Dolar
39.81
Euro
46.93
Altın
3,299.21
ETH/USDT
2,492.80
BTC/USDT
107,255.00
BIST 100
9,948.51
Dünya, İsrail-Filistin çatışması

Filistinli İbrahim, çektiği videolarla Gazze'de yardım adı altında yaşanan "sefaleti" dünyaya duyuruyor

Gazze'nin orta kesimindeki Nusayrat Mülteci Kampı sakinlerinden İbrahim Abdurrauf el-Katravi, Gazze'deki ABD-İsrail güdümlü "Gazze İnsani Yardım Vakfı"nın yardım dağıtım merkezlerinde yaşanan saldırıları ve insanların sefaletini kayıt altına alıyor.

Gülşen Topçu, Salama Nabeel Eaid Younes  | 30.06.2025 - Güncelleme : 30.06.2025
Filistinli İbrahim, çektiği videolarla Gazze'de yardım adı altında yaşanan "sefaleti" dünyaya duyuruyor

Gazze

Katravi de tüm Gazzeliler gibi ailesinin karnını doyurmak ve "eve" bir lokma ekmek götürebilmek için her gün yardım dağıtım noktalarının yolunu tutuyor. Ancak, bunu yaparken bir fark yaratmak ve Gazzelilerin sesini dünyaya duyurmak istiyor.

Amacı, dünyaya, Gazze'de yaşananları tüm çıplaklığıyla göstermek ve işlenen suçları aleni kılmak olan Katravi, Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Netzarim Koridoru'nda telefonuyla belge niteliğinde bir çok çekim yapıyor.

📲 Artık haberler size gelsin
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.

🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı

Videoların birinde Katravi, "Bizi bu hale ne getirdi. Gazze'den gelen çok basit bir soru. Biz sizin için ne anlam ifade ediyoruz. Bizi ne olarak görüyorsunuz. Bu durum daha ne kadar sürecek bilmiyorum." ifadesini kullanıyor.

Gazzelilere neler yapıldığını göstermek istedi

Katravi, yardım dağıtım noktalarında yaptığı çekimleri ve kendisini buna iten nedeni, AA muhabirine anlattı.

Başlangıçta sadece "anı" kayıt altına almak için dağıtım noktasına gittiğini aktaran Katravi, "İlk gün sadece kayıt yaptım. Ateş açmaya, bomba atmaya başladılar. Çok büyük korku yaşadık ve durum gerçekten trajikti. İlk çekim yaptığım gün, bombalar ayağımın yanına düştü. İnsanlar daha yiyecek almamıştı ama onları alandan uzaklaştırmaya çalışıyorlardı. Ben de insanlara neler yaptıklarını göstermek istedim." dedi.

Filistinli Katravi, "Ailem de yemek beklediği için sadece kayıt yapmanın yeterli olmayacağını düşündüm. O andan sonra hem 'anı' kaydetmeye hem de yiyecek getirmeye karar verdim." diyerek kayıt gayesiyle başladığı bu işe daha sonra ailesine yiyecek götürmekle devam etmek zorunda kaldığını dile getirdi.

Yaşanılan kahır ve sefaletin tarifi imkansız

İnsanların, yardıma ulaşıncaya kadar çektiği meşakkatli yolculuğu ve sonrasında da ölüm tuzaklarıyla karşılaşmasından duyduğu üzüntüyü dile getiren Katravi, şöyle devam etti:

"Yaşadığımız dert ve tasayı tahayyül etmek bile zor. Yiyeceğe ulaşmak için 4-5 saat önce yola çıkmak, sokaklarda uyumak, yardım merkezlerinin açılmasını beklemek zorundayız. Merkezler açılmadan önce ise yoğun bir ateş çemberinin altına giriyoruz. Etrafımız ölü ve yaralılarla dolu oluyor ve bunları gördüğümüz halde bir şey yapamıyoruz. Çünkü o esnada kendi canımızın derdine düşmüş oluyoruz."

Kendisinin Nusayrat'tan yardım merkezine gitmesinin nispeten daha kolay olduğunu ancak kuzeyden gelenlerin bir gün önceden yola çıkması gerektiğini kaydeden Katravi, "Alana varınca insanları izlediğini, bazılarını yollarda uyurken bulduğunu" anlattı.

Söz konusu çekimleri yaparken çok zorlandığı 2 "an" yaşadığını paylaşan Katravi, bunlardan ilkinin, bombaların ayaklarının yanına düşmesi diğerinin ise insanlar dağıtım merkezine ulaşmak için Salahaddin Caddesi'nde yürürken ateş açılması olduğunu ifade etti. Katravi, o esnada herkesin can korkusuyla yere yattığını ve üzerlerinde kurşunların vınladığını kaydetti.

Katravi, babasının kendisiyle geldiği bir gün topçu ateşiyle yaralandığını ve hastaneye kaldırıldığını, oraya vardığında gördüğü "yaralılarla dolu manzaranın" da korkunç olduğunu aktardı.

Amaç, "ev"dekilere yiyecek götürmek

Katravi, insanları "ölüm saçan" bu noktalara iten nedenleri ise şöyle açıkladı:

"Ailelerimize yiyecek bulmak için bu kadar sıkıntıya katlanıyoruz. Milyon defa düşünüyorsun ama sonra benim hayatım aileminkinden daha kıymetli değil diyorsun. Böyle olunca kendi hayatınızı unutuyor ve sadece ailenizi düşünüyorsunuz.

Ailem bu merkezlere gidip yiyecek getirmemi istemiyor ama onların aç durmasına gönlüm elvermiyor ve bunun için canımı vermeye bile hazırım. Ailem benim yaşadığımdan daha büyük bir sıkıntı yaşıyor. Çünkü benim için korkuyorlar ve sağ salim dönmemi bekliyorlar."

Kalamar oyuna benzeyen insani yardımlar

ABD-İsrail güdümündeki yardım mekanizmasının aslında "yardım" mantığından uzak olduğuna işaret eden Katravi, "Bu, yardım sistemi falan değil, aşağılanma, sefalet, ölüm ve tam bir tuzak. Bu, kalamar oyununa benziyor. Yani koşman ama avcıya da yakalanmaman lazım." ifadesini kullandı.

Çektiği videoların sosyal medyada ve basında fazlaca kullanıldığına değinen Katravi, "Bütün dünyanın bu videoyu gördüğüne eminim. Birleşmiş Milletler ve dünya ülkelerinin hepsi ama yine de bir şey olmadı. Tehlikeyi göze alarak kayıt altına aldığım bu anların kimseyi etkilemediğini görüyorum." diyerek yaşadığı hayal kırıklığını anlattı.

İbrahim Abdurrauf el-Katravi, son olarak "artık, gerçekten yorulduklarını, ölümün her türlüsünü, aşağılanmayı ve sefaleti tattıklarını, onurlarının yerle bir olduğunu" sözlerine ekledi.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın