Dolar
32.56
Euro
34.81
Altın
2,323.25
ETH/USDT
3,167.00
BTC/USDT
64,814.00
BIST 100
9,722.09
Politika, arşiv

"Kendilerine yeni Kabe arayanları Kur'an rahatsız eder"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kendilerine yeni Kabeler arayanları, Kur'an elbette rahatsız eder. Bunların da kimler olduğunu biliyorsunuz" dedi.

14.05.2015 - Güncelleme : 14.05.2015
"Kendilerine yeni Kabe arayanları Kur'an rahatsız eder"

VAN

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beşyol Meydanı’nda düzenlenen toplu açılış töreninde konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2013 yılı Ekim ayında Van’a yaptığı ziyaret sırasında da yatırım bedeli 1,5 milyar lira olan yatırımların toplu açılını gerçekleştirdiğini anımsatarak, “Van’a hizmetleri 1,5 katrilyonluk bölümler halinde kazandırdık, kazandırıyoruz. 12 yılda Van’a yaptığımız toplam yatırım ne biliyor musunuz? Tam 17,5 katrilyon lira. Doğu ve Güneydoğu bölgelerimize 12 yılda yaptığımız toplam yatırım ne biliyor musunuz? Bu yılın fiyatlarıyla 260 katrilyon lira, yani yaklaşık 100 milyar dolar” şeklinde konuştu.  

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Milli Eğitim Bakanlığının 41 yatırımını, Gençlik ve Spor Bakanlığının Erçiş’te tamamladığı 12 Dev Adam Spor Salonu’nu, Van 100. Yıl Üniversitesinin 9 farklı projesini, Kültür ve Turizm Bakanlığının çeşitli restorasyon projelerini, Sağlık Bakanlığının yatırımlarını, Kalkınma Bakanlığı Fuar Merkezi ve Urartu Müzesi inşaatını, AFAD’ın altyapı projelerinin açılışını gerçekleştireceklerini anlattı.

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Van’da 2002 yılında  ne kadar bölünmüş yol vardı biliyor musunuz? 36 kilometre. Ne kadar zamanda yapıldı 79 senede? Biz, 12 yılda Van’a ne kadar bölünmüş yol kazandırdık? 475 kilometre. Şimdi soruyorum; ey benim Kürt kardeşim, sen hizmete mi oy vereceksin, yoksa musluklardan kan akıtanlara mı oy vereceksin? Bilboardlarda, raketlerde, duraklarda musluklardan kan akıyordu, fakat eleştiriler başlayınca, şimdi bugün baktık ki musluklardan akan suyun rengi değişmiş. Ah benim Kürt kardeşim, canım kardeşim biz size sevdalıyız, ama siz bizi anlamakta zorlanıyorsunuz. 7 Haziran bir kırılma noktasıdır. 7 Haziran’da terörü arkasına alanlar mı kazanacak, yoksa bu millete sevdalı olanlar mı kazanacak? Bu bakımdan çok önemli.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “dik dur eğilme gençlik seninle” tezahüratları yapan gençlere seslenerek, “Şu konuda rahat olun; biz sadece Allah'ın huzurunda rükuda eğiliriz. Biz, böyle örgüt liderlerinin karşısında eğilenlerden değiliz. Biz, legal görünümlü illegal örgütlerin de örgütlerin de liderlerinin karşısında eğilenlerden değiliz. Bizde ubudiyyet sadece Allah’adır. Kula kulluk yok bizde, sadece Allah’a kulluk var” dedi.

Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından basılan "Feqiye Teyran'ın Divanı" kitabının artık Türkiye'de ret, inkar, asimilasyon politikalarının geride kaldığının örneği olduğunu belirten Erdoğan, AK Parti'yi kurdukları zaman bölgenin kanaat önderlerinin kendilerinden olağanüstü hal uygulamasını kaldırmalarını istediğini ve bunu bir ay içerisinde gerçekleştirdiklerini anımsattı. 

Batman, Diyarbakır, Siirt ve Mardin'de paylaştığı Kur'an-ı Kerim'in Kürtçe mealini gösteren Erdoğan, başta Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez olmak üzere kitabın basılmasında emeği geçenlere teşekkür etti.    

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Birileri benim Kur'an'ın Kürtçe mealini sizlerle paylaşmamdan rahatsız oldular. Hatta terör destekli olan partinin eş başkanı da dedi ki, 'Bu aslında Diyanet İşleri Başkanlığına ait değil, bu bir özel vakfın hazırladığı Kürtçe Kur'an mealidir.' Bir başkasında da dedi ki 'Bu bir tane olarak basıldı ve Cumhurbaşkanına gönderildi.' Hemen ertesi gün Diyanet İşleri Başkanlığı cevabını verdi, dedi ki, 'Biz şu anda ilk etapta 10 bin Kürtçe Kur'an meali bastırdık ve bunu bölgeye gönderdik, gönderiyoruz' dedi. 

Onların rahatsızlığının aslında bizatihi Kur'an'ın kendisinden kaynaklandığını biliyorum. Zaten kendileri de bunu açıkça söylüyor. Ne diyorlar, 'Okullardan zorunlu din dersleri kaldırılsın.' Niye kaldırılsın? Niye rahatsız oluyorsun? Zorunlu din dersi Anayasa'nın amir hükmü olarak var. Nasıl var, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi olarak var."

Din dersini seçmeli olarak da müfredata koyduklarını anımsatan Erdoğan, "İmansız olan bir milletin batması haktır, sen sahip olursan bu millet batmayacaktır" dedi.

"Kendilerine yeni Kabe arayanları" Kur'an'ın elbette rahatsız edeceğinin altını çizen Erdoğan, "Bunların da kimler olduğunu biliyorsunuz. Benim Kürt kardeşlerim, dinine sadıktır, dinine sahiptir. Öyleyse Zerdüştlük dinini kendilerine din edinen yöneticilere gerekli cevabı verecektir diye düşünüyorum" görüşünü dile getirdi.

"Birbirinden farkı yok"

HDP ve CHP'nin din ve inanç konusunda birbirinden farkı olmadığını savunan Erdoğan, CHP'nin Çankaya'yı, HDP'nin de Taksim'i kendisine Kabe olarak seçtiğini ifade etti. Erdoğan, "Kabemize de Kur'anımıza da sahip çıkmayı sürdüreceğiz" dedi.

Erdoğan, şunların da altını çizdi:

"Marjinallere, her türlü aşırılıklara, her türlü sapkınlık içerisinde olanlara verdikleri değeri Kabe'ye vermeyenlere bu millet asla itibar etmeyecektir. Siyasette pusulayı şaşırmışlardı şimdi de kıbleleri yok, kıblelerini şaşırdılar. Allah şaşırtmasın. Bir defa bu yola girdi mi nerede duracağınızı artık Allah bilir. 

"Gerek Özgür Suriye Ordusu, gerek Peşmergelerin topraklarımızdan Kobani'ye girmesine biz müsaade ettik. Biz müsaade etmesek gidebilirler miydi?" diyen Erdoğan, şunları söyledi:

"Ey HDP, sen kimsin ya? Bunu sen yönetmiyorsun ki biz yönetiyoruz, biz müsaade ettik ve gittiler. Niye? Çünkü Kobani'de DEAŞ'a gerekli dersin verilmesi gerekiyordu. DEAŞ terör örgütü de Türkiye'yi suçluyor, bölücü örgüt de Türkiye'yi suçluyor, demek ki ortak yanları var. Yaptığı 'sokaklara inme çağrısı' yüzünden ölen insanların kanı elindeyken, hala demokrasiden, özgürlükten, haktan bahsedenin vicdanı kurumuş demektir."

"Bu makamlara biz sahip çıkacağız"

Diyanet İşleri Başkanı'na saldırıldığını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:

"Terörün desteğindeki parti de saldırıyor, paralel yapı da saldırıyor. El ele vermişler. Ana muhalefet saldırıyor. Bunlarda saygı diye bir şey yok. Çok enteresan. Ne diyorlar? 'O Mercedes, bunların yapacağı işlerin kaynağıymış' ve bir de bedel koyuyorlar. Neymiş? Değeri bir milyon. Eski rakamla bir trilyon. Böyle bir şey yok. Dün Arnavutluk seyahatinde Diyanet İşleri Başkanımızla beraberdik. 'Nedir bunun fiyatı?' dedim. Söyledi, 330 bin Lira. Şimdi, bu iftirayı atanların çoğunun altında Mercedes var. Türkiye'de bizim koskoca Diyanet İşleri Başkanlığımızda makama tahsisli bir Mercedes araç olmasından daha doğal, daha tabi ne olabilir? Sayın Diyanet İşleri Başkanımıza ve ailesine edepsizce, ahlaksızca saldıranlara gereken dersi vermeye hep birlikte hazır mıyız? Bu makamlara biz sahip çıkacağız, sahip çıkmamız lazım. Eğer, dini kanaat önderleri bu noktada korunmayacak olursa, bilesiniz ki bu aynen tesbihin ucundaki imame gibidir. O imame koptuğu zaman tesbih nasıl dağılırsa, evet önümüzdeki önderler, onlar yok olduğu zaman aynen dağılırız. Buna  fırsat vermeyeceğiz. Buna hazır mıyız?"

"Alevilik, Hazreti Ali'yi sevmekse ben aleviyim"

Van'da vatandaşlara seslenerek, "Van, imam hatiplerin kapatılmasına izin verip verir mi?" diye soran Erdoğan, "Hayır" cevabı üzerine "Biz de bunu söylüyoruz zaten" dedi.

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu millet, Ali'siz Alevilik fitnesini çıkartanları aday gösterenlere, hak ettiği cevabı da verecektir, buna inanıyorum. İşte, terör örgütünün desteklediği o siyasi partide de ne yazık ki Ali'siz Aleviliğin önde olanlarından da bir tane var. Ben, aleviliği öyle tanımadım. Hazreti Ali'yi sevenler olarak tanıdım. Alevilik, Hazreti Ali'yi sevmekse ben Aleviyim. Ama bunların böyle bir derdi yok. Darbecileri cennetlik ilan ederken, ülkesi için gece gündüz çalışanları ağızlarını köpürterek beddua edenlere milletimiz hak ettiği cevabı verecektir. Öyle mi, buna da var mıyız?"

Erdoğan, "Milletimle yaptığım bu hasbıhali, yeni anayasa çağrımı da tenkit ediyorlar. Durmadan, muhalefetteki partiler, Yüksek Seçim Kuruluna müracaat ediyorlar. Ne diyorlar, söyleyeyim. 'Bu Cumhurbaşkanı, meydanlara çıkmasın' diyorlar. Hele hele bu terör örgütü desteğinde olan parti var ya, iki kere müracaat etti. İkisinde de ret cevabı aldı, yine usanmadı. Yine devam ediyor. Bunlar, anayasayı falan da bilmiyor" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Biz her türlü sıkıntıyı, zorluğu, riski göze alıp çözüm süreciyle anaların gözündeki yaşı kurutmaya çalışıyoruz. Ama evlatları dağa kaçırılan benim Kürt analarım nasıl ağlatıldı biliyorsunuz değil mi? Günlerce, haftalarca, aylarca ağlatıldı mı? Kaçıranlar kim? Söylememe gerek var mı? Bunlara gerekli dersi vermek gerekiyor. Kardeşlerim lütfen oyunuzu verirken, bir etnik düşünceyle vermeyin. Ben Kürt kardeşlerimin temsilcisi olarak bunları kabul etmiyorum" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gelişi sebebiyle bazı cadde ve sokaklara Kürtçe ve Türkçe olarak "Cumhurbaşkanımız Van'a hoşgeldiniz" afişleri asılırken, Van'ın birçok noktasına asılan ve siyasi polemik konusu olan "kan akan çeşme" afişleri yerine, Van Su ve Kanalizasyon İdaresi (VASKİ) tarafından su temalı afişlerin asılması dikkati çekti. 

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.