Dolar
32.48
Euro
34.73
Altın
2,337.94
ETH/USDT
3,130.50
BTC/USDT
63,761.00
BIST 100
9,915.62
Gündem, arşiv

Türkiye'de yeni bir sayfa açıldı

Akil İnsanlar Heyeti'nde yer alan isimler PKK'ya silah bırakma çağrısını olumlu bulurken, Türkiye'de "yeni bir sayfanın açıldığı" yönünde görüş bildirdi.

28.02.2015 - Güncelleme : 28.02.2015
Türkiye'de yeni bir sayfa açıldı

HATAY/ANTALYA/İZMİR/VAN

Akil İnsanlar Heyeti'nde yer alan isimler, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ve İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın, HDP Grup Başkanvekilleri Pervin Buldan, İdris Baluken ve HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ile Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofisi'nde görüşmelerinin ardından yaptıkları ortak açıklamaya dair değerlendirmelerde bulundu.

"Beyaz sayfa"

Akil İnsanlar Heyeti Akdeniz Grubu Üyesi Hüseyin Yayman, ortak açıklamanın, çok önemli olduğunu söyledi.

Uzun zamandır böyle bir açıklama beklendiğini ifade eden Yayman, şöyle devam etti:

"Türkiye'de yeni bir dönem, yeni bir tarihin ve beyaz bir sayfanın açıldığının ilan edilmesidir. Türkiye'de silahlı mücadelenin, silahlı çatışma döneminin bir anlamda şiddetin son bulması bağlamında gerçekten çok çok önemli. Uzun zamandır böyle bir açıklama bekleniyordu. Ben HDP'nin açıklamasını, Kandil'de görüşüldüğü için Kandil tarafından da benimsendiği için bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bazı insanlar, "daha önce de örgüt bu tür açıklamaları yaptı ama mücadeleyi bırakmadı" demişti. Bugünkü bu şartlar diğerlerinden çok daha farklı çok daha olumlu bir noktadayız.

Türkiye'de gerçekten yeni bir dönem başlayacak ve bu anlamda 'yeni bir tarihin eşiğindeyiz' diyebiliriz. Bu, Türkiye'deki çözüm sürecinin kalıcılaşması noktasında çok çok önemli. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başlattığı çözüm sürecinin, Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından da yine hükümet programına alınması Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan'ın değerlendirmeleri bunlar topyekün bir bütün olarak mütalaa edildiğinde biz çok somut olarak Türkiye'de artık yeni bir umudun, heyecanın oluştuğunu söyleyebiliriz."

"Çok değerli" 

Akil İnsanlar Heyeti Ege Bölgesi Grubu Başkanı Tarhan Erdem de, ortak açıklama yapılmasının, bazı konularda sağlanan anlaşmayı gösterdiğini söyledi. 

Genel seçim öncesi böyle bir anlaşmanın sağlanmasının Türkiye için çok değerli ve etkili olduğunu ifade eden Erdem, "Bu anlaşma basit bir mesele değil. İki taraf da bir parti. Açıklayan Sırrı Süreyya, yanında heyetin tamamı var. Başbakan Yardımcısı Akdoğan'ın yanında İçişleri Bakanı Ala, yani hükümet içindeki fiili, hukuki sorumlusu... İki heyetin bir araya gelmesi ve ortak bir metin okuması çözüme ulaşma noktasında çok değerli. Bundan sonra mırın kırın etmeden devam etmeleri gerekiyor. Bölünmeden korkanlar var ya, bölünmek isteyenler de var, bu ikisi ortak vatanda anlaşmış oldular" diye konuştu.

Erdem, PKK'ya silah bırakma çağrısına ilişkin de şunları kaydetti:

"Bu çağrı karşılık bulacaktır, şüphe etmiyorum. Öcalan'ın nabzı yoklamadan bunu yapması mümkün değil. Kongrede 'silahı bırakmayalım, hukuki süreci gördükten sonra bırakalım' diyecekler vardır ama 'kongreye hakim olamayacaktır' diye düşünüyorum. Şu anda eylemsizlik sürecine girilmiştir. 21 Mart'tan önce PKK kongresi toplanabilir, nevrozda silah bırakma kararı ilan edilebilir. Bundan sonra konuşulacak olan demokratik haklar, insan hakları, yönetme katılma meselesi... Yerinden yönetim sadece Kürtlerle ilgili değildir, tüm Türkiye ile ilgilidir. Yerinden yönetim olmazsa demokrasi gelişmez."

Erdem, "derin devlet ve derin Kürtlerden süreci provoke etmek isteyenlerin olabileceğini" dile getirerek, halkın yapılacak eylemlerin provokasyon olduğunu anlayacağını sözlerine ekledi.

"Irak'ta, Suriye'deki krizlere önemli etki sağlayacak"

Akil İnsanlar Heyeti Akdeniz Bölgesi Grubu Genel Sekreteri Tarık Çelenk ise açıklamaların, bazı konularda sağlanan anlaşmayı gösterdiğini söyledi. Çelenk, bahar dönemi için olumlu gelişmeler beklendiğini, bugün yapılan açıklamalarla bunun teyit edilmiş olduğunu kaydetti.

Silahsızlanma ve merkezden siyasete katılım aşamasında önemli bir sürecin yaşandığını belirten Çelenk, "Ankara'nın kararlılığıyla Öcalan'ın kararlılığıyla çözüm süreci bu aşamalara geldi" dedi.

Siyasetin yerelden değil, merkezden yapılmasının önemli olduğunu vurgulayan Çelenk, "Çözüm sürecindeki bu gelişmelerin, Irak'ta, Suriye'deki krizlere önemli etki sağlayacağını düşünüyorum. Beklenen gelişmelerdi. Çözüm sürecinin bu aşamaya gelmesinde başta Erdoğan olmak üzere bütün siyasi aktörlere teşekkür ediyorum."

"Tarihi bir adım"

Akil İnsanlar Heyeti Karadeniz Bölgesi Grubu Üyesi Oral Çalışlar, Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofisi'ndeki ortak açıklamayı izlediğini belirterek, Öcalan'ın çağrısının son derece olumlu ve yerinde bir gelişme olarak gördüğünü söyledi.

Oral Çalışlar, "Bu bence bölgedeki dengeleri değiştirmek, Türkiye'nin demokrasiye ulaşması ve yeni Türkiye projesini sağlamak açısından Türklerle Kürtler arasında tarihi bir ittifaka giden yolu açabilir. Sonuç olarak kargaşa içindeki bölgede bizim en yakın komşularımız Kürtler. Suriye'de, Irak'ta ve İran'da Kürtler var. Kendi içimizde yaşayan, çok büyük bir nüfusu Kürt olan yurttaşlarımız var. Bu intibak projesi, bütün bölgenin kaderini olumlu yönde etkileyecek, çatışmaları birlikte göğüsleme imkanı yaratacak yeni bir adımdır. Ben bunu tarihi bir adım olarak görüyorum ve sevinçle karşılıyorum" diye konuştu. 

Akil İnsanlar Heyeti İç Anadolu Bölgesi Grubu Başkanvekili Prof. Dr. Beril Dedeoğlu da yapılan açıklamanın sürpriz olmadığını belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Umalım ki bu çağrıya tüm taraflar uysun. Bu ortamda bazı şeylerin görüşülmesi çok daha kolay olur. En azından gelişmeleri kamuoyunun benimsemesi sağlanır. Gelişmelerden kastedilen çok büyük adımlar değil, bildiğim kadarıyla ve gene bildiğim kadarıyla Öcalan şahsına yönelik özel durumlar talep etmiyor. Dolayısıyla bu daha çok Kürtlerin siyasete taşınmasını kolaylaştıracak adımlar şeklinde değerlendirilmesi gerektiği kanaatindeyim. Bu, olumlu kamuoyu yaratılmasına olanak sağlayacağı için hükümet de daha rahat adımlar atacaktır. AK Parti ile Kürt siyasetçiler arasındaki gerilimin de düşürülmesinde rol oynar diye umuyorum."

"10 madde genel ilkeler"

Akil İnsanlar Heyeti İç Anadolu Bölgesi Grubu Üyesi Doğu Ergil ise kullanılan siyasi dille barış girişiminin artık uyumlu hale getirilmesi gerektiğini söyledi.

Silah bırakmanın Kandil'den siyasi Kürt hareketinden beklendiğini ifade eden Ergil, şunları aktardı:

"Dolayısıyla artık bir barış ortağı olduğunu kabul ediyoruz. Siyasetin dili de yöntemi de bu doğrultuda olmalı. Sürekli dışlayarak, tehditleyerek, aşağılayarak yapılmamalı. Sözü edilen 10 maddeyi dikkatle okudum. Genel ilkeler, genel doğrultular. Bunların somut hale gelmesi, yani uygulamaya, hukuka ve kurumlara dönüşmesi için çok zorlu bir süreç lazım. Bu da müzakereyle olacak. Ama şimdiye kadar resmi bir müzakere süreci başlamadı. Bundan sonra başlayacaksa eğer gerçekten muhataplarının belli olması lazım. Müzakerenin usulünün, aşamalarının, her aşamada neyin müzakere edildiğinin, nasıl bir sonuç beklendiğinin ve ortaya çıkan sonucun da açık olması lazım. Bu şimdiye kadar olmadı. Bundan sonra eğer olacaksa olacak. Diyalogdan müzakereye geçişten söz ediyorsak." 

Ergil, "Bu temel ilkelerin, ölçülerin üzerinde bir uzlaşma sağlayamadık. Bundan sonra sağlanması lazım. O yüzden silah bırakma kararı bütün bunların olacağına ilişkin bir karşılıklı niyet belirtimi ve ön kabulle başlar. Yoksa 'silah bırakmak' dediğiniz şey şartlı bir şeydir. Hangi şartların yerine getirileceği, bu şartların hangi vadede ve ne biçimde yerine getirileceğinin netleşmesi lazım. O yüzden iyi bir niyet belirtiminde bulunulmuştur. Ama bu daha çok başlangıçtır" diye konuştu.

"Umarım silahsızlanma konusunda bir karar verirler"

Akil İnsanlar Heyeti Marmara Bölgesi Grubu Üyesi Prof. Dr. Yücel Sayman da çözüm sürecinde silahı bırakıp, bırakmama konusuna taraf olmadığını belirterek, "Silahlı mücadele edenlerin tarafında olan bir kişi değilim. Sadece bundan olumsuz bir şekilde etkileniyorum. O bakımdan bırakılması iyi" dedi.

Sayman, açıklamalarını, Akil İnsan Heyeti'nde yer almış biri olarak yapmadığını belirterek, "Çünkü onun işlevi bambaşka bir şeydi, bitti. Raporumuzu yazdık verdik. Onunla ilgili olarak konuşmuyorum" ifadelerine yer verdi.

Görüşmede, Türkiye'deki silahlı mücadeleden vazgeçilmesi konusunun ele alındığını dile getiren Sayman, bunun kimsenin karşı çıkacağı bir sonuç olmadığını kaydetti.

Silahlı mücadele olmayınca ölümlerin olmayacağını, çatışma olmayınca daha demokratik çözümün yolunun açılabileceğini aktaran Sayman, ancak burada böyle bir çağrının yapılmadığına işaret etti.

Karar almak üzere PKK'nın, bahar aylarında olağanüstü toplantıya çağrıldığını, PKK'nın bahar aylarında bu konuyu görüşerek, karar vereceğini belirten Sayman, şöyle konuştu:

"Umarım silahsızlanma konusunda bir karar verirler. Çözüme ulaştırır mı? Çözüm dendiği zaman silahı bırakıp, bırakmama konusuna ben taraf değilim. Silahlı mücadele edenlerin tarafında olan bir kişi değilim. Sadece bundan olumsuz bir şekilde etkileniyorum. O bakımdan bırakılması iyi. Ama çözüm bakımından ben tarafım. Demokrasiyle çözülmesi bakımından tarafım, çünkü beni ilgilendiriyor. PKK'dan çok, hükümetten çok, devletten çok beni ilgilendiriyor. Benim yaşamımla ilgili bir şey. Elbetteki bundan sonraki her türlü mücadelenin demokratik bir alanda yapılmasını yeğlerim. Böyle de olması gerekir. Hayatım boyunca bunun için mücadele verdim. Belki de onun için akil insanlığı kabul ettim, o platformda gözlemlerde bulanabilmek amacıyla.

Bu çözüm hele hele tartışılan kanunlarla Türkiye'deki demokratik olmayan bir ortamda çözüm olabilir mi? Çözüm olabilir ama demokratik bir çözüm olmaz. Çünkü devlet biçimi olarak demokrasi yok. Onun da gerekleri yapılmıyor. Umarım onunda gerekleri yapılır."

"Destekliyorum" 

Akil İnsanlar Heyeti Marmara Bölgesi Grubu Üyesi Mustafa Armağan da Türkiye'nin barışa ne kadar ihtiyacı olduğunun son 2 yıldaki barış sürecinde daha iyi anlaşıldığını belirterek, "Akil İnsanlar olarak sahaya çıktığımızda gördüğümüz şuydu: Toplum genel olarak çözümden yanaydı, şehit cenazeleri görmek istemiyordu ancak bazıları bu sorunu belli bir partinin çözmesine karşı çıkıyordu. Bunun bir parti meselesi olmadığını, bir devlet kararı olduğunu, bu ülkenin asıl bu kafayla gidilirse bölünebileceğini, doğusu ve batısıyla bütünleşmiş bir Türkiye için barış ve çözüme ihtiyacımız olduğunu yılmadan, usanmadan anlattık" diye konuştu.

Armağan, 28 Şubat 2015'in yaptıkları çağrının ete kemiğe büründüğü tarih olarak hatırlanacağını dile getirerek, "Kavganın silahla değil, demokratik usullerle ve mecliste yapılabilmesi, kurşunlarla değil, oylarla mücadele edilmesi ve ülkede herkesi kapsayan kucaklayıcı bir barış ortamının tesisi bakımlarından yapılan ortak açıklamanın ülkemizin ve demokratik hayatımızın önünü açacak bir adım olacağına inanıyorum ve destekliyorum" ifadelerini kullandı.

"Sorunun çözümü, demokratik siyaset açısından çok önemli bir noktadayız"

Akil İnsanlar Heyeti Karadeniz Grubu Başkanı Yusuf Şevki Hakyemez, PKK'ya silah bırakma çağrısına ilişkin, "Sorunun çözümü, demokratik siyaset açısından çok önemli bir noktadayız" dedi.

Hakyemez, AA muhabarine, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ve İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın HDP grup başkanvekilleri Pervin Buldan, İdris Baluken ve HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ile yaptığı görüşme ve sonrasında yapılan açıklamalarına ilişkin, çözüm süreci başladığı zamandan bu yana her iki tarafın yaptığı bu ortak açıklamanın, çok önemli bir adım olduğunu vurguladı. Hakyemez, "Psikolojik açıdan olumlu bir adım. Aynı zamanda çözüm sürecinin en önemli aşamalarından birisi olan PKK'nın silah bırakmasına ilişkin çağrıyı, en önemli aktörlerden olan Abdullah Öcalan'ın PKK'ya yönelik yapması da çok önemli" şeklinde konuştu.

Yapılan açıklamanın ve görüşmelerin gereğinin yerine getirilmesinin önemli olduğunu ifade eden Hakyemez, şöyle devam etti:

"Abdullah Öcalan'ın Nevruz'da okunan mesajı da çok önemliydi. Ama aradan süre geçmesine rağmen silahlı unsurların çekilmesi noktasında istenilen aşamaya ulaşılamamıştı. Fakat hükümet kararlılıkla çözüm sürecinin üzerine gitti. Psikolojik olarak bir beklenti ortaya çıktı. Bu aşamada Öcalan'ın böyle bir talepte bulunması çok önemli. Daha önemli olan şey ise HDP kanadından bir kişinin, hükumetin olduğu bir ortamda bunu açıklaması. Bu da Kandil'e yönelik olarak önemli bir çağrıdır. Umarız ki bunun gereği yerine getirilir. Doğu ve Güneydoğu'da çözüme yönelik beklenti çok yüksek. Bu çağrıya PKK ve Kandil'in uyacağı kanaatindeyim. O nedenle çok önemli bir tarihi aşamadayız. Sorunun çözümü noktasında demokratik siyasetin devreye girmesi açısından çok önemli bir noktadayız."

Sorunun henüz çözülmüş olmadığını vurgulayan Hakyemez, "Sorunun çözümü artık silahlarla değil de demokratik siyasetle bu işin görüşülmesi gerekir. Bu sorunda  demokratik siyaset yoluyla çözülecektir. Bu açıklamanın seçim öncesi yapılması da çok önemli. Süreç aslında geriye kolay kolay dönülemeyecek bir aşamadadır. Bunun gibi hassas aşamalarda yol kazaları, sabote edici girişimler olabilir. Gelinen noktada siyasi kararlılığı oluşturan zemin pekiştirilmiştir. Yol kazalarından asla korkmamak lazım veyahutta sabote edici engelleyici girişimlerin çok açık bir şekilde deklere edilmesi gerekir" dedi.

"Çok önemli bir adım olacak"

Akil İnsanlar Heyeti Doğu Anadolu Grubu Üyesi Ayhan Ogan da AA muhabirine yapılan açıklamaların, çözüm sürecinde çok önemli bir adım olduğunu söyledi.

Bu açıklamaları bir dönüm noktası olarak nitelendiren Ogan, "İnşallah 21 Mart'taki Nevruz'da, PKK'ya Öcalan'ın yapmış olduğu çağrı karşılık bulur, kongre kararı alınır ve silah bırakma kararıyla çözüm süreci perçinlenmiş olur. Çünkü silahların olduğu yerde bir demokratik siyasetten, barıştan bahsetmek mümkün değil. Bir an önce bu konunun silahsızlandırılması gerekir" diye konuştu.

Ogan, çözüm sürecinin silahsız bir tartışma ortamında yürümesi gerektiğine dikkati çekti.

Kadim bir geleneği, tarihsel, kültürel ve inanç birlikteliği olan bu milletin, Anadolu coğrafyasının çözemeyeceği hiçbir sorun olmadığına işaret eden Ogan, şunları kaydetti:

"Açıklamaları, sürecin devamı için çok önemli bir gelişme olarak görüyorum. Bundan sonra demokratik siyasetle birçok konuşulamayan konunun konuşulacak, eşit vatandaşlık hukukunun hayata geçirilmesi çok daha kolaylaşacak, buna inanıyorum. PKK'nın bu çağrıya olumsuz karşılık vermesinin pek mümkün olmadığını düşünüyorum. Altyapısı hazırlanmadan bu tür bir çağrı yapılmaz. Böyle bir çağrıya da PKK'nın, toplumsal desteğe ve böyle bir gelişmeye olumsuz davranacağını hiç düşünmüyorum. Bence bu çağrıya olumlu cevap verilecek ve silah bırakma kararı alınacaktır. Bizim bu sorunu barışçıl yöntemlerle, konuşarak, diyalog ve demokratik bir çerçevede çözmemiz, bu tür sorunların çözümüne de örneklik teşkil edecek. Özellikle bizim coğrafyamızda yaşanan çatışmalar açısından çok büyük önem arz etmektedir. Çünkü Türkiye, etkisi sadece sınırlarıyla belirlenmiş bir ülke değil. Sınırlarının çok ötesini etkileyebilen bir ülke olma özelliğine sahip. O açıdan bu çözüm yöntemi, şekli ve bu çözümün başarılı bir şekilde sonuca ulaştırılması coğrafyamız açısından da küresel barış açısından da çok önemli bir adım olacaktır."

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın