da yazan tüm örgütlere karşı mücadele yapmalarıdır. İhaleye fesat karıştırmaya, yolsuzluğa, kimden, nereden gelirse gelsin her suça karşı görevlerini yaptıkları için buradalar. Bu adalet sarayları 17-25 Aralık'ta güvenilmezdi de bugün güvenilir mi? Bizim için bu adalet sarayları hala güvenilir. Ben de bir gün buraya geleceğim, İstanbul Belediyesi'ndeki dosyalarım, Oslo ve İmralı için buraya geleceğim. Ben de gelir buradaki kahramanlarla yargılanırım. Bu tarz iyi bir tarz değil. Yargının da yürütmenin emrine girmiş olduğu bir dönemdeyiz. Bu yargılamayı yapan savcılar, hakimler yürütme tarafından kuşatma altına alınmıştır. Bu davanın adı 'Kaç, koş İsmail koş'tur."

Şahin, yapılan operasyon neticesinde sadece ailelerin mağdur edilmediğini, vatandaşların da yapılanlar karşısında şaşkın olduğunu ileri sürdü. 

Adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini savunan Şahin, sorgusu süren polislerin direnme imkanları olduğu halde meslektaşlarına teslim olduklarını söyledi.

"Eski Türkiye'yi özlüyoruz"

 Gözaltı sürelerinin dolduğunu ileri süren Şahin, "Diğer arkadaşlarımız da tutsaklıktan kurtulacaktır. Bakmayın ekranların sustuğuna, tarih mutlaka konuşacak. Gün sağduyu, samimiyet günü. Biz bu bayrama böyle giriyoruz, onurlu bir şekilde bunu yaşıyoruz. Hırsızlık değil, yolsuzluk değil suçlama. Suçlama, eczacıya 'dükkanında niye ilaç var?', polise 'niye dinleme yaptın?' suçlaması. Maalesef yeni Türkiye bu. Eski Türkiye'yi özlüyoruz. İçerideki kahramanlarımızın yakınlarına 'geçmiş olsun' diliyorum, sabır diliyorum" diye konuştu. 

KCK operasyonlarını başlatmak için Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile 2011'de görüştüğünü belirten Şahin, "Başbakan, 2011'de 'Ramazan ayı haram ayı, PKK'ya, terör örgütlerine operasyon yapmayın' dedi, şimdi sahur vakti polise operasyon yaptı" ifadesini kullandı.

Şahin, şüphelilerin avukatlarından Ömer Turanlı'nın daveti üzerine, beraberindeki bağımsız milletvekilleri İlhan İşbilen ve Hami Yıldırım'la, şüphelilerin sorgulandığı İstanbul Adliyesi'nin 6. katına çıktı. Şahin ve beraberindekiler, CHP Milletvekili Mahmut Tanal ile adliyedeki bekleyişini sürdürüyor. 

Baransu'dan "adliyede tartaklandım" iddiası

Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'ne giren gazeteci Mehmet Baransu, polisler tarafından saldırıya uğradığını iddia etti. 

Avukat Ömer Turanlı ile adliye önünde gazetecilere açıklama yapan Baransu, emniyetin foto film ekipleri tarafından görüntüsünün kaydedildiğini savunarak, şunları söyledi:

"20 yıldır gazetecilik yapıyorum. Balyoz ve Ergenekon davalarında bunlar yaşanmadı. Bizleri kameraya çekiyorlar. 'Niye çekiyorsunuz?' dedik, polisler bize saldırdı. Beni gözaltına almakla tehdit ettiler. 40 dakika bekledim, kimse gelip gözaltına almadı. Hürriyet'in, Habertürk'ün muhabiri vardı orada. Baro odasına sığınmak zorunda kaldık."

Baransu, ellerinde saldırı anına ilişkin görüntü olduğunu savundu. 

Polis eşlerinden açıklama

Öte yandan, sorgusu süren polislerin eşleri ve aileleri de gazetecilere açıklama yaptı.

Osman Özgür Açıkgöz'ün eşi Zeliha Özlem Açıkgöz, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TBMM Başkanı Cemil Çiçek ve Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ı göreve çağırdığını belirtti.

Eşlerinin haklarının ihlal edildiğini savunan Açıkgöz, şunları kaydetti:

"Eşlerimiz, yıllardır gece gündüz demeden, biz ailelerini ve çocuklarını bile ihmal edecek derecede yoğun mesai ve meslek aşkıyla ülkesine ve milletine hizmet etti. İstanbul Sulh Ceza Hakimlikleri eliyle eşlerimize hüküm giydirme, suçlu ilan etme, tutuklama, kamuoyu önünde haksız duruma düşürme amacı güdülmektedir. Kanuni gözaltı süresi 26 Temmuz 2014'te saat 01.30'da dolduğu halde eşlerimiz salıverilmemişler, yeni gözaltı kararı olmaksızın mahkeme karşısına çıkarılmışlardır. Halen esaret diyebileceğimiz bir süreç yaşatılmaktadır."

Açıkgöz, eşlerinin suçsuz olduğunu bildiklerini, hukuksuzluğa ve kötü muamelelere karşı sonuna kadar her türlü hukuki haklarını kullanacaklarını ifade etti.

Adaletin bir gün herkese lazım olacağını aktaran Açıkgöz, HSYK'ya, Yargıtay'a, Kamu Denetçiliği Kurumu'na, Meclis'te grubu bulunan partiler başta olmak üzere siyasi parti temsilcilerine, insan hakları derneklerine, tüm demokratlara ve Avrupa Parlamentosu'na, yaşanan hukuksuzlukları durdurmaları çağrısında bulunduklarını kaydetti. 

16 şüpheli polis sorgulandı

Emniyetteki "paralel yapı" iddialarına ilişkin yürütülen "casusluk" soruşturmasında, tutuklanmaları istemiyle nöbetçi hakimliğe sevk edilen şüpheli polislerden 16'sının sorgusu tamamlanırken, eski İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürü Yurt Atayün'ün de aralarında bulunduğu 33 kişinin sorgusu sabah yapılacak.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan ve savcılıkça ifadelerine başvurulmasının ardından tutuklama talebiyle İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk edilen 49 kişiden 16'sının sorgusu tamamlandı.

Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nın 6. katında bulunan mahkemede hakim İslam Çiçek, dün akşam başlayan sorgulama işlemini, şüpheli Serkan Durmaz'ın da sorgulanmasıyla birlikte sona erdirdi. Diğer 33 kişinin sorgu işlemini sabaha erteleyen Hakim Çiçek'in, saat 09.00'da ilk olarak Yurt Atayün'ü sorgulamaya başlayacağı belirtildi.

Bu arada, soruşturma nedeniyle adliyede bulunan CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nı telefonla arayarak, yanındaki diğer bağımsız milletvekilleri İdris Naim Şahin, Hami Yıldırım ve İlhan İşbilen'le, şüphelilerin tutulduğu adliye nezarethanesinin fiziki koşullarını inceleme talebinde bulunduğu ve bu talebinin savcılıkça kabul edilmediği kaydedildi.

Adliye önünde gazetecilere açıklama yapan Tanal, şöyle konuştu: 

"Hukuk kişilere göre değişmez, herkesi bağlar. Başbakan, 'Adil yargılamayı ihlal ediyor' diyor. Adil yargılamayı ihlal eden kendisi. Ceza infaz yasamıza göre, bayram günlerinde aile yakınlarının tutuklu veya hükümlüyü ziyaret hakkı var. Şu anda hukuksuz olarak gözaltında bulunan kişiler, bugün itibariyle görüşmek için Başsavcılığa dilekçe vermişler, reddedilmiş. Bu, yasalara aykırıdır. Fiili durumu, savcılık ve mahkemenin yarattığı ortadadır. Eğer mevcut yasal düzenleme uyarınca ifadeleri alınmış olsaydı ya tutuklanacaklardı ya da serbest bırakılacaklardı. Böylece bayramlaşma hakkından yararlanmış olacaklardı."

İdris Naim Şahin'e tepki 

Öte yandan, adliyeye girerek şüpheli avukatlarıyla görüşen eski İçişleri Bakanı ve bağımsız Ordu Milletvekili İdris Naim Şahin'e adliye çıkışında bir kişi tepki gösterdi.

"Sonsuza dek Erdoğan'ın arkasındayız" yazılı döviz taşıyan bu kişi, "İdris Naim sen kimsin, kendini ne sanıyorsun?" dedi.

Çevredekilerin müdahale ettiği söz konusu kişi, polisler tarafından olay yerinden uzaklaştırıldı. 

İdris Naim Şahin de "Mahkeme ve yargılama devam ediyor. Memleketlerini seviyorlar" ifadelerini kullandı.

Muhabir: Selma Kasap, Murat Kaya, Kenan Irtak 

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın