Dolar
32.37
Euro
34.92
Altın
2,233.04
ETH/USDT
3,554.10
BTC/USDT
70,717.00
BIST 100
9,079.97
Yaşam, arşiv

Osmanlı padişahlarının bilinmeyen yüzü

Abdülhamit Han'ın 4. kuşaktan torunu Nurhan Osmanoğlu ile koku eksperi Ergül'ün araştırmaları, Osmanlı padişahları hakkında ilginç bilgileri ortaya çıkardı.

21.06.2015 - Güncelleme : 21.06.2015
Osmanlı padişahlarının bilinmeyen yüzü

İSTANBUL - SELAMİ KÜÇÜKOĞLU

Abdülhamit Han'ın 4. kuşaktan torunu Nurhan Osmanoğlu ile koku eksperi ve sosyolog Bihter Türkan Ergül'ün yaptığı arşiv araştırmalarında, Osmanlı padişahları hakkında ilginç bilgiler gün yüzüne çıktı.

Nurhan Osmanoğlu, Osmanlı padişahlarının kullandıkları kokuları araştırırken, saraylarda kullanılan ilaçların ve sefere çıkılmadan önce yapılan hazırlıkların bilgisine de ulaştıklarını anlattı. 

Osmanoğlu, şöyle konuştu:

''Sadece dedelerimizin kullandığı kokuları gün yüzüne çıkarmadık, onların gündelik hayatta sağlıklı yaşamak için hastalıklara karşı nasıl bir tedavi yöntemi kullandıklarını da öğrenmiş olduk. Mesela dedemi görmedim. Onun sıcaklığını hissetmedim. Ama dedemin kokusu burnuma geliyor. Ben dördüncü kuşak torunu olarak bunun anlatılmaz bir heyecan olduğunu dile getirebilirim. Haremdeki cariyeler veya huzura çıkacak hanımlar, kız kardeşler, yasemin ve çiçek kokuları kullanırmış. Bu kokular aynı zamanda sarayda depresyon ve sinir yatıştırıcı özelliği nedeniyle ilaç olarak da kullanılırmış. Baş ağrısı veya migreni olanlar ilaç olmadığı için genelde reyhanla şakaklarını ovarlarmış. Diş ağrıları, ağız yaraları ve ağız kokuları için karanfil yağı kullanırlarmış.''

Sefere çıkan askerlere küflü peynir 

"Kanuni Sultan Süleyman'ın, kış aylarında sefere çıkarken askerlerine bağışıklık sistemlerinin kuvvetli olması için küflü peynir yedirdiği bilgisine ulaştık" diyen Osmanoğlu, küflü peynirin antiseptik özelliği olduğuna işaret etti.

Osmanoğlu, Abdülhamit Han'ın sabah kahvaltısından önce mutlaka kahve içtiğini ifade ederek, "Tüm Osmanlı padişahları, ramazan ayından bir hafta önce Eyüp Sultan Camisi'nin kubbelerini safran, gül ve amber sularıyla yıkatırmış. Bunu da sabah gün ağarırken, gün ışığının vurduğu kubbelerden etrafa güzel ve ferah kokular yayılması için yaparlarmış'' dedi.

Yavuz Sultan Selim'in başlattığı bir geleneğe de dikkati çeken Osmanoğlu, "Savaş sırasında hastalanmamaları için sefere çıkmadan önce Yeniçerilere mevlevihanenin sekizgen havuzunda toplanan yağmur suları içirilirmiş. Bu gelenek Yavuz ile başlatılmış" ifadelerini kullandı. 

Osmanoğlu, arşiv araştırmalarıyla ilgili şu bilgileri paylaştı:

"Sultan Abdülhamit Han'ın adı 'Ferhan' olan atı sefere çıkarken gül yağıyla tımar edilirmiş. Gül yağı hayvanlarda, özellikle atlarda kullanılınca kana karışıp atın daha enerjik olmasını sağlarmış. 1. Ahmet, 4. Murat ve Kösem Sultan sabah çaylarına tarçın katarlarmış. Tarçın üşümeyi önlermiş. Ayrıca bazı padişahlar da sefere çıkarken vücutlarına tarçın yağı sürer, seferde de yine tarçınlı çay içerlermiş.''

Padişah kokuları tescillendi

Saraylarda kullanılan kokuları Osmanoğlu ile birlikte araştıran koku eksperi ve sosyolog Bihter Türkan Ergül ise padişah kokularının tescillendiğini belirterek, "Yaptığımız arşiv araştırmasında padişah kokularının aynı zamanda tedavi yöntemlerinde de kullanıldığının ortaya çıkması, araştırmaları farklı bir alana çekti'' şeklinde konuştu. 

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın