İstanbul
Geçen ekim ayında kalp rahatsızlığı nedeniyle anjiyo olan ve stent tedavisi uygulanan Abacı, ABD'de tedavi görüyordu.
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.
🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı
Güçlü sesi, klasik üslubu ve yorumlamasıyla birlikte yarım asrı aşkın süredir Türk müzik tarihine damga vuran usta isim, aynı zamanda Devlet Sanatçısıydı.
Erken yaşta babasını kaybetti
Tam adı Hicran Muazzez Abacı olan sanatçı, 12 Kasım 1947'de Ankara'da dünyaya geldi. Babası ünlü boksör Oktay Altıok'un erken ölümüyle birlikte çocukluğu şekillenen Abacı, yatılı olarak başlayan okul hayatını Ankara Koleji'nde devam ettirdi.
Sanatçı, bir röportajında hayatı boyunca eksikliğini hissettiği babasını şöyle anlatmıştı:
"Babam Oktay Abacı, zatürreden öldü. Türkiye'nin önde gelen sporcularındandı. Çok iyi bir boksördü o. Tabii hastalandığı zamanlarda antibiyotikler yoktu ve onu kaybettik. Babamdan geriye bir şey kalmadı. Kalan bölük pörçük anılar. Arkadaşlarını bulmaya çalıştım yıllar yılı, onlara anlattırdım babamı. Bir noktada ona olan özlemimi, hasretimi böyle giderdim."
Küçük yaşlardan itibaren müzikle iç içe büyüdü
Küçük yaşlardan itibaren müzikle iç içe büyüyen Abacı, eski Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın da olduğu bir toplulukta şarkı söyledi. Abacı, o günleri birçok kez hem televizyon kanallarında hem de röportajlarında anlatmıştı.
Abacı, annesinin ikinci eşi olan babasının Makine ve Kimya Endüstrisi'nde müdür olduğunu ve Makine ve Kimya Endüstrisi'nin Ankara'da düzenlediği bir protokol gecesine ailece katıldıklarını belirterek, şunları kaydetmişti:
"Dönemin Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Başbakanı Adnan Menderes katılmıştı o geceye. Bana 'Sahneye çıkıp sen şarkı söyler misin?' dediler. O zaman 7, 8 yaşındayım. İlkokul 2. sınıfa gidiyordum. 'Cumhurbaşkanı Celal Bey, Üsküdar'a Giderken parçasını istiyor.' dediler. Ben de 'Amma kolay şarkı istemiş' dedim. O zamanlar Musiki Sevenler Cemiyetine de gidiyordum. Dizlerim titreyerek çıkarıldığım sahnede 'Üsküdar'a Giderken Aldı da Bir Yağmur' şarkısını söyledim. Öylesine beğenildi ki sesim, pek çok kişi ayağa kalkıp alkışladı beni. Derken, Celal Bey yanına çağırdı beni ve anneme 'Bu kızın müziğe büyük istidadı var. Sakın müziğin peşini bırakmasın.' dedi. Doğrusunu isterseniz, benim müzik yaşantım işte o Ankara gecesinde başladı. Celal Bey, bana 'Sen ne akıllı, ne cici bir kızsın, koleje mi konservatuvara gitmek ister misin?' diye sordu. Benim de o an ağzımdan kolej çıkmıştı. Okulda da başarılıydım. Müsamerelerde falan hep yer aldım."
TRT Ankara Radyosu'yla profesyonel müzik hayatına adım attı
Sanatçı, 1966'da TRT Ankara Radyosu'nda yapılan sınavı kazanarak profesyonel müzik hayatına ilk adımı attı.
Stajyerliğini Ankara Radyosu'nda yapan Abacı, burada dönemin başarılı isimlerinden klasik Türk sanat müziği üslubu, makam bilgisini ve repertuvar disiplinini öğrendi. Radyoda edindiği tecrübe, onun ilerleyen yıllarda sahneye ve plak dünyasına taşıyacağı klasik çizginin temelini oluşturdu.
Sanatçı, bugünlere dair de bir röportajında "Ankara Devlet Korosu'nda 11 yıl boyunca solistlik yaptım ve Türkiye'nin en ücra köşelerine gittim. Oradan da emekli oldum. Ülkemi çok seviyorum. Bu ülkeden para kazandım, bu topraklarda büyüdüm." ifadelerini kullanmıştı.
Henüz 18 yaşındayken polis memuru Abdurrahman Abacı ile evlenen sanatçının tek kızı Saba Abacı da 1969'da bu evlilikten dünyaya geldi. Sanatçı, 1970'de Abdurrahman Abacı ile ayrıldı, fakat eski eşinin soyadını taşımaya devam etti.
30'a yakın albüm yayımladı
Abacı'nın kariyeri kısa sürede radyodan sahneye taşındı. Üç yıl sonra ilk konserini veren sanatçı, 1973 senesinde Kervan Plak yapımcılığında ilk eseri olan "Bir Sen Kaldın İçimde" plağını çıkardı.
Sanatçı, 1978'de "Dönüş", 1981'de "Yasemen", 1983'te "Şakayık" ve 1990'da Cemal Safi'nin sözlerini kaleme aldığı "Vurgun" eseri ile başarı yakaladı ve 30'a yakın albüm yayımladı.
Klasik eserlerin yanında çağdaş sanatçıların eserlerini de yorumlayan Muazzez Abacı, "Sensiz Saadet Neymiş", "Kimseye Etmem Şikayet", "Bir Bahar Akşamı" ve "Seni Ben Ellerin Olsun Diye mi Sevdim" gibi eserlerdeki yorumları ile de dinleyicilerin beğenisini kazandı.
Bülent Ersoy ve Emel Sayın gibi dönemin önemli isimlerinin yer aldığı Maksim Gazinosu'nda yıllarca sahneye çıkan Abacı'ya 1998'de 'Devlet Sanatçısı' unvanı verildi.
Sanat yaşamı boyunca sayısız ödül kazanan Abacı, "Altın Plak" ve "Yaşam Boyu Onur Ödülü" gibi birçok özel ödülle onurlandırıldı.
Abacı, 2007'de "Hayalin İçin Söyle" adlı televizyon programında jüri olarak yer aldı. 2011'de Gönül Yazar ile beraber ilk kez bir reklam projesinde oynadı. Sanatçı, 1998'de "Sibel" adlı dizide de kendisini canlandırdı.
Ayrıca sanatçının çıkardığı albümler arasında "Muazzez Abacı Söylüyor", "Geceler", "Söyleme Bilmesinler", "Felek", "Sensiz Olmadı", "Efendim", "Kar Yangınları", "Güller Arasında", "Tutkunum", "Cesaretim Var", "Hükümlüyüm", "Bir Efsanedir", "Ajda Pekkan & Muazzez Abacı" ve "Sezen'imin Şarkıları" yer alıyor.

