Dolar
41.72
Euro
48.61
Altın
4,041.87
ETH/USDT
4,383.00
BTC/USDT
123,044.00
BIST 100
10,768.25
Analiz

Gazze'de ateşkes kalıcı olabilecek mi?

Gazze’deki ateşkes sürecinin İsrail tarafından akamete uğratılmadan sürdürülmesi büyük oranda Trump’ın motivasyonuna bağlıdır.

Dr. Abdullah Erboğa  | 09.10.2025 - Güncelleme : 09.10.2025
Gazze'de ateşkes kalıcı olabilecek mi?

İstanbul

Akademisyen Dr. Abdullah Erboğa, İsrail ve Hamas arasında imzalanan ateşkes anlaşmasını ve uygulanabilirliğini AA Analiz için kaleme aldı.

***

ABD Başkanı Donald Trump 29 Eylül 2025'te Gazze için 20 maddelik ateşkes planı açıklamıştı. Daha sonra İsrail ve Hamas heyetleri Mısır’ın Şarm el-Şeyh kentinde bir araya geldi ve ateşkes müzakereleri başladı. Dün gece gerçekleştirilen müzakereler sonucunda planın ilk aşaması tarafların onaylamasıyla sonuçlandı. Bizzat Trump tarafından duyurulan ateşkes anlaşmasına arabulucu ülkeler Türkiye, Katar ve Mısır müzakerelerde yer alarak katkı sundu.

📲 Artık haberler size gelsin
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.

🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı

Gazze'de sağlanan ve yürürlüğe girmesi beklenen ateşkes anlaşmasının çerçevesine bakıldığında İsrail’in belirlenen hatta çekilerek Gazze’yi ilhak ve işgal etmeyeceği, İsrailli tutsakların (20’si canlı olmak üzere toplam 48 kişi) ve İsrail hapishanelerinde tutulan 2 bin Filistinlinin serbest bırakılması, Gazze’de uluslararası istikrar gücünün konuşlandırılması ve Gazze’de insani yardımların derhal başlaması maddeleri basına yansıyan ilk maddeler oldu.

İki yıldır Gazze’de yaşanan soykırım neticesinde büyük çoğunluğu kadın ve çocuklar olmak üzere yaklaşık 67 bin insan hayatını kaybetti. Gazze’ye modern dünya tarihinin en ağır bombardımanı gerçekleştirildi ve neredeyse sağlam bina bulmak imkansız hale geldi. İsrail’in uyguladığı abluka sebebiyle Gazze’de kıtlık baş gösterdi ve insanlar açlık nedeniyle hayatlarını kaybettiler. Gazze’ye ulaşmaya çalışan uluslararası sivil çabalar ise yine İsrail’in uluslararası hukuku hiçe sayan saldırganlığı sonucu hedeflerine ulaşamadı.

Kademeli olarak Gazze’den çekilmesi planlanan İsrail’in anlaşmaya sadık kalıp kalmayacağı ise en büyük muamma ve neredeyse tüm tarafların ortak kaygısı olarak belirmektedir. Anlaşmanın duyurulması sırasında dahi Gazze’ye yönelik hava harekatına devam eden İsrail’in verdiği sözleri tutmadığı gerçeği ise tarihi tecrübelerle sabit.

Ateşkes uygulanabilir mi?

Gazze’de İsrail ile Hamas arasında daha önce varılan uzlaşılara baktığımızda özellikle Ocak 2025’teki anlaşmanın uygulanması noktasında ortaya çıkan sorunlar ve ateşkesin bozulması benzeri bir durumun gerçekleşip gerçekleşmeyeceği endişesini doğurmaktadır. İsrail’in anlaşma çerçevesini ihlal eden ve ateşkes sürecini sabote eden davranışlarına bakıldığında aynı tavırları sergilemesi ihtimali oldukça yüksektir. Bu bakımdan ateşkes sürecine gidilen yolun nasıl inşa edildiğine daha dikkatle odaklanmak gerekiyor.

Trump’ın Gazze’deki ateşkes anlaşmasını Nobel barış ödülü adaylığı için gösterdiği yoğun çabanın bir yansıması olarak değerlendiren tartışmalar bir yana bırakılırsa, özellikle İsrail saldırganlığına dayalı Orta Doğu’daki istikrarsızlığın bir çıkış stratejisine sahip olmaması Trump tarafından pek olumlu karşılanmamaktadır. Son dönemde Trump’ın Netanyahu hükümeti üzerindeki baskısını artırması ve ateşkese zorlaması savaşın devamından yana olan İsrail’de soğuk rüzgarların esmesine neden oldu. Her ne kadar kamuoyu önünde iki stratejik müttefik olarak uygun mesajlar verilmeye dikkat edilse de perde arkasında Trump ile Netanyahu arasında çetin bir müzakerenin yürütüldüğünü görmek gerekir. Elbette bu İsrail aleyhine yönelik bir siyasal dizayndan ziyade zaman ve maliyet hesabının ön planda tutulduğu bir yaklaşımdan kaynaklanmaktadır. Trump açısından önemli olan bir an evvel barışı sağlayan aktör olarak hem kendi şahsi prestijini artıracak hem de ABD’yi Orta Doğu angajmanından sıyıracak bir süreci inşa etmektir. Trump açısından anlaşmanın içeriğinde kimin ne kazandığı veya tarafların hassasiyetlerinin ne ölçüde göz önünde tutulduğunun bir önemi yoktur. Dolayısıyla, İsrail ve Hamas tarafının Trump’ın bu yaklaşımına uygun hareket ettiklerini söylemek mümkün. Bu haliyle ateşkesin uygulama safhası bir anlamda Trump’ın önümüzdeki süreçte benzer baskıyı ne kadar uygulayacağıyla da doğrudan alakalıdır.

Ateşkesin kalıcılığı için İsrail'in durdurulması şart

Gazze’de ateşkesin kalıcı olabilmesi için bölgesel güç dengesinin İsrail aleyhine değişmesi veya yukarıda belirtildiği üzere İsrail üzerinde çok yoğun bir ABD baskısının kurulması gerekmektedir. İlkinin mümkün olabilmesi için İsrail siyasi desteğinin ve askeri kabiliyetlerinin dengelenmesi gerekirken, ikincisi için ABD’de müesses nizama meydan okumayı göze alabilen başkanların Beyaz Saray'da olması icab etmektedir. Orta Doğu’daki güç dağılımı göz önünde tutulduğunda ikinci seçenek dışında İsrail’i sınırlayabilecek bir alternatif olmadığı görülecektir. Bu minvalde, Gazze’deki ateşkes sürecinin İsrail tarafından akamete uğratılmadan sürdürülmesi büyük oranda Trump’ın motivasyonuna bağlıdır. Bu noktada, Trump'ın ABD iç siyasetinde karşılaşabileceği gerilimler veya yoğun bir İsrail lobisi örtülü/açık faaliyetleri ile bu yaklaşımından vazgeçirilmeye çalışılacağı muhtemeldir.

Kalıcı ve adil bir barışın İsrail ile uzlaşarak sağlanmasının mümkün olmadığını açıkça belirtmek gerekir. İsrail’in kuruluşundan bu yana varılan tüm uzlaşı ve anlaşmaların bir şekilde Tel Aviv tarafından ihlal edildiğini tekrar vurgulamak gerekir. İsrail; Suriye, Mısır, Ürdün ve Lübnan’da her zaman revizyonist oldu ve uygun konjonktür oluştuğunda ikili anlaşmaları hiçe saymaktan imtina etmedi. Suriye’de rejimin yıkılması sonrasında Golan Tepeleri'ndeki işgalini genişletmesi bunun küçük bir örneği olarak karşımızda durmaktadır.

Diğer taraftan, Filistin ile İsrail arasındaki anlaşmalar da keza Tel Aviv yönetimlerinin uymadığı süreçlerdir ki Oslo Anlaşmaları'ndan bu net bir şekilde anlaşılabilir. Gazze’deki ateşkes anlaşmasının da kısa ve orta vadede benzeri bir durumla karşılaşması bu bakımdan şaşırtıcı olmayacaktır. Gazze’de siyasi hedeflerine ulaşamaması İsrail'i son derece rahatsız etmektedir. Hamas hala Gazze’de en belirleyici aktör olarak yer almaktadır.

Netice itibariyle Gazze’de akan kanın durması, insanların açlıktan hayatlarını kaybetmesinin sonlanması ve İsrail’in Gazze’de tampon bölgenin gerisine çekilmesi bağlamında elbette ateşkes anlaşması oldukça mühimdir. Hamas’ın müzakere masasından diplomatik başarıyla kalktığının kayda geçirilmesi lazımdır.

Bununla birlikte Türkiye, Mısır ve Katar’ın garantör ülkeler olarak yer alması Gazze’de ateşkesin sürdürülmesini ve kalıcı olmasını sağlayabilecek yeni bir mekanizma olarak belirmektedir. Üç ülke de Gazze’deki savaşın ve insani krizin sonlanması için arabulucu olarak büyük çabalar sarf ettiler. Dolayısıyla önümüzdeki süreçte İsrail’in davranışlarının yakından takip edilmesi, ateşkesi riske atan adımlarının gözlemlenmesi ve gerilimin yeniden tırmanmasının önlenmesi açısından garantörlük mekanizması olumlu katkılar sağlayabilir. Ancak ateşkes anlaşmasının uygulanması ve kalıcı bir barışın tesis edilmesinin oldukça zor olduğunun da altının çizilmesi gerekmektedir. İsrail revizyonizminin dengelenmemesi durumunda benzeri saldırganlığın çok kısa vadede tekrardan başlaması güçlü bir olasılıktır.

[Dr. Abdullah Erboğa akademisyendir.]

*Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editoryal politikasını yansıtmayabilir.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.