Siber güvenlik, şirketler için varoluş nedeni
iCredible Technology Üst Yöneticisi Mustafa el Aliwat, "Şirketler, dijital dönüşümle birlikte siber güvenliğe yatırım yapmazsa bu, tek başına bir şirketi batırabilir." dedi.
Ankara
Kurumsal yapılar için zorunluluk haline gelen dijital dönüşüm, ciddi güvenlik ve mahremiyet risklerini de beraberinde getiriyor.
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.
🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı
iCredible Technology Üst Yöneticisi (CEO) ve bilgisayar mühendisi Mustafa el Aliwat, AA muhabirine, dijital dönüşümle birlikte siber güvenlik ile yapay zeka arasındaki ilişkinin yeni evreye geçtiğini söyledi.
Bu süreci örneklerle ortaya koyan Aliwat, "Artık Excel'den dijital platformlara, medyadan sosyal medyaya geçişi konuşmuyoruz. Şirketlerin her birinin kendi parmak izi var. Yapay zeka ile birlikte bu dönüşüm, daha karmaşık hale geldi. Şirketimizde yapay zekayı yazılım geliştirmede kullanmak artık zorunlu ama yapay zekanın ürettiği şey genelde olgunlaşmamış bir ürün oluyor. Onu yönlendirecek tecrübeli insanlara ihtiyaç var." dedi.
Aliwat, şu anki dijital dönüşüm hızı göz önünde bulundurulursa bu ihtiyacın gelecek dönemde gitgide azalacağını ifade etti.
Yapay zekanın gelişimiyle gündeme gelen "human in the loop (insan denetimindeki sistemler)" kavramının da geçici bir evre olduğuna dikkati çeken Aliwat, şöyle konuştu:
"Bugün yapay zekanın ortasında hala insan var çünkü hataları düzeltmemiz gerekiyor ama 'self adaptive' dediğimiz, kendi kodunu ve verisini değiştirebilen sistemler devreye girdiğinde insana ihtiyaç kalmayacak. Belki 5-10 yıl sonra bu döngüde insana gerek olmayacak.
Bugün yaşanan dönüşüm, tıpkı internetin ilk yıllarına benziyor. Henüz insanlık, yapay zekanın gerçek potansiyelini anlamış değil. İnternet ilk çıktığında kimse e-posta atabileceğini hatta oradan alışveriş yapabileceğini bile hayal edemiyordu. O zamanlar koyduğumuz protokoller, hala temelde aynı ama biz onu yüzlerce farklı alanda kullanmayı öğrendik. Yapay zeka da şu anda aynı noktada. Henüz o 1-2 turu dönemedik. Nerede, nasıl kullanmamız gerektiğini yeni öğreniyoruz.
Hayalim şu, benim dijital ikizim olsa da Mustafa nasıl karar veriyorsa onu öğrenip rutin işlerde beni rahatlatsa. Bu, bir kullanım senaryosu ve yapay zeka artık hayal gücümüzle buraya doğru ilerliyor. Bu ikinci tur başladığında dijital dönüşüm, bambaşka bir seviyeye geçecek."
Yeni sorumluluk alanları oluşuyor
Aliwat, bu denli dönüşüm hızının aynı zamanda yeni riskleri de beraberinde getirdiğini, bunun başını da siber güvenlik ve mahremiyet sorunlarının çektiğini söyledi.
Türkiye'de kişisel verilerin korunmasına yönelik KVKK ve dünyada GDPR gibi mevzuatlar bulunsa da mevcut sistemlerin yapay zeka çağında yetersiz kaldığını dile getiren Aliwat, şu değerlendirmelerde bulundu:
"KVKK, bireysel veriyi korumaya odaklı ama şirket verileri ya da ülke için stratejik veriler nasıl işlenecek, nasıl saklanacak, bunlar tanımlı değil. Yapay zeka geliştikçe cepheler çoğalıyor ama biz daha ilkini bile tam tutamadan yeni saldırı alanları açılıyor. Siz, bir cepheyi tutmuşsunuz ama diğeri açıldığında bambaşka bir saldırı çeşidiyle karşılaşıyorsunuz. Şirketler, dijital dönüşümle birlikte siber güvenliğe yatırım yapmazsa bu, tek başına bir şirketi batırabilir."
Uluslararası arenada yapay zekayla birlikte etik ve ahlaki düzenlemelerin ön plana çıktığını vurgulayan Aliwat, yapay zeka ile siber güvenlik alanında alınması gereken önlemlerin ne derece önemli olduğunu şu örnekle vurguladı:
"Artık birinin görüntüsünü alıp ona istediğinizi söyletebiliyorsunuz. Bunu nasıl kanıtlayabilirsiniz? Şu anda ülkeler, önceliği etik ve mahremiyet düzenlemelerine veriyor, siber güvenlik ise ondan sonra geliyor çünkü kişisel haklara dokunan ilk katman artık bunlar."
Yapay zekayla doğru ilişki kurmak
Aliwat, sadece kurum ve mevzuatlar bazında değil bireysel kullanıcılar için de "yapay zekayla doğru ilişki kurmayı öğrenmek" gerektiğini söyledi.
Yapay zekayı nasıl yönlendireceğini bilmeyenlerin düşük verim aldıklarına dikkati çeken Aliwat, "Bu yüzden 'prompt engineering' (komut tasarımı) öğrenmek önemli. Aynı arabayı kullanmak gibi, direksiyonun tepkisini bilirseniz daha iyi kullanırsınız. Bireysel kullanıcıların yapay zekaya hangi komutları verirse daha iyi verim alabileceğini öğrenmesi, şirketlerin de yapay zekayı hangi süreçlere entegre edeceklerini hızlıca tanımlamaları gerekiyor." diye konuştu.
Mustafa el Aliwat, dijital dönüşümün yalnızca teknolojik yenilenme değil aynı zamanda yeni bir sorumluluk çağı olduğuna işaret ederek, "Yapay zeka çağında en büyük tehdit artık teknoloji değil kontrolsüzlük. Kim, neye erişiyor, hangi veri nerede işleniyor, bunları bilmeden dönüşüm olmaz. Bu nedenle siber güvenlik, artık dijitalleşmenin değil teknolojik varlığın temeli haline geldi." görüşünü paylaştı.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
