HAK-İŞ 50. yaşını kutluyor
HAK-İŞ Genel Başkan Mahmut Arslan, HAK-İŞ'in 50. kuruluş yıl dönümlerini çeşitli etkinliklerle coşku içerisinde kutlamaya başladıklarını söyledi.

Ankara
HAK-İŞ Genel Başkan Mahmut Arslan, konfederasyonlarının ulaştığı seviyeyi çok kıymetli gördüklerini ama yeterli bulmadıklarını belirterek "Türkiye'de 16 milyon civarında sigortalı işçi var. Bizim üye sayımız ise 900 bin civarında. İşçilerin yüzde 85'i hala sendikasız. HAK-İŞ'in birinci görevi bütün örgütsüz işçileri örgütlemek olmalı ve bizim bugün 900 bin değil, 9 milyon sendikalı üyesi olan bir konfederasyon olmamız gerekiyor." dedi.
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.
🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı
Arslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, HAK-İŞ'in 50 yıl önce kurulduğunu belirterek 50. kuruluş yıl dönümlerini çeşitli etkinliklerle coşku içerisinde kutlamaya başladıklarını söyledi.
Kurumlar için 50 yılın çok uzun bir tarih olmadığını dile getiren Arslan, ancak demokrasisi darbelerle kesintiye uğrayan Türkiye gibi ülkelerde 50 yılı geride bırakmanın önemli olduğunu vurguladı.
"Kendinize ait bir şeyler ortaya konulması gerekiyordu"
HAK-İŞ'in, 1970'li yıllarda mevcut sendikal yapıları kendisine uygun görmeyen dava adamının çabasıyla ortaya çıktığını kaydeden Arslan, şu bilgileri verdi:
"Bütün referansları Batı'dan olan, Batı'dan gelen o sendikal kültüre atıfta bulunmadan kendinize ait bir şeyler ortaya konulması gerekiyordu. Evet bu, bir yönüyle zor. Siz sıfırdan inşa edeceksiniz. Yani iddialarınızın daha önceden referansı yok. 'Şu ülkede böyle bir sendikal yapı var' dediğiniz bir yapıdan bahsetmiyorsunuz. Kendimizin inşa etmesi gereken bir sendikal dil ve kültür ortaya çıkması gerekiyordu. Belki HAK-İŞ'i diğerlerinden ayıran en önemli özellik de budur. Kendisi inşa ederek bu tarihi yürüyüşü gerçekleştiriyor. O nedenle HAK-İŞ'in kuruluş ilkelerine baktığımız zaman, kuranlara baktığımız zaman hatta kuran siyasal aktörlere baktığınız zaman bu farkındalığı görüyorsunuz."
"12 Eylül darbesinden en çok biz etkilendik"
Milli Selamet Partisi ve merhum Necmettin Erbakan'ın HAK-İŞ'in kuruluş sürecine destek verdiğini belirten Arslan, Milli Görüş hareketinin bu destekle işçiye, emeğe, emek hareketine yaslanmayı amaçladığını söyledi.
Aslan, 12 Eylül 1980 darbesinin ardından HAK-İŞ'in kapısına kilit vurulduğunu anımsatarak şöyle konuştu:
"Biz, diğer konfederasyonlardan daha çok etkilendik. Çünkü henüz daha kuruluş aşamasındaydık, henüz daha sendikalarımız yeterince kurumsallaşmamıştı. Yeni oluşan yapılar tasfiye edildi. Diğer sendikalar da ciddi mağduriyetler yaşadılar ama henüz kurumsal yapımızı oluşturmadan darbe ile yüzleşmemiz bize çok daha ağır faturalar getirdi. 1983 yılındaki ilgili kanunun çıkmasına, 1984'te ilk üye istatistiklerinin yayınlanmasına kadar geçen süre, çok ağır bedeller ödediğimiz, çok ağır baskılar gördüğümüz, bize yönelik operasyonların olduğu dönemdi."
"Reformlarda HAK-İŞ önemli rol üstendi"
HAK-İŞ'in örgütlenme sürecine, darbenin ardından Necati Çelik'in genel başkanlığında devam ettiğini, Salim Uslu'nun genel başkanlığı döneminin ise bu sürecin tamamlayıcı niteliğinde olduğunu ifade eden Arslan, yurt içindeki başarılı çalışmaların ardından Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) ve Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (ETUC) üyeliklerine kabul edildiklerini söyledi.
Arslan, 2012'de Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu ile 2017'de taşeron işçilerin kamuda kadroya alınmasının tarihi reformlar olduğunu belirterek bu reformların hayata geçirilmesinde HAK-İŞ'in önemli bir rol üstendiğini vurguladı.
"Çağdaş ülkelerde sendikalar bir ihtiyaç"
HAK-İŞ'in karşılaştığı zorlukları ve engelleri aşarak önemli başarılara imza attığını vurgulayan Arslan, "HAK-İŞ'in bugün bulunduğu yer çok kıymetli ama bizim için yeterli değil. Türkiye'de 16 milyon civarında sigortalı işçi var. Bizim üye sayımız ise 900 bin civarında. İşçilerin yüzde 85'i hala sendikasız. HAK-İŞ'in birinci görevi bütün örgütsüz işçileri örgütlemek olmalı ve bizim bugün 900 bin değil, 9 milyon sendikalı üyesi olan bir konfederasyon olmamız gerekiyor." dedi.
Arslan, sendikalara ve sendikacılara karşı hala toplumun ve işverenlerin bir bölümünde ön yargılar söz konusu olduğuna dikkati çekerek sözlerini şöyle tamamladı:
"İşverenlerin sendikalardan korkmaması gerektiğini, çağdaş ülkelerde sendikaların bir ihtiyaç olduğunu ve işverenlerin sendikalarla birlikte çalışması gerektiğini düşünüyoruz. Çatışarak, işverenlerle kavga ederek sendikacılığı yükseltmek, geliştirmek ne yazık ki mümkün olmuyor. Onun için 20. yüzyılın son yıllarındaki ideolojik türküleri söyleyerek sendikacılık yapmak isteyenlerin sayısı hızla düşüyor. Biz çatışma değil uzlaşma, kavga değil diyalogdan bahsediyoruz."
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.