

Doğaya Kulak Verin.
Ekolojik gündem, sürdürülebilirlik ve çevre mücadeleleri artık cebinizde.
Yeşilhat WhatsApp kanalını takip edin.
Oksijen üretimi ve barındırdığı biyoçeşitlilikle pek çok yönden ekosistemi desteleyen Amazon yağmur ormanları Brezilya, Peru, Bolivya, Ekvador, Kolombiya, Venezuela, Fransız Guyanası, Guyana ve Surinam ülkelerinin sınırlarında yer alıyor.
Dünyanın en büyük tropik ormanı olarak bilinen Amazon yağmur ormanlarının yüzde 60'ı Brezilya'da bulunuyor. Ormanlar dünya biyolojik çeşitliliğinin en az yüzde 10'una da ev sahipliği yapıyor.
WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) verilerine göre, bu ormanlardan geçen Amazon Nehri dünya toplam nehir akışının yaklaşık yüzde 15'ini okyanuslara taşıyor. Amazon Nehri, 6 bin 600 kilometreden fazla yol kat ederek, yüzlerce koluyla dünyanın en fazla tatlı su balığı türüne ev sahipliği yapıyor.
ABD merkezli Doğayı Koruma (The Nature Conservancy) adlı sivil toplum kuruluşu verilene göre ise sadece Brezilya'daki Amazon ormanlarının yüzde 20'si son 50 yıl içinde yok oldu.
Ormansızlaşmanın yağışlar üzerindeki etkisi iklim değişikliğinden daha yüksek
Nature dergisinde yayımlanan "İklim değişikliği ve ormansızlaşmanın Amazon yağmur ormanının dönüşümündeki etkileşimi" adlı makaleye göre Amazonlar, bölgede yaşanan ormansızlaşma ve iklim değişikliğinden olumsuz etkileniyor.
Makalede, 1985'ten 2020'ye kadar Brezilya Amazonları'ndaki 29 bölgenin uzun vadeli atmosfer ve arazi örtüsü değişimi verileri analiz edildi. Buna göre, son 35 yılda Amazonlar'daki maksimum yüzey hava sıcaklığı yaklaşık 2 santigrat derece arttı. Bu artışın oluşmasında yüzde 83,5 iklim değişikliği, yüzde 16,5 ise bölgede devam eden ormansızlaşma etkili oldu.
Bölgede bu dönemde kurak mevsimdeki toplam yağışta yaklaşık 21 milimetre azalma gözlendi. Bu azalmada ise yüzde 74,5 ormansızlaşma, yüzde 25,5 küresel iklim değişikliğinin etkili olduğu hesaplandı.
Öte yandan, Brezilya'nın Belem kentinde kasımda gerçekleşecek BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 30. Taraflar Konferansı'nda (COP30), Amazonlar'da görülen iklim değişikliği etkileri konusunun ön planda olması bekleniyor.
Amazonlar'ın bünyesinde birçok yerel topluluk yaşıyor
Makalenin yazarlarından, Sao Paulo Üniversitesi Atmosfer Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Marco A. Franco ve Sao Paulo Üniversitesi Fizik Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Luiz A. T. Machado, AA muhabirine değerlendirmede bulundu.
Franco, Amazonlar'ın sıklıkla dünyanın akciğerleri olarak tanımlandığını hatırlatarak, bu ormanların devasa bir kimyasal reaktör görevi üstlenerek, iklimi su ve karbon döngüsünü sağladığını, zengin bir biyoçeşitliliğe sahip olduğunu ve bünyesinde birçok yerel topluluğun yaşadığını söyledi.
Amazon'daki ormansızlaşmanın temel faktörünün insan olduğuna dikkati çeken Franco, "En büyük pay, sığır çiftçiliği için otlakların genişletilmesi, bunu soya, pirinç ve şeker kamışı başta olmak üzere sanayi ölçeğinde tarım ve madencilik izliyor." dedi.
Franco, bölgedeki orman yapısının ciddi baskılar altında olduğunu dile getirerek, "2024'te, Brezilya Amazon'u yaklaşık 1 milyon hektar birincil orman kaybetti. Bu tahribatın yüzde 90'ından fazlasının tarım için arazi temizleme ve madencilik gibi yasa dışı faaliyetlerle bağlantılı olduğunu biliyoruz" ifadesini kullandı.
Bölgedeki uzun vadeli değişimin endişe verici olduğunu vurgulayan Franco, "Brezilya Amazonları, 1985 ile 2021 yıllarında her yıl ortalama 11 bin kilometrekareden fazla orman kaybetti. Bazı yıllarda kayıp 25 bine kadar yükseldi. 2005 sonrasında, daha sıkı politikalar sayesinde ormansızlaşmada bir düşüş yaşandı ancak 2013'ten itibaren, özellikle 2019'dan sonra, kayıplar tüm bölgede yeniden artmaya başladı." bilgilerini paylaştı.
Güçlü politik iradeye ve ekonomik alternatiflere ihtiyaç var
Franco, bölgedeki ormansızlaşmanın durdurulması için güçlü politik iradeye ihtiyaç duyulduğunu ve yerel toplulukların geçimlerini devam ettirebilmeleri için ekonomik alternatifler oluşturması gerektiği anlattı.
Büyük bir baskının da küresel düzeyde et, soya ve diğer emtialara olan talepten kaynaklandığını vurgulayan Franco, bu noktada uluslararası tedarik zincirlerini sıfır ormansızlaşma taahhütleriyle uyumlu hale getirmenin hayati önem taşıdığını söyledi.
"COP30'un Brezilya'da düzenlenmesi Amazonlar'ın korunması için baskı oluşturacak"
Machado da Amazonlar'da nehirlerin ana ulaşım yolları olduğunu ve yağışın azalmasının hareketliliği bozacağını belirterek, ticaret ve toplulukların birbirine bağlı kalmasını zorlaştıracağını söyledi. Machado, bölge ekosistemindeki değişimlerin salgın hastalıkları artabileceğini dile getirdi.
"COP30'un Brezilya'da düzenlenmesi Amazonlar'ın korunması için uluslararası toplum üzerinde önemli bir baskı oluşturacak." ifadesini kullanan Machado, bu noktada COP30'un önemli bir fırsat olduğuna dikkati çekti.
Ormansızlaşmayla mücadelenin politik taahhütlerin ötesinde zorlukları olduğuna değinen Machado, "Bunun yapılabilmesi için yeterli kaynaklara, etkili kamu politikalarına, uygulanabilirlik kapasitesi ve yerel toplulukların aktif katılımı gereklidir. Bu bölgesel değil küresel sorumluluklar da içerir. Ayrıca, temkinli küresel tüketim de kritik öneme sahip. Piyasaların orman tahribatına bağlı sertifikasız ürünlerden kaçınması gerekli." şeklinde konuştu.
Amazonlar için COP30'dan beklentileri olduğunu bildiren Machado, şunları kaydetti:
"Umuyorum ki, COP30 ormanların korunmasının güçlendirilmesi için gerekli olan finansal kaynakları ve siyasi iradeyi harekete geçirmeye yardımcı olur. Amazonlar, sunduğu ekolojik katkıları, barındırdığı biyoçeşitliliği ve tüm insanların yararına olan küresel iklimi düzenlemedeki rolüyle korunduğunda yok edildiğinden çok daha kıymetli. Ormansızlaşma bir azınlık için kısa dönemli kazanımlar oluştursa da çoğunluk için sonu gelmeyen zararlara yol açıyor."