EY'in Yapay Zeka Duyarlılık Endeksi yayımlandı
EY Türkiye Danışmanlık Bölümü Şirket Ortağı, Yapay Zeka ve Data Hizmetleri Lideri Baltacı, "Güven sağlayan ve yapay zekayı anlamlı şekillerde kullanmayı teşvik eden şirketler, yapay zekanın geleceği şekillendirmesindeki rolünü tanımlayacak" dedi.
İSTANBUL (AA) - Ernst & Young (EY) tarafından hazırlanan 'Yapay Zeka Duyarlılık Endeksi 2025'in sonuçları paylaşıldı.
Şirketten yapılan açıklamaya göre, 15 ülkeden 15 binin üzerinde kişinin katılımıyla gerçekleştirilen araştırma, yapay zekanın günlük yaşam ve iş dünyasındaki kullanımına ilişkin tutum, duyarlılık ve davranış farklılıklarını ortaya koydu.
Araştırmaya göre, katılımcıların yüzde 82'si yaşam veya çalışma biçimlerini geliştirmek için yapay zekayı kullandığını, yüzde 57'si ise bu teknolojiyi kullanırken kendini rahat hissettiğini belirtti. Yapay zekanın kullanımı konusunda yüksek oranlara rağmen benimseme eksikliği gözlemlenirken, bu durum, güven, gizlilik ve kontrol konularındaki endişelerden kaynaklanıyor.
Yapay zeka kullanımında pratikliğe odaklanılırken, bu teknolojinin mevcut hedeflere ulaşmada nasıl yardımcı olabileceği ve somut değer sağlamasıyla ilgileniliyor. Teknoloji, yaygın olarak bir konu hakkında bilgi edinmek veya bilgileri özetlemek gibi basit ve verimlilik odaklı görevlerde kullanılıyor.
Yapay zekanın benimsenmesi ise işlevsellik kadar arada kurulan güvenle doğru orantılı ilerliyor ve kullanımında rahat hissedilen alanların, belli bir sınırı bulunuyor. Karmaşık sistemler, kişisel veri gerektiren görevler veya duygusal etkileşimler, bu nedenle daha az kullanılıyor.
Yapay zeka kullanımı konusunda rahat olan katılımcılar, son 6 ay içinde yaklaşık 15 farklı yapay zeka uygulaması kullanırken, bu sayı, yapay zekaya nötr bakanlar arasında 6'ya, rahat olmayanlar arasında ise 3'e düşüyor. Yaş, eğitim ve coğrafya gibi demografik faktörler, insanların yapay zekayla kurduğu etkileşimde önemli bir rol oynuyor.
- 6 kullanıcı profili var
Araştırmada, katılımcıların yapay zekayla etkileşimlerinde hissettikleri heyecan, çekicilik ve endişe düzeyleri ölçülerek, 6 farklı kullanıcı profili belirlendi. 'Temkinli iyimserler', riskleri göz önünde bulundurarak yapay zekanın potansiyelini kabul ediyor. 'Endişesizler', bazı çekincelere rağmen teknolojiyi benimseyen grubu oluşturuyor. 'Teknoloji meraklıları', yapay zekayı sık kullanan ve uzun vadeli faydalarını gören kişilerden oluşurken, bu alandaki düzenlemeleri destekliyor. 'Tereddütlüler', veri gizliliği ve şeffaflık konusundaki endişelerini dile getiriyor. 'Pasif izleyiciler', yanlış bilgilendirme konusuna dikkati çekiyor ve yapay zekanın etkilerine karşı kararsız bir tutum sergiliyor. 'Reddedenler' ise insan etkileşimini ön planda tutarak yapay zekaya tamamen karşı çıkıyor ve sıkı düzenlemeleri savunuyor.
Yapay zeka kullanımı, en çok müşteri deneyimi ve içerik çevirisi gibi alanlarda yoğunlaşıyor. Katılımcıların yüzde 31'i müşteri deneyiminde, yüzde 29'u ise kişisel uygulamalarda yapay zekadan yararlanıyor.
Veriler, yapay zeka uygulamalarında karar verme konusunda bazı sınırların olduğunu gösteriyor. Katılımcıların yüzde 64'ü acil durumları tahmin eden, yüzde 63'ü dolandırıcılığa karşı koruma sağlayan aracı yapay zeka kullanımında, rahat gözüküyor. Ancak, sigorta veya dolandırıcılık taleplerinin değerlendirilmesi gibi yapay zekanın verimliliği artırabileceği alanlarda konfor seviyesi, yüzde 46 ile orta düzeyde kalıyor.
Yapay zeka destekli kişiselleştirme yaygın olarak kullanılmasına rağmen katılımcıların sadece yüzde 41'i, şirketlerin kişisel verilerini ve geçmiş davranışlarını kullanarak kendisine özel ürün veya hizmet önerilerinde bulunulmasından memnuniyet duyuyor. Katılımcıların yüzde 54'ü de yapay zekanın navigasyon veya sürüşleri optimize etmesinden memnun olduğunu belirtiyor.
Bu teknolojiyle rahatça iletişim kurabilen kişilerin yüzde 72'si, bu türden iletişim modelinin insanların daha iyi sosyal beceriler geliştirmesine yardımcı olabileceğine inanırken, yüzde 54'ü ise yapay zekayla sohbet etmenin, bir insanla konuşmak kadar keyifli olabileceğini söylüyor. Temkinli iyimserler ve endişesizlerin yüzde 30'u ise son 6 ay içinde yapay zekayla duygusal bir bağ kurduğunu belirtiyor.
Katılımcıların yüzde 75'i yapay zeka tarafından üretilen yanlış bilgilerin ciddiye alınmasından, yüzde 67'si yapay zekanın insan gözetimi olmadan kontrol edilemez hale gelmesinden, yüzde 64'ü de yapay zeka modellerinin kişisel veriler üzerinde izinsiz eğitim almasından endişe duyuyor.
Araştırmaya katılanlar, işletmelerin yapay zekayı kendileri için gerçekten değer sağlayacak şekilde yönetip yönetemeyeceği konusuna temkinli yaklaşıyor. Güven duyulan sektörler; teknoloji yüzde 49, sağlık hizmetleri yüzde 47, tüketim ürünleri yüzde 44, finansal hizmetler yüzde 42, kamu yüzde 39 ve medya yüzde 38 olarak sıralanıyor.
- 'Araştırma, yapay zekanın eksikliklerinin gösterdi'
Açıklamada görüşlerine yer verilen EY Türkiye Danışmanlık Bölümü Şirket Ortağı, Yapay Zeka ve Data Hizmetleri Lideri Serter Baltacı, araştırmanın; yaşam ve çalışma biçimlerini etkileyen yapay zekanın küresel çapta benimsenmesinde eksikliklerini gösterdiğini, bunların üstesinden gelmek için yapılması gerekenleri ve bu teknolojiden en iyi şekilde nasıl yararlanılabileceğini ortaya koyduğunu belirtti.
Yapay zekayı etkili hale getiren, bu alandaki ön yargı ve endişeleri gideren işletmelerin geleceğe öncülük edebileceğini aktaran Baltacı, şunları kaydetti:
'Güven sağlayan ve yapay zekayı anlamlı şekillerde kullanmayı teşvik eden lider şirketler, yalnızca benimsenme konusunda kişileri yönlendirmekle kalmayacak, aynı zamanda yapay zekanın geleceği şekillendirmesindeki rolünü de tanımlayacak. Araştırma sonuçlarına göre, yapay zekada liderlik, sadece teknolojiyi uygulamak ve geliştirmekle değil, yapay zekanın insan potansiyelini genişletmesini ve başarabileceklerini artırmasını sağlamakla ilgili.'
Teknoloji
Teknopark İstanbul firmaları yerli ve milli teknolojilerde güç birliği sağlıyor
Bilim
Vodafone Busıness'ın Akıllı Fabrika çözümü, Okursoy'un verimliliğini yüzde 45 artırdı