Gündem, Kurumsal Haberler, arşiv

Bize yakışan ilk 5 ajans arasına girmek

09.04.2012 - Güncelleme : 09.04.2012
Bize yakışan ilk 5 ajans arasına girmek

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Anadolu Ajansı'na yakışanın dünyada ilk 5 ajans arasına girmek olduğunu söyledi.

ANKARA

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Rixos Otel'de AA'nın 92. kuruluş yılını kutlamak ve 100. Yıl Vizyonu'nu açıklamak için düzenlenen toplantıda, AA'nın bugüne kadar yaptıklarının ve bundan sonraki vizyonunun başarılı sunumlarla konuklara anlatıldığını söyledi. ''Bugün, Anadolu Ajansımızın 92. kuruluş yıl dönümünün kutlamasıdır'' diyen Arınç, kuruluş yıl dönümü olan 6 Nisan'da Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Kemal Öztürk ve çalışanların Anıtkabir'i ziyaret ettiğini, bugün de 100. Yıl Vizyonu'nun kamuoyuyla paylaşıldığını ifade etti.

Kurtuluş Savaşı sırasında Atatürk'ün direktifiyle Anadolu Ajansı ve Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü'nün (BYEGM) kurulduğunu hatırlatan Arınç, başbakan yardımcılığı döneminde bu kurumlarla ilişkilerden kendisinin sorumlu olduğunu belirtti.
Arınç, Anadolu Ajansı'nın geldiği noktanın Genel Müdür Kemal Öztürk tarafından grafiklerle özetlendiğini, 100. kuruluş yıl dönümünün kutlanacağı 2020 yılına ilişkin hayalin de ortaya konulduğunu dile getirdi. Arınç, Hükümetin de 2023 yılında nasıl bir vizyon kazanacağını büyük bir özgüvenle açıkladığını söyledi. Diğer siyasi partilerin ise 12 Haziran seçimlerini düşünerek o güne yatırım yaptığını ve başarılı olabilmek için güncel vaatlerde bulunduğunu dile getiren Arınç, AK Parti'nin ''12 Haziran seçimlerini ve ondan sonraki pazartesi gününü değil, Tükiye'nin 2023 yılında ihracatını, milli gelirini, dış politikasını, büyük devlet olma hayalini nasıl görüyorum ve bunun için neler yapıyorum, neler yapacağım? Hayalim nedir'' diyerek ayrı bir vizyon ortaya koyduğunu, halkın da 2023 vizyonuna büyük destek verdiğini belirtti. 

''Sayın Başbakanımız büyük bir heyecan duydu''
Arınç, uzun vadede nasıl bir Türkiye hayal ettiklerinin heyecanı içerisinde yaşadıklarını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Dolayısıyla Anadolu Ajansı, bu kadar köklü bir kuruluş, maalesef çok güdük kalmış imkanlarıyla, haber, fotoğraf üretimiyle, tek dilde yayın yapmasıyla bize yakışmıyor. Yapacağımız tek şey dünyada ilk beş büyük ajans içine girebilmek, farklı dillerde yayın yapmak, özel haberleri, sosyal medyayı dikkate almak ve gerçekten muhabir, gazeteci, basın mensubunu en iyi şekilde yetiştirmek. Reklam gelirlerimizden veyahutta abone ücretlerimizden sağladığımız gelirlerle bunları en iyi şekilde sağlamak. Çünkü bir anonim şirket statüsünde Anadolu Ajansı. Kamu desteğini de BYEGM bütçesinden hizmet alımı suretiyle karşılıyor. 
Sayın Genel Müdür, göreve başladıktan sonra esasen hepimizin tanıdığı, çok başarılı bir arkadaşımız olarak, göreve başlar başlamaz 'Benim hayalim bu' dedi. 'Ben bunu yapmak için buradayım, bunun için çalışacağım, bana destek verin' dedi. Biz oturduk, konuştuk, hesap kitaba baktık, önümüzdeki imkanlarımızı değerlendirdik. Sonra birlikte Sayın Başbakanımızı ziyaret ettik. Anadolu Ajansımızın geleceği noktayı, hedefimizi kendileriyle paylaştık. Vefakar olmamız gerekir, bugün aramızda değiller. Sayın Başbakanımız büyük bir heyecan duydu ve hedefi kabul etti. 'Bu hedefe doğru sizlerle birlikteyim, yolunuz açık olsun' dedi. Bugün burada bulunmayı da çok istiyordu. Mart ayından itibaren böyle bir sunumu birlikte yapmayı, bugünü birlikte paylaşmayı çok arzu etmişti. Ama bilinen sebeplerle şu anda aramızda değil. Anadolu Ajansımıza bu yüzüncü yıl vizyonunu kazanmasında en büyük katkıyı sağlayan Sayın Başbakanımıza huzurlarınızda ben de teşekkür etmek istiyorum.''

''Zamana ayak uydurmazsak geride kalırız''
Anadolu Ajansı'nın kurumsal kimlik kazanmasının önemine dikkati çeken Arınç, bunu TBMM Başkanı olduğu dönemde Meclis'te uyguladıklarını, nerede, nasıl temsil edileceğini belirleyerek TBMM'ye kurumsal kimlik kazandırdıklarını hatırlattı. Arınç, TBMM'de o dönemde yeni çalışma düzeni kurduklarını, yeni unvanlarla herkesin sorumluluk alanını belirlediklerini ve işlerini daha iyi yapmalarını sağladıklarını da ifade etti. 
Zamanın değiştiğini ve değişime ayak uydurulması gerektiğini vurgulayan Arınç, şunları kaydetti: 
''Bugün yazılı basının halini görüyorsunuz, yüz bin satan gazetenin internetteki sitesinin 10-20 misli daha fazla takip ediliyor olması... Biz bunlara ayak uyduruyoruz, uyduracağız. Yoksa geride kalırız, düşeriz, gözden kayboluruz, itibarsız hale geliriz. 
Biz bir değişim içindeyiz. BYEGM de yeni bir kanun hükmünde kararnameyle çok daha şahsiyetli, çok daha çalışkan, çok daha üretken bir hale geldi. TRT şu anda 14 kanalıyla, ana dillerde yayın yapan kanallarımızla, sporuyla, belgeseliyle, müziğiyle Orta Asya'ya, Arap dünyasına, bütün dünyaya ulaşabilen yayınlarıyla belli bir kaliteyi yakaladı, başarılı oldu.''

''Herkes heyecan içinde birbirini destekliyor''
RTÜK'ün, 15 yıl sonra yepyeni bir kanunla yoluna devam ettiğini kaydeden Arınç, doğrudan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a bağlı olan Basın İlan Kurumu'nun da Genel Müdür Mehmet Atalay'ın yönetiminde yerel medyanın güçlenmesi konusundaki çalışmalarını sürdürdüğünü anımsattı. 
Yazılı ve görsel basınla ilişkilerin Türkiye ile sınırlanmadığına, Başbakan Erdoğan'ın genelgesiyle kurulan Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü aracılığıyla yabancı basınla da ilişki halinde olduklarına işaret eden Arınç, Türkiye'yi yabancı basın için bir kaynak haline getirdiklerini anlattı. 
Arınç, şöyle konuştu:
''Bugün konumuz Anadolu Ajansı'dır. Ajans, 100. yılına büyük bir hamleyle giriyor. Herkes ne yapacağını biliyor, herkes hedefe odaklanmış. Herkes birbirini çok büyük heyecan içerisinde destekliyor. Bundan dolayı mutluyuz. Ancak bu gelişmenin Türk basınında henüz yeterince uygulanmadığını da görmekteyiz. Basın kendine bir çeki düzen vermeli. Bu gelişmeleri onlar da çok yakından takip etmeli. Görsel ve yazılı medyasıyla Türkiye'de artık bir değişimin kaçınılmaz olduğunu onlar da görmeli.''

''Bundan daha büyük bir iddia olabilir mi''
AA'nın, bütün haberlerinde objektif, çok seri, dünyanın her yerinden aldığı haberi en süratli şekilde abonelerine geçen bir kuruluş olacağını söyleyen Arınç, abone sayısının artacağını, Kürtçe'den Arapça'dan, Farsça'dan, Çince'den, Rusça'dan dünyanın her yerine anadilde haber yapılacağını kaydetti. 

Arınç, ''Bundan daha büyük bir iddia olabilir mi? Herkes iddiasıyla yaşar. Bizim hedefimiz 100. yılında AA'yı bu noktaya getirmek. Cumhuriyet'in 100. yılında Türkiye'nin geleceği noktayı görerek heyecanlanan insanların AA'nın bu hedefine ve başarısına da alkış tutacağını düşünüyorum. Yolumuz ve bahtımız açık olsun. AA çalışanlarına, başta Sayın Genel Müdür olmak üzere tekrar 92. yıl tebriklerimi sunuyorum. Daha nice yıllarda, en azından 100. yılda çok büyük başarılar sağlık ve mutluluklar diliyorum'' diye konuştu.

İşin daha da acısı var
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Türkiye'nin bir referans olabilecek gazete, televizyon kanalının bulunmadığını, ''Türkiye nedir, ne değildir?'' denildiğinde kaynak alınacak bir basın organından Türkiye'nin mahrum olduğunu söyledi.
''İşin daha da acısı var'' diyen Arınç, bir haber kanalında, ''12 Eylül 1980 darbesini alkışlayanların ve Milli Güvenlik Konseyi'ne bağlılık mesajları verenlerin'' yer aldığını belirtti.
Bülent Arınç, şöyle devam etti:
''32 sene sonra, o gün darbeye alkış tutanların bugün hala aramızda mevcut olduklarını biliyoruz. 12 Eylül 1980'de bu darbeye alkış tutarak, generallere bağlılık mesajı verenler, 28 Şubat'ta da aynı yoldaydı, 27 Nisan'da da aynı istikamette alkış tutuyorlardı. Ne gariptir ki 32 sene sonra bunların içerisinde genel yayın yönetmenleri var, genel müdürler var, gazetesini satan, pazarlayan insanlar var. Artık Türk basınının ciddi bir dönüşüm içinde olması, teknik, okuyucu, izleyici sayısı, kalite bakımından, özgürlükler ve demokrasi bakımından basınımızın ciddi bir yol almaya, hedef koymaya ihtiyacı var.''

''Seç seç al, beğen beğen al...''
Son günlerde eleştiri konusu olduğu için AA'nın sendikayla ilgili durumuna değinmek istediğini ifade eden Arınç, AA'nın bugüne kadar sendikalı bir kuruluş olduğunu, çalışanlarının haklarını en üst düzeyden verdiğini, çalışanların, yapılan toplu sözleşmelerle her iki yılda birçok daha üstün haklar elde ettiğini anlattı.
Arınç, şunları kaydetti:
''Bizde örgütlü sendikanın başka hiçbir basın kuruluşunda toplu sözleşmesi bulunmuyordu. Şimdi o sendikadan ayrılanlar yine AA'nın içinde ikinci bir sendikayı kurdu. Başkalarında hiç olmayan sendika bizde iki tane var. Seç seç al. Beğen beğen al, istediğin sendikaya git. 
Anamuhalefet partisi liderimiz, sendika içinde yaşanan gelişmelerden çok büyük üzüntü duymuş. Bizim doğum yıl dönümümüzde militan bir edayla, ideolojik bir anlatımla bizi eleştiren bir mesaj yayımlamış. Keşke bugün aramızda olsaydı veya sosyal medyayı iyi kullanıyorsa bizi kendi ipad'inden takip etseydi, Anadolu Ajansı'nda yaşanan bu muhteşem gelişmeyi, fevkalade alkışlarla karşılardı diye düşünüyorum. Bize ideolojinin deli gömleğini giymiş gözlerle bakmasın kimse. Çalışanların haklarını sonuna kadar vereceğiz ve dilerim ki milyar dolarlık ihalelere anında peşin para bulup da yatıran iş adamlarının kendi gazetelerinde, televizyonlarında çalışanları açlığa mahkum ettiklerini de görebilseydi. Ücretlerini, paralarını vermedikleri gazetecilerin, kapı önüne koyuverdiklerinin, kirasını ödeyemeyen, telefon ücretini yatıramayan, çocuğunu elinden tutup kreşe, okula gönderemeyen çalışanlarının da hakkını, keşke Anadolu Ajansı'nın binde biri kadar verebilseydi. Veriyoruz ve vereceğiz.''
Anadolu Ajansı'ndan emekli olan yüze yakın çalışanın ''zorlamayla'' emekli olduklarının söylendiğini belirten Arınç, ''Herkes teşekkür ederek ayrıldı. Biz de onların asgari 500 bin liradan tazminatlarını severek ödedik, onlara iyi bir hayat temenni ettik. Onlar da çok şükür alın terlerinin hakkını fazlasıyla bizden aldılar. Darısı başkalarının başına. Hiç kimseden baskıyla, tehditle, şantajla emeklilik dilekçesi alınamaz. Türkiye şeffaf bir ülke'' diye konuştu. 

''Sendikal hakların bayraktarlığını yapacağız"
Anadolu Ajansı'nda haber akademisi kurarak, muhabirleri deneyimli, birikimli yetiştirmeye çalıştıklarını anlatan Bülent Arınç, Anadolu Ajansı'nın 584 çalışan sayısının artacağını ifade etti. Arınç, şöyle konuştu: 
''Yine sendikalar var olacak, yine sendikal hakların bayraktarlığını Anadolu Ajansı yapacak. Ama bizi eleştirenler kendi belediyelerinde çalışanların, basın kurumlarında kendilerine alkış tutanların, çalışanları ne hale getirdiklerini görsünler. Yüzlerce gazeteci Anadolu Ajansı'nda çalışabilmek için bize geliyor, üzülüyoruz. Onların el emeklerini, göz nurlarını vermeyenler, bize ideolojik eleştiriler getirirken lütfen bunları da düşünsünler. Güçlü bir kurumuz. Daha da güçlü olacağız. Ama gücümüz, bir siyasi gücün ötesinde Türkiye'de haber üreten ve dünyanın örnek aldığı bir ajans haline gelebilmektir.''

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın