Dolar
32.48
Euro
34.73
Altın
2,337.94
ETH/USDT
3,306.50
BTC/USDT
63,728.00
BIST 100
9,915.62
Spor, spor gündemi, Futbol, arşiv, arşiv

Fenerbahçe'yi büyük bir cezadan kurtardım

Eski Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Ali Aydınlar, ''Fenerbahçe'yi Şampiyonlar Ligi'ne göndermemekle daha büyük bir cezadan kurtardım" dedi.

18.09.2013 - Güncelleme : 18.09.2013
Fenerbahçe'yi büyük bir cezadan kurtardım

İSTANBUL

Eski Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Ali Aydınlar, 3 Temmuz 2011'de başlayan şike süreciyle ilgili açıklamalarda bulundu.

Four Seasons Otel'de düzenlenen toplantıda konuşan Mehmet Ali Aydınlar, 3 Temmuz 2011 sürecinde yaptıklarının karşılığı olarak hain ilan edildiğini belirterek, "Bütün çabam ve hedefim büyük sıkıntılarla dolu süreçten ülkenin en değerli oluşumları olan kulüplerin en az zararla çıkabilmesiydi. Yaşadığım 7 aylık sürecin tamamını bu hassasiyet üzerine kurdum ve bütün arkadaşlarımla bunun için olağanüstü bir çaba gösterdik. Karşılığı ne oldu? Bütün bu çabalarımın karşılığı hedef gösterilmek, hain ilan edilmek, milyonlarca insanın önüne hedef olarak konulmak oldu. Bu süreçte onbinlerce taciz mesajına ve tehditlere maruz kaldım. Hakkımda yüzlerce dava açıldı. Yaşamımın 25 yılını verdiğim kulübüm ve spor camiası önünde itibarsızlaştırma kampanyasına maruz bırakıldım. Bu yaşananları hak edecek ne yaptım?" ifadelerini kullandı.

"Fırsat bir kere değil tam 3 defa Fenerbahçe yöneticilerinin eline geçti"

Şike sürecinde Fenerbahçeli yöneticilerin eline 3 defa fırsat geçtiğini ancak yöneticilerin bunu kişilerin bekası için ellerinin tersiyle ittiğini iddia eden Aydınlar, şöyle devam etti:

"Fırsat bir kere değil tam 3 defa Fenerbahçe yöneticilerinin eline geçti ama kişilerin bekası için bunları ellerinin tersiyle ittiler. Her ne kadar UEFA yetkilileri 'Soruşturmada adı geçen kulüpler Avrupa kupalarına katılabilir' dese de, 'Elimizde biz temiziz kağıtları var' demeyi de ihmal etmediler. 15 Ağustos'ta iki Fenerbahçe yöneticisini TFF'ye davet ettim. 'Bu sene Şampiyonlar Ligi'ne gitmeyin. Kulübün menfatleri bu sene Şampiyonlar Ligi'ne gitmemekten geçiyor. (Bu yıl tedbiren katılmıyoruz) diyebilirsiniz' dedim. Aynı gün yaptığım basın toplantısında da 'kendisinden şüphesi olanlar Avrupa kupasına gitmesin' dedim." 

"Trabzonspor yerine Bursaspor'u önerebilirdik"

Aydınlar, UEFA'nın sürecin başladığı 3 Temmuz 2011'in ertesi gününde TFF'ye bir mesaj gönderdiğini ve Fenerbahçe'nin UEFA Şampiyonlar Ligi'ne gönderilmemesi gerektiğini vurguladığını aktardı.

Fenerbahçe yöneticilerinin önce gitmeme kararı aldığını sonra da bu kararı TFF versin diye topu kendilerine attığını kaydeden Aydınlar, Türkiye'yi riske edemeyeceğini belirterek, şöyle konuştu:

"Sürecin başladığı günün ertesinde UEFA yollamış olduğu mesajla bu konuya dair hassasiyetini bizimle paylaştı. Bu uyarı üzerine Fenerbahçe yöneticilerini çağırdım ve bunu kendileriyle paylaştım. Kendilerinden acilen konuyla ilgili karar vermelerini istedim. Bir yönetici ayağa kalkarak, 'Başkan şimdi gidiyoruz. Yönetim kurulu toplayıp, Şampiyonlar Ligi'ne katılmama kararını alıyoruz' diyerek federasyondan ayrıldılar. 23 Ağustos'ta gelen bu mesajda UEFA net bir şekilde, 'Fenerbahçe gelmesin' diyordu. 'Gelirse siz göndermeyin. Aksi takdirde Türkiye'yi cezalandıracağım' diyerek altını çiziyordu. Türkiye'yi riske edemezdim. Ertesi gün 'Kararı siz verin' dediler. Biz de kararı verdik ve Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligi'ne katılmadığı bilgisini UEFA'ya ilettik. Fenerbahçe'nin katılmama kararının ardından bir televizyon programına katıldım ve Trabzonspor'un kupaya alındığını öğrendim. Bunun üzerine UEFA yetkilisine tepki gösterdim. Zira Trabzonspor da soruşturma kapsamında ismi geçen kulüplerden bir tanesiydi. Bize sorulsaydı, Trabzonspor yerine Bursaspor'u önerebilirdik."

"Fenerbahçe'yi çok daha büyük bir cezadan kurtardım"

Aydınlar, Fenerbahçe'yi UEFA Şampiyonlar Ligi'ne göndermeyerek daha büyük bir cezadan kurtardığını söyledi.

Fenerbahçe'nin UEFA kupalarına gitmemesiyle, konunun 1 senelik cezayla kapanabileceğini savunan eski TFF başkanı, şunları ifade etti:

"UEFA yetkilileri, UEFA'nın amiral gemisi olan ve kendilerine göre dünyanın en önemli organizasyonu durumunda bulunan Şampiyonlar Ligi'nde Fenerbahçe'yi oynatmayacaklarını söylemişlerdi. Fenerbahçeli yöneticiler de bunu biliyordu. Ben göndersem bile UEFA o sene Fenerbahçe'yi Şampiyonlar Ligi'ne almayacaktı. Türk Milli Futbol Takımı ve diğer takımları 3 ile 5 yıl, Fenerbahçe'yi de 8 yıla kadar cezalandıracaktı. Ben Fenerbahçe'yi Şampiyonlar Ligi'ne göndermeyerek çok daha büyük bir cezadan kurtardım. Ayrıca milli takımı ve diğer kulüpleri de alacağım kararla riske atamazdım. Bu tarih sonrasında Fenerbahçe yöneticileri tribünlere oynamaya başladılar. Beni kötüleyerek durumu kurtarmaya ve hain Fenerbahçeli  pozisyonuna düşürmeye çalıştılar. O gün bugün de buna devam ediyorlar. Bugün ortaya çıkan tabloya bakınca o gün UEFA'nın söylediğinin aynının olduğunu görüyoruz."

Sarı-lacivertli yöneticilerin taraftarlarını yanıltmaya çalışıldığını savunan Aydınlar, "UEFA, Şampiyonlar Ligi'ne alınmayacağını net bir şekilde söyledi. Bir de 'bizi yollasalardı oynayacaktık' deniliyor. Sadece ve sadece toplum ve Fenerbahçe taraftarı yanıltılmaya çalışılıyor. Benzer bir konu bugünlerde yaşanıyor. Fenerbahçe yönetcileri 'CAS'ın kararı ne olursa olsun Avrupa'da oynayacağız' dediler. Ne oldu? Sonuçta Fenerbahçe taraftarı yanıtıldı. Sonucunda Fenerbahçe Avrupa'dan men edildi" diye konuştu.

"Platini ile Larnaka'da bizzat görüştüm"

UEFA'yla yaptıkları pazarlıkları Başkan Michael Platini'ye kabul ettirdiklerini bildiren Aydınlar, "O tarihte son derece hassas ve önemli bir karar verdik ve bu kararı UEFA'nın 'Kesinlikle yapamazsınız' demesine karşın aldık. İsviçre'ye gidip bizzat Platini'ye anlattım. Platini ile Larnaka'da bizzat görüşme yaptım ve kendisine kabul ettirdim. Liglerin oynatılacağını ve konuya dahil kararın ligin sonunda play-off'tan önce alınacağını, ligler oynanırken karar vermeyeceğimizi açıkladım. Bu da süreci rahatlattı ve kulüpler adına milyonlarca lira zarara verecek bir tehlikenin önü kesildi" ifadelerini kullandı.

"Pazarlıkları Türk futbolu adına yaptık, Fenerbahçe için değil"

 Mehmet Ali Aydınlar, UEFA ile yapılan pazarlıkların Türk futbolu için gerçekleştirildiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:

"Pazarlıkları Türk futbolu adına yaptık, Fenerbahçe için değil. İsmi geçen bütün kulüpler adına yaptık ve pazarlıkta başarılı olduk. Bana göre Türk futbolu adına ele geçmiş en önemli fırsatı yakaladık. İsviçre'de yapılan pazarlıklar meyvesini verdi. UEFA teklifimizi kabul etti. Puan silme, para cezaları ve sadece 1 yıl Avrupa kupalarından men edilme kaydıyla dosyanın kapanması sağlanmıştı. Herkes de bu pazarlık üzerinde mutabık kalmıştı ama pazarlıklarımızın tamamı sözlüydü. Bunun üzerine yazılı teyit istedim. UEFA yazılı olarak anlaştıklarımızı teyit etti. Şimdi hepinize sormak istiyorum. O gün bu istenenler gerçekleşmiş olsaydı, Fenerbahçe yönetimi kişileri kurtarma adına tamamen kişisel duygu ve hırsalar adına değil de tarihi 100 yıla dayanan bu köklü kulüp adına kulübün menfaatleri doğrultusunda hareket etseydi bugün hangi noktada olurduk?"

58. maddenin değişmesi

UEFA'nın süreç devam ederken TFF talimatnamesinin 58. maddesinin değişmesine karşı çıktığını anlatan Aydınlar, sözlerine şöyle devam etti:

"Sürecin sağlıklı şekilde ilerleyebilmesi için tek engel 58. maddeydi. Pazarlıklar sırasında 58. maddenin çok ağır olduğunu ve değişmesi gerektiğini UEFA yetkililerine anlattım. Onlar da süreç devam ederken, 58. maddenin değiştirilemeyeceğini ancak genel kurul kararıyla bir seferlik askıya alınabileceğini, karar verildikten sonra değiştirilebileceğini belirttiler. Kulüpler Birliği de maddenin değişmesini istedi. Fenerbahçe başkanı, '58. maddenin değişmesini istemedik' diyor ama Kulüpler Birliği 14 imzayla '58. madde değişsin, küme düşme kaldırılsın' diye TFF'ye müracaat etti. Peki ilk imzayı atan ve '58. madde değişmezse Türk futbolu batar' diyen kim?"

 "Başkanlığa aday değilim. ama..."

Kongre sürecinde ciddi başkan adaylarının çıkacağına inandığını belirten Aydınlar, "Fenerbahçe kimsenin vesayetinde değildir. Kimse Fenerbahçe Spor Kulübü'nün sahibi değildir ve kesinlikle Fenerbahçe'nin üzerinde değildir. Herkes haddini bilmelidir. Fenerbahçe Spor Kulübü'nün ana sorunu seçim değildir. Sorun zihniyet sorunudur. Kulübün geldiği durumun, gündem değiştirme manevralarıyla örtbas edilme sorunudur. Sorun 106 yıllık kulübün getirildiği nokta ve yönetim anlayışı sorunudur" ifadelerini kullandı. 

25 yılını kulübe veren bir spor adamı olarak bazı notların altını çizmek istediğini vurgulayan Aydınlar, "Dünya üzerinde 25 milyonun üzerinde tüketicisi, taraftarı olan, yıllık cirosu 200 milyon dolarlarla ifade edilen, bu şekilde yönetilen bir tane kuruluş var mıdır?" şeklinde bir soru yönelterek, başkan adaylığıyla ilgili şu açıklamayı yaptı:

"Her zaman Fenerbahçe Kulübü başkanı olmak istediğimi söyledim ama bir noktanın altını çizdim. Kulübümün bana ihtiyacı olursa... Bugün buradan açıklıyorum, 2 Kasım tarihinde yapılacak kongrede başkanlığa aday değilim. Kongreye 10-15 gün kala, Fenerbahçeyi temsil edecek geleceğe taşıyacak bir çok aday çıkacağına inanıyorum. Ancak şayet Fenerbahçe'nin içine düştüğü bu zor durumun tek sorumlusu olan bu zihniyet, yönetim konusundaki ısrarını sürdürmeye kalkarsa, şayet emanetçi bir aday aracılığıyla bu büyük kulüp üzerindeki vesayeti sürdümeye çalışırsa, kararımı gözde geçireceğimi, buradan ifade etmek istiyorum."  

Konuşmasını gözyaşlarıyla tamamladı

Mehmet Ali Aydınlar, vefat eden oğlunun da konu edildiği bir soruyu yanıtlarken, gözyaşları içinde basın toplantısını sonlandırdı. 

Bir gazetecinin, "22 yıl önce Fenerbahçe'de yönetime başladığınızı söylediniz. Fakat mevcut başkan bir televizyon programında sizin yaşadığınız manevi acıya atıfta bulunarak, işte o kendisini toparlasın diye voleybolu ona teslim ettik gibi bir şey söylemişti. Bununla ilgili çok konuşmadınız?" şeklindeki sözleri üzerine Aydınlar, "Bu konuda çok konuşacak bir şey yok. Hepimiz insanız, değerleri var. O bilginin de yalnış olduğunu ifade etmek isterim. Voleybol şubesinin 2007'de sponsoru oldum, aldım. 2008'in şubat ayında Fenerbahçe-Chelsea maçı için oğlum Kıbrıs'tan gelmişti. Son kez oğlumu Fenerbahçe-Vakıfbank maçında gördüm ve oradan havaalanına uğurladım" derken gözyaşlarına boğuldu. 

Aydınlar ardından da devam edemeyeceğini ifade ederek basın toplantısını, "Ben hep doğrunun yanında oldum, hep ahlakın ve ahlaklının yanında oldum. Öyle olmaya da devam edeceğim. Tarih gerçekleri gerçekten yazacak. Kim Fenerbahçeli kim değil, kim hain kim gerçek Fenerbahçeli, bunu herkes görecek, bunu tarih yazacak" diyerek bitirdi. 

 

 

 


Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın