Dolar
32.34
Euro
35.13
Altın
2,155.20
ETH/USDT
3,330.00
BTC/USDT
63,892.00
BIST 100
8,708.12
Analiz

İspanya’da erken seçimden nasıl bir siyasi tablo çıkar?

İspanya'da pazar günü yapılacak erken seçimlerin yeni partilerin sahne almasıyla baş gösteren yönetilebilirlik sorununu kökünden çözecek bir formül üretemeyeceği anlaşılıyor.

Akın Özçer  | 24.04.2019 - Güncelleme : 24.04.2019
İspanya’da erken seçimden nasıl bir siyasi tablo çıkar?

İstanbul

İspanyol halkı önümüzdeki pazar günü erken genel seçimler için sandık başına gidiyor. Bu, 20 Aralık 2015’ten bu yana yapılan genel seçimlerin üçüncüsü. 1977 yılındaki ilk demokratik seçimlerden bu yana iki partinin dönüşümlü olarak iktidarı üstlendiği bir ülke için alışıldık bir durum değil kuşkusuz.

28 Nisan erken seçimlerinin İspanya’da yeni partilerin sahne almasıyla baş gösteren yönetilebilirlik sorununu kökünden çözecek bir formül üretemeyeceği anlaşılıyor. En büyük olasılık PSOE’nin yeni bir azınlık hükümeti kurması. Ama bu hükümetin ayrılıkçı Katalan milliyetçilerin şantajından arınmış bir çoğunluğa sahip olması ne derece mümkün, bunu da 28 Nisan akşamı göreceğiz.

İspanya’da 20 Aralık genel seçimlerinden çıkan siyasi tablo iki partililiğe (bipartidismo) son vermekle kalmamış, 7 Haziran 2015’te Türkiye’de olduğu gibi, Meclis’te kilitlenmeye yol açtığı için seçimler altı aylık bir süre sonunda tekrarlanmıştı. Ne var ki 26 Haziran 2016’da tekrarlanan seçimlerden, Türkiye’dekinden farklı olarak, benzer bir tablo çıkmış, istikrarlı bir hükümet kurulamamıştı. 350 sandalyeli Temsilciler Meclisi’nde 137 milletvekili kazanarak birinci parti olan merkez sağdaki Halkçı Parti PP (Partido Popular) Rajoy başkanlığında bir azınlık hükümetiyle iktidarını sürdürmüştü.

Hatırlanacağı üzere, Rajoy azınlık hükümeti geçen haziran ayında, daha ETA'nın kendini feshetmesinin meyvesini yiyemeden bütçesine verilen güvensizlik oyuyla düşürülmüştü. Bu oylamada başat rolü Temsilciler Meclisi’nde toplam 17 sandalyeye sahip bağımsızlık yanlısı Katalan milliyetçi partiler (ERC-Catsi ve PdeCat) oynamıştı. Rajoy’a güvensizlik oyu veren Temsilciler Meclisi’nin bu çoğunluğu, bu kez 85 sandalyeye sahip Sosyalist İşçi Partisi’nin (PSOE) Genel Sekreteri Pedro Sánchez’i başbakanlık koltuğuna oturtmuştu. Ayrılıkçı Katalan milliyetçi partilerin geleceğini belirleme (otodeterminasyon) hakkının tanınmasını dayattığı Sánchez, şantajdan kurtulmak için ipleri başkalarının elindeki başbakanlık dönemini birkaç ay önce erken seçim kararı alarak sonlandırmaya karar vermişti. Sánchez’in amacı bu seçimlerde PSOE’nin oylarını artırarak, ayrılıkçı Katalan milliyetçilere muhtaç olmayacağı bir meclis çoğunluğuna ulaşmak elbette.

PSOE birinci parti

Seçimlere birkaç gün kala kararsızların hala yüksek (yüzde 26) oranda olması ve kararsız seçmenin son 48 saatte tercih yapacağının öngörülmesi anketlerde yanılma payının yüksek olacağını gösteriyor. Bununla birlikte, çeşitli anketler PSOE’nin erken seçimlerden yüzde 29 civarında oyla birinci parti çıkacağına işaret ediyor. Sosyalist eğilimli El País’te pazar günü (21 Nisan) yayımlanan 40dB anketine göre, PSOE’nin yüzde 28,8 oyla 129 sandalye alması bekleniyor. Sosyalistlerin 2016’da yüzde 22,7 ile 85 milletvekilliği kazandığı dikkate alınırsa, Sánchez’in partisinin oylarını yükselten başarılı bir taktik izlediğini söylemek mümkün.

Sol cenahta PSOE’nin yükselişine koşut olarak, bir dönem Syriza benzeri bir parti olarak adından sıkça söz ettiren siyasi yelpazedeki yeni partilerden Podemos ve müttefikleri serbest düşüşte görülüyor. 2016’da yüzde 21,2 oy ve 71 sandalyeyle 3. parti olan Unidos Podemos (UP) sözünü ettiğimiz ankete göre yüzde 13,2 oyla ancak 33 sandalye çıkarabiliyor. Görünen o ki PSOE’den bir dönem UP’ye giden ödünç oyların önemli bir bölümü yuvaya dönmüş bulunuyor.

Sonuç olarak Sánchez başkanlığındaki bir sol hükümetin, PSOE’nin artan oylarına karşın, 3 sandalye kazanması beklenen Valencia kökenli Compromís’in katkısı hesaba katılsa bile salt çoğunluğa (175) dayanmasının mümkün olmadığının altını çizmekte yarar var.

Podemos ’la birlikte Temsilciler Meclisi’ne giren Katalan kökenli liberal Yurttaşlar Partisi Ciutadans’ın (C’s) 28 Nisan’da oy oranını ve sandalye sayısını artıracağı anlaşılıyor. Yüzde 14 dolaylarında oy alması beklenen C’s’in 42 ila 49 arasında sandalye kazanacağı tahmin ediliyor. C’s 2016’da yüzde 13 oyla 32 milletvekilliği kazanmıştı. Anketler üç yıl sonra yükselişini ağır ama emin adımlarla sürdürdüğünü ortaya koyuyor.

Kabul etmek gerekir ki Ciutadans İspanyol siyaset arenasında boy gösterdiğinden beri merkez sağdaki PP’nin oylarını kemiriyor. Ama eski iktidar partisinin asıl derdi merkezdeki C’s değil. Katalan liberallerden destek alabiliyor, onlarla iş birliği yapabiliyor. Nitekim C’s geçen ocakta sosyalistlerin kalesi Andalucía ’da (Endülüs) PP’li Juanma Moreno başkanlığında kurulan özerk koalisyon hükümetine 5 bakanla katılmış durumda. PP’nin asıl sorunu Endülüs özerk hükümetine dışarıdan destek veren ve oylarını kemirmeye devam eden aşırı sağdaki Vox.

Vox Meclis’te, PP ise tepetaklak

Andalucía özerk parlamento seçimleri vesilesiyle yayımlanan “Endülüs’te Vox” başlıklı analizde tarihi gelişimini aktardığımız Vox, PP’nin politikalarını Katalan sorunu bağlamında yeterince milliyetçi (İspanyolcu) bulmayan unsurları bir araya getiriyor. [1] PP kökenli Santiago Abascal tarafından kurulan parti, 78 Anayasası ile oluşturulan Özerklikler Devleti’ni (Estado autonómico) açıkça hedef alıyor. Abascal geçen hafta Madrid’in banliyösü Leganès’te yaptığı konuşmada, özerk yönetimleri vatanı bölen “kanserli hücreler” olarak niteledi. Ülkenin 30 yıldır “ilerici diktatörlük” ile yönetildiğini savunarak, eski partisi PP’yi de “sosyalistlerle aynı politikaları biraz gecikmeli olarak uygulamak” ile suçladı.

Katalan milliyetçilerin otodeterminasyon dayatmasına tepki olarak giderek gelişen Vox’un Endülüs özerk parlamentosundan sonra Temsilciler Meclisi’nde de temsil edileceği kesin. Anketlere göre yüzde 12,5-13 dolayında oy alacağı tahmin edilen Vox’un 32-33 sandalye elde etmesi bekleniyor. Hatta bu sayıyı 41’e kadar çıkaran anketler bile var.

Solundan C’s, sağından Vox tarafından tırtıklanan eski iktidar partisi 28 Nisan’da büyük bir düşüş yaşayacak. El País’teki 40dB anketine bakılırsa, 2016’da PP’ye oy verenlerin yüzde 17,2’si Ciutadans’a, yüzde 20,2’si Vox’a kaymış bulunuyor. İlginçtir ki Katalan sorununu daha İspanyolcu bir çözüme kavuşturma vaadinde bulunması nedeniyle Vox’a Katalan milliyetçisi olmayan liberal Ciutadans’dan bile kayan oylar (14.4) var. Anketlere göre, PP’nin yüzde 18 ila 20,5 arasında oy alması, 137 olan sandalyesinin 75-80’e kadar düşmesi bekleniyor. Rajoy’un yerine Genel Başkan seçilen Pablo Casado özü itibarıyla çok daha muhafazakâr. Dahası, Vox’un neden olduğu iç kanamayı durdurabilmek için partiyi daha da sağa çekiyor. Bu kayış da PP’nin Ciutadans’a ilave oy kaptırmasına yol açıyor.

Yeni bir azınlık hükümeti

Bununla birlikte PP, C’s ve Vox’un Endülüs’teki iş birliği göz önüne alındığında, bu siyasi partilerin İspanya genelinde de birlikte hareket etmeleri olasılığı bulunuyor. Ancak sol cenahta olduğu gibi, sağ cenahta da Casado başkanlığındaki bir hükümetin salt çoğunluğa ulaşma olasılığı yok.

Aslında solda UP, sağda Vox gibi ekstremist partilerin içinde olacağı birliktelikler ideal bir yönetim imkanı sağlamıyor. O bakımdan bu olasılıklar dışında bir hükümet formülünün daha yararlı olacağı düşünülebilir. Bu formüllerden ilki olan büyük koalisyonun (PSOE/PP birlikteliği) İspanya’da PP daha sağa kaymadan önce ekarte edildiği için 28 Nisan’dan sonra gündeme gelmesi söz konusu değil. İkinci formüle, biri sosyal demokrat (PSOE), diğeri liberal (C’s) yükselen iki partinin birlikteliğine gelince, salt çoğunluk kıyısında görülen bu birlikteliğin kapısının da C’s tarafından kapatılmış olduğunun altını çizme gerekiyor. C’s’in gerekçesi, Sánchez’in bağımsızlıkçı Katalan milliyetçilerle sürekli diyalog içinde bulunmuş ve onların desteğiyle “Frankestayn hükümeti” olarak adlandırdığı azınlık hükümetini ayakta tutmuş olması. C’s’e göre, bu PSOE’nin muhalefette olmasında yarar var.

Sonuç olarak, 28 Nisan erken seçimlerinin İspanya’da yeni partilerin sahne almasıyla baş gösteren yönetilebilirlik sorununu kökünden çözecek bir formül üretemeyeceği anlaşılıyor. En büyük olasılık PSOE’nin yeni bir azınlık hükümeti kurması. Ama bu hükümetin ayrılıkçı Katalan milliyetçilerin şantajından arınmış bir çoğunluğa sahip olması ne derece mümkün, bunu da 28 Nisan akşamı göreceğiz. 

[1]https://www.aa.com.tr/tr/analiz-haber/endulus-te-vox/1335208

[“Agur, ETA artık yok” (Aralık 2018), “Çoğul İspanya: Anayasal Sistemi ve Terörle Mücadele Modeli” (2006) ve “Euskal Herria: İspanya Siyasi Tarihinde Bask Milliyetçiliği” (1999) kitaplarının yazarı olan Akın Özçer emekli bir Dışişleri mensubudur]

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın