Dolar
32.38
Euro
34.66
Altın
2,338.25
ETH/USDT
3,164.00
BTC/USDT
62,610.00
BIST 100
10,025.64
Politika, arşiv

Salon sosyeteleriyle bu ülke yönetilmez

Cumhurbaşkanı adayı Erdoğan, "Salon sosyeteleriyle bu ülke yönetilmez. Toprağı eşeleye eşeleye, o nasırlı ellerle, el ele omuz omuza yürüyenlerle biz ayağa kaldırdık Türkiye'yi" dedi.

17.07.2014 - Güncelleme : 17.07.2014
Salon sosyeteleriyle bu ülke yönetilmez

TEKİRDAĞ

Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Tekirdağ Valiliği önündeki mitingde yaptığı konuşmada, Tekirdağlılara aşkları, sevdaları ve ahde vefalarından dolayı bir kez daha sonsuz şükranlarını sunduğunu belirterek, Ramazan-ı Şerif'in Tekirdağ'da hayırlara vesile olması temennisinde bulundu.

3 Kasım seçimlerinde Tekirdağ'da ikinci parti olduklarını ama hiç aldırış etmediklerini anlatan Erdoğan, "Tekirdağ'a tarihinde görmediği yatırım, eser ve hizmetleri kazandırdık. 2007 seçimlerinde, 2011 seçimlerinde yine ikinci parti olduk yine aldırış etmedik. Tekirdağ'a hizmet etmeyi sürdürdük. Çünkü biz Türkiye partisiyiz. Biz bizi sevsin ya da sevmesin, bize oy versin ya da vermesin herkesin, 77 milyonun hizmetkarıyız" diye konuştu.

"Biz 81 vilayetin her birinde varız"

Başbakan Erdoğan, "Biz 81 vilayetin her birinde varız. Ya birinci parti olarak varız, ya ikinci parti olarak varız" dedi. 

780 bin kilometrekarenin tamamında eserleriyle, hizmet ve yatırımlarıyla var olduklarını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

"1994 yılında İstanbul halkı bu kardeşinizi tercih etti. Büyükşehir belediye başkanlığı makamına getirdi. Daha seçimi kazanır kazanmaz belli çevreler, belli medya kuruluşları hakkımda kara propagandaya başladılar. Ne dediler? 'Yaşam tarzlarına müdahale edecek' dediler. Ne dediler? 'Yasaklayacak, kısıtlayacak' dediler. 4.5 yıl o makamda bulundum hiçbir özgürlüğü kısıtlamadım, hiç kimsenin yaşam tarzına müdahale etmedim. Tam tersine bize oy verenler kadar vermeyenlerin de yaşam tarzlarını, özgürlüklerini savunduk."

Erdoğan, 12 yıl önce iktidara geldiklerinde, başbakan olduğunda da yine aynı şeyi söylediklerini anlatarak, şunları konuştu:

"12 yıl boyunca hiç kimsenin yaşam tarzına karışmadık. İşte buyurun Tekirdağ bunu yaşıyor. Tekirdağ bunun şahidi. Başörtülü, başı açık hepsi bizim vatandaşımız, kardeşimiz. Tam tersine 12 yıl boyunca Türkiye'de her alanda özgürlükleri genişleten, demokratik adımları cesaretle atan bir iktidar olduk. Bakın bize 'yasakçı' diyenler, 'otoriter' diyenler, 'yaşam tarzımıza müdahale edecek' diyenler, 12 yıl boyunca verdiğimiz demokrasi ve özgürlük mücadelesinin hep karşısında durdular. Yalnız şu anda maskeleri tek tek düşüyor."

Geçen hafta cuma günü İstanbul'da cumhurbaşkanlığı ile alakalı vizyon belgesini açıkladıklarını anımsatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Toplumun her kesiminden çok değerli insanlar vardı. Yaklaşık 4 bin kişi o programa katıldı. Toplantıya tanınmış değerli sanatçılar da geldi. Toplantı bitti, bu sanatçılara karşı bir linç kampanyası başlatıldı. 'Vay efendim siz o toplantıya nasıl katılırsınız'. Bunlar güya özgürlükçü, güya demokrat. Ama özgürlük anlayışları da demokrasi anlayışları da sadece kendilerini, kendi mahallerini kapsıyor. Başkasına özgürlük yok, başkasına demokrasi yok. Ya bunlar sanatçı be. Sanatçı senin düşündüğün gibi düşünmeye mecbur mu? Yani Kılıçdaroğlu'nun davetine giderse 'ya ya ya şa şa şa', Başbakan'ın davetine giderse 'yuh', böyle bir şey olabilir mi?"

Hopa'da yapılan saldırı

"Bakın bunlar kendileri gibi düşünmeyenleri bir kaşık suda boğarlar" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bunlar özgürlük düşmanıdır. Bunlar demokrasi düşmanıdır. Bunlar geçmişlerinden itibaren hiçbir zaman özgürlüğün yanında yer almadılar. Bakınız, bu ülkenin geçmişine şöyle baktığımızda göreceğiniz bir şey vardır, o da sürekli olarak nerede özgürlük kısıtlandıysa arkasında CHP vardır, hep böyle olmuştur. Maalesef bunların mesleği bu, işi bu. Önceki gün Artvin Hopa'da alçakça bir saldırı yapıldı. Belki duydunuz. Bir uluslararası yardım kuruluşu Artvin Hopa'da yetimlere iftar vermek istiyor. Orada vandallar toplanıyor, bu yardım kuruluşuna saldırıyor. CHP'li bazı milletvekilleri de bu alçakça saldırıyı destekliyor. Pensilvanya medyası aynı şekilde bu alçakça saldırının arkasında duruyor. Niye? Çünkü farklı olana tahammülleri yok."

Erdoğan, Hopa'da kendisinin yaptığı mitingin ardından otobüslerinin taşlandığını ifade ederek, şunları kaydetti:

"Ve öndeyim, otobüsün ön camı parçalandı. Allah bizleri tabii korudu ve koruma görevlim arka kapıdan düştü, haftalarca yoğun bakımda kaldı. Bunlar böyle, bunlar vandal ve onları gitti bu Kılıçdaroğlu tebrik etti biliyor musunuz? Böyle bir adam bu, böyle bir adam. Kendilerinden başkasına hayat hakkı, özgürlük tanımazlar. Bunların siyaseti sadece ve sadece korkutma siyaseti, kutuplaştırma siyasetidir."

Güneydoğu Anadolu bölgesinde iki partinin var olduğunun bilindiğini belirten Erdoğan, sözlerini şöyle devam ettirdi:

"Birinci parti biziz. Bir diğer parti de malum, silahların desteğinde hareket eden bir parti o. Söylememe gerek var mı? Silahlar olmasa aldığı oyların yarısını bile zor alır. Ne diyor? 'Biz Kürtlerin temsilcisiyiz'. Hadi canım sende. Benim Kürt kardeşlerime, vatandaşlarıma sen bugüne kadar ne verdin ya? Ne desteği verdin, ne yardımı verdin? Ama AK Parti onlara bugüne kadar görmedikleri destekleri verdi. Güneydoğu bizimle ayağa kalktı. Şu anda Güneydoğu'da neredeyse havaalanı olmayan ilimiz yok. Hakkari, şu anda bütün engellemelere rağmen o havaalanını da yapıyoruz."

Erdoğan, "Hakkari'ye havaalanı ne gerek?" diyenler olduğunu belirterek, konuşmasına şöyle devam etti:

"Orası Türkiye Cumhuriyeti'nin vatan toprakları, orada da bunu yapacağız. İsteseler de yapacağız, istemeseler de yapacağız. 780 bin kilometrekarelik bu vatan toprakları muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkacak. Kardeşlerim, işte bunu gerçekleştirecek olan kadro bizim kadro. Bunlarda eser üretmek diye bir şey yok. Ben sürekli söylüyorum; ey Kılıçdaroğlu, ey Bahçeli ya Sivas'tan ötesi Türkiye değil mi? Oralara niye gitmiyorsunuz? Gidemezler."

"Salon sosyeteleriyle bu ülke yönetilmez"

CHP'nin yıllarca millete tepeden baktığını anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bunlar da gurur var, kibir var. Zaten onunla ayakta duruyorlar. Dikkat edin, bunlar kaymak takımın partisidir. Masumların, mağdurların, mazlumların değil. Kendilerine oy vermeyenlere, hakaret ederler. Hatırlıyorsunuz değil mi, ne diyorlar? 'Bidon kafalı' dediler, 'göbeğini kaşıyan adam' dediler, 'koyun sürüsü' dediler, 'makarnacı', 'kömürcü' dediler. Yıllardır bunu söyleyen CHP, şimdi çıkmış seçmenine ne diyor, kendi arkadaşlarına ne diyor? 'Tıpış tıpış sandığa gideceksiniz' diyor. Kürsüye de vuruyor ha. 'Tıpış tıpış sandığa gideceksiniz' diyor. CHP, kendi seçmenine koyun muamelesi yapıyor. Hiç kimseye danışmadan, istişare etmeden, tepeden inme bir şekilde, dayatma bir aday çıkardılar. 'İşte aday bu, gidip buna oy vereceksiniz' dediler. 'Oy vermeyeceğiz' diyenlere de kaba bir dille, 'tıpış tıpış gidip oy vereceksiniz'... Benim CHP'li kardeşim, inşallah 10 Ağustos'ta bu dayatmaya, bu kaba üsluba sandıkta gereken cevabı verecektir. Ben buna inanıyorum. Salon sosyeteleriyle bu ülke yönetilmez. Toprağı eşeleye eşeleye, o nasırlı ellerle, el ele, omuz omuza yürüyenlerle biz ayağa kaldırdık Türkiye'yi. Biz milletin içinden çıktık. Onun için de hamdolsun 12 yıl, 8 seçim hepsinde büyüyerek geldik. Niye? Milletimiz bizi iyi takdir etti. Milletimiz bizi layık olduğu yere taşıdı. İnşallah cumhurbaşkanlığı seçimlerinden de içinden biri olarak, Erdoğan evladını oraya taşıyacaktır, ben buna inanıyorum. MHP'li kardeşim de bunu yapacaktır, ben buna inanıyorum."

"Aldığım edep, aynı dille cevap vermeye mani oluyor"

Başbakan Erdoğan, Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin her türlü hakareti yaptığını, şimdi bir tane daha çıktığını, onun da hakaret etmeye başladığını söyledi. 

Kendisinin aldığı edep dersinin aynı dille cevap vermesine mani olduğunu ifade eden Erdoğan, "Vermedim, vermem. Aslında yetiştiğim yer Kasımpaşa. Gereğini yaparım ama aldığım ders buna müsaade etmez. Benim ahlak anlayışım, buna müsaade etmez. Çünkü biz milletimizle bu yolda, bu şekilde yürüdük, bu şekilde yürümeye devam edeceğiz" dedi.

Erdoğan, muhalefeti eleştirerek, konuşmasını şöyle sürdürdü: 

"Bakınız şu anda hiçbir konuda karar almıyorlar. Hiçbir konuda kalkıp da bu milletin derdiyle dertlenemiyorlar. Ne diyor adayları? Çok enteresan. Ben diyor, 'İcraatın başı değilim' diyor. Nesin ya? Yani cumhurbaşkanı, orası afedersiniz, orası vitrin saksılarının olduğu bir yer değil. Orası icra makamı. Orada yan gelip yatamazsın, çalışacaksın. Bu milletin birliği, beraberliği, bütünlüğü, neredeyiz, nereye gidiyoruz, bunun takipçisi olacaksın. Ama haberi yok bu işlerden."

"Devletin içinde devlet olmaz"

Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Erdoğan, kendilerinin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile el ele, omuz omuza vererek bir sıçramayı yakaladıklarına işaret ederek, "Ama ondan önce maalesef, aynı böyle bir yapı vardı, istediğimizi gibi bir sıçramayı o dönemde zar zor yürüttük. Öyle de olsa, böyle de olsa milletim, inanıyorum ki 10 Ağustosta birinci turda gereken cevabı, bu CHP üst yönetimine, MHP'nin üst yönetimine, HDP'nin üst yönetimine verecektir" değerlendirmesinde bulundu. 

Kendilerinin farklı olduklarına, hiçbir şekilde ayrımcılık yapmadıklarına vurgu yapan Erdoğan, yaradılanı Yaradan'dan ötürü sevdiklerini ifade etti. 

Başbakan Erdoğan, onun için Afyonkarahisar'dan yola çıkarken, "tek millet" dediklerini anımsatarak, şunları söyledi: 

"77 milyon tek milletiz. İki; ne dedik? 'Tek bayrak' dedik. Çünkü bu bayrak rengiyle şehidimizin kanı, hilaliyle bağımsızlığımızın ifadesi, yıldızı şehidimizin simgesi. Şair ne diyor: 'Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır / Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.' Bu bayrak asla benzer, eş böyle bir şeyi kabul etmez. Bu HDP'ye de gereken cevabı vermemiz lazım. Niye? Son zamanlarda bayrağımıza yönelik yapılan bazı uygulamalar, gereken cevabını bulmaya başladı. Daha ileri giderse, bunun bedeli ağır olur. Bunu bilmeleri lazım. Kongrelerinde Türk Bayrağı'nı asmayı, kendileri için zillet kabul eden bu parti, aslında bu ülkenin demokratik parlamenter sistemi içerisinde dahi yer alamaz, almamalıdır. Bu kadar açık söylüyorum. Alacakları, yapacakları hiçbir şey yok, bunu da bilesiniz. Üç; tek vatan... 780 bin kilometrekareyle tek vatan. Bu vatan toprakları içinde bizim için batı neyse, doğu da güneydoğu da odur. Kuzey neyse, güney de odur. Ayrım yok. 780 bin kilometrekareye aynı hizmeti götüreceğiz. Niye? Türkiye'yi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkaracağız. Dört; tek devlet... Devletin içinde devlet olmaz. Son zamanlarda birileri çıktı 'paralel devlet'... Göreceksiniz paralel devleti. Eğer oylarınızla Çankaya'ya çıkarsam şunu biliniz; benim için paralel devlet de paralel yapıyla mücadele bitmeyecektir. Aynı kararlılıkla devam edecektir. Çünkü, bizim ulusal güvenliğimizi tehdit eden bu yapıyı, kesinlikte bitireceğiz. Bunun hiç lamı cimi yok. Çünkü devlet içinde devlet asla olmaz."

"Muhsin Yazıcıoğlu kardeşimin mirasını taşıyan parti gitmiş"

Erdoğan, CHP ve MHP'nin ithal adayına İstanbul Taksim'de bir oyun oynandığını, eline, üzerinde kendi resminin olduğu bir derginin tutuşturulduğunu söyledi.

O dergiyle poz verildiğini ifade eden Erdoğan, "Acemilik çok kötü bir şey. Hele siyasetin acemisi olmak çok çok kötü bir şey.  Bu dergi neyin nesi? Bilmeyenler, duymayanlar vardır. Onlar da bu derginin ne olduğunu bilsinler. CHP ve MHP adayının elinde tuttuğu dergi bir sayısında kapakta Bediüzzaman Said Nursi'ye çok ağır hakaret etti. Yetmedi. Bir başka kapağında CHP'nin şu andaki genel müdürüne çok ağır hakaret etti. Yani Kılıçdaroğlu'na. Bu dergi birkaç kapağında ırkçı bir dille, Hitler'i aratmayan bir söylemle Kürt kardeşlerimize hakaret etti. Bu dergi çeşitli kapaklarında açık açık darbeyi savundu. Yetmedi. Şahsıma da çok hakaretleri oldu. Bir değil, iki değil devamlı" diye konuştu.

Erdoğan, söz konusu derginin bir başka kapağında merhum Muhsin Yazıcıoğlu'na çok ağır hakaret edildiğini belirterek, şöyle devam etti:

"Söylemek istemezdim. Bugün söyleyeceğim. Muhsin Yazıcıoğlu kardeşimin mirasını taşıyan parti gitmiş, şimdi bu adaya destek vereceğini açıkladı. Allah aşkına bu nasıl bir karnı genişliktir. Bu nasıl bir ilkesizliktir. 30 Mart seçimleri öncesinde merhum Yazıcıoğlu'nun kemiklerini sızlattılar, şimdi bir kez daha onun hatırasını ayaklar altına alıyorlar. Yatıyorlar, kalkıyorlar söyledikleri bir şey var. Neymiş. 'Bu hükümet Yazıcıoğlu'nun faillerini bulmamış'. Bu ne zavallılık. Bizim karşımızda bu tür şeyleri konuşamıyorlar. Ziyaretlerine gittiğimde bu tür şeyleri söyleyemiyorlar. Merhum Yazıcıoğlu'nun artık ölümünün üzerinden oy devşirmeyi bırak. Bir şey alamazsın. Geçen seçimde ölüm anıydı kendisine vefayı halkımız Sivas'ta gösterdi. Şimdi ne yaptı? Sivas'ta neredeyse yok denecek noktaya geldi. Bu millet bu duygu sömürülerine bir kere prim verir, iki kere prim verir. Ondan sonra teper. Büyük Birlik Partisi'ne gönül veren kardeşlerim inşallah bu ihaneti görecekler. Onlar da partilerinin yönetimine inşallah gereken cevabı verecekler."

Göğebakan unutulmadı

Mitingin sonunda Başbakan Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ile katılımcılara tişört ve karanfil attı. 

Başbakan Erdoğan, kürsüden inmeden önce kendisi için "Uzun Adam" isimli şarkıyı besteleyen sanatçı Murat Göğebakan'a "geçmiş olsun" diledi. Göğebakan'ın rahatsız olduğunu ifade eden Erdoğan, mitinge katılan Tekirdağlılara seslenerek, "Diyorum ki şu ramazan ayında Murat kardeşimizi de dualarınızdan mahrum etmeyin. Ona da dualar edin. İbadetlerinizde, orucunuzda dualar edin. Rabbim inşallah şifasını lütfetsin. Bu sanat hayatına da aynı şekilde başarıyla devam etsin. Rabbim inşallah o dayanma gücünü kendisine versin, yar ve yardımcısı olsun. Dert verip derman aratmasın" ifadelerini kullandı. 

Katılımcıların Ramazan Bayramı'nı da tebrik eden Erdoğan, "Bu ramazan çok mahzun geçti. Zira Filistin mahzun, Suriye mahzun, Mısır mahzun, Irak mahzun, Myanmar mahzun, dünya Müslümanları mahzun. İnşallah güçlü bir Türkiye ile bunları da aşacağız. Ben buna inanıyorum. Hepinizi Allah'a emanet ediyorum" diyerek sözlerini tamamladı.  

Muhabir: Muharrem Aksakallı, Etem Geylan, Hatice Şenses Kurukız, Hanife Sevinç, Halil İbrahim Başer

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın