Yaşam

Kimsesiz çocuklara "evlatlarım" deyip 40 yıldır annelik yapıyor

İstanbul’da yaşayan Nimet Gürel, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına bağlı Bahçelievler Şeyh Zayed Çocuk Evleri Sitesi’nde kalan çocuklarla kurduğu bağ sayesinde, 40 yıldır hayatını adadığı anlamlı bir yolculuğa çıktı.

Şaduman Türkay  | 10.05.2025 - Güncelleme : 10.05.2025
Kimsesiz çocuklara "evlatlarım" deyip 40 yıldır annelik yapıyor Fotoğraf: Arife Karakum/AA

İstanbul

İstanbul’da yaşarken eşinin kıskançlığı nedeniyle hayatını kısıtlı bir alanda sürdürmek zorunda kalan, 2 çocuk annesi 65 yaşındaki Nimet Gürel’in yaşamı 26 yaşındayken, evinin yakınlarında yaptığı bir yürüyüş sırasında dikkatini çeken, o dönemde adı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu olan, günümüzde ise Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına bağlı Bahçelievler Şeyh Zayed Çocuk Evleri Sitesi ile tamamen değişti.

📲 Artık haberler size gelsin
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.

🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı

Gürel'i yürüyüşü, onu hayatı boyunca sürecek bir gönül yolculuğuna çıkardı.

İlk başta sadece bahçesinde gezmek için gittiği kurumda çocuklarla bağ kuran kadın, yıllardır gönüllü anne oldu.

Bir rastlantıyla başlayan hikayesiyle tam 40 yıldır çocuklara gönülden bağlanan Gürel, kek, kurabiye, şekerlemelerle onların yüzünü güldürdü, oyunlar oynadı, dertlerini dinledi.

Neredeyse her gün kurumdaki çocukları ziyaret eden Gürel, onların ihtiyaçlarını gidererek, eğlenecekleri etkinlikler düzenleyip bol bol zaman geçiriyor.

"Buradaki çocuklarım olmadan yaşayamam" diyen Gürel, kurumda artık "Nimet Anne" veya "Nimet Babaanne" olarak tanınıyor.

Nimet Gürel, AA muhabirine yaptığı açıklamada, eşinin yaşarken çok kıskanç olduğunu, bu yüzden kendisini dışarıya bırakmadığını anlattı.

Kısıtlı alandaki yürüyüşleri sırasında şimdi Bahçelievler Şeyh Zayed Çocuk Evleri Sitesi'nin yerinde bulunan kurumu gördüğünü dile getiren Gürel, "Oraya gideyim, bahçede gezerim.' dedim, eşim buna izin verdi. Orada gezerken çocuklarla bağ kurdum. 'Anne, anne' diyerek yanıma gelmeye başladılar. Bir gün gofret, bir gün kek götürdüm, kurabiyeler yaptım. Böyle derken çocuklarla 40 yılım geçti. Anlatılır gibi değil. Orada çocuklarla yaşamak gerek. Çocuklarımı büyüttüm. Beni halen 'Nasılsın anne, bir şeye ihtiyacın var mı, bir arzun var mı?' diye arayıp soruyorlar. Bu, bana haz veriyor." dedi.

Çocuklarla zaman geçirmekten çok keyif aldığını ifade eden Gürel, bahçede oyun oynadıkları küçük çocuklara masallar okuduğunu, gezmeye ve etkinliklere gittiklerini söyledi.

"Saçların beyazladı, babaanne diyeceğiz.' dediler"

Gürel, 26 yaşındayken haftada 2 gün gitmeye başladığı kurumdaki çocuklarla kurduğu bağ nedeniyle her gün görüşmeye başladığını kaydederek, "İnsanlar evde oturacaklarına çocuk evlerine gelsinler, çocukların başını okşasınlar, onları sevip bahçede oyunlar oynasınlar. Bana 'Nimet Anne' diyorlardı. Eşim vefat ettikten sonra yaşlandığımı anladılar. 'Saçların beyazladı, babaanne diyeceğiz.' dediler. Öğretmenleri müdahale etti, 'Hayır, Nimet Anneniz daha genç.' dediler. Şimdi de babaanneleri olarak kaldım. Ömrüm yettiğince elimde bastonum bile olsa yine geleceğim. Bir yere gittiğim zaman beni koruyorlar, koluma giriyorlar, çantamı taşıyorlar, kapıda gördüklerinde 'Nimet Annemiz gelmiş, bize ne getirdin?' diyorlar. Büyüttüğüm çocuklarımla konuştuğum zaman da 'Bize yaptığın etkinlikleri onlara da yapıyor musun?' diye sorup bazen kıskanıyorlar." diye konuştu.

"Eşim rüyamda bana 'Çocukları yalnız bırakma.' dedi"

Ömrü yettikçe kimsesiz çocukları yalnız bırakmayacağını belirten Gürel, binlercesinin hayatına dokunduğu için çok mutlu olduğunu söyledi.

Kurumdan mezun çocuklarla halen görüşmeye devam ettiğini kaydeden Gürel, "Eşim vefat ettikten sonra onu rüyamda gördüm, 'Çocukları sakın ihmal etme. Benim emekli maaşım sana da çocuklara da yeter, çocukları yalnız bırakma.' dedi. Ömrüm yettikçe buraya geleceğim. Aile olduk burada... Onlar bensiz olamıyor, ben onlarsız olamıyorum. Mezun ettiğim çocuklarımla da kahvaltılara gidiyoruz. Bir gün metrobüse binerken 'Nimet Anne' diye bir ses duydum. 'Beni metrobüste kim tanır?' dedim. Çocuklarımdan Zeki gördü, beni tanıdı. Sarıldık, koklaştık, 'Ne iyi oldu da seni gördüm anne' dedi. Şimdi asker, dönünce tekrar görüşeceğiz. Aradıklarında çok mutlu oluyorum. Burada onlarla olmak anlatamayacağım bir sevinç, duygu. Kendi kızlarıma bile, 'Bayramın birinci günü gelmeyin, çocuklarımla kahvaltım var.' diyorum. Buradaki çocuklarıma değer veriyorum, ondan sonra kendi çocuklarıma." ifadelerini kullandı.

Gürel, hayatlarına dokunduğu çocukların kendisine mektuplar yazıp, resimler çizerek her önemli günde kendisini aradıklarını anlattı.

Onların Anneler Günü'nde, doğum günü ve özel zamanlarda aradığında çok mutlu olduğunu aktaran Gürel, şöyle devam etti:

"Kurumda kalan çocuklarım bana mektuplar yazıyor, resimlerimi çiziyorlar. Kendi evlerine komşu olmuşum gibi evimi çiziyorlar. Bana kendileri hediyeler yapıyorlar, çok mutlu oluyorum. Kendimi hep onların annesi olarak gördüm, kendi çocuklarımdan onları ayırt etmedim. Emekli maaşım var, 3 can kardeşim var. Onlar da destek oluyorlar, çocukların ihtiyaçlarını gideriyoruz, onlara etkinlikler düzenliyoruz. Bir gözlükçüm var sağ olsun, tüm çocukların gözlüklerini yıllardır o yeniliyor. Çocuklarımla birlikte kurumda mutfağa giriyoruz, pizza yapıyoruz, hamur kızartıyoruz. Elimden geldikçe ev ortamında gibi anneliği onlara tattırıyorum. Bazen onlara bir şey yapamadığımda üzülüyorum, imkanım oldukça onları dışarıya çıkarıyorum, yediriyorum, içiriyorum, iftarlara gidiyoruz. Şeyma diye bir kızım vardı, hiç unutmam, iftar için bir şeyler aldım getirdim, dedi ki 'Ay ne güzel hazırladı soframızı Nimet anne.' Halbuki burada her şeyleri bol, onların ihtiyaçları sevgi."

Kimsesiz çocukların sevgiye, şefkate ihtiyacı olduğuna dikkati çeken Gürel, "Gelip de burada bir başını okşasa, bir kitap okusa, bahçede elini tutup da yeşillik alanda bir gezse çocuk için en büyük mutluluk. Ben 40 yıldır onlarla çalışıyor gibiyim. Onlar da bana değer veriyor. Burada bir aile olduk. İnsanlar evde oturacaklarına, gün yapacaklarına buralara gelsinler, bu çocuklarla ilgilensinler." diye konuştu.

Gürel, kurumda kalan bir çocukla yaşadığı anısını şöyle aktardı:

"Necmiye diye bir kızımız vardı, kreşe gidiyordu. Akşam kreşten geldikten sonra grupta kaç tane çocuk varsa onlara vururdu, dikkati çekmek için elindekileri alırdı. Grup sorumlusu öğretmene 'Necmiye'yle ben ilgilenebilir miyim?' diye sordum. Necmiye'ye, 'Kreşe gittiğinde ne yapmak istiyorsun, orada ne görüyorsun, bana anlatır mısın?' dedim. 'Nimet babaanne, çocukları annesi, babası getiriyor. Elinde oyuncağı, bebeği var, biz böyle gidiyoruz.' dedi. Hemen ertesi gün müdürle görüştüm, kreşe benim götürmek istediğimi söyledim, Necmiye'yi kreşten almaya gittim. Necmiye'yi çağıran öğretmenine, 'Gelebilir miyim, Nimet annem gelmiş, annem' dedi. Bugünden sonra o kız nasıl uslu oldu. Mühim olan gönüllülerin içten başlayarak bunu sürdürmesi. Ben günlerce uykusuz kaldım, üzüldüm stresten yüzümde sivilceler çıktı. Gelemediğimde bir şeyler yapamadığımda çok etkileniyorum."

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.