
İSTANBUL
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca, Selam-Tevhid örgütü hakkında yürütülen soruşturmada verilen takipsizlik kararında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Filistin Devlet Başkanı, Filistin Başbakanı ve Somali Cumhurbaşkanı ile yaptığı, devletin güvenliği ve iç ve dış siyasal yararları bakımından gizli kalması gereken dış politikaya ilişkin telefon görüşmelerinin dinlenerek kayıt altına alındığı belirtildi.
Başsavcılıkça, Selam-Tevhid örgütüne yönelik yürütülen soruşturmaya ilişkin verilen takipsizlik kararında, dosyanın 106 klasör olduğu kaydedildi.
Kararda, klasörlerin 17 Aralık 2013'te adliyeye götürüldüğü belirtilerek, şu ifadelere yer verildi:
"Soruşturma kapsamında, Türkiye Cumhuriyeti Devleti Başbakanı'nın, Filistin Devlet Başkanı, Filistin Başbakanı ve Somali Cumhurbaşkanı ile yaptığı, devletin güvenliği ve iç ve dış siyasal yararları bakımından gizli kalması gereken dış politikaya ilişkin telefon görüşmelerinin dinlenerek kayıt altına alındığı tespit edildi. Yardımcısı Numan Kurtulmuş'un dış politikaya ilişkin aynı nitelikteki telefon görüşmelerinin dinlenerek kayıt altına alındığı, bu kayıtların yazılı (tape) hale getirildiği, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın milli güvenliğe ilişkin telefon görüşmelerinin dinlenerek kayıt altına alındığı, bu kayıtların bir kısmının yazılı (tape) hale getirildiği anlaşılmıştır.
Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarı'nın milli güvenliğe ilişkin telefon görüşmelerinin dinlenerek (terör örgütü üyesi gibi kod adı verilmek suretiyle) kayıt altına alındığı, kayıtların bir kısmının yazılı (tape) hale getirildiği ilk incelemelerden tespit edilmiştir."
Takipsizlik kararı verilenler
Kararda, terör örgütü üyeliği ve yöneticiliği ile ilişkilendirilerek, haklarında telefon dinleme, teknik-fiziki takip kararları alınan şüphelilerden bir kısmının kamuoyunda da tanınan siyaset adamı, gazeteci-yazar, akademisyen, iş adamı, devlet yönetiminde görevli üst düzey bürokrat, bir kısmının da dernek-vakıflar kanunları hükümleri uyarınca denetime tabi sivil toplum kuruluşları olduğu ve terörle ilişkilendirilebilecek herhangi bir faaliyetlerinin söz konusu olmadığı vurgulandı.
Takipsizlik kararında, aralarında Haliç Kongre Merkezi, Yedikule Sosyal Tesisleri ve Ehlibeyt Alimler Derneği ile Kudüs TV Genel Yayın Yönetmeni Nureddin Şirin, Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Haydar Baş, İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım, gazeteci Hüsnü Mahalli, Yeni Şafak Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül, gazeteci Kenan Çamurcu, Nasuhi Güngör, Sefer Turan, ilahiyatçı-yazar Mustafa İslamoğlu, Başbakan'ın danışmanı Mustafa Varank'ın da bulunduğu siyasetçi, akademisyen, gazeteci-yazar, iş adamı, bürokrat, vakıf yöneticileri, Caferi vatandaşlar ve İran vatandaşlarının da bulunduğu 251 kişi hakkında, atılı suçtan kamu davası açılmasını gerektirir yeterli şüphe oluşturacak delil bulunmadığından kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği belirtildi.
Takipsizlik kararında, 10 Mayıs 2010'da "httt://www.velfecr.com" isimli internet sitesinde yer alan "Yeryüzü Bütün Siyonistlere Mezar Olacak" başlıklı haber metninde, Kağıthane Gazze Gönüllüleri Platformu tarafından "İstanbul'dan Gazze'ye Kardeşlik Köprüsü" programı düzenlendiği belirtildi.
Programda Kudüs TV Genel Yayın Yönetmeni Nureddin Şirin'in "Ümmet Bilinci, Kudüs Davası ve Gazze'nin Mesajı" konulu konuşma yaptığı ifade edilen kararda, bu bilgiler doğrultusunda Şirin ile Adem Yerlikaya, İsa Eren ve İsra Kültür Merkezi üzerinden 21 Mayıs 2010'da teknik takip başlatıldığı kaydedildi.
İnandırıcı ve yeterli delil elde edilemeyince soruşturmanın kapatıldığı ifade edilen kararda, ardından şüphelilerden Hüseyin Avni Yazıcıoğlu'nun eşi Kamile Yazıcıoğlu'nun emniyet ifadesi üzerine 2011'de aynı soruşturmanın yeniden açıldığı anlatıldı.
İfadesini değiştirdi
Kararda, 24 Şubat 2014'te Kamile Yazıcıoğlu'nun, TEM Şube'de yeniden alınan ifadesinde değişiklikler yaparak, tutanaklarda kendi imzasına benzemeyen imzalar gördüğünü belirttiği kaydedildi.
Yazıcıoğlu'nun ifadesinin ardından AKABE Grubu adıyla yapılan bu soruşturmanın 3 yıl 7 ay 5 gün sürdüğü dile getirilen kararda, Hüseyin Avni Yazıcıoğlu'nun AKABE Başkan Yardımcısı olduğu, söz konusu kurumun yasa dışı bir kuruluş olmadığı ve suç oluşturacak herhangi bir faaliyetinin tespit edilmediği vurgulandı.
Yazıcıoğlu ile irtibatlı şahıslar hakkında teknik takip kararı alındığı, irtibatlı görülen şahısların da yaptıkları görüşmeler neticesinde soruşturmaya dahil edildiği belirtilen kararda, dosyadaki tape olarak yazılan ve suç unsuru taşımayan görüşmelere özel hayatın gizliliğine riayet edilmeden yer verildiği kaydedildi.
Kararda, diğer tapelerin ise şüphelilerin vakıf çalışmaları, iş görüşmeleri, güncel ve siyasi konuşmalarından ibaret olduğu, iletişim tespit kararının başka suretle delil elde edilemeyeceği durumlarda verilmesi gerekirken ilk uygulama olarak alındığı ifade edilerek, şöyle denildi:
"Çok sayıda dinleme yapıldığı, bir şahısla bir defa telefonla görüşmenin dahi dinlemeye ve soruşturmaya dahil edilmek için yeterli görüldüğü, MİT'in İran'la bağlantılı olduğu algısının oluşturulmaya çalışıldığı, MİT Müsteşarı'nın ve yakın çevresinin dinlenildiği, konsolosluk görevlilerinin dinlenildiği, soruşturma kapsamında karı-koca olarak hedef şahısların bulunduğu, soruşturmaya dahil edilen bazı şahıslar hakkında teknik araçlarla izleme kararı alındığı, teknik araçlarla izleme tutanaklarının 'Kudüs Ordusu Terör Örgütü' suçundan tanzim edildiği anlaşılmıştır."
Camiye fiziki takip
AKABE ve Ehlibeyt Alimler Derneği, Bağcılar'daki El Mustafa Medresesi ve Ankara'daki Ehlibeyt İlim Vakfı hakkında teknik araçlarla izleme kararı alındığı dile getirilen kararda, Haliç Kongre Merkezi ile Yedikule Sosyal Tesisleri'nde yapılan toplantılar süresince teknik araçlarla izleme kararı alındığı vurgulandı.
Bağcılar'daki Kanal 14 TV ile Ankara Etlik Muhammediye Camisi'nde yapılacak faaliyet süresince fiziki takip kararı alındığı ifade edilen kararda, soruşturmanın, Selam-Tevhid Terör Örgütü iddiasıyla başlatılmasına rağmen dini motifli, El Kaide, Hizbullah, Ergenekon, Maoist Komünist Partisi, PKK/KCK, Kudüs Ordusu ve Selam terör örgütü ile terör örgütü yöneticiliği yapmak, terör örgütü üyesi olmak, İran İslam Cumhuriyeti destekli grup içerisinde faaliyetlerde bulunmak gibi soruşturma kapsamıyla ilgisiz örgüt isimleri üzerinden mahkeme kararları alındığı anlatıldı.
Soruşturma kapsamında teknik ve fiziki takip kararlarının "terör örgütü adına eylem ve faaliyetlerde bulunmak" suçundan, fiziki takip tutanaklarının da "Kudüs Ordusu terör örgütü" üzerinden tanzim edildiği ifade edilen kararda, teknik ve fiziki takip kararlarının açık kimliksiz alındığı kaydedildi.
Bazı kararların sadece ad ve soyad, bazı kararların ise T.C kimlik numarası üzerinden alındığı, bazı şüphelilerin açık kimliklerinin tespit edilemediği dile getirilen kararda, dosya kapsamında iletişimi takip edilen şüphelilerin siyasetçi, akademisyen, gazeteci-yazar, iş adamı, bürokrat, vakıf yöneticileri, Caferi vatandaşlar ve İran vatandaşları oldukları belirtildi.
Dosya kaydı silindi
Kararda, İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü bünyesinde hazırlanan dosyanın Tib-net kayıtlarından silindiği belirtilerek, Başkanlığa gönderilen P(1) formunun C büro amirliğinin kodu ve D büro amirinin imzasıyla gönderildiği, paraflı bir nüshası olmadığından hangi büro (TİM) amirliği tarafından yapıldığının net olarak belli olmadığı vurgulandı.
Mevcut dosyanın paraflı ve bulunması gereken kısmı TEM Şube Müdürlüğünde olması gerekirken, arşiv kayıtlarında ve D büro arşivlerinde olmadığı ifade edilen kararda, yine dosya kapsamında hedef olarak dinlenilen 90 kişinin tape çözümlerinin yapılmadığı kaydedildi.
Muhabir: Hanife Sevinç, Muhammed Enes Can
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.