Gezegensel sınırların aşıldığı dünya için "çoklu organ yetmezliği" benzetmesi

05.10.2025
İstanbul

Prof. Dr. Güray Çelik, gezegensel sınırlarda meydana gelen aşımların dünyayı geri döndürülemez senaryolara sürüklediğini belirterek, "Gezegenimiz bir insan olsaydı aslında 'çoklu organ yetmezliği' gibi bir durumdan söz ediyorduk." dedi.


Doğaya Kulak Verin.
Ekolojik gündem, sürdürülebilirlik ve çevre mücadeleleri artık cebinizde.
Yeşilhat WhatsApp kanalını takip edin.


Gezegensel sınırlar kavramı (Planetary Boundaries), ilk kez 2009'da Stockholm Resilience Centre Araştırma Enstitüsünden bilim insanı Johan Rockström öncülüğünde 28 kişilik bir grup tarafından ortaya atıldı.

Dünyanın insanlar için yaşanabilirlik düzeyini ifade eden kavram, iklim değişikliği, kimyasal maddeler, stratosferik ozon incelmesi, atmosferik aerosol yüklemesi, okyanus asitlenmesi, biyojeokimyasal akışlar, tatlı su değişikliği, arazi sistemlerindeki değişiklikler ve biyosfer bütünlüğü olmak üzere 9 eşiği kapsıyor.

Potsdam İklim Etkisi Araştırmaları Enstitüsünde (PIK) yayımlanan enstitüye bağlı Gezegen Sınırları Bilim Laboratuvarının 2025 Gezegen Sağlığı Kontrolü raporuna göre, 9 gezegensel sınırdan 7'si aşıldı.

Okyanus asitlenmesi sınırı ilk kez ihlal edildi. Fosil yakıt tüketiminin yol açtığı ve ormansızlaşma ile arazi kullanımındaki değişikliklerle daha da kötüleşen bu değişim, okyanusların dünyanın dengeleyicisi görevini zorlaştırıyor. Okyanus asitlenmesinin deniz yaşamı için güvenli kabul edilen seviyenin ötesine geçmesiyle özellikle soğuk su mercanları, tropikal mercan resifleri ve Arktik deniz yaşamı risk altında bulunuyor.

Stratosferik ozon incelmesi ve atmosferik aerosol sınırları henüz aşılmadı.

Bursa Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Güray Çelik, AA muhabirine, gezegenin sağlıklı olup olmadığının söz konusu sınırlarla bağlantılı olduğunu söyledi.

Gezegensel sınırları metaforla açıklayan Çelik, gezegenin bir insan, gezegensel sınırların ise kan tahlilindeki değerler olarak kabul edildiği bir senaryoda, tahlil sonuçlarında değerlerin üst sınırı aşmasıyla bozulan insan sağlığına benzer şekilde, gezegensel sınırlar değerlerinin de eşiği aşmasıyla gezegen sağlığının bozulduğunu anlattı.

Çelik, gezegenin milyarlarca yıldır var olduğunu ancak insan mevcudiyetinin elverişli koşullar oluşmasıyla son 200 bin yıldır varlığını sürdürdüğünü belirterek, bu koşulları, gezegendeki yaşamın devamlılığını sağlayan karbon ve enerji döngüsü, okyanus akıntıları ve biyoçeşitlilik gibi faktörlerin sağladığını bildirdi.

"Durumumuz çok riskli ve 2 gösterge kaldı"

İnsan müdahalesinin bu döngülere zarar verdiğine işaret eden Çelik, "Bu 9 göstergeyi ayrı ayrı birtakım parametrelerle doktor inceledi. Göstergelerin 7'si şu an eşik değeri aşmış durumda. Durumumuz çok riskli ve 2 gösterge kaldı. Onlarda da hareketlenme var. Dünyada yaşamın mümkün olmasını sağlayan hayati değerler şu anda aşılmaya başlandı. Gezegenimiz bir insan olsaydı aslında 'çoklu organ yetmezliği' gibi bir durumdan söz ediyorduk. Tüm sınırların geçildiği senaryo, gezegeni geri dönüşü olmayan değişimlere sürükleyebilir." dedi.

Bazı sınırlarda iyileştirme mümkün

Çelik, gezegensel sınırları geri döndürülebilir, kısmen geri döndürülebilir ve geri döndürülemez olarak 3 grupta ele alarak, şöyle devam etti:

"Montreal Protokolü ile kloroflorokarbonlar yasaklandı. Ozon tabakası şu anda kendini iyileştiriyor. Bu geri döndürülebilir bir etki oldu. Fosil yakıt harcamamızı durdursak ve enerjimizi daha çok yutak alan oluşturmaya yöneltsek atmosferdeki karbondioksitin yutulması sağlanacak. Tatlı su sistemleri çok zor onarılıyor ama suyu kirletmesek, endüstriyel ve tarımsal kullanımda su geri kazanım sistemleri yapsak sudaki gidişatı biraz toparlayabiliriz. Atıklarımızı geri dönüştürebiliriz, toprak da bu gübreyi doğal azot ve fosfor döngüleriyle alabilir. Fosforun bir kısmı okyanuslara taşındığında onu geri almak çok zor. Bunlar kısmen geri döndürülebilir. Ama ne yazık ki biyoçeşitlilik kaybı geri döndürülemez. Ağaçlarımız giderse kritik eşiğin altına düşeriz. Kocaman okyanusları düşünün. Bunun pH'sının bu kadar düşmesi kolay olmadı. Ama geri döndürmek de işte o kadar zor."

Gezegensel sınırların aşılmasının pek çok riski de beraberinde getirdiği uyarısında bulunan Çelik, ekosistemlerin çökmesi, iklimsel riskler, yağış desenlerinin bozulması, su kıtlığı, yeni hastalıkların yayılması, ekonomik sorunlar, iklim göçleri, gıda güvenliğinin bozulması ve kaynak savaşları yaşanabileceğinin aktardı. Çelik, bütün sınırların birbiriyle bağlantılı olduğunu da söyledi.

"Maalesef bunlar ve iklim krizi çarpan etkisiyle etkilenecek"

Çelik, gezegensel sınırların tamamının aşılmasının büyük bir ekolojik çöküşe neden olabileceğine dikkati çekerek, "Ormanlar, mercan resifleri, tatlı su kaynakları, deniz yaşamı geri dönüşsüz kayıplar yaşayabilir. Gezegen var olmaya devam edecek, insan için yaşanabilir şartlar kalacak mı? Zengin ülkeler belki kısmen bir uyum sağlayabilir ancak yoksul ülkeler eriyip gidecek. Maalesef bunlar ve iklim krizi çarpan etkisiyle etkilenecek. Ne kadar çok yangın oldu ki bunlar daha çok artacak. Buzullar zaten eriyor. Buzullar eridikçe yansıtıcı yüzeyleri de kaybediyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Ozon tabakasının incelenmesiyle ilgili çalışmalar devam etmeli

Ozon tabakası incelmesiyle ilgili mevcut çalışmaların devam etmesi gerektiği tavsiyesinde bulunan Çelik, aerosol yüklemesinin sınırı aşabilecek potansiyelde bulunduğunu, bunun önüne geçmek için de hava kirliliğinin azaltılması gerektiğini kaydetti. Çelik, hava kirliliğini azaltmanın yolunun da fosil yakıt kullanımını bırakmaktan geçtiğini aktardı.

Gezegensel sınırların aşılmasıyla mücadeleden vazgeçilmemesi gerektiği çağrısında bulunan Çelik, sözlerini şöyle tamamladı:

"Yine durdurabileceğimiz, yavaşlatabileceğimiz geri dönüşü olan süreçler var. Onun için daha fazla aşmamak için gayret göstermeliyiz. Bu sınırların birbirine bağlı olduğunu unutmamalıyız. Hepsi birbirini etkiliyor, birbirini tetikliyor ve bunun toplumsal boyutu var. Ben, 'Hocam biz savaştan bahsediyoruz, sen çevreden bahsediyorsun.' söylemini kabul etmiyorum. Eğer çevreden bahsetmezsek sen başka savaşlardan da bahsedeceksin dolayısıyla onun önlemini bugünden almalısın."

KATEGORİDE ÖNE ÇIKANLAR