Dolar
42.62
Euro
50.16
Altın
4,218.84
ETH/USDT
3,190.60
BTC/USDT
90,120.00
BIST 100
11,225.01
Analiz

Türkiye-Türkmenistan ilişkilerinde enerji ve diplomasi trafiği

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Aşkabat ziyareti, Türkmenistan’ın Türk Devletleri Teşkilatına (TDT) tam üyeliği ve ekonomik ilişkilerin derinleştirilmesi gibi kritik başlıklarda ilerleme sağlanmasına uygun bir platform oluşturmaktadır.

Doç. Dr. Muhammet Koçak  | 11.12.2025 - Güncelleme : 11.12.2025
Türkiye-Türkmenistan ilişkilerinde enerji ve diplomasi trafiği

İstanbul

Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Muhammet Koçak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türkmenistan ziyaretini ve iki ülke ilişkilerinin güncel dinamiklerini AA Analiz için kaleme aldı.

***

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 11–12 Aralık 2025 tarihlerinde Türkmenistan'ın Daimi Tarafsızlık Statüsü’nün 30. yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen Uluslararası Barış ve Güven Forumu'na katılmak üzere Aşkabat’ı ziyaret ediyor. Ziyaretin zamanlaması dikkat çekici. 2025’in Türkmenistan’ın girişimiyle Birleşmiş Milletler (BM) tarafından “Uluslararası Barış ve Güven Yılı” ilan edilmesi ve 12 Aralık Tarafsızlık Günü’nün ülkenin en önemli ulusal günlerinden biri olması, foruma yüksek sembolik ve siyasi bir değer kazandırırken Ankara’nın Türkmen tarafıyla üst düzey temaslarını güçlendirmesi açısından da elverişli bir diplomatik zemin sunuyor. Dolayısıyla ziyaret enerji işbirliği, Türkmenistan’ın Türk Devletleri Teşkilatına (TDT) tam üyeliği ve ekonomik ilişkilerin derinleştirilmesi gibi kritik başlıklarda ilerleme sağlanmasına uygun bir platform oluşturmaktadır.

📲 Artık haberler size gelsin
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.

🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı

Enerji güvenliği: Swap akışının ötesinde bir arayış

Türkiye ile Türkmenistan arasında 2025 yılı enerji alanında önemli gelişmelere sahne olmuştu. 1 Mart itibarıyla İran üzerinden swap yöntemiyle Türkmen gazının Türkiye’ye akmaya başlaması, iki ülke arasında enerji işbirliğinde yeni bir dönemi başlattı. Yıllık 1,3 milyar metreküplük hedefe yaklaşılması olumlu bir tablo sunsa da bu modelin kalıcı bir çözüm olmadığı Ankara’da sıkça vurgulanıyor. Swap mekanizması hem İran’ın iç siyasi ve ekonomik belirsizliklerine hem de bölgesel dinamiklere fazlasıyla bağımlı bir yapıya sahip ve Türkiye’nin enerji stratejisi hedefleri açısından mütevazı bir katkı sunuyor.

Bu nedenle Trans-Hazar Doğal Gaz Boru Hattı ikili ilişkilerin enerji tarafının gündemine yerleşmiş durumda. Hazar’ın altından geçecek bu hat, Türkiye’nin arz güvenliğini güçlendirmekle kalmayacak, Güney Gaz Koridoru’nun tamamlayıcı bir bileşeni olarak Ankara’nın Avrupa enerji piyasalarındaki stratejik rolünü de pekiştirecek. Türkmenistan’ın dünyanın dördüncü büyük doğal gaz rezervlerine sahip olması projeyi daha da anlamlı hale getiriyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyaretinde teknik ayrıntılardan ziyade projeye yönelik siyasi iradenin güçlendirilmesi beklentisi öne çıkıyor. Zira hattın hayata geçmesi, Türkiye ve Türkmenistan’ın yanı sıra bölgedeki diğer aktörlerin de ortak bir siyasi zeminde buluşmasını gerektiriyor. Bu iradenin ortaya konması, hattın ekonomik fizibilitesi, çevresel etkileri ve Hazar Denizi’nin hukuki statüsüyle ilgili sorunlar gibi temel engellerin aşılması açısından kritik bir adım oluşturabilir.

TDT tam üyeliği: Kurumsal diplomasi başlığı

Ziyaretin bir diğer önemli boyutu, Türkmenistan’ın TDT'ye olası tam üyeliği. Ankara uzun süredir TDT’yi kültürel bir birliktelik alanından çıkarıp daha işlevsel, bölgesel siyaset ve ekonomi alanlarında sonuç üretme kapasitesi yüksek bir kurumsal yapıya dönüştürmeye çalışıyor. Karabağ Savaşı sonrasında Türk devletleri arasındaki koordinasyonun artması, Orta Koridor’un güçlendirilmesi ve stratejik alanlarda uyumun artırılması gibi hedefler TDT’yi Türkiye dış politikasında merkezi konuma taşımıştı.

Bu çerçevede teşkilatın geleceği açısından stratejik bir konuma sahip Türkmenistan’ın tam üyeliği Ankara için özel önem taşıyor. Tarafsızlık politikası nedeniyle uzun süre gözlemci statüsünde kalan Aşkabat yönetimi, son yıllarda tam üyelik konusunda açık sinyaller vermeye başlamıştı. Türkmenistan Millî Lideri ve Halk Maslahatı Başkanı Gurbangulu Berdimuhammedov’un 2023’te Ankara’daki Zirve'de yaptığı açıklamalar ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın aynı yıl kullandığı “Türkmenistan’ı aile meclisimizde tam üye olarak görmek istiyoruz” ifadesi bu sürecin siyasal çerçevesini oluşturmuştu.

Türkiye’nin 2026’da ev sahipliği yapacağı TDT Zirvesi yaklaşırken Erdoğan’ın Aşkabat ziyareti, bu dosyada ilerleme sağlanması açısından kritik bir dönemeç olarak görülüyor. Ankara, Zirve'yi Türkmenistan’ın tam üyeliğiyle taçlandırmayı ve Türk Dünyası’ndaki kurumsal entegrasyonu daha üst bir seviyeye taşımayı hedefliyor.

Ekonomik ve ticari ilişkiler

Türkiye-Türkmenistan ekonomik ilişkileri özellikle inşaat ve altyapı sektörlerinde uzun süredir güçlü bir zemine sahip. Türk müteahhitlerinin ülkede üstlendiği projelerin toplam hacminin 54 milyar doları aşması, Türkiye’nin bölgedeki en yoğun ekonomik etkinliklerinden birinin Türkmenistan’da olduğunu gösteriyor. Havalimanları, stadyumlar, sağlık tesisleri ve altyapı projeleri bu işbirliğinin somut örnekleri.

Bununla birlikte ticari ilişkiler henüz iki ülkenin gerçek potansiyelini yansıtmıyor. Karşılıklı ticarette son dönemde yüzde 26’lık bir artış yaşansa da bu rakam yeterli görülmüyor. Taraflar kısa vadede 5 milyar dolarlık ticaret hacmine ulaşmayı hedefliyor. Tekstil, tarım ürünleri, makine ve ekipman gibi alanlarda çeşitlenme beklenirken Türkiye’nin savunma sanayi, lojistik ve teknoloji alanındaki kapasitesi de Türkmenistan’ın modernleşme hedefleriyle uyumlu bir işbirliği zeminine işaret ediyor. Ziyaretin bu alanlarda yeni anlaşmaların önünü açması olası görünüyor.

Türkiye, Türkmenistan ve Türk Dünyası

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Aşkabat teması, Türkiye’nin Orta Asya politikasının çok boyutlu niteliğini yeniden ortaya koyuyor. Enerji güvenliğinin güçlendirilmesi, Trans-Hazar projesine siyasi ivme kazandırılması, TDT’nin kurumsal kapasitesinin artırılması ve ekonomik ilişkilerin daha dengeli bir yapıya kavuşturulması Ankara’nın bölgeye yönelik uzun vadeli stratejisinin temel sütunlarını oluşturuyor.

Ziyaretin 2026 TDT Zirvesi öncesine denk gelmesi, Türkiye’nin Türk Dünyası entegrasyonunda daha görünür ve yönlendirici bir rol üstlenme arzusunun da göstergesi. Enerji, kurumsal diplomasi ve ekonomi başlıklarında atılacak adımlar, Ankara’nın Orta Asya’daki etkisini derinleştirmeye yönelik stratejik çerçevenin tamamlayıcı unsurları olarak öne çıkıyor. Bu nedenle Aşkabat ziyareti, Türkiye’nin bölgede daha etkin, daha kurumsal ve daha sürdürülebilir bir varlık inşa etme hedefinin önemli bir durağı olarak değerlendirilebilir.

[Doç. Dr. Muhammet Koçak, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Öğretim Üyesidir.]

* Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editoryal politikasını yansıtmayabilir.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın