Dolar
40.18
Euro
46.96
Altın
3,354.94
ETH/USDT
2,957.20
BTC/USDT
117,751.00
BIST 100
10,358.46
Politika, arşiv

Türkiye'nin yasta olduğunu bilmeliyiz

Başbakan Yardımcısı Arınç, Berkin Elvan'ın ölümüne ilişkin, "Türkiye'nin yasta olduğunu bilmeliyiz. Bugün Bilecik'teki seçim kampanyasında müzik yayını yapılmamasını rica edeceğim" dedi.

12.03.2014 - Güncelleme : 12.03.2014
Türkiye'nin yasta olduğunu bilmeliyiz

ESKİŞEHİR / BİLECİK

Bilecik'teki seçim çalışmalarına katılmak üzere Ankara'dan Yüksek Hızlı Tren ile Eskişehir'e gelen Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ı, Eskişehir Valisi Güngör Azim Tuna, AK Parti Eskişehir Milletvekili Salih Koca ve diğer ilgililer karşıladı. Arınç, daha sona Eskişehir Garı Vip Salonu'na geçti.

Başbakan Yardımcısı Arınç, Kültür Başkenti Eskişehir'de yaklaşık 1 yıldır süren çalışmaları ilgiyle takip ettiğini söyledi.

Bu yıl nevruzda bir görev değişiminin olacağını belirten Arınç, şöyle devam etti:

"Bunun da büyük bir törenle yapılacağını duydum. Sayın Vali'mize ve Eskişehir'e hayırlı olmasını diliyorum. Tabi nevruz yeni yıl, baharın gelmesi, sevinçli bir olay. Söz konusu edildiği için söylüyorum. Bu ay içinde Türkiye'de umuyorum ki büyük bir sevinçle, sevgiyle, heyecanla kutlanacak. Ama bugün maalesef tam tersi acı bir olayla karşı karşıyayız. Bu konuda üzüntülerimi ifade etmek istiyorum. Bildiğiniz gibi neredeyse 269-270 gün hastanede yaşam savaşı verdikten sonra genç bir evladımız yavrumuz, 15 yaşına hastanede basan Berkin Elvan'ın ölümünü duyduk. Bu çok acı bir olay, dünden bugüne bütün Türkiye gerçekten yasta. Genç bir yavrumuzun hayatını bir sokak olayında kaybetmesi, fevkalade üzüntü verici. Bugün cenazesinin kaldırılacağını biliyoruz. Ben Berkin Elvan yavrumuza Allah'tan rahmet diliyorum.

Hayatının baharında, henüz delikanlılık çağında ve Anadolu tabiriyle, 'bıyıkları bile terlememişken', bir fidanın düşüp ölüvermesi gerçekten üzüntü verici. Ona Allah'tan rahmet dilerken annesi, babası, kardeşleri, onlara da sabır diliyorum. Başka yapacak bir şeyimiz yok. Onlara bol sabır diliyorum. Kendilerine ve hayatta olan evlatlarına uzun ömür diliyorum ve bütün Türkiye'ye, bütün annelere, babalara, bütün gençlere başsağlığı ve sabır diliyorum. Gerçekten üzüntümüz çok büyüktür. Haziran'da Türkiye'de, İstanbul'da yaşanan olaylar ve onun uzantısı bazı illerimizde meydana gelen hadiseler sırasında hayatını kaybeden pek çok gencimiz de oldu. İstanbul'da, Eskişehir'de, Hatay'da oldu, başka illerimizde oldu. Bir polisimiz de hayatını kaybetmişti. Bu vesileyle onları da acıyla, üzüntüyle hatırlıyorum ve hepsine Allah'tan rahmet diliyorum. Milletimizin başı tekrar sağ olsun."

"Hiçbir insanım ölmemeli"

Arınç, üzüntü verici olaylardan birinin de Eskişehir'de yaşandığını ifade ederek, şöyle konuştu:

"Ali İsmail Korkmaz gencimizin de üniversite hayatındayken karşılaştığı ölüm hepimizi derin üzüntüye sevk etmişti. Bununla ilgili adli soruşturmanın yargılama safhasında olduğunu ve Kayseri'de cereyan ettiğini de takip ediyorum. Bu olay vesilesiyle tabi üzüntümüzü ifade etmeliyiz. Gerçekten Türkiye'nin yasta olduğunu bilmeliyiz. Bugün bazı siyasi partilerin seçim çalışmalarında müzik kullanmayacaklarını gazetelerden okudum. Buna da çok sevindim, çok teşekkür ediyorum. Ben de bugün Bilecik'teki seçim kampanyası boyunca müzikli yayın yapılmamasını arkadaşlarımdan rica edeceğim. En azından bu acıya ortak olduğumuzu, acıyı yüreğimizde hissettiğimizi göstermemiz bakımından. Bu olay bize şunu hatırlatıyor. Hiçbir insanımız ölmemeli. Siyasi olaylar, sokak olayları, yaşananlar ölüme yol açmamalı. Bu konuda çok dikkatli olmalıyız. Bu olaylarda eğer adli ve idari soruşturmalar yapılıyorsa, bunlarda süratle neticelenmeli, olayın failleri, nasıl cereyan ettiği, kimlerin sebebiyet verdiği, bütün yönleriyle araştırılmalı ve kamuoyuna açıkça hesap verebilmeli. Burada şüphesiz çok genç bir evladımızın vefatı acıyı biraz daha katmerlemiş, acıyı biraz daha fazla arttırmıştır."

Büyük üzüntü yaşanıyor

Arınç, acıların paylaşıldıkça küçüldüğünü ifade ederek, şöyle devam etti:

"Ben sayın Başbakanımızın da bütün hükümet üyelerimizin de açıklama yapanlar, yapmayanlar hepsinin de büyük üzüntü yaşadığına inanıyorum. Şu benim açımdan belki biraz daha teselli edici. Gezi olayları başladığında ben Başbakanvekiliydim. Olayların nereye sıçrayabileceğini, ne kadar büyüyebileceğini, bunlardan kimlerin yararlanmak isteyebileceğini az çok düşünmüştüm. Dolayısıyla tansiyonu düşürebilecek, gerginlikleri azaltacak çalışmalar yapılması gerektiğine inandım. O zamanki görüşmelerimiz, paydaşları bir araya getirmemiz ve masum bir olayken başlayan bu hadisenin sokak gösterileriyle ve yasa dışı örgütlerin kışkırtmasıyla nasıl bir hal alabileceğini gördüğümüz için bunlara dikkati çekmek istemiştim. Sonunda yaşanan olaylar, bugün belki 7 civarında hatırlayabildiğim kadarıyla vefat olayını önümüze getirdi. Küçük bir kıvılcımın ne kadar büyüyüp yangın haline geleceğini ve hiç istenmeyen olaylara yol açabileceğini, devlet adamları görmeli, güvenlik güçleri görmeli ama halkımız da görmeli".

"Bu olaylar bu acılar kesinlikle yaşanmamalı"

"Ukrayna'da başlayan olayların nasıl bir sonuç verdiğini ve vermek üzere olduğunu hepimiz ibretle görüyoruz" diyen Arınç, şöyle devam etti:

"(Ukrayna) Ülke parçalanmak üzere. Halbuki o olayları başlatanlar Kiev'de başka amaçlarla yola çıkmışlardı. Şimdi başka sonuçlar meydana geliyor. Toplumsal gösteriler de böyledir. Eğer yasa dışı örgütler işin içerisine karışırsa, yani yakmayı, yıkmayı, öldürmeyi, parçalamayı, kamu malına zarar vermeyi amaçlayanlar işin içerisine karışırsa ve toplumdan onları ayırt edemezsek o zaman böyle ülkeyi yasa boğan olayların da yaşanması kaçınılmaz oluyor. Bu tertemiz, bu cennet vatanımızda güzellikler içerisinde ve huzur içerisinde yaşamalıyız. Hükümet, ülkeyi yöneten hükümet her zamanki gibi duyarlı olmalı, görevinin başında olmalı ki öyledir. Bundan hiç şüphemiz yok. Bu olaylar bu acılar kesinlikle yaşanmamalı. Ben ailenin tabi bu kadar acı karşısında mutlaka duyarlı olacağını düşünüyorum ama babası Sami Elvan'ın söyledikleri kulağımızdan hiç gitmemeli. O büyük acısını, ülkemizde bu tür olaylar bir daha yaşanmasın diye hepimize ders veriyor. Dolayısıyla bu dersi hepimiz almalıyız. Ben bugün cenazesi kaldırılacak olan bu yavrumuzun herkes kendi çocuğuna bakarak, herkes kendi kardeşine bakarak, bu acıların bir kez daha yaşanmaması için ne kadar duyarlı olmamız gerektiğini bir kez daha düşünmesini temenni ediyorum."

Arınç'tan provokasyon uyarısı

Arınç, Bozüyük'te partisinin ilçe başkanlığı tarafından düzenlenen etkinlikte yaptığı konuşmada da Berkin Elvan'ın ölümünden duyduğu üzüntüyü dile getirerek, "Elbette millet olarak üzüntümüzü ifade edeceğiz. Korkumuz şudur ki, bu masum insanın üzerinden günlük siyaset üretmeye kalkanlar, çatışma meydana getirmek isteyenler, provokasyonlar yaparak, bu çatışmaları büyütmek isteyenler olabilir. Onlara fırsat verilmemesi gerekir. Milletçe, el birliğiyle bu üzüntümüzü paylaşmamızda fayda var. O yüzden bazı partiler karar almışlar, bugün belki de yarın müzik çalmamak suretiyle bu acıya iştirak edeceklerini söylemişler, ben de şahsen bugünkü toplantılarımızda asgari düzeyde belki bunun yapılması gerektiğini söylemiş oldum. Sizde buna riayet ediyorsunuz, ona da ayrıca teşekkür ederim." şeklinde konuştu.

Muhalefetin Meclis'i olağanüstü toplama talebi

Arınç, bir gazetecinin "Muhalefetin meclisi olağanüstü toplaması konusunda isteği var, bu konudaki düşünceleriniz nelerdir?" sorusu üzerine de şunları söyledi:

"Resmen talep ettiler mi bilmiyorum ama CHP'nin bir açıklaması oldu. Meclis Başkanlığı'na dilekçe verilmiş bildiğim kadarıyla. Bu bir anayasal haktır. Meclis iç tüzüğü de bunu rahatlıkla karşılayabiliyor. Söyleyeceğim şey şudur. Ben 20 yıldır parlamentodayım her dönemi gördüm. Eğer 184 kişiyle Meclis'in açılması mümkün olabilirse önce şuradan başlayayım. Meclis olağanüstü toplantıya çağrılabilir. Ara verme veya tatil süreci içinde. Meclis Başkanı galiba 7 gün içinde bu talebi karşılamak durumundadır."

"2015'te Allah'ın izniyle yüzde 60'lara tırmandıracağız"

Arınç, hanım kardeşlerinin olduğu yerde güçlü aileler, güçlü çocuklar bulunduğunu bildirdi.

Kadınların toplumun temeli olduğuna değinen Arınç, şunları söyledi:

"8 Mart'ın üzerinden daha az bir zaman geçti. Kadınlarımızın, Dünya Kadınlar Günü'nü kutlamış olalım. Biz kadınlarımızı, nezaketin, zerafetin, iffetin hamdolsun temsilcisi olarak görüyoruz. Bazen kız evlatlarımız olarak, bazen eşlerimiz olarak, bazen ablalarımız, kardeşlerimiz olarak... Toplumu doğuran, bu aziz varlıkların bizim de değerimizde, bizim gözümüzde çok yüksek kıymetleri var. Onları şüphesiz geleceğe hazırlamak ve her açıdan onları donanımlı hale getirmek mecburiyetindeyiz. Bu bizim için de bir görevdir. Kadınlar şüphesiz, aile hayatları içerisinde de çalışma hayatları içerisinde de siyasi hayatta da etkin olmalılar. Konya'nın Meram ilçesinde bu seçimde başı örtülü bir harita mühendisi kardeşimiz, Fatma Torun kardeşimiz Meram'dan belediye başkan adayı oldu. Yüzde 70 oy aldığımız Meram'da bir hanım kardeşimiz, bir hanımefendi kardeşimiz 30 Mart akşamı belediye başkanı olacak. 10 profesörden 3'ü kadındır. Öğretmenlerimizin yüzde 55'i, 460 bin kusur öğretmen kadınlarımızdandır. Diş hekimlerimiz, mimarlarımız, öğretmen sayısı itibariyle Avrupa Birliği ülkelerinden daha yüksek bir noktadır. 17 belediye başkan adayımız kadınlarımızdandır. Meclis'te 80'in üzerinde kadın milletvekili var. Bunların yüzde 60'ı AK Parti'nin içerisindedir. Şu anda AK Parti olarak Türkiye'de 9 milyonun üzerinde kayıtlı üyemiz var. Bunun 4 milyonu kadın üyedir. 4 milyonu kadın üye olan bir parti bu ülkede, daha 20 sene iktidarı başkasına vermez. Üyelerimizin 3 milyona yakını 30 yaş altı gençlerimizden, diğerleri de her yaştan kardeşlerimizden oluşuyor. Son seçimde çok şükür 21 milyon 500 bin oy aldık. İki seçmenden birisi. Bunu 2015'te Allah'ın izniyle yüzde 60'lara tırmandıracağız. Bu seçimlerde de her yerde belediye başkanlığı seçimlerinde en aktif rol oynayacak olanlar kadın kollarımız, gençlik kollarımız ve hepimiz."

"Kaynağımız güçlü, gürül gürül geliyor"

Arınç, Bozüyük'te, Söğüt'te, Osmaneli'nde, Bilecik'te ne durumda olduklarına baktığına değinerek, Bilecik'te de diğer ilçelerde de belediye başkanlıklarının 2004'ten bu yana iki dönemdir devam ettiğini anlattı.

Allah kısmet ederse 3'üncü dönem olacağını kaydeden Arınç, şöyle devam etti:

"Eh, 3'üncü dönem olduktan sonra bizim 2015'te başımızı gelen onların da başına gelecek. Oh, olsun. Ben de, Fahrettin Poyraz arkadaşımız da 2015'te ara vereceğiz. Yeter ki arkadaşlarımız bizlerin yerini daha güzel doldursun. Askerlikte bir tabir vardır, 'şafak saymak' diye. Ben şahsen şafak sayıyorum. Bir an o günler gelsin de inşallah bizden, bayrağı daha ileriye taşıyacak daha güçlü arkadaşlarımıza imkan ve fırsat verelim. Bizim, saatimiz, vaktimiz 2015'te dolacak. 9 milyon kayıtlı üyesi olan bir partinin içerisinde herkes bir yenilenmeyi, güçlenmeyi görsün. 25-35 yaş arasında 19 milletvekilimiz var. Sayımız 300'ün üzerinde. Her seçimde en az 100-150 milletvekilini yenileyen bir partiyiz. Gidenin yerine geliyor. Bizim buna gücümüz var. Kaynağımız güçlü, gürül gürül geliyor." 

"Allah onları ıslah etsin"

Arınç, hükümeti yıkmak için, bu hükümeti itibarsızlaştırmak için, seçimlerde başarısız kılmak için, bugüne kadar çok şey yapıldığına değinerek, bunların bir kısmının adliyelere de intikal ettiğini hatırlattı.

"Darbe yapma hazırlıkları, cuntacılıklar vesaire. Hepsi boşa çıktı" diyen Arınç, şunları kaydetti:

"İkincisi partiyi kendi içinde bölmeye çalıştılar. İçeriden bir-iki adam aldılar. Erkan Mumcu olayını hepimiz yaşadık. Daha sonraki olayları yaşadık. Yel, kayadan bir şey koparamadı. Üçüncü partiyi kapatmaya çalıştılar, 2008'de. Tek başımıza iktidardayız, gazetelerde çıkan 3-5 tane haberi, hakkımızda aleyhte bir delil olarak düşündüler hamdolsun ondan dolayı da kapatamadılar. Cumhurbaşkanını bize seçtirmek istemediler. 'Bugüne kadar nasıl seçildiyse, biz de öyle seçeceğiz' dedik. Önümüze 367 çıkardılar, onu çıkardılar, bunu çıkardılar. 'Biz de hemen seçime gidiyoruz' dedik. Kasımda yapacağımız seçimi temmuz ayına aldık. Hamdolsun ki çok şükür, yüzde 47 oyla tekrar barajları geçtik. Önümüz açıldı, Cumhurbaşkanımızı 4 aylık gecikmeyle seçebildik. Bütün bunlar bile bizim koşmamızı engelleyemedi. Şimdi, başka şeyler düşünüyorlar; '30 Mart önemli, AK Parti'nin düşüşte olması lazım, arkadan cumhurbaşkanını seçtirmemeleri gerekiyor'. Bunun için yapacakları şey belden aşağıya vurmak, edep, ahlaksızca, yalan, yanlış, kasetlerle, montajlarla, iftiralarla bu hükümetin başındaki o insanı, o partiyi, o iktidarı kötülümek. Buna pek çok el ortak oluyor. Yukarıda bir üst akıl, birilerini oynatıyor, AK Parti aleyhinde. Her birine ayrı görevler veriyor. Herkes görevini yaparken, Türkiye'de sanki çok büyük olay varmış gibi insanlar tereddüde sevk ediliyor. Arkadaşlar tutmuyor. Allah, bizimledir. Allah, doğruların yardımcısıdır. Bu seçimde de kendi iftiralarının altında kalacaklar. Özellikle inanmış insanların birbirine düşman olmaması lazım. İnanmış insanların birbirinin ayağına taş koymaması lazım. İnanmış insanların birilerinin oyununa gelmemesi lazım. Oyuna geliyorlarsa, Allah onları ıslah etsin."

Muhabir: Sinan Balcıkoca / Deniz Açık

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın