İSTANBUL (AA) - İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi'nin A&B İletişim işbirliğiyle Prof. Dr. Alaeddin Asna anısına düzenlediği 9. İletişim ve Halkla İlişkiler Sempozyumu, 'Halkla İlişkiler ve Sürdürülebilirlik: Geleceği İnşa Eden İletişim Stratejileri' başlığıyla gerçekleştirildi.

Üniversiteden yapılan açıklamaya göre, santralistanbul Kampüsü'nde iki gün süren sempozyumda sürdürülebilirlik, dijitalleşme, etik ve toplumsal etki ekseninde güncel iletişim pratikleri ele alındı. Program kapsamında toplam 20 bildiri sunuldu.

Sempozyumun ilk gününde toplumsal dönüşüm, dijital iletişim, kurumsal sürdürülebilirlik, sosyal etki ve iklim iletişimi gibi başlıklar tartışıldı. Etkinlikte, dijital arkeolojiden yapay zeka uygulamalarına, sanal içerik üreticilerden afet iletişimine uzanan farklı konular sürdürülebilirlik perspektifiyle değerlendirildi.

Etkinliğin ikinci gün ise kurumsal sürdürülebilirlikte güven, etik, toplumsal cinsiyet eşitliği ve paydaş ilişkilerinin ele alındığı oturumla başladı. Sempozyum, iletişim sektörünün temsilcilerinin katıldığı yuvarlak masa oturumuyla tamamlandı.

İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Tasarımı ve Yönetimi Bölümü Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Barika Göncü'nün moderatörlüğünde, 'Sürdürülebilirlik Uygulamaları: Sorunlar, Deneyimler ve Geleceğe Bakış' başlıklı yuvarlak masa oturumu da gerçekleştirildi.

- 'İletişim gezegene ve topluma zarar veren hiçbir şeyi destekleyemez'

Açıklamada görüşlerine yer verilen İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Itır Erhart, sektöre yön veren Prof. Dr. Alaeddin Asna adına düzenlenen sempozyuma ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyduklarını belirtti.

Erhart, 'O, endüstrimizin standartlarını şekillendirdi ve hepimiz için bir pusula oldu. Fakültemize de çok emek verdi. O yüzden bizim için ayrıca çok özel bir yeri var.' değerlendirmesinde bulundu.

A&B İletişim Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Asna da iletişimin manipülasyona değil, şeffaflık, toplumsal fayda ve sürdürülebilirlik temellerine dayanması gerektiğini aktardı.

Asna, halkla ilişkilerin görünürlük yaratma değil, doğruluğu, şeffaflığı ve toplumsal faydayı görünür kılma sorumluluğu olduğunu kaydederek, 'Sürdürülebilirlik bir trend değil, iletişimin ahlaki çerçevesidir. İletişim gezegene ve topluma zarar veren hiçbir şeyi destekleyemez. PR da yüzeysel hikayeler yerine kanıta ve sosyal etkiye dayanmak zorundadır.' ifadelerini kullandı.

İDA Yönetim Kurulu Başkanı ve Excel İletişim Üst Yöneticisi (CEO) Burçak Taşkın Yurdakul da kurumsal sosyal sorumluluğun bağış merkezli bir yapıdan salgın sonrası görünürlüğü artan bir 'sosyal etki' odağına kaydığını vurguladı.

Yurdakul, 'Proje üretmekten çok, iletişime taşınacak bir başlık arıyoruz, bu yüzden gerçek derinlik kayboluyor. Bugün birçok çalışma proje yapmak için değil, iletişimde iyi görünecek bir hikaye bulmak için yapılıyor. Bu da bizi 'mış gibi yapma' döngüsüne hapsediyor.' değerlendirmelerinde bulundu.

TÜHİD Yönetim Kurulu Başkanı ve On İletişim Ajans Başkanı İpek Özgüden Özen de halkla ilişkilerin kalkınmanın ayrılmaz parçası olduğuna dikkati çekti.

Özen, 'Şeffaf olmadığımız sürece yaptığımız her şey bir yıkamaya dönüşüyor. İyi şirket olmanın ilk adımı sürdürülebilirliği iş stratejisinin merkezine koymaktır. Biz de bunun uygulayıcılarıyız.' ifadelerini kullandı.

KİD Başkanı ve BReady Kurucusu Murat Göllü de Türkiye'de sosyal sorumluluk anlayışının kültürel temellerine işaret ederek, dijitalleşmenin kurumları daha şeffaf olmaya zorladığını belirtti.

Göllü, 'Dijitalleşme ve sürdürülebilirlik raporlamaları şeffaflığı zorunlu kıldı. Bu da kurumların samimiyetini test eden yeni bir dönem başlattı. Yöneticiler sürdürülebilirliği önemsiyor ama iş süreçlerine entegre etmekte hala zorlanıyor.' değerlendirmesinde bulundu.