Yaşam

Koruma altındaki kızlar, hayallerini ilmek ilmek dikip giydi

İstanbul'da devlet korumasındaki 10 kız çocuğu, iç dünyalarına da dokunarak tasarlayıp diktikleri kıyafetleri giyerek, tiyatro gösterisiyle birlikte defile yaptı.

Şaduman Türkay  | 16.07.2025 - Güncelleme : 16.07.2025
Koruma altındaki kızlar, hayallerini ilmek ilmek dikip giydi Fotoğraf: Esra Bilgin/AA

İstanbul

İstanbul Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü ve Kalpten Kalbe Derneği, koruma altındaki kız çocuklarının dikiş öğrenmesi amacıyla "Hayallerimizi Dikiyoruz" projesini başlattı.

Proje kapsamında, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına bağlı Atatürk Çocuk Evlerinde koruma altında bulunan 10 kız çocuğu, "Bir zamanlar sadece hayal kurabiliyorduk, şimdi o hayalleri dikeceğiz." diyerek, kendilerini yeniden şekillendirecekleri bir yola çıktı.

Hayatlarında ilk kez dikiş dikmeyi ve tasarım yapmayı deneyimleyen kız çocukları, çıktıkları yolda ilmek ilmek hayallerini hayata geçirdi.

📲 Artık haberler size gelsin
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.

🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı

Dikiş makinesinin başına oturan kızlar, 6 ay süren atölye çalışmalarının ardından hayallerindeki elbiseleri dikti.

İç dünyalarına da dokunarak tasarladıkları elbiseleri giyerek sahneledikleri tiyatro gösterisinde, bu süreçte yaşadıklarını, çabalarını, hayata karşı duruşlarını anlatan kız çocukları, düzenlenen defileyle de kıyafetlerini sergiledi.

Kızların hayallerini, umutlarını, kendilerini keşfedişlerini anlattıkları tiyatro gösterisi ve defile, izleyenlere de duygu dolu anlar yaşattı.

"Bu proje çok önemli"

İstanbul Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Ömer Turan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, devlet korumasına alınan çocukların hayata hazırlanması, bir başarı öyküsüyle yetişmesinin en büyük idealleri olduğunu söyledi.

Turan, bu kapsamda birçok faaliyetleri bulunduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:

"Kızlarımızın geleceğe daha güvenle bakmasını sağlayacak, öz güvenini artıracak, onların becerilerine uygun şekilde hayatlarına yön verebilecek çalışmaların içinde olmak çok kıymetli. Gençlerimizin hayata hazırlanması ve bu dönemde doğru adımları doğru kişilerle atma gayesiyle yola çıktık. Bu proje çok önemli. Hem ruh dünyalarını görmek hem duygularını dışa yansıtabilecekleri bir ortamı sergilemek ve bunu fiziken de yaşamaları onlarda unutulmaz bir gün ve tecrübeye neden oldu, çok ciddi bir öz güven de kazanmış oldular."

Çocukların koruma altına alındığı andan itibaren hayatlarının her döneminde yanlarında olduklarını vurgulayan Turan, onlara her türlü desteği verdiklerini kaydetti.

Turan, koruma altında olan ve çok iyi yerlere gelen birçok kişinin bulunduğuna işaret ederek, "Çocukluk döneminde atılan temellerin doğru atılması halinde sporcularımız, sanatçılarımız, tiyatrocularımız, çok farklı alanlarda üniversite okuyan, hayatı başaran kızlarımız, erkeklerimizin kazanımlarını yaşamaya başladık. Emeklerin zayi olmadığı, onların yaptığı çalışmalarla da ortaya konulmuş oluyor. Bu da vatanımız, milletimiz, kendisi için ve toplum için de çok büyük kazanç." dedi.

"Küçücük bir suda boğulmaktan daha iyi değil mi?"

Koruma altındaki kızlardan J, hayalini hayata geçirdiği için çok mutlu olduğunu, başardığı için de kendisiyle gurur duyduğunu söyledi.

J, "Tasarım yaparken beni en çok heyecanlandıran şey, kendime tasarlayabileceğim şeyleri öğrenmek oldu, bu bana kazanç oldu. Tasarımlar yapıp giyebilirim, satabilirim, başkalarına hediye edebilirim." ifadelerini kullandı.

Sahnede tiyatro yapacaklarını düşünmediğini, duyunca çok heyecanlandığını anlatan J, şöyle konuştu:

"Bunu yapmak çok güzeldi. Gösterimizle, tasarımlarımızla insanlara şunu söyledik, 'Biz vazgeçmedik, denedik ve hepimiz başardık. Siz de vazgeçmeyin, deneyin hepiniz beraber başarın.' Bir kişi hayalinden vazgeçerse, o hayalini suya atar gider. Küçücük bir suda boğulmaktansa kocaman bir denizde boğulmak daha iyi değil mi? Küçük bir suda boğulunca, 'Küçücük yerde boğulmuş ne olacak ki.' derler ama daha büyük bir işin başında düşmeden, dimdik durup hayalini o suya atabilmek daha güzel bir şey."

"Tasarımım kelime olsaydı 'Doğanın Neşesi' olurdu." diyen J, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Doğa dediğim şey tüm varlık, neşe dediğim de ben. Doğadan neşe almak, aldığını geri vermek, aldığını kullanıp farklı bir yönüyle vermek güzel bir şey. Hayallerinizin peşinden koşun, asla vazgeçmeyin, koşmayı bırakırsanız yine sonunda pişman olacak kişi siz olursunuz. Yaşlı olsun, genç olsun, çocuk olsun, ne olursa olsun kimse hayallerinden vazgeçmesin. Hayal kurmak çok güzel bir şey değil mi? O hayallerin içine girip geri çıkmak güzel bir şey."

"Sanki içimdeki beni yeniden dikiyordum"

Koruma altındaki kızlardan 16 yaşındaki C, en büyük hayalinin oyunculuk olduğunu anlattı.

Çalışmanın 6 ay sürdüğünü ve çok heyecanlı olduklarını ifade eden C, şunları söyledi:

"Bazen çok sıkıldık, zorlu bir süreç oldu. Hayallerimiz vardı, bunu ilmek ilmek diktik, hayallerimizi üzerimize giydik, bunu başardık. Zorlandık, yaptık, yapamadık derken sonunda başardık. Sonucu çok güzeldi. Elbisemi giydiğime çok mutlu oldum, hayalimi diktim ben. İlk dikişim çok yamuktu ama pes etmedim, her ilmekte daha iyi hissettim kendimi. Sanki içimdeki beni yeniden dikiyordum. Bu sadece bir defile değil, bu, gölgelerden çıkan ışığımızın, suskunken kurduğumuz hayallerin, görünmeyen emeğin, sabrın, dostluğun ve yeniden doğuşun sahnesi."

"Elbisemin adı Karanlıktan Doğan Işık"

12 yaşındaki H. ise kursa başlarken biraz heyecanlı olduklarını belirterek, "Bitirdikten sonra çok güzel oldu. Bir işe başlarken 'Olmayacak.' demek yerine 'Olacak.' diye başlamak gerek. Burada tiyatro gösterisi yaptık, biraz heyecanlandık. Elbisemi dikerken aslında güzel bir şey olacağını biliyordum. Kendi rengini bulmakta zorlandım ama duygularımızla istediğimiz renk ortaya çıkıyormuş. Bu işe 'Yapamam.' diye başladım ama hayal gücümü ortaya koydum ve iş gelişti, geliştikçe de ortaya güzel bir şey çıktı." dedi.

Tiyatro gösterisi için sahneye çıktığında çok heyecanlandığını dile getiren H, şunları kaydetti:

"Çabaladığım ve yaptığım, tanımadığım insanlara gösterebildiğim için mutlu oldum. Elbisemin adı 'Karanlıktan Doğan Işık.' Çünkü karanlıkta parlayan biri olması lazım, o kişinin de kendim olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden elbiseme bu ismi verdim. 10 kız yola çıktığımızda birbirimizle çok samimi değildik ama birlikte hayaller edindik, güzel şeyler kurduk. Tiyatrodaki iğne batma olayı, anlattığımız her şey bu süreçte yaşadıklarımızdı."

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.