

Doğaya Kulak Verin.
Ekolojik gündem, sürdürülebilirlik ve çevre mücadeleleri artık cebinizde.
Yeşilhat WhatsApp kanalını takip edin.
Elektrikli araçlar, çevreci teknolojileri ve fosil yakıt tüketimini azaltmadaki rolleriyle dünya genelinde yaygınlaşırken, Türkiye'de de yakıt piyasasında köklü bir dönüşümü tetikliyor. Karbon emisyonlarını azaltma, hava kalitesini iyileştirme ve enerji verimliliğini artırma hedeflerine önemli katkı sağlayan elektrikli araçların satışları son yıllarda belirgin şekilde arttı.
Enerji dönüşümü politikaları, devlet teşvikleri ve otomobil üreticilerinin sunduğu zengin model seçenekleriyle Türkiye yollarındaki elektrikli araç sayısı hızla artarken, bu ivme şarj altyapısının da aynı hızla gelişmesini ve yaygınlaşmasını zorunlu kılıyor.
Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, 2015'te yalnızca 565 olan trafiğe kayıtlı elektrikli otomobil sayısı, Ekim 2025 itibarıyla 332 bin 10'a ulaştı. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun raporlarına göre şarj altyapısında soket sayısı da ekim itibarıyla yaklaşık 37 bine ulaştı.
2035 hedefleri için 1,2 milyar dolar yatırım gerekiyor
Emobilite Operatörleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Berkay Somalı, Türkiye'nin şarj altyapısındaki gelişmeleri AA muhabirine değerlendirdi.
Şarj altyapısının hız bir büyüme trendi gösterdiğini belirten Somalı, "2024 sonunda 22 bin olan şarj soketi sayısı, 2025 ekim ayı itibarıyla yaklaşık 37 bine ulaşmış, böylece bir yılda yaklaşık 15 bin yeni soket kurulmuştur. " dedi.
Altyapıdaki mevcut dağılımda 21 bin AC (Alternatif Akım) ve 16 bin DC (Doğru Akım-Hızlı Şarj) soketi bulunduğu bilgisini veren Somalı, şöyle devam etti:
"Yatırım maliyetleri soket tipine göre değişmekte olup, AC soket başına ortalama 1000 dolar, DC soket başına ise 20 ile 30 bin dolar arasında bir maliyet hesaplanmaktadır. Sektöre yapılan toplam yatırım, yalnızca şarj cihazları ve bağlantı altyapısı (dağıtım trafoları dahil) dikkate alındığında 500-600 milyon dolar seviyesindedir."
Somalı, EPDK'nin orta vadeli projeksiyonlarına göre, 2030 yılı için 143 bin, 2035 yılı için ise 273 bin şarj soketi hedeflendiğini belirterek, "Bu hedefler, yaklaşık 240 bin yeni soket gereksinimi anlamına gelmektedir. 2035 hedeflerine ulaşılması için toplamda yaklaşık 1,2 milyar dolar ek yatırım gerektiği hesaplanmaktadır." diye konuştu.
AC şarj parklarda, DC şarj yolculukta tercih ediliyor
Elektrikli araç kullanımında şarj istasyonu tercihlerine yönelik kullanıcı davranışları analiz edildiğinde kullanıcıların araçları iş yerinde, evde ve alışveriş merkezlerinde park halindeyken şarj etmeyi tercih ettiklerini dile getiren Somalı, bu durumda 7,4-11 kilovatsaatlik düşük güçlü AC şarj istasyonların ön plana çıktığını söyledi.
Somalı, DC hızlı şarj istasyonlarının ise daha çok yolculuk sırasında "en hızlı şekilde şarj" ihtiyacı doğrultusunda tercih edildiğini belirterek, "Sektör planlamalarında ise DC soketlerine 20-25 araç, AC soketlerine ise 9-10 araç düşecek şekilde bir yapı öngörülmektedir. Bu kapsamda, 1,5 milyon elektrikli araç için minimum 150 bin soket gereksinimi olduğu hesaplanmaktadır." dedi.
Altyapıda trafo maliyetleri artırıyor
Şarj altyapısının yaygınlaşmasında altyapı maliyetlerinin sektörün en önemli zorluklarından birini oluşturduğunu ifade eden Somalı, "Şebeke kapasitesinin yetersiz kaldığı durumlarda şirketlerin kendi trafolarını kurmak zorunda kalması, yatırım maliyetlerini kayda değer ölçüde artırmaktadır. Trafo yatırımları toplam maliyetler içinde önemli bir kalem teşkil etmektedir." diye konuştu.
Somalı, soket sayısındaki artışa paralel olarak, şebekeden temin edilecek enerji ihtiyacının artmasının ek altyapı yatırımlarını da zorunlu kıldığını kaydetti.