Dolar
32.46
Euro
34.72
Altın
2,339.43
ETH/USDT
3,145.90
BTC/USDT
64,029.00
BIST 100
9,915.62
Gündem, arşiv

Bu yıl hac ibadeti buruk geçiyor

Diyanet İşleri Başkanı Görmez, bu yıl hac ibadetinin buruk geçtiğini ifade ederek, "İslam coğrafyasında dökülen kanın Müslümanlar üzerinde oluşturduğu üzüntü hacda hissediliyor" dedi.

12.10.2013 - Güncelleme : 12.10.2013
Bu yıl hac ibadeti buruk geçiyor

MEKKE

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Mekke'deki Hac Organizasyon Merkezi'nde değerlendirme toplantısı düzenledi.

Diyanet'in bu yılki hac organizasyonuna ilişkin bilgi veren Görmez, Kabe'deki inşaat çalışmaları nedeniyle getirilen yüzde 20 kota indirimi yüzünden bu yıl nisbeten daha sakin, daha dingin bir hac dönemi yaşandığını söyledi.

"Bu yıl hac ibadeti diğer yıllara göre nispeten buruk geçiyor" diyen Görmez, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İslam coğrafyasında olup bitenlerin, dökülen kan ve gözyaşının Müslamünlar üzerinde oluşturduğu üzüntünün hissedildiğini görüyoruz. Buna rağmen dilleri, renkleri, ırkları, mezhepleri, coğrafyaları farklı milyonlarca Müslümanın burada varlığı bir umut. Farklı dillerden insanların dualarını birleştirmeleri, başka dünyalarda kavga sebebi olan hususların birlik potası içinde erimiş olması, ümitvar olmamızı sağlıyor."

Haccın iç içe geçmiş beş yolculuk olduğunu ifade eden Görmez, bunları, "kişinin kendi dünyasına yaptığı yolculuk, ahirete yapılan yolculuk, Müslüman kardeşlerine yaptığı yolculuk, tarihe yapılan yoluculuk ve Allah'ın evine yapılan yoluculuk" olarak sıraladı.

"Keşke o tarihin bütün izlerini görebilme imkanına sahip olsaydık"

Haccın Hz. Adem ve Hz. İbrahim'den başlayıp peygamberimiz Hz. Muhammed'le zirve yapan muhteşem tarihe bir yolculuk olduğunu belirten Görmez, "Keşke o tarihin bütün izlerini görebilme imkanına sahip olsaydık. Keşke bu topraklar bir tarihsizleştirme uygulamasıyla karşı karşıya kalmasaydı. O büyük peygamberlerin, sahabilerin mekanlarını görebilme, düşünebilme imkanına sahip olsaydık. Bugün birkaç mekan hariç neredeyse Hz İbrahim'le başlayan, Hz. Peygamberimizle süreklilik kazanan tarihin izlerini büyük oranda görme imkanına maalesef sahip değiliz. Bu da bizi üzen hususlardan bir tanesidir" şeklinde konuştu.

Bahsedilen 5 yolculuk hakkıyla yerine getirilmezse daha tehlikeli altıncı bir yolculukla karşılaşılacağına dikkati çeken Görmez, onun da Suudi Arabistan yolculuğu olacağını söyledi. Görmez, "Onun için talepler, imkanlar arttıkça, mekanlar lüks hale geldikçe özellikle hac ibadetinin o büyük ruhunun zayıfladığını görüyoruz" dedi. 

70 bin Türk hacı adayı kutsal topraklarda

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın hac organizasyonuna ilişkin bilgiler de veren Görmez, Avrupa'dan gelenlerle birlikte 70 bin Türk hacı adayının kutsal topraklarda olduğunu bildirdi.

Diyanet'in 1979'dan beri hac organizasyonu düzenlediğini ifade eden Görmez, o günden bugüne bazı eksikliklerle dünyada parmakla gösterilen organizasyonlar bir tanesi olduğunu söyledi.

Yaklaşık 4 bin görevliyle adeta hacı adayları için seferber olduklarını belirten Görmez, "Hacılar için Allah'ın misafirleri ifadesi kullanılır. Allah'ın misafirlerine hizmeti şeref bilen bir anlayışla hizmet ediyoruz. Müzdelife'den Mina'ya 1-2 kilometre bazı hacılarımızı sırtlayıp taşıyan gizli kahramanlarımız var" dedi.

18 hacı adayı hayatını kaybetti

Kadın hacı adaylarının da bu yıl nispeten daha düzenli, kimseyi rahatsız etmeden bir hac yaptığını ifade eden Görmez, "Her yerde şikayetçi olduğumuz erkek egemen anlayışın tavafta dahi önce çıktığını görüyoruz. Organizasyonumuz içerisindeki her kafilede yer alan kadın din görevlisi kardeşlerimizin önemli hizmetler ettiğine şahit oluyoruz" dedi.

Türk hacı adaylarının hala yaşlarının yüksek olduğunu ifade eden Görmez, şimdiye kadar 18 hacı adayının hayatını kaybettiğini bildirdi.

1 milyon 370 bin kişi hac için bekliyor

Türkiye'de yıllardır müracat edip hac ibadetinin hasretiyle kavrulan insanlar bulunduğunu vurgulayan Görmez, müracaatını yapıp halen bekleyenlerin sayısının 1 milyon 370 bin olduğunu belirtti.

Anadolu'yu ziyaretleri sırasında kendisine yöneltilen "Bana ne zaman sıra gelecek?" sorusuna cevap bulamadığını vurgulayan Görmez, yüzde 20 kota indirimi nedeniyle bu sene haccı çıkıp da gelemeyen 14 bin 800 hacı adayı ile 7 yıl üst üste müracaat edip de çıkmayanlara daha önce vaatte bulunduklarını hatırlattı.

Bu sene gelmesi gerekip de gelemeyen 14 bin 800 hacı adayını gelecek yıl kuraya tabi tutmadan hacca getireceklerini yineleyen Görmez, şunları söyledi:

"Daha önce vadettiğimiz ikinci bir grup var. 7 yıl üst üste müracaat edip 8. yıla intikal eden hacı adaylarının tamamını kuraya tabi tutmadan buraya getireceğimiz vadetmiştik. Kota indirimi olmasaydı bu vadimizi tamamiyle yerine getirmiş olacaktık. 7 yıl üst üste müracaat edenlerin sayısı 76 bin 140 ancak bunun üzerine bir de 14 bin 800 getiremediklerimizi ilave oldu. Bütün imkanlarımızı seferber ederek gelecek yıl, eğer herhangi bir yeni kota indirimi olmazsa ve biraz daha artırma imkanına sahip olursak, hem bu sene  gelmesi gerekenleri hem de üst üste müracaat edenleri getiririz diye umut ediyoruz. Olmazsa geri kalan kısmını da bir sonraki seneye kurasız getirmeyi planlıyoruz."

Hayvan hakları ve çevre sağlığına vurgu

Kurban ibadetinin kişiyi Allah'a yakınlaştıran bir ibadet olduğunu vurgulayan Görmez, "Bunu yaparken bizi rabbimizden uazaklaştıracak hareketlerden kaçınmalıyız. Hayvana eziyet edildiği, insan sağlığına, çevre sağlığına, temizliğe uyulmadığ zaman rabbimizden uzaklaşmaya vesile olur" diye konuştu.

Zaman zaman kurban kesimi sırasında yanlış uygulamalar olduğuna işaret dene Görmez, hayvan haklarını literatüre sokanların Müslümanlar olduğunu, bu yüzden hayvan haklarına riayet edilmesi gerektiğini belirtti.

Gazetecilerin sorularını yanıtladı

Gazetecilerin soralırın da yanıtlayan Görmez, Kabe'deki çalışmalar bittikten sonra kotalarda artırım olup olmayacağı yönündeki soru üzerine, kısa vadede bunun mümkün olmadığını ancak uzun ve orta vadede olabileceeğini söyledi.

Hacca İslam ülkelerinden sürekli talep arttığına dikkati çeken Görmez, bazı ülkelerin kotayı kullanamadığını, Çin'deki Müslümanların bu hakkını yeni kullanmaya başladığına işart etti.

Mekke ve Medine'de daha önce 60-70 yıllarda kürsüler oluşturularak Türk hacı dayalarına konuşmalar yapıldığını hatırlatan Görmez, bu yöndeki taleplerini Suudi Arabistan makamlarına ilettiklerini, istenen isimlerin de bildirildiğini ancak bu seneye yetişmediğini, gelecek yıl hem Mescid-i Haram hem de Mescid-i Nebevi de bunun başlayacağını ümit ettiğini söyledi.

Kabe'de okunun hutbelerin başka dillere çevrilmesi konusunda da çalışma olduğunu ifade eden Görmez, Sultanahmet Camisi'ndekine benzer bir uygulamanın hayata geçirilmesinin düşünüldüğünü ancak buna henüz şahit olmadıklarını kaydetti. Arafat'taki vakfe duasının farklı dillerde yayınlanmasına ilişkin de Görmez, TRT Arapça ve İngilizce bir kanalda duanın altyazıyla verilmesi için çalışma başlatıldığını belirtti.

Ağır hastalara helikopterle vakfe yaptırılacak

Diyanet'in Mekke ve Medine'deki hastanelerinde şu anda yatan hasta sayısının 45 olduğunu açıklayan Görmez, bunlardan 42'sini ambulanslarla Arafat'a çıkaracaklarını, diğer 3 kişiye de helikopterle Arafat Vakfesi yaptıracaklarını vurguladı.

"Buraya hayat bulmaya gelinir, ölmeye değil"

Kutsal topraklarda vefat edenlerin Türkiye'ye gönderilip gönderilemeyeceğine ilişkin soruya karşılık da Görmez, "Buraya hayat bulmaya gelinir, ölmeye değil. Gelince emr-i hak vaki olduğunda yapılacak birşey yok. Aile talep ettiği zaman Türkiye'ye alınabilir ama şu ana kadar örneği yok" dedi.

Mekke ve Medine'deki, Sevr ve Hıra mağaraları gibi mekanların çevresindeki kirliliğin hatırlatılması üzerine de Görmez, Arafat'ta bu yıl bütün çadırlara çöp torbası bırakılacağını, örnek olsun diye çöplerin bu poşetlere konulup toplanacağını belirtti, diğer yerlerde de bu anlayışın hayata geçirilebileceğini kaydetti.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.