Dolar
32.33
Euro
35.07
Altın
2,220.55
ETH/USDT
3,561.00
BTC/USDT
70,829.00
BIST 100
9,079.97
Politika, arşiv

'Türkiye'nin yolu açık'

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, güven ve istikrarın Türkiye'nin en önemli varlığı olduğunu belirterek, "Güven ve istikrar ortamı korundukça Türkiye'nin önü ve yolu açık" dedi.

01.04.2015 - Güncelleme : 01.04.2015
'Türkiye'nin yolu açık'

TBMM

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, güven ve istikrarın Türkiye'nin en önemli varlığı olduğunu belirterek, "Güven ve istikrar ortamı korundukça Türkiye'nin önü ve yolu açık. Zaten güven ve istikrar olmayınca, ekonomi politikasıyla ilgili ne yaparsanız yapın sonuç almanız mümkün değil" dedi. 

HDP'nin, kendisi hakkında verdiği Gensoru önergesi üzerinde konuşan Babacan, dünyada 2008 krizinin etkilerinin hala devam ettiğini, büyümede genel olarak yavaşlamanın söz konusu olduğunu, Avrupa'daki ciddi ekonomik sıkıntılar ve çevre ülkelerdeki jeopolitik risklere rağmen Türkiye ekonomisinin büyümeye devam ettiğini, geçen yıl yakalanan yüzde 2,9'un bütün şartlarda olumlu olduğunu belirtti.

Babacan, Türkiye'nin sınırında savaş yaşayıp da bir şey yokmuş gibi büyümeye devam edebilen bir ülke olduğuna işaret ederek, şöyle konuştu:

"Avrupa ile bunca yoğun ticaret ve finansman bağlarına rağmen Avrupa'daki krizin 2008 yılından beri bütün şiddetiyle devam etmesine rağmen Türkiye, olumlu şekilde ayrışmış durumda ve büyümeye devam etmekte. Geçtiğimiz dönemde yaşanan kriz, küçümsenecek bir kriz değil. Son 100 yılın en büyük ekonomik ve finansal krizi, maliyeti 2. Dünya Savaşı'nın getirdiği maliyetten daha fazla. Pek çok ülkenin parlamentosu bu dönem içinde çok zor kararlar aldı, çok acı reçeteler uygulanmak zorunda kaldı. Biz çok şükür Türkiye'de bu tür olumsuzlukların hiçbirini yaşamadık. Bu kadar sıkıntılı tabloya rağmen topyekün kalkınmaya devam ettik. Nereden bakarsak bakalım, 230 milyar dolardan 800 milyar dolara ulaşmış ekonomimiz var. Dünya Bankası'nın sınıflamasına göre alt orta gelir grubundan, üst orta gelir grubuna resmen yükseldik. AB ortalamasının yüzde 35'inden, yüzde 53'üne yükselen bir refahımız var. Türkiye'de gelir dağılımı bu süre içinde düzeldi. Tüm OECD ülkeleri içinde gelir dağılımının en hızlı düzeldiği ülke olduk.

Dünya Bankası'nın son raporlarına göre, son 10 yılda Türkiye'de orta sınıfın büyüklüğü tam iki kat artı. Nüfusumuzun yüzde 22'si uluslararası standartlarda orta sınıf diye tanımlandırılırken, şu anda bu yüzde 44'e yükselmiş durumda. Türkiye'de büyüme rakamlarında düşüş olsa da istihdam artmaya devam ediyor. İşgücüne katılım da artıyor. Başta kadınlarımız olmak üzer halkımız daha çok çalışma hayatına katılmak istiyor. İstihdam artmasına rağmen  işsizlikte belli oranlarda artış söz konusu... Ama Türkiye kadar yüksek istihdam üreten ülke yok. Bütün bu büyümeyi mali disiplinle sağladık. Bir yandan büyürken bir yandan borç stoğumuzu düşürdük. Kısa vadeli sürelerde büyüme kolaydır; bazen para basarak bazen bütçe açıklarını alabildiğine yükselterek ülkeler kısa vadede büyümeyi elde edebilir. Bizim büyümemiz böyle bir büyüme değil. Dengeli, sıhhatli, kaliteli bir büyüme... Büyümeyle beraber bizde enflasyonla mücadele, bütçe disiplini devam ediyor. Son açıklanan rakamlara göre de borcumuzun milli gelire oranı yüzde 33,5'e düşmüş durumda."

Türkiye'nin güçlü bir bankacılık sektörü olduğunu ve BDDK'nın sektörü yakından izleyip, dengeli ve sağlam büyümesi için gerekli her türlü tedbiri aldığını anlatan Babacan, sözlerine şöyle devam etti:

"Para politikalarında Merkez Bankamızın temel amacı fiyat istikrarını sağlamak. Merkez Bankamız Hükümet ile birlikte enflasyon hedefini tespit ediyor ve bu hedefle uyumlu fiyat istikrarını sağlayıcı para politikasını belirliyor. Merkez Bankası'nın uygulayacağı para politikası ve kullanacağı araçları doğrudan kendisinin belirleme yetkisi bulunmakta. Merkez Bankası, geleneksel araçların yanı sıra yeni politikası çerçevesi dahilinde faiz koridoru, rezerv opsiyon mekanizması gibi araçlardan da yararlanıyor. ayrıca, Merkez Bankamıza fiyat istikrarı sağlama amacıyla çelişmemek kaydıyla hükumetin büyüme ve istihdam politikalarını destekleme ve finansal sistemde istikrarı sağlayıcı, para ve döviz piyasalarıyla ilgili düzenleyici tedbirleri alma görevi de tevdi edilmiş durumda." 

 Doların pek çok para birimi karşısında değer kazandığını belirten Babacan, Avro'nun son bir yılda ABD Doları'na karşı yüzde 28 değer kaybederken, Türk lirasının ise yüzde 21 değer kaybettiğini söyledi. Değerlendirme yaparken sadece Türkiye'ye özgü koşulara değil, dünya koşularına da dikkat edilmesi gerektiğini belirten Babacan, "Dışa açık ekonomi kuşkusuz  küresel dalgalanmalardan etkilenir" dedi.

Konuşmaların ardından Babacan hakkındaki Gensoru'nun gündeme alınması kabul edilmedi. 

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın