Dolar
41.94
Euro
48.76
Altın
4,113.53
ETH/USDT
3,933.20
BTC/USDT
111,049.00
BIST 100
10,941.79
Gündem

İstanbul trafiğine "mikromobilite" çözüm önerisi

Uzmanlar, mikromobilite olarak tanımlanan bisiklet, scooter, kaykay gibi araçların kapasitesinin artırılmasının, İstanbul'da giderek artan ve kent sakinlerinin yaşamını olumsuz etkileyen trafik sorununa alternatif çözüm olabileceğini belirtiyor.

Ümit Türk  | 24.10.2025 - Güncelleme : 24.10.2025
İstanbul trafiğine "mikromobilite" çözüm önerisi

İstanbul

İstanbul'un yıllardır çözülemeyen trafik sorunu, artık sadece sürücülerin değil, tüm kent sakinlerinin günlük yaşam kalitesini etkiliyor.

Gün içinde birçok kişi artan sıkışıklık nedeniyle zamanının büyük kısmını trafikte geçiriyor.

Uzmanlar, kentteki trafik sıkışıklığının nedenleri ile trafikte zaman kazandırdığı için giderek daha fazla tercih edilen scooter ve bisiklet gibi mikromobilite araçlarının kullanımını AA muhabirine değerlendirdi.

📲 Artık haberler size gelsin
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.

🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı

Okan Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Başkanı Doç. Dr. Selim Dündar, İstanbul trafiğinin kentte yaşayanların "kanayan yaralarından bir tanesi" olduğunu söyledi.

Dündar, İstanbul'da bir vatandaşın yılda 105 saatini trafikte, yalnızca gecikmeler nedeniyle kaybettiğine dikkati çekti.

İstanbul Büyükşehir Belediyesinin (İBB) "Sürdürülebilir Kentsel Ulaşım Planlaması" kapsamında hazırladığı rapora atıfta bulunan Dündar, şunları kaydetti:

"2020 yılında İstanbul'da günde 30,3 milyon yolculuk yapılıyor. Bu sayının 2040 yılında 38,1 milyona çıkması öngörülüyor. Bu yolculukların yüzde 44'ü iş amaçlı, yüzde 20'si de okul amacıyla yapılan yolculuklar. Bu yolculukların yüzde 64'ü rutin yapılan, tekrarlanan, her gün yapılmak zorunda olan yolculuklardan. Bu veriler bize, elimizde büyük bir yolculuk talebi olduğunu gösteriyor. İstanbul'daki trafik sorununa çözüm üretmeyi düşündüğümüz zaman bu yolculukları veya bu talebi doğru biçimde yönetmemiz gerektiği görünüyor."

Dündar, trafik sıkışıklığının en temel nedenlerinden birinin, yol kapasitesinin çok üzerinde araç talebiyle karşılaşılması olsa da sürücü davranışlarının bu sıkışıklığı daha da artırdığını söyledi.


Fotoğraf: Ümit Türk/AA

İstanbul'daki yolculukların yüzde 1'i mikromobilite araçlarla yapılıyor

İstanbul'un en büyük sorunlarından birinin trafik kurallarına uymamak olduğunu vurgulayan Dündar, "Pek çok şehirde bununla karşılaşabiliyoruz ama İstanbul'da en yüksek düzeyde trafik kurallarına riayetsizlik var. Bunlar, parklanma yasağı olan bölgelere park etmek, ikinci şerit olarak park etmek, sağa dönüş yapacakken en sol şeritten gelip sağa dönmeye çalışmak gibi değişik şekillerde yolun kapasitesini azaltmış oluyoruz. Kapasiteyi azaltınca yolu kullanabilen taşıt sayısı da düşüyor." şeklinde konuştu.

Dündar, İstanbul'daki yolculukların yüzde 50'sinin yaya, yüzde 23'ünün toplu taşıma, yüzde 18'inin özel araç, yüzde 8'inin servis araçları ve yüzde 1'inin de mikromobilite olarak tanımlanan bisiklet, scooter, kaykay gibi küçük boyutta taşınabilen araçlarla yapılan yolculuklardan oluştuğunu belirterek, "Burada yüzde 50'lik yaya yolculuklarını bir kenara bıraktığımız zaman diğer yolculukların aslında yüzde 36'sı gibi büyük bir oranı özel araçlarla gerçekleşiyor. Özel araçların içinde de baktığınız zaman ortalama 1,4 kişi bulunuyor. Yani ya bir kişi ya iki kişi, çok az bir kapasitesini dolduruyor. Bir yerden bir yere gitmek isteyen yolcular, 60 hatta 100 otomobil yerine bir otobüse sığabilecek durumdalarken yolu tamamen bireysel, özel araçlarla kaplıyoruz." ifadelerini kullandı.

Toplu taşımanın özel araçlara alternatif olarak teşvik edilmesi gerektiğini vurgulayan Dündar, bunun zorlayıcı değil, hizmet kalitesini artıran ve kullanımı özendiren önlemlerle sağlanmasının önemine işaret etti.

Dündar, İstanbul'daki yolculukların sadece yüzde 1'ini oluşturan mikromobilite araçların kapasitesinin artırılmasının da trafiği iyileştirilecek önlemlerden biri olduğunu anlatarak, kentte günlük yaklaşık 350 bin kişinin mikromobilite sistemlerini, özellikle scooter kullandığının tahmin edildiğini söyledi.

"Mikromobilite sistemlerinin cazibesini artırmak için uygun altyapılar oluşturmalıyız"

Bisiklet kullanıcılarına dair net veri olmamakla birlikte İstanbul'da yaklaşık 1 milyon kişinin mikromobilite kullanıcısı olduğunu, Avrupa'da bisiklet yolları ve otobanların bu sistemleri desteklediğini bildiren Dündar, "Bisiklet ve scooter gibi küçük araçların, özel araçların yerine kullanılması trafiği iyileştirebilir. İstanbul engebeli bir şehir. Beylikdüzü'nde oturup Tuzla'da çalışanlara 'Bisikletle gidin.' diyemeyiz ama uzun yolculuk toplu taşımayla yapılıp, son 1-2 kilometre bisiklet veya scooterla tamamlanırsa bu trafiği rahatlatabilir. Mikromobilite sistemlerinin cazibesini artırmak için de uygun altyapılar oluşturmalıyız." değerlendirmesini yaptı.

Dündar, özellikle ana yollarda mikromobilite sistemleri için ayrılacak bir şerit veya kaldırımdan ayrılacak bir kesimin bu araçların kullanımına yönelik talebi de artıracağını dile getirdi.

Scooter kazaları hakkında da bilgi veren Dündar, bunların karıştığı kazaların genellikle sürücünün düşmesi şeklinde yaşandığını aktardı.

Dündar, bu oranın yüzde 90'ın üzerinde olduğunu kaydederek, bu düşmelerde en çok bilek, kol, baş ve boyun bölgelerinde yaralanmalar yaşandığını ifade etti.

Güvenlik önlemlerinin önemine değinen Dündar, kask, bileklik, dizlik, dirseklik gibi ekipmanların kullanımının zorunlu hale getirilmesi, reflektörlü yeleklerin kullanımının da yaygınlaştırılması gerektiğini vurguladı.

"Bu ulaşım araçlarıyla zamandan büyük kazancınız var"

Üsküdar Üniversitesi İş Sağlığı ve Güvenliği Bölümü Öğretim Görevlisi ve Yol Trafik Güvenliği Danışmanı Özgür Şener de İstanbul, İzmir, Ankara gibi büyük şehirlerde özellikle taşıt yoğunluğu ve yolların nispeten yetersizliği sebebiyle ciddi trafiklerin oluşmaya başladığını söyledi.

Daha çok iş ve okul başlangıcı ile çıkış saatlerinde gözlemlenen trafik yoğunluğunun şu an neredeyse günün her saati yaşandığına dikkati çeken Şener, trafikte zaman kazandırdığı için giderek daha fazla tercih edilen scooter ve bisiklet gibi mikromobilite araçlarının trafik sıkışıklığına alternatif çözüm olabileceğini belirtti.

Şener, mikromobilitenin özellikle kısa mesafelerde avantaj sağladığını vurgulayarak, "3 kilometrenin altındaki yollarda scooter, motosiklet, bisiklet gibi araçların kullanılması bütün dünyada desteklenen bir şey. Bizim ülkemizde de destekleniyor doğal olarak çünkü bu ulaşım araçlarıyla zamandan büyük kazancınız var. Yani trafikteki o taşıt yoğunluğuna takılmadan kolaylıkla gideceğiniz yere ulaşabiliyorsunuz." dedi.

Türkiye'de kullanıcı sayılarının da hızla arttığına dikkati çeken Şener, İstanbul'daki yolların mevcut durumuna ilişkin şunları dile getirdi:

"İstanbul'da İBB'nin verdiği rakamlara göre 209 kilometreye yakın bisiklet yolu var. 89 kilometre de paylaşımlı denilen yoldan var ancak bu yolların büyük kısmı sahil kesiminde. Sahil ulaşımına uygun ama siz başka bir yere scooterle gitmeye çalıştığınızda altyapımız buna uygun olmadığı için scooterları genellikle trafik ortamında görüyoruz."

"Altyapı, teknik donanım ve toplumsal bilinç eksiklikleri bir an önce giderilmeli"

Şener, bu durumun güvenlik sorunlarını da beraberinde getirdiğini kaydederek, "Scooter yönetmeliği, 16 yaşın altındaki çocukların kullanmasına izin vermiyor fakat 16 yaşındaki insanlarımızın herhangi bir trafik eğitimi yok. 2024 yılındaki trafik kazalarındaki ölüm sayımız 7 binlere yakın. Yaralı sayımız 350 binlerde." bilgisini paylaştı.

Scooter ve bisiklet kullanıcılarına yönelik sürücü tutumlarının da risk oluşturduğunu belirten Şener, "Taşıt sürücüleri, trafikteki scooterlıları, bisikletlileri aslında trafiğe hakkı yokmuş gibi görüyor. Sanki yollar sadece otomobillere ve diğer taşıtlara ait. Bir tarafta hiç trafik kurallarını bilmeyen birisi, bir tarafta da 'Niye burada, benim yolumda.' diyen biri. Bu iki taraf birleştiği zaman bizim için çok büyük tehlike ortaya çıkıyor." değerlendirmesinde bulundu.

Şener, altyapı, teknik donanım ve toplumsal bilinç eksikliklerinin bir an önce giderilmesi gerektiğini ifade ederek, "Bu, hayatımızın vazgeçilmezi olacak. Herkes eninde sonunda bir gün eğer trafik böyle sıkışmaya devam ederse bir şekilde bu taşıtlardan birini kullanmaya mecbur kalacak çünkü ulaşım hepimizin en doğal hakkı. O yüzden tüm tarafların masaya oturup bu işi tekrardan dizayn etmesi hepimiz için çok önemli." diye konuştu.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın