Batı ikiyüzlülüğünün sembolü: Nobel Barış Ödülü
Nobel Barış Ödülü'nün Maria Corina Machado'ya verilmesi ödülün güvenilirliğini sarsmakla kalmıyor, aynı zamanda onu küresel adaletin değil, Batı’nın ikiyüzlülüğünün bir simgesine dönüştürme riski taşıyor.

İstanbul
Amerikan-İslam İlişkileri Konseyi (CAIR) Başkan Yardımcısı Edward Ahmed Mitchell, Nobel Komitesi’nin Maria Corina Machado’ya Barış Ödülü vermesinin yarattığı çelişkileri AA Analiz için kaleme aldı.
- Netanyahu destekçisi Machado'ya verilen Nobel ödülü için "bahis soruşturması" yapılıyor
- Nobel Barış Ödülü'nü alan Venezuelalı Machado, Netanyahu destekçiliğiyle gündemde
- 2025 Nobel Barış Ödülü sahibini buldu
***
Nobel Komitesi’nin her yıl verdiği ödüller arasında en çok öne çıkan kuşkusuz Nobel Barış Ödülü’dür. Dr. Martin Luther King Jr. ve Güney Afrika Devlet Başkanı Nelson Mandela gibi isimler, adalet mücadelesini barışçıl yollarla yürüterek büyük engelleri aşan tarihsel figürler olarak bu ödülle onurlandırıldı.
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.
🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı
Ancak bu yıl Nobel Komitesi’nin Venezuelalı siyasetçi Maria Corina Machado’yu ödüle layık görmesi, bu ödülün bir zamanlar temsil ettiği değerleri açıkça yok sayıyor. Machado, Martin Luther King ya da Mandela’nın mirasını taşımak bir yana, savaş, yabancı düşmanlığı ve ayrımcılığı savunan hareketler ve liderlerle aynı çizgide duruyor.
Yılın başlarında Machado, Müslüman ve göçmen karşıtı aşırı sağcı faşistlerin katıldığı "Avrupa’nın Vatanseverleri" adlı toplantıya hitap etti. Toplantının konuşmacıları arasında Hollandalı siyasetçi Geert Wilders ve Fransız aşırı sağ lider Marine Le Pen de vardı. Reuters’ın aktardığına göre, "Tüm konuşmacılar göçe karşı sert eleştirilerde bulundu ve çoğu, Orta Çağ’da Hristiyan krallıkların Müslümanların kontrolündeki İber Yarımadası topraklarını yeniden ele geçirmesine gönderme yapan yeni bir "Reconquista" çağrısında bulundu." Reuters ayrıca toplantının, bizzat Maria Corina Machado’nun gönderdiği bir video mesajla açıldığını bildirdi.
Likud Partisi’nin müttefiki
Machado’nun "Avrupa’nın Vatanseverleri" toplantısına katılımı, ırkçı ve faşistlerle kurduğu tek seferlik bir temas değildi. Lideri olduğu Vente Venezuela Partisi, 2020 yılında İsrail’in iktidardaki Likud Partisi ile resmi bir ittifak anlaşması imzaladı. Machado’nun bizzat imzaladığı bu ortaklık bugün hala geçerliliğini koruyor.
Likud, açıkça ırkçı ve soykırımcı politikalarıyla bilinen aşırı sağ bir partidir. Onlarca yıldır Filistin topraklarındaki işgali, apartheid rejimini ve sivillere yönelik kitlesel şiddeti sürdürmek için çabalıyor. Bu politikalar, bugün hem Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICC) hem de Uluslararası Adalet Divanı (ICJ) tarafından soruşturma konusu durumunda.
Machado geçmişte İsrail hükümetini övdü, "Venezuela’nın mücadelesi, İsrail’in mücadelesidir" ifadelerini kullandı ve İsrail’in şehir üzerindeki yasa dışı işgaline rağmen Venezuela büyükelçiliğini Kudüs’e taşımayı taahhüt etti.
Nobel Komitesi, Machado’nun Venezuela’da demokrasiyi barışçıl yollarla desteklediğini iddia etse de, kendisi Maduro hükümetini devirmek için yabancı bir askeri müdahale çağrısında bulundu ve hatta ülke kıyılarında kimliği belirsiz kişilerin bulunduğu teknelerin bombalanmasını desteklediğini dile getirdi.
Machado’nun seçilmesiyle Nobel Komitesi tehlikeli bir mesaj veriyor: Bir siyasetçi eğer Batı’nın rakiplerine karşı duruyorsa, ahlaki tutarsızlık, aşırılık ve faşist hareketlerle kurulan ittifaklar görmezden gelinebilir. Bu karar, sadece Nobel Barış Ödülü’nün güvenilirliğini sarsmakla kalmıyor, aynı zamanda onu küresel adaletin değil, Batı’nın ikiyüzlülüğünün bir simgesine dönüştürme riski taşıyor.
Barış Ödülü kime verilmeli?
Nobel Barış Ödülü, adaleti herkes için barışçıl yollarla savunan ve ahlaki tutarlılığını koruyan insanlara verilmelidir. Kendi ülkesinde demokrasiyi savunduğunu söylerken başka coğrafyalarda savaş, faşizm, yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtı nefretin yanında duran siyasetçilere değil.
Machado gerçekten Nobel Barış Ödülü’ne layık olduğunu kanıtlamak istiyorsa, Likud Partisi ile kurduğu ittifakı derhal sona erdirmeli, "Avrupa’nın Vatanseverleri" konferansında yaptığı konuşma için kamuoyundan özür dilemeli, Müslüman karşıtı faşizmi reddetmeli ve siyasi değişim için şiddeti bir araç olarak savunan açıklamalarını geri çekmelidir.
Eğer bu adımları atmazsa, Nobel Komitesi doğru olanı yapmalı; ödülü geri alarak barış ve adaleti gerçekten temsil eden birine—yaşamını bu değerlere adamış aktivistlerden, gazetecilerden, sağlık çalışanlarından veya insan hakları savunucularından birine—vermelidir.
Nobel Barış Ödülü bu yıl bir hata yaptı. Ama hala bunu düzeltmek için vakit var.
[Edward Ahmed Mitchell, Amerikan-İslam İlişkileri Konseyi (CAIR) Başkan Yardımcısıdır.]
*Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editoryal politikasını yansıtmayabilir.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.