Ahmet Kural ve Sıla Gençoğlu hakim karşısında
Şarkıcı Sıla Gençoğlu'na karşı "hakaret, tehdit ve kasten yaralama" suçlarını işlediği iddiasıyla yargılanan sanık Ahmet Kural, ilk duruşmada savunma yaptı.

Istanbul
İstanbul 60. Asliye Ceza Mahkemesindeki ilk duruşmada savunması alınan sanık Ahmet Kural, şarkıcı Sıla Gençoğlu ile yaşadıkları bazı sorunlar nedeniyle ayrılma kararı aldığını, ayrıldıktan bir hafta sonraki süreçte Gençoğlu'nun Okan Can Yantır ile birlikte olmaya başladığını ve görüntülerin basında yer aldığını anlattı.
Kural, şunları söyledi:
"Evde 3-5 saat daha içtikten sonra içimde olan şüpheden dolayı aynı soruyu sormakta ısrar ettim. Bana, 'Evet senin canını yakmak istedim' diyerek o kişiyle birlikte olduğunu söyledi. O anda hayal kırıklığına uğradım ve derhal evden gitmesini istedim. Şoförümü aradım. Elimden tuttu, bileklerimi kavradı. Bileklerimi kurtarmak için kendimi çektim. O esnada ben yalvarıyorum, 'git diye' bağırıyorum. Kendisi de 'Yapma Ahmet ne olur konuşalım' diye bağırdı. Bu süre içerisinde iddianamedeki sözleri söylemedim, kendisine vurmadım. Sonrasında da Sıla şoförünü aradı, gelip gelmedi mi bilmiyorum. 15 dakika süren tartışmanın sonunda kendisi dışarı çıktı. 'Seni bitireceğim Ahmet Kural' şeklinde sözler söyledi. Suçlamaları kabul etmiyorum, beraatimi istiyorum."
Savunmadan sonra müşteki Sıla Gençoğlu'nun avukatı Rezan Epözdemir, sanık kürsüsündeki Kural'a bazı sorular yöneltti.
Kural, Epözdemir'in, "Suç işlemediği kanaatindeyse neden bu şekilde özür diledi?" sorusunu, "Beyanımın sebebi, aşık olduğum, evlenmek istediğim kadınla, yüzde yüz benim sebep olmadığım olayların içinde adımın geçmesi, şiddet ve kadına şiddete karşı olduğum için, adımın kadına şiddette geçmesinden dolayı duygusal olarak tüm kadınlardan ve o zaman sevdiğim kadından özür diledim. Bundan rahatsızlık duymuyorum. Bu suç işlediğim anlamına gelmez." diye yanıtladı.
"Seni gebertirim, öldürürüm"
Duruşmada beyanı sorulan davanın müştekisi Sıla Gençoğlu ise dava konusu olayın 29 Ekim 2018 günü gerçekleştiğini ve Ahmet Kural'ın ailesinin evinde çok iyi bir akşam geçirdiklerini belirterek, şunları anlattı:
"Ardından Ahmet'in evine geçtik. Mutfakta oturup sohbet etmeye devam ettik. Kurtulamadığım Okan Can Yaltın sorusu geldi tekrardan. Ahmet Kural, bir anda bir kıskançlık krizine girdi. Önce bağırıp çağırıp sonra da benim üstüme saldırdı. Takribi bir saate yakın kendimi evden kurtarmaya çalıştığım kötü bir hatıraydı. 'Seni gebertirim, öldürürüm' diyerek kül tablasını kaldırdı. 4-5 kere söyledi bunu. Ardından mutfaktan salona savrulduk, kafamı duvarlara vurdu koridorda. Yere düştüğüm yerde kulaklarıma vurdu, böbreklerimi tekmeledi. Çıkmaya çalıştım 3-5 kere evden ancak beni tekrar eve soktu. Babama, aileme, bana küfürler savuruyordu durmadan. Şoförümü aramayı başardım ve dışarı attım kendimi. Niyeyse sonra arkamdan gelmedi. Sanıktan şikayetçiyim, davaya katılma talebim vardır."
Kendi avukatının, kavganın ne kadar sürdüğüne ilişkin sorusunu yanıtlayan Gençoğlu, "Bir saate yakın sürdü. Düzenli bir dayak değil, dinlenik bir dayak olmuştur. Ara ara oldu; evden çıkmama müsaade etmeyip tekrar saldırıp... Zaten 45 dakika, bir saat dayak yesem herhalde burada olmazdım. Evden çıkmaya çalışırken 4-5 defa beni tekrar içeri sokmaya çalıştı." dedi.
Gençoğlu, olaydan 3 saat sonra, üzeri kanlı olan gömleğinin de olduğu kıyafetlerini savcılıktan neden aldığına yönelik soruya da, "O akşam giydiğim kıyafetleri savcılığa götürdüm. Savcılık bırakmamamızı, almamızı söyledi, biz de kıyafetleri aldık." cevabını verdi. Avukat Kurtoğlu da kanlı gömleğin 18 gün sonra fotoğrafının dosyaya sunulmasına rağmen kanın tahlili yapılmadan kıyafetlerden oluşan delilin kaçırıldığını iddia etti.
Duruşmaya müşteki kurum olarak katılan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı Sultan Koçyiğit da sanıktan şikayetçi olduklarını belirterek davaya müdahilliklerine karar verilmesini talep etti. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu avukatı Ayşe Ece Kavas da "Türkiye'de sıklıkla görülen, tekrar eden şiddete maruz kalmıştır Sıla Gençoğlu. Bu olaylar bir kadına değil toplumdaki tüm kadınlara zarar vermektedir." diyerek, müdahillik talebinde bulundu. Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu ve İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi avukatları da, toplumsal duyarlılık için müdahilliklerine karar verilmesini istedi.
Sıla Gençoğlu ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın müdahilliğini kabul eden mahkeme, müdahillik talebinde bulunan diğer kurumların talebini ise olaydan doğrudan zarar gören sıfatları olmadığı için reddetti.
"Aynısı bizim başımıza da gelebilirdi"
Tanıkların da dinlenildiği duruşmada olayın yaşandığı evin yanındaki evde bulunduğu belirtilen tanıklardan Hatice Zeynep Tunç, o gece yan evde hakaretler ve küfürler duyduğunu belirterek, "Seni öldüreceğim' şeklinde şeyler duydum. Kadının, 'içeri girmek istemiyorum' dediğini duydum. Sesler 1 saate yakın devam etti." dedi.
Sanık avukatı Sibel Aydın'ın, "Neden 2 gün sonra Sıla'nın adını duyunca tanıklık yapmaya karar verdin?" sorusunu yönelttiği Tunç, "Zaten korkmayacak olsam arkadaşlarımla birlikte o akşam polisi arardım. Çiftin Sıla ve Ahmet Kural olduklarını öğrendiğimiz zaman yardımcı olabiliriz diye düşünüp tanık olmaya karar verdik. Aynısı bizim başımıza da gelebilirdi." ifadesini kullandı.
Tanıklardan Tolgay Han Numanoğlu, olayın yaşandığı günden sonraki gün Sıla Gençoğlu'nun asistanı Hande Kızıl'ın evine gittiğini ve orada Gençoğlu'nu gördüğünü belirterek, "Sıla'nın korkunç bir vaziyette olduğunu gördüm. Suratındaki şişliği ve kırmızılığı, kollarındaki ve bacağındaki morlukları, ayrıca yürüyemediğini çok iyi hatırlıyorum. Ne olduğunu sorduğumda, 'Ahmet Kural tarafından darbedildiğini, kafasının duvarlara vurulduğunu, yerlerde sürüklendiğini, tekme atıldığını, kulaklarına vurulduğunu ve Kural'ın kendisine küfür ettiğini' söyledi." dedi.
Numanoğlu, sanık Kural'ın avukatı Ahmet Kurutluoğlu'nun sorduğu, "Müştekinin yüzündeki morluk neredeydi?" sorusuna karşılık, "Videoda görüleceği üzere müştekinin sol gözünün tam üstü değil, elmacık kısmından yukarıya doğru morluk vardı." derken, sanık avukatı Sibel Aydın'ın, "Olaydan 18 saat sonra çekilen bir video vardır. Eğlence ve Ahmet Bey'le dalga geçen bu videoda müşteki güçlü bir şekilde el çırpmaktadır, ağrısına rağmen el çırpmış mıdır?" sorusu üzerine ise "Böyle bir görüntüde müştekinin suratını görerek eğleniyor yorumunu yapmak, asla mümkün değildir." ifadesini kullandı.
"Sıla'nın üstü başı ve gömleği yırtılmıştı"
Tanık Hande Kızıl da Sıla Gençoğlu'nun evine geldiğinde üstü başı ve gömleğinin yırtık olduğunu gördüğünü, yüzünde ve göz bölgesinde şişlik olduğunu fark ettiğini anlatarak, "Gömleğinin düğmeleri tamamen yırtılmıştı, gömleğinde kan vardı. Pantolonu yırtılmıştı. Yüzüne buz vererek ne olduğunu anlatmasını istedim. 'Kulaklarının uğuldadığını' söyledi. Kulaklarının arkasında kan vardı. 'Kural'ın saçlarından tutup kafasını duvara vurduğunu' söyledi. Kollarında ve dirseklerinde de morluklar gördüm. Yeni kıyafetler verdim. Kanama olduğundan bahsetti. Sabah saat 07.00'de uyuması için yatırdım." diye konuştu.
Söz alan müdahil Sıla Gençoğlu'nun avukatı Rezan Epözdemir ise sanığın daha önceden "uyuşturucu kullanmak" suçundan kapatılan İstanbul 16. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından 29 Nisan 2014'te 10 ay hapis cezasına çarptırıldığını ve hükmün açıklanmasının geri bırakıldığını belirterek, 5 yıllık denetim süresi içinde bu dava konusu suç da işlendiği için hüküm dosyasının bu dosyaya eklenmesini talep etti.
Sanık Ahmet Kural'ın avukatı Ahmet Kurutluoğlu da müdahilin anlatımında hunharca dövülmelerden bahsedildiğini ancak dilekçede sadece gözaltındaki sarılıklara işaret edildiğini savunarak, "Bir saat boyunca hunharca dövülme sonucu oluşan yaralanmanın niteliği bellidir. Bu çelişkinin farkında olarak müdahil tarafından dövülme fiilinin ara ara olduğundan bahsedilmiştir." dedi.
Avukat Kurutluoğlu, yeni delil toplanması ve soruşturmanın genişletilmesi talebinde de bulundu.
Olay yerinde keşif yapılması talebine ret
Sanık avukatı Sibel Aydın ise dosyaya bilimsel mütalaa sunduklarını, tanığa değil bilime inanılması gerektiğini, müştekinin aldığı sağlık raporunun son derece yetersiz olduğunu, raporların evrak üzerinden düzenlendiğini ve tek başına delil olarak kabul edilemeyeceğini öne sürerek, olay yerinde keşif yapılmasını istedi.
Mahkeme, kovuşturmanın genişletilmesi ve olay yerinde keşif yapılması taleplerini, yargılamaya bir yenilik katmayacağı gerekçesiyle reddederek, taraf avukatlarına esasa ilişkin diyeceklerini sordu.
Gençoğlu'nun avukatı Epözdemir, tüm delillerin toplandığını ve tanığın beyanlarının her şeyi açıkladığını söyleyerek, "Tanıkları oraya koyup kurgu yapmamız mümkün değildir. Dosyada başka toplanacak delil yoktur. Sanığın daha önce uyuşturucu kullanmaktan hükmü vardır, pişmanlık göstermemiştir. Bu yüzden sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılma kararı olmamalıdır. Emsal mahiyette cezalandırılmasını talep ediyoruz." diye konuştu.
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı Sultan Koçyiğit de tanıkların sanığa iftira atmaları gibi bir durumun söz konusu olmadığını ve tüm delillerin toplandığını aktararak, delillerin "yaralama, tehdit ve hakaret" suçlarından mahkumiyet hükmü verilmesine yeterli olduğunu ileri sürdü. Koçyiğit, takdiri indirim uygulanmadan sanığın cezalandırılmasını istedi.
Esas hakkında savunması sorulan sanık avukatı Ahmet Kurutluoğlu ise savunma yapmak için süre istedi.
Ara kararını açıklayan mahkeme, sanık avukatlarına esas hakkında savunma yapmaları için süre vererek, duruşmayı 22 Nisan'a erteledi.
Kural'dan duruşma sonrası açıklama
Duruşmanın ardından Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı önünde basın mensuplarına açıklama yapan oyuncu Ahmet Kural, özel hayatıyla gündeme gelmekten ve gündemi meşgul etmekten çok rahatsız olduğunu söyledi.
Üzerine "kadına şiddet uygulayan adam" yaftasının yapıştırılmak istendiğini savunan Kural, "Bunu kesinlikle reddediyorum. Ben asla kimseye şiddet uygulamadım. Bunu mahkemede söyledim. Bekleyip göreceğiz." diye konuştu.
"Ben bir kadını sevdim, aşık oldum." diyen Kural, şöyle devam etti:
"Onu önemsedim ve ona saygı duymaktan başka bir şey yapmadım. Bu dediğimi unutmayın kesinlikle. Bir planın, projenin parçası olduğunu hiçbir zaman kalbime açıklayamadım, bunu şimdi görüyoruz. Ne diyeyim, Allah herkese gönül rahatlığı versin. İnsan geçmişe baktığında mutlu olmak istiyor. Benim vicdanım çok rahat."
Bir gazetecinin "Sevdiğiniz bir kadınla duruşma salonunda bulunmak nasıl bir duygu?" şeklindeki sorusunu Kural, "Eskiden sevdiğim kadındı, hiçbir şey hissetmedim." diye yanıtladı.
Kural, "Kadınlar sizi çok yoğun bir şekilde eleştiriyorlar ne düşünüyorsunuz?" sorusuna karşılık da "Haklılar. Yani onlar haklı oldukları davayı savunuyorlar ama bizim de elimizde bilimsel raporlar var, tek tek çürüttüğümüz, mahkemeye sunduğumuz. Kadınları seviyoruz, baş tacıdır." ifadelerini kullandı.
Duruşmasının 22 Nisan'a ertelendiğini hatırlatan Kural, "Davamın sonuna kadar arkasındayım. Haklılığımı da ispatlayacağım. Türk adaletine güveniyorum. İlk başta 45 dakika sistematik şekilde hunharca dövdüğüm söylendi. Az önce de 15 dakika arayla boks maçıymış gibi sanki dinlenip dinlenip dövdüğüm söylendi. Şiddetin 45 dakikası, bir dakikası olmaz. Şiddet şiddettir ama nasıl anlatıldığına bağlı." şeklinde konuştu.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.