

Doğaya Kulak Verin.
Ekolojik gündem, sürdürülebilirlik ve çevre mücadeleleri artık cebinizde.
Yeşilhat WhatsApp kanalını takip edin.
Küresel devrilme noktalarında kritik eşik aşıldığında iklim sisteminde büyük ve geri döndürülemez değişikliklere yol açan durumlar meydana gelebiliyor.
Küresel ölçekte buz tabakaları, okyanus akıntıları veya orman ekosistemleri belli bir sıcaklık artışının ötesine geçtiğinde kendi kendini hızlandıran ve durdurulması imkansız süreçler başlatabiliyor.
İngiltere'deki Exeter Üniversitesi Küresel Sistemler Enstitüsünden Profesör Tim Lenton tarafından yönetilen Küresel Devrilme Noktaları (Global Tipping Points) kapsamında 23 ülkedeki, 87 kurumdan 160 yazarın katkısıyla Küresel Devrilme Noktaları Raporu 2025 hazırlandı.

Rapora göre, küresel ısınmayla dünya sisteminin kritik noktalara ulaşma riskleri artıyor. Mercan resifleri, Batı Antarktika buz levhası, subpolar girdap konveksiyonu, Atlantik Meridyonel Devinim Dolaşımı (AMOC), dağ buzulları ve Amazon yağmur ormanları risk altında bulunuyor.
Prof. Dr. Levent Kurnaz, küresel devrilme noktalarının karşı karşıya kaldığı zorluklara ve bu zorlukların yol açtığı sorunlara ilişkin AA muhabirine değerlendirmede bulundu.
Küresel devrilme noktalarını etkileyen en önemli faktörün sıcaklık olduğuna işaret eden Kurnaz, "Küresel ısınma etkisiyle atmosferin ortalama sıcaklığının artması devrilme noktalarını olumsuz etkileyerek eşiğini düşürüyor." ifadesini kullandı.

Dünyadaki deniz seviyesi yaklaşık 7 metre yükselebilir
Kurnaz, şu an küresel sıcaklık artışının yaklaşık 1,5 dereceye ulaştığını anımsatarak, 1,5 derecenin geçildiği anda mercan resiflerinin tamamının yok olacağını söyledi.
Batı Antarktika Buz Levhası'nın çökmeye başladığını ama tamamının çökmesinin de sıcaklığın yaklaşık 3 dereceye ulaşmasıyla gerçekleşebileceğini belirten Kurnaz, "Bunun tamamı çökecek olursa tüm dünyadaki deniz seviyesi yaklaşık 7 metre yükselecek. Bu, bu derece kötü bir şey. Grönland'ı hala soğuk tutan bir akıntı var. Sıcaklık haritasında o bölge hep soğuktur ve orası ısınacak olursa Grönland'ın ısınması korkunç hızlanır ve Grönland buzulu çökmeye başlar. Gulf stream (Körfez Akıntısı) diye bildiğimiz akıntı var. Bunun çökmesi şimdilerde başladı ama tamamen durması ısınmanın 5 dereceyi bulmasıyla olacak fakat çoğu bilim insanı, 5 dereceye kalmadan ısınma 2-2,5 dereceye ulaştığında da çökebilir diyor. Burada söylenenleri en kötümser senaryo değil, iyimser senaryo olarak düşünmemiz gerekiyor. Gerçek çok daha kötü olabilir." değerlendirmesinde bulundu.
Kurnaz, Himalaya, Alp ve And dağları gibi kara buzullarında da şimdilerde çökmeler başladığını ve yüzyılın sonunda yaşanması beklenen 3 derecelik sıcaklık artışında bu buzulların yok olacağını kaydetti.
Amazon ormanlarında da kayıplar başladığına dikkati çeken Kurnaz, bütün Amazon ormanlarının 4,5 derecelik sıcaklık artışında yok olacağını ifade etti.
Kurnaz, birçok bilim insanının küresel olarak 3 derecelik sıcaklık artışının beklenenden daha hızla olabileceği görüşünde olduğunu aktararak, "Tüm bu etkiler birbirini tetikleme niteliğinde. Batı Antarktika'daki buzul tabakasında meydana gelecek erime, bölgenin rengini ve sıcaklığını değiştirebilir. Devrilme noktalarında beklenenden çok daha hızlı sorunlar yaşanabilir." diye konuştu.

Geri dönüşü olmayan etkiler
Dünyanın enerji dengesinin orantılı şekilde yayılmasını sağlayan hava akımlarının bozulmasının ciddi sorunlara yol açabileceği bilgisini veren Kurnaz, şöyle devam etti:
"Bu akıntılar bozulacak olursa kuzey bölgeler birden çok soğur, güney bölgeler birden çok ısınır. Bu akıntı kendi kendine hemen yerine gelmiyor. Benzer şekilde Kanada, Alaska, Sibirya'nın güneyi, Finlandiya, İsveç gibi bölgelerde toprağın altında donmuş olarak çok ciddi miktarda metan gazı var ve bunun havaya sızmaması gerekiyor. Ama bir defa sızdı mı o metanın tekrar geri getirilmesi yani devrildi mi tekrar geri ayağa kaldırılmasının imkanı yok. Amazon ormanlarını biz bir defa kaybettik mi bir daha bu ormanların geri gelmesine imkan yok. Aynı şey Kongo'da var, Endonezya'da var. Dolayısıyla bu sebepten bunlara devrilme noktaları diyoruz."
Devrilme noktalarında meydana gelen sorunların zincirleme reaksiyon şeklinde farklı riskleri beraberinde getireceğini vurgulayan Kurnaz, dağ buzullarının erimesiyle birçok insanın susuz kalacağını ve bu durumun özellikle Güney Asya'dan Türkiye'ye doğru ciddi bir göç dalgasına neden olabileceğini aktardı.
Kurnaz, AMOC sisteminin çökmesiyle, Avrupa'nın kuzeyinin buz çağına girebileceğini dolayısıyla bu bölgedeki birçok ülkede yaşamın zorlaşacağını söyledi.
Amazonların ve mercan resiflerinin dünyadaki biyoçeşitliliğin önemli kısmını barındırdığına dikkati çeken Kurnaz, bunları kaybetmenin dünya açısından büyük bir felaket olduğunu aktardı.

Çözüm yolu fosil yakıtları bırakmaktan geçiyor
Kurnaz, devrilme noktalarının iyileştirilmesi aşamasında karbondioksit salımının önüne geçilmesi gerektiği tavsiyesinde bulunarak, şunları kaydetti:
"Ben kötümser olayım, bu açıdan hiçbir şey yapılamaz. Standart karbondioksit artış grafiği var. Grafiğin bir versiyonunda uluslararası anlaşmalar gösteriliyor. Şimdi o yükseliş, neredeyse ısınmanın 2-2,5 dereceye varmasını garantilemiş durumda. Bugün karbondioksit salmayı bıraksak bu felaketlerin bir kısmını getirecek karşımıza ki biz de karbondioksit salmayı bırakmıyoruz. Hala kömür, petrol, doğal gaz yakıyoruz ki yaktığımız müddetçe de o eğri yukarı doğru gidiyor. O eğrinin yukarı doğru gitmesi bu sözün ettiğimiz şeyleri kısa süre sonra garantileyecek."