Koruyucu babalıktan bir ailenin doğuşuna uzanan duygusal yolculuk
Yaklaşık 8 ay önce koruyucu baba olmak için yola çıkan Anadolu Ateşi Dans Topluluğu Ankara Çocuk Akademisi Genel Koordinatörü ve Sanat Sorumlusu Ateş Ateş, 6 yaşındaki oğlu ile yeni bir hayata başladı.
Ankara
Ateş, sevdiği kadınla 4 Temmuz'da evlendikten sonra oğlunun 12 yaşındaki ablasını da evlat edineceği günü heyecanla bekliyor.
Beslenme ve diyet uzmanlığı da yapan 45 yaşındaki Ateş, bir yıl içinde bekarlıktan büyük bir aile olma yoluna uzanan yolculuğunu AA muhabirine anlattı.
Ateş, koruyucu baba olana kadar yaşamının işten ibaret olduğunu, bilgi ve birikimi paylaşmak için eğitmen olarak çalıştığını aktardı. Ateş, günün 18 saatini çalışarak geçirdiğini belirterek, "Hayat benim için çalışmak, insanlarla bilgiyi paylaşmak ama bunun ötesinde bir değil, binlerce çocuğu eğitmekten ibaretti, ta ki yolum oğlumla kesişene kadar." dedi.
Bugüne kadar bir çocuktan ziyade, mümkün olduğu kadar çok çocukla birlikte olmayı tercih ettiğini vurgulayan Ateş, "Ben her zaman, 'Neden binlerce çocuğa yetişmek varken, tek bir çocuğa bakmak tercih ediliyor?' diye düşünüyordum. Bu yüzden de baba olgusundan uzak kaldım, tek kişinin değil, binlerce kişinin babası olmalıydım. Böyle düşünüyordum." diye konuştu.
Koruyucu babalık fikrinin 5 yıl önce dans topluluğundaki bir çocuğun durumuna ilişkin veli görüşmesi sonrası ortaya çıktığını dile getiren Ateş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Velimiz, çocuğunun koruyucu annesi olduğunu söyledi. Koruyucu annelik kavramını ilk defa duydum. O günden sonra çocuğumuzu uzaktan izledim ve onun mutluluğunu gördüm. O çocuğa yepyeni bir hayat vermenin ne kadar kıymetli olduğunu anladım. Artık bir annesi vardı, dansın içinde yeni bir hayatı kucaklıyordu ve öylesine mutluydu ki. Hayata 1-0 yenik başlamış çocuğa bir kişinin yeni bir hayat olduğunu gördüm. Bu benim için dönüm noktası oldu ve 'Neden ben de bunu yapmıyorum?' dedim."
Karar sürecinin 4 yılı bulduğunu, tüm zorluklara karşı kendini adım adım hazırlamaya çalıştığını söyleyen Ateş, dört yıl boyunca "Ben bu sorumluluğa hazır mıyım?" diye düşündüğünü ifade etti.
"Yıllardır görmediğim çocuğumla tanışacaktım"
Koruyucu babanın, artık kendisinin değil, bir başkasının yaşamından sorumlu olacağı bilinciyle karar vermeye çalıştığının altını çizen Ateş, duygularını şöyle aktardı:
"Kendime 'Bu çocuğu babalık egomu tatmin etmek için mi istiyorsun yoksa bir çocuğa gerçekten hayat mı olmak istiyorsun?' diye sordum. Bugüne kadar bekar ve rahat bir kişiydim. Yaşamınıza bir çocuk girecek, karakterini bilmiyorsunuz, neler yaşadığını öngöremiyorsunuz. Amaç, bir çocuğa hayat olabilmek. Bu nedenle ben hep en kötüye hazırladım kendimi. 'Eğer bir çocuğa hayat olmak istiyorsam, mutlaka kendi hayatımdan ödün vermek ve fedakarlıkta bulunmak zorundayım' dedim. Buna 4 yılın sonunda 'Evet, hazırım' dedim ve işlemlere başladım."
Ateş, başvuruda bekar erkek olduğu için olumsuz cevap alacağından endişe duyduğunu ancak tam tersine görüşmenin olumlu geçtiğini belirterek, "Güler yüzlü ve beni heyecanla bekleyen kişilerle karşılaştım. Gerçekten çocuk isteyip istemediğimi anlamaya çalıştılar. Profesyonel bir bakış ve süreçle beni izlediler." ifadelerini kullandı.
Çocuk için cinsiyet ya da yaş tercihinde bulunmadığına işaret eden Ateş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ben bir mont almıyordum. Kız, erkek fark etmezdi, yaşı kaç olursa olsun umurumda değildi ve tek bir çocukla tanışmak istediğimi söyledim. Benimle ilgili araştırmalar yapıldı ve komisyona gireceğim söylendi. Çok heyecanlıydım ve 'evet' onayı geldi, artık baba adayıydım. Sanki, çocuğumu yıllardır görmemiştim ve şu an onunla hasret giderecektim. Çocuğumun kim olacağı belirlendi, üç çocuk görme hakkım vardı ama ben belirlenen ilk çocukla tanışmak, görüşmek istediğimi söyledim. Yıllardır görmediğim çocuğumla tanışacaktım. Tanışmaya bir gittim, aynı benim, yani Ateş'in küçüklüğü olan bir erkek çocuğu... O kadar ben gibi hissettim ki... Kuruma gittim ve oğlumla vakit geçirmeye başladım, her şey çok güzeldi."
"21 Aralık benim en aydınlık günüm oldu"
Kurumda oğlunun bir de 12 yaşında ablası olduğunu öğrendiğini anlatan Ateş, onunla da tanıştığını söyledi. Ablasına, kardeşinin koruyucu ailesi olacağını anlattığını aktaran Ateş, "Ablamız hüzünlendi ve kardeşinden ayrılacağı için oğlum da etkilendi. Oğlum, bana 'Seninle gelmeyeceğim' dedi. Yönetim, bu durumda oğlumu vermezse diye çok korktum. Çünkü, oğlumu istiyordum. Müdüriyete gittim ve 'Oğlum bana 'evet' diyene kadar gerekirse 6 ay, gerekirse bir yıl gelip gideceğim. Elimi onun üzerinden çekmek istemiyorum.' dedim. Onlar da endişe etmememi ve zaman vermemi istedi." diye konuştu.
Bir süre sonra kurumdan "Oğlunuzu alabilirsiniz" diye gelen telefonla hayatının değiştiğini ifade eden Ateş, "21 Aralık buluşma günümüz olarak belirlendi oğlumla. Oğluma kavuştuğum en uzun gece olan 21 Aralık, benim en aydınlık günüm oldu." dedi.
"Ne için yaşamam gerektiğini anladım"
Oğlu ile ilk kavuşma anını anlatırken gözyaşlarına boğulan baba Ateş, "O kadar hevesliydi ki. Elinde, içinde iki atlet ve diş fırçası olan bir poşet ve sırtında çantası vardı. Bana 'baba' diyordu. Beni görür görmez 'babacığım' diye sarıldı. Nasıl bir duygu ile sarıldı bilmiyorum ama benim oğlumdu. Taksiye bindik ve evimize gelip yerleştik." şeklinde konuştu.
Artık hayatının yeni bir anlam kazandığına dikkati çeken Ateş, duygularını şöyle dile getirdi:
"İşimde iyiydim, iyi eğitmenimdir ama gerçekten şimdi ben ne için yaşamam gerektiğini anladım. Anadolu Ateşi'nde birçok çocuğa ışık olmaya çalışıyorum fakat bir hizmet alıyorsunuz. Ama şimdi hiçbir çıkar olmadan hayatınızı veriyor, emeğinizi, saatlerinizi o çocuğa merkez yapıyorsanız ve bundan keyif alıyorsanız 'baba' demek bu demektir. Benim hayattaki amacım, yaşama sebebim, bugüne kadar yaptığım her şey oğlum içinmiş. Bazen 'Neden 10 yıl önce yapmadın?' diyorum kendime ama anlıyorum ki doğru zaman bu zamanmış.
Kolay mı? Hiç kolay değil ama müthiş keyif alıyorum. Oğlumun bana 'baba' demesi yetiyor. Oğluma 'Zenin iki baban var' derken gururla söylüyorum. Hatta bana 'baba' demese de olur veya 18 yaşına geldiğinde benimle yaşamak da istemeyebilir, hiç önemli değil. Ben, her zaman onun yanında olacağım."
"Oğlumla geçireceğim vakti harcayamam artık"
Geleceğe dair tek istediğinin oğlunun kendi ayakları üzerinde durabildiğini görebilmek olduğunu kaydeden Ateş, "Kendi ayaklarında durabilen, vicdanlı, ülkesine, milletine sahip çıkabilen bir bireye ben ışık olabilirsem gerisinin hiçbir anlamı yok benim için." değerlendirmesinde bulundu.
Oğlu için geçmişten gelen birçok alışkanlığından gönüllü vazgeçmek istediğini belirten Ateş, sigarayı artık oğlunun yanında daha fazla zaman geçirebilmek, sigaraya bağlı hastalanma ihtimalini ortadan kaldırmak için bırakmak istediğini anlattı. Ateş, "Çünkü, oğlumla geçireceğim vakti harcayamam artık. Bekarken böyle değildi. Çünkü şimdi bir başkasının hayatından sorumluyum." ifadelerini kullandı
"Evlendikten sonra, oğlumun ablasının da koruyucu ailesi olacağız"
Oğluyla birlikte yaşamlarının gelecek günlerde daha da renkleneceğini ve 4 Temmuz'dan itibaren kocaman bir aile olacaklarını vurgulayan Ateş, çocuğunun ablasının da evlendikten sonra ailelerine katılacağını, onun da koruyucu ailesi olacaklarını anlattı.
Ateş, "Çok mutluyuz ve heyecanlıyız çünkü bir de kızımız olacak. Oğlumun ablası var, bekar olduğumda da almak istemiştim ama bekar erkek olduğum için uygun görülmemişti. Evlendikten sonra, oğlumun ablasının da koruyucu ailesi olacağız, o da 12 yaşında. Onunla da sürekli görüşüyoruz." diye konuştu.
Koruyucu aile olmak isteyenlere ve topluma mesaj vermek isteyen Ateş, şunları kaydetti:
"Koruyucu aile olmak sorumluluk istiyor, bunu göğüsleyebilecek kişiler bu yola girsin. Bunlar zaten travmaları olan çocuklarımız. O yüzden çocuklar için ikinci travma olunmasın. Toplumun da mobbinginden uzak yaşamak istiyoruz. Bizler, toplum mobbingi ile de baş etmeye çalışıyoruz. Topluma sesleniyorum, bize sahip çıkın."