Ekonomi, Kurumsal Haberler, arşiv

Üzerimize düşen ne varsa yapmaya devam edeceğiz

AA Finans Masası'na konuk olan MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak "Çözüm Süreci'ne inanıyoruz ve üzerimize düşen ne varsa yapmaya da devam edeceğiz" dedi.

17.11.2014 - Güncelleme : 17.11.2014
Üzerimize düşen ne varsa yapmaya devam edeceğiz

İSTANBUL

AA Finans Masası'na konuk olan Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği Genel Başkanı Nail Olpak, "Çözüm Süreci'ne inanıyoruz ve üzerimize düşen ne varsa yapmaya da devam edeceğiz" dedi.

MÜSİAD Genel Başkanı Olpak, AA Finans Masası'na konuk oldu.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan ağustos ayı işsizlik rakamlarına ilişkin değerlendirmede bulunan Olpak, bu yıl işsizlikle ilgili tahminlerinin yüzde 8,7 civarında olduğunu, ağustos ayı rakamlarının ise tahminlerinin üzerinde geldiğini söyledi.

İşsizlik rakamlarında özellikle psikolojik bariyer olan çift hanenin aşılmasının iyi olmadığını belirten Olpak, "Avrupa Birliği'nde (AB) bugün işsizlik ortalaması yüzde 12-13'lerden geçiyor. Böyle bir ortamda yüzde 10 hala Türkiye açısından önemli. Neden yüzde 5 değil, vatandaşımız hak ediyor mu? Elbette doğru bir soru. Buraya bakmak lazım. Ama iş gücüne katılım da ciddi şekilde artmakta. Bu da göreceli olarak rakamları artırıyor. Ben bu gözle yine de çok olumsuz bir tablo olarak görmüyorum" değerlendirmesinde bulundu. 

Olpak, Öncelikli Dönüşüm Programı ve Eylem Planları başta olmak üzere huzur, güven ve istikrar ortamı sürdürüldüğü takdirde işsizlikte kademeli bir şekilde tekrar aşağıya gidiş olacağını dile getirdi. 

Nail Olpak, Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından açıklanan Öncelikli Dönüşüm Programı ve Eylem Planları'na ilişkin, "Ortaya koyduğumuz görüşlerimizi, hem kamuoyuna yaptığımız açıklamalarla hem de bizatihi o dönemin başbakanı ve şu anki cumhurbaşkanımız olmak üzere yetkililere iletmiştik. Bu planların içerisinde, ilettiğimiz doğru önerilerin karşılığını görmüşüz diye bakıyorum" ifadelerini kullandı.

"Çözüm Süreci, yüzyılın en önemli barış projesidir" 

MÜSİAD olarak Çözüm Süreci'ne inandıklarını ve üzerilerine düşen ne varsa yapmaya devam edeceklerini vurgulayan Olpak, şunları kaydetti: 

"Çözüm Süreci, ilk gündeme geldiği zamanlardan bu yana 2 yıla yaklaştı. O zaman MÜSİAD olarak şunu demiştik; Çözüm Süreci sadece Türkiye açısından Doğu ve Güneydoğu'nun değil, Orta Doğu'nun ve o coğrafyanın kaderini değiştirecek belki de yüzyılın en önemli barış projesidir; ama 30 yılın acılarını ve sıkıntılarını da içinde biriktiren bir projedir. 'Bu acıları ve sıkıntıları çözmek gerekir, kararlılıkla gidilmeli ama bu dikenli bir yoldur. Bu yolda yürürken bizim ayağımıza dikenler batacaktır, engeller çıkacaktır, buna baştan hazırlıklı olalım, yani bir gül bahçesi içinde gitmeyeceğiz. Bu hazırlık içerisinde olmak kaydıyla süreç devam ettirilmelidir' demiştik.

Biz Türkiye'nin her bölgesinde örgütlüyüz. En son biz 31 Ekim-2 Kasım tarihleri arasında bölgenin önemli alanlarından birisi olan Şanlıurfa'daydık. Özellikle Kobani'yi çokça konuştuğumuz bir yerde, Şanlıurfa'da bugün 420 bin Suriyeli mülteci var; bunun 200 bini son dönemde Kobani'den gelmiş kişiler. Birileri Kobani'yi çok konuşuyor ama Şanlıurfa'da böyle bir gerçeğin olduğunun çok da farkında değiller. Ben 6-7 Ekim olaylarından 20 gün sonra 700'den fazla üyemle Şanlıurfa'daydım. Biz oraya inandığımız için gittik. 3-5 kişiyle göstermelik bir heyet de değildi. Eşlerimiz de vardı. Siz ailenizi de oraya götürebiliyorsanız bu bir göstergedir. Ne planımızı erteledik, ne toplantımızı ileri bir tarihe attık. Bir yıl önce planlanmış toplantımızı aynen uyguladık."

Kendilerine 'Bölgeye gidecek misiniz?' diye sorular yöneltildiğini aktaran Olpak, "Bu, MÜSİAD gibi bir derneğe değil de belki sadece İstanbul veya Ankara merkezli derneklere sorulacak bir soru olabilir. Biz zaten o bölgenin içerisindeyiz. Yani ben eğer Batman'da şubem var diyorsam, İstanbul'da yaşayan Batmanlıların orada kurduğu bir şubeden bahsetmiyorum. Batman'daki, Diyarbakır'daki, Şanlıurfa'daki, Van'daki Erzincan'daki, Hatay'daki, Gaziantep'teki iş adamlarından bahsediyorum" diye konuştu.

Olpak, Çözüm Süreci'ni desteklemek noktasında, geçen yıl genel kurullarını yaptıktan sonra ilk yönetim kurulu toplantılarını genişletilmiş başkanlar toplantısı olarak Batman'da gerçekleştirdiklerine değinerek, "Bu bir tavırdı, bir göstergeydi. Biz 6-7 Ekim'den etkilenmedik. Bir yıl önce planladığımız Şanlıurfa toplantımızı yine yaptık. Bazı dernekler 'Çözüm Süreci biraz flulaştı, biz toplantılarımızı erteliyoruz' dedi. Biz ertelemedik. Bu bir tavır göstermektir. Bence sorunun MÜSİAD üzerine düşeni en azından gücünün yettiği kadar doğru yerde durarak yapıyor" diye konuştu.

Başbakan Yardımcısı Akdoğan'dan MÜSİAD'a teşekkür

Eş zamanlı olarak Ankara'da AA Editör Masası'na konuk olan Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan da Finans Masası toplantısına bağlandı. Bölgede faaliyet gösteren bütün sivil toplum örgütlerinin, sendikaların, ekonomik kuruluşların, partilerin ve cemaatlerin de Çözüm Süreci'nin paydaşı olduğunu ve taşın altına ellerini koymaları gerektiğini belirten Akdoğan, MÜSİAD'ın da bu konuda samimi bir gayret içerisinde olduğunu ifade etti. 

Akdoğan, MÜSİAD Genel Başkanı Olpak'a hitaben "Eğer bugün biz tekrar HDP heyetiyle görüşüyorsak, sürecin yeni bir aşamaya geçmesinden bahsediyorsak, yaşananlardan sonra sizlerin ve bütün toplum kesimlerinin takındığı tavır, hem Çözüm Süreci'ne destek verme konusundaki duruşunuz hem de yaşanan olumsuzluklara karşı gösterdiğiniz tepki ve birçok anti demokratik olaydan ve Hükümet'e dönük saldırıdan sonra demokrasi ve hukuk adına sergilediğiniz duruş tarihe geçmiştir, önemlidir. Bundan dolayı gayretleriniz için teşekkür ediyorum" dedi.

"Her şeyiyle kıyasladığımız Avrupa Birliği, şu anda yüzde 0,1 büyümekten bahsediyor. Bu teorik olarak büyümemektir"

Olpak, geçen yıl 65 milyar dolar bir cari açık verildiğini hatırlatarak, sözlerine şöyle devam etti:

"Bu yılki gerçekleşme tahminlerimizi ortaya koyduğumuzda 47-50 milyar dolar civarında cari açık olacağını öngörüyorduk. Bana göre 45-47 milyar dolar aralığında, geçen yıla göre 20 milyar dolarlık cari açıkta bir iyileşme sağlanacak. O zaman büyümede yaşanan büyümenin hızının azalması anlaşılabilir diyorum. Önümüzdeki yıl, 2013 yılının tablosundan sonra böyle bir tablo ile karşılaşıyorsak, yerel seçimler ve cumhurbaşkanlığı seçimine rağmen biz hala bu büyümeyi götürebiliyorsak... Her şeyiyle kıyasladığımız Avrupa Birliği şu anda yüzde 0,1 büyümekten bahsediyor. Bu teorik olarak büyümemektir. Böyle bir dönemde gelecek yıl yüzde 4 bandında bir büyümenin gerçekleşebileceğini tahmin ediyoruz."

Olpak, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard and Poor's'un (S&P), cuma günü güncelleyeceği Türkiye değerlendirmesine ilişkin, "Cuma günü açıklanacak değerlendirmeyi çok da merak etmiyorum. Biz kendi yolumuzda kendi bildiğimizle devam ediyoruz" dedi.

"İhracatımızın içindeki ithalata olan bağımlılık, bizim dolar kurundan çok öncelikli problemlerimizden biri"

Kırım ve Ukrayna arasında yaşanan krize değinen Olpak, "Bu krizin olmasını istemezdik, ama bu kriz Türkiye'nin açılma sebebi oldu. Bizim üzerinde durduğumuz  'Güney Gaz Koridoru' uluslararası piyasalarda çok fazla rağbet görmüyordu. Ukrayna kriziyle birlikte Batı bir anda bizim söylediğimiz reçeteye tekrar geldi. Bir yerde olan kriz sizin açınızdan bir başka açılım anlamına da gelebiliyor. Bunu da böyle görmek lazım" diye konuştu.

Petrol fiyatlarındaki gerileme ve rubledeki değer kaybı dolayısıyla Rusya'nın finansal krize doğru gidebileceğine dair endişelerin Türkiye ekonomisini nasıl etkileyeceğine ilişkin bir soru üzerine Olpak, şunları söyledi:

"Biz petrol ve doğalgaz yatakları olan bir ülke değiliz. Bildiğim kadarıyla petrol fiyatlarındaki her 1 dolarlık değişim bize 400 milyon dolarlık artı ya da eksi bir değişim getiriyor. Petrol fiyatlarındaki 6 - 8 milyar dolar civarında değişimden olumlu etkilenmiş durumdayız. Ayrıca, Rusya'nın Ukrayna krizi dolayısıyla Batıyla yaşadığı bir gıda ambargosu var. Bu gıda ambargosunda 15 milyar dolarlık paydan ne kadarını biz alabiliriz göreceğiz. Bizim ihracatçımız bu yönde çalışıyor. O pazara girersek girdikten sonra geriye de çıkılmayacaktır. Gıda vazgeçilemeyecek alanlardan bir tanesi. Bu da bizim önümüzdeki başka bir fırsat penceresi. Dolayısıyla Rusya adına bu risk olabilir ancak Türkiye açısından son derece olumlu bir gelişmedir."

MÜSİAD olarak, bu yıl cari açık öngörülerinin 45-47 milyar dolar civarında olduğunu anımsatan Olpak, "Petrol fiyatlarında öngördüğümüzden fazla bir gerileme var. Petrol fiyatlarının fazla düşmesinden dolayı yaklaşık 2 milyar dolar kazancımız olduğunu revize ederek söyleyebilirim" şeklinde konuştu.

Olpak, dolar artışı bir risk olarak görmediklerine işaret ederek, "Ara malı ithalatını azaltıcı tedbirlerin üzerine gitmediğimiz sürece ithalat bağımlılığımız maalesef devam edecek. İhracatımızın içindeki ithalata olan bağımlılık bizim dolar kurundan çok öncelikli problemlerimizden biri. Mutlaka ona çalışmamız gerekiyor" değerlendirmesini yaptı.

"Finansman 'vahşi bir amaç' haline geldi" 

MÜSİAD Başkanı Olpak, finansmanın insanların kalkınmalarını sağlayabilmeleri için bir araç olduğunu anlatarak, şöyle devam etti:

"Ama bugün dünyanın geldiği noktada finansman araç olmaktan çıkmış 'vahşi bir amaç' haline gelmiştir. Biz insanların orada neden öldürüldüğünü tartışmıyoruz nasıl öldürüldüğünü tartışıyoruz. Biz finansman amaç mıdır araç mıdır tartışmasını bir kenara bırakmış durumdayız. Faizler inecek mi çıkacak mı tartışmasına, kör bir tartışmaya odaklanmış durumdayız. Kilitlendik çünkü dünyayı yöneten egemen güçler sistemi bunun üzerine kurgulamışlar. Alternatif finans sistemlerini çokça konuşmadığınızda o zaman sadece ABD Merkez Bankası'nın (Fed), Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) ne açıklayacağına endeksli bir sistemin içerisinde gittiğimizde faizi çokça konuşuruz."

İş adamlarının yatırım yapmak için düşük faiz istediğini vurgulayan Olpak, "Gerekçeleri bir tarafa ben faizin yüksek olmasından rahatsız olurum ve rahatsızlığımı da her ortamda dile getiririm" diye konuştu.

Nail Olpak, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) eleştirilmesinde bir sıkıntı olmadığını belirterek, "Önemli olan Merkez Bankası emir-komuta zincirinde mi hareket ediyor yoksa süzgecinden geçirip mi devam ediyor. Bana göre süzgecinden geçirip öyle devam ediyor. TCMB'ye hükümet de eleştiri yapabilir. Halka hesap veren bir siyasi irade kendine göre yanlış gördüğü bir konuyu eleştirecektir. Özellikle Fed'in faiz artırımını bir miktar ötelemiş olması, Para Politikası Kurulu'nun önünde -enflasyon da izin verirse- hala gidilebilecek bir yol olduğunu gösteriyor" ifadelerini kullandı.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın