Dolar
32.50
Euro
34.85
Altın
2,336.64
ETH/USDT
3,169.50
BTC/USDT
62,620.00
BIST 100
10,082.77
Gündem, arşiv, arşiv

Üniversite öğrencisinin mucize kurtuluşu

Soma'daki madende yaklaşık 5 ay önce çalışmaya başlayan üniversite öğrencisi Bozkurt, maden ocağında 9 saat mahsur kaldıktan sonra kurtarıldı.

18.05.2014 - Güncelleme : 18.05.2014
Üniversite öğrencisinin mucize kurtuluşu

BALIKESİR - Cem Şahan, Zafer Akpınar

Balıkesir'in İvrindi ilçesinde yaşayan Mikail Bozkurt (21), üniversite masraflarını çıkarmak için 5 ay önce çalışmaya başladığı Soma'daki madende 9 saat mahsur kaldıktan sonra kurtarıldığını söyledi.

Bozkurt, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İvrindi ilçesi Çiçekli Mahallesi'nde yaşadığını kaydetti. Öğrenimini, Balıkesir Üniversitesine bağlı Meslek Yüksekokulunun Bilgisayar Teknolojileri Bölümünde sürdürdüğünü belirten Bozkurt, üniversite masraflarını karşılayabilmek için yaklaşık 5 ay önce Soma'daki maden ocağında çalışmaya başladığını anlattı.

Ocakta yangın başladığında içeride mahsur kaldığını dile getiren Bozkurt, şöyle konuştu:

"Patlamanın yaşandığı bölüm, çalıştığımız yere uzaktı. Daha sonra bize doğru duman geldi. Duman gelince kaçamak bir yer vardı, oraya geçtik ve bir süre orada durduk. Altımızda hava borusu vardı, onları kestik. Dumandan dolayı çıkışa gidemedik. Maskeler de bitti. Bir mekanizenin sığınma yeri gibi 'nefes çıkışı' vardı. Orada duman yoktu. Biz de daha sonra oraya geçtik. Bizi kurtaran yer orası oldu. Çalıştığım yerin girişe uzaklığı 5 kilometreden fazlaydı. Bu yüzden 9 saat kurtarılmayı bekledim. Daha sonra temiz hava akımını tersine çevirdikten sonra bizi kurtarmaya geldiler. O sırada baygındım. Biraz kendime geldim ve yaklaşık iki saat yürüyerek tünelden çıktım. Ayaklarımda derman kalmamıştı. Oraya 142 kişi sığınmıştık. Durduğumuz yerde 10 kişi vefat etti, diğerleri kurtuldu."

Madene kardeşiyle girdi, yalnız çıktı

Manisa'nın Soma ilçesindeki maden faciasından sağ kurtulan ancak 32 yaşındaki kardeşi Cengiz Çantal'ı kaybeden Fetih Çantal (38), olayın şokunu halen üzerinden atamadığını söyledi.

Çantal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, olaydan sonra saatlerce uyuduğunu, halen kendine gelemediğini belirtti.

Yaşadığı şok ve acıyı kolay kolay üzerinden atamayacağını vurgulayan Çantal, yaklaşık 4 yıldır kardeşiyle girdiği madenden ilk kez yalnız çıktığını aktardı.

Olay günü "taramacı" olarak madenin bir bölümünde çalışırken yer altında 30 dakika içinde öğle yemeklerini yediklerini ve görev başına geçtiklerini ifade eden Çantal, birden hafif bir duman hissettiklerini dile getirdi.

Bazen motorlardan duman geldiği için bu durumu fazla önemsemediklerini bildiren Çantal, yaşadığı korku dolu dakikaları şöyle anlattı:

"O sırada 4 kişiydik. Kardeşim Cengiz, yanımda değildi. Yer altında ayrı ayrı bölmeler var, onlardan birindeydi. İlk etapta dumanın geçici olduğunu düşündük. Duman yoğunlaşmaya başlayınca olayın normal olmadığını hissettik. 'Kaçalım' dedik ama 3-5 dakika içinde her yer duman oldu. Bulunduğumuz yerden çıkış noktasına yaklaşık 50 metre vardı. O mesafeyi koşarak mı sürünerek mi gittim, hatırlamıyorum. Temiz havaya çıkınca kendime geldiğimi hissettim. Kendime gelince geri döndüğümde dumanın içinde sigara izmariti kadar bir ışık gördüm. Orada bir işçi olduğunu fark ettim. 'Bir can bir candır' dedim. Elimle elbisesinden tuttum, dışarı çektim, çıkardım. Ondan sonra bir daha müdahale edemedik."

Ocak, kardeşine mezar oldu

Dışarı çıkardığı kişinin de kurtulduğunu söyleyen Çantal, ardından içeride kalanlara ulaşamadıklarını, yakında olan 10-15 kişinin kendi imkanlarıyla çıktığını ifade etti.

Bundan sonra bir umut kardeşi için madenin ağzına koştuğunu belirten Çantal, kimsenin henüz dışarı çıkmadığını öğrendiğinde umudunu kaybetmediğini, umutla beklediğini anlattı.

Kurtarma ekiplerinin geldiğini, olaydan 6-6,5 saat sonra kardeşini çıkardıklarını ifade eden Çantal, "Ambulansa konulurken sarılmak istedim; yüzünü görebilir miyim diye. Yüzünü gördüm ama ölü mü canlı mı bileyim istedim. Arkasından baktık ama ambulans gitmiş oldu. Hastaneleri aradık, canlı mı diye, ismini sorduk. İsmi okunmuyor. Yani ölüyse 'ölü' desinler, çabamız hayatta olup olmadığını öğrenmekti" dedi.

Duygu karmaşası yoğun bir gün geçirdiğini belirten Çantal, bitmek bilmeyen 50 metrelik mesafeyi hiç unutmayacağını bildirdi.

Çıkarılan cenazelere tek tek baktı

Şu anki psikolojiyle madende çalışmayı düşünmediğini anlatan Çantal, "Yaşananlar her an gözümün önünde. Çıkan cenazeleri gördüm. Sürekli gözümün önünden geçti. 'Kardeşim mi' diye hepsine tek tek baktım. 'Kardeşimi göreyim' diye, çıkan cesetlerin hepsinin yüzüne baktım" diye konuştu.

O gün işe giderken akşam eve döndüklerinde stres atmak için gezmeyi, biraz eğlenmeyi planladıklarını aktaran Çantal, şunları kaydetti:

"Dünyanın en zor işini yapıyoruz. İşe gidince 'Sen nereye gidiyorsun, hangi bölgeye' diye sorardım. Her zaman ocaktan çıktığımda ilk ona bakardım. Ocakta iş kazası olur, taş düşer ölür. Yani böyle şeyler hep aklıma gelirdi. İlk etapta zaten elbisesine bakardım, çıktı mı diye. Onu görünce rahatlardım. Bu defa 6,5 saat yolunu gözledim ama maalesef cansız bedeni çıktı. Kardeşim genç yaşta öldü."

"Bir dilim ekmek parası için, bir avuç kömür uğruna gittiler"

Konuşmakta güçlük çeken baba Seyfettin Çantal ise eşinin yıllar önce öldüğünü belirtti.

Çok duygulu olduğunu dile getiren Çantal, "Allah'ım birini aldı, birini verdi. Yandık biz yandık. Oğlum evleneli daha 8 ay olmuştu. Evlenince başka eve taşınmıştı. Bir dilim ekmek parası için, bir avuç kömür uğruna gittiler" ifadesini kullandı.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın