
ANKARA
Anayasa Mahkemesinin kuruluşunun 53. yıl dönümü dolayısıyla, tören düzenlendi. Törene, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Başbakan Ahmet Davutoğlu, Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, Danıştay Başkanı Zerrin Güngör, Başbakan Yardımcıları Bülent Arınç, Numan Kurtulmuş, Yalçın Akdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, YSK Başkanı Sadi Güven, Adalet Bakanı Kenan İpek, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, yargı organları temsilcileri katıldı.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan törendeki konuşmasına, Sayıştay kontenjanından üye seçilen ve yemin ederek görevine başlayan Rıdvan Güleç'i tebrik ederek başladı.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Arslan, insanlığa örnek bir medeniyetin inşası ve idamesinin ancak adaletle mümkün olacağını vurgulayarak, şunları söyledi:
"Türkiye'de yargı belki de tarihinin en önemli ve hassas dönemlerinden birini yaşıyor. Adaletin tesisi gibi son derece ağır bir yükü taşıyan yargının bu yükünün altından hakkıyla kalkabilmesinin ve kendisinden beklenen işlevi yerine getirebilmesinin yolu 'vesayet' kavramıyla yüzleşmesinden geçmektedir. Bu konuda yargının sadece kendisiyle yüzleşmesi ve öz eleştiri yapması yetmez, aynı zamanda siyasal ve hukuksal sistemin tüm unsurlarının da bir muhasebe yapması gerekmektedir."
"Yargının siyasallaşması hukuk devletinin sonu olur"
Arslan, "Yargı bağımsızlığı, yargının bir yandan kurumsal düzeyde hiçbir kişiden ve organdan emir, talimat ve telkine maruz kalmamasını, diğer yandan da bireysel düzeyde yargı mensuplarının hiçbir vesayete tabi olmadan akıllarını ve iradelerini serbestçe kullanabilmelerini gerektirir" dedi.
Arslan, şöyle devam etti:
"Unutmayalım ki fikri ve vicdanı hür olmayandan hakim olmaz. Aklını ve vicdanını başkalarına kiralayan veya iradesine ipotek konmasına izin veren kişiden hakim olamaz. Hukuk devletinde uzaktan kumandalı yargı da yargıç da düşünülemez.”
Yargının siyasi alanı dizayn etmeye çalışması güçler ayrılığıyla bağdaşmaz
Güçler ayrılığı ilkesinin altında anayasacılığın özü olan gücün sınırlandırılması ihtiyacının yattığını belirten Arslan, şöyle konuştu:
"Gücün hukukla sınırlandırılmadığı yerde temel hak ve özgürlükler tehlikededir. Montesquieu'nun ifade ettiği gibi, yasama, yürütme ve yargı güçlerinin tek elde toplanması özgürlüğün sonu olur. Belirtmek gerekir ki gücün hukukla sınırlandırılması, sadece yasama ve yürütme için değil yargı için de geçerlidir. Yargının, yetkilerinin ötesine geçerek siyasal alanı dizayn etmeye çalışması güçler ayrılığıyla bağdaşmaz. Demokrasiler için yürütmenin sınır tanımaz tavrı ne kadar tehlikeliyse, yargının jüristokratik tavrı da o kadar tehlikelidir."
Yeni Anayasa
Başkan Arslan, konuşmasının son bölümünde, yeni anayasa konusundaki görüşlerini paylaşmak istediğini belirterek, "Ülkemizin bugün itibarıyla ulaşmış olduğu ekonomik ve siyasal gelişmişlik düzeyinde yeni anayasa kaçınılmaz bir zorunluluk olarak ortaya çıkmaktadır" dedi.
Muhabir: Sarp Özer, Serdar Açıl, Özcan Yıldırım
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.