
ANKARA
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Hakkari'de 'yerel yönetim özerklik şartını getireceğiz' dedim. CHP Kurultayında yine söylüyorum; CHP iktidarında yerel yönetim özerklik şartını mutlaka getireceğiz" dedi.
Kılıçdaroğlu, CHP'nin 18. Olağanüstü Kurultayı'nda yaptığı konuşmada, partinin "sağa kaydığı, Atatürk'ü dışladığı" yönünde eleştiriler olduğunu dile getirdi.
"Diyorlar ki elitist parti, devleti yönetemez, çağdaş değil... Ben de şunu söylüyorum; CHP çağdaş, büyük bir partidir. CHP'nin genlerinde Kuvayi Milliye vardır" diyen Kılıçdaroğlu, Muharrem İnce'nin "ikinci büyük devrimi yapacağız" dediğini anımsattı.
CHP'nin cumhuriyeti kuran parti olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Şimdi ikinci devrime değil, dördüncü devrime hazırlanıyoruz; özgürlük ve demokrasi devrimi" dedi.
Salondakilerden kendisini iyi dinlemelerini isteyen Kılıçdaroğlu, CHP'nin 12 Eylül Darbe yasalarına karşı olduğunu, yüzde 10 seçim barajının kaldırılmasını savunduklarını söyledi.
Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Şimdi biz sağa mı kaydık? Siyasi Partiler Yasası'nın değişmesini ve lider sultasının kaldırılmasını savunan parti CHP'dir. Özel yetkili mahkemeleri benim kadar eleştiren başka bir siyasi parti olmamıştır. 'Bu Adalet ve Kalkınma Partisi'nin sopasıdır' diyen kim, eleştiren kim? Benim. Silivri'den Ankara'ya gelmeden AKP'li savcılar fezlekemi gönderdiler. Fezlekenin karşısında, 'dokunulmazlığımı kaldırmazsanız namertsizin' diyen de benim. 'Efendin sen doğuda başka, batıda başka şey söylüyorsun.' Nereye gittiysem, aynı şeyi söyledim. İki tane temel örnek vereceğim. Bir; Hakkari'de 'yerel yönetim özerklik şartını getireceğiz' dedim. CHP Kurultayında yine söylüyorum; CHP iktidarında yerel yönetim özerklik şartını mutlaka getireceğiz. Niye söylüyorum? Bakın bizim büyükşehir belediye başkanlarımız var. Ortak hukuku egemen kılmak zorundayız. Sadece CHP'li olduğu için kentsel dönüşüm kararnamesi 2,5 yıl bekledi. Ama yerel yönetim özerklik şartı olsaydı, bunların hiçbirisi olmayacaktı. Biz Trabzon için de Elazığ için de Tekirdağ için de Diyarbakır için de aynı hukukun olmasını isteriz. Yerel yönetici Maliye Bakanının kapısında saatlerce beklememelidir. Onun yeterli gelire kavuşması da CHP'lilerin görevidir."
"Demokrasiyi ve özgürlüğü yeteri kadar savunamadı"
Kendisine "Demokrasiyi ve özgürlüğü yeterince savunamadı" eleştirisinin de getirildiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Batman'a gittim, belediye başkanları, hiçbirisi CHP'li değil. Ellerine kelepçe vurulmuş arkadan. Sıraya diziliyor, fotoğrafları medyaya servis ediliyor. O insanlar bizim insanlarımız, buna tahammül edemedim doğru değil dedim, yine diyorum" diye konuştu.
CHP'nin "sağa kaydığı" eleştirisini yineleyen Kılıçdaroğlu, "Ben sormak istiyorum, hangi CHP Genel Başkanı Deniz Gezmiş'in mezarını ziyaret etti. Üç fidana sahip çıktım ben. Onların mezarına gidip karanfil bıraktım ben. Bizim devrimciliğimiz 'kağıttan devrimcilik' değil, bizim devrimciliğimiz yürek ister, yürek" diye konuştu.
Baskıcı devlete her zaman karşı çıktığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, siyasetlerinin odağında insan olduğunu söyledi.
"Taksim'i biz açtık"
Kurultayda, Gezi eylemlerinden bir video gösterildiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, "Taksim'i gençlere kapatmışlardı. Bir diktatör bozuntusunun talimatıyla kapatılmıştı. Bizim Kadıköy'de mitingimiz vardı. O mitingini iptal edip, Taksim'e yürüdük. Eğer Taksim Meydanı Gezicilere açıldıysa, bunu yapan CHP'dir. Bizim demokrasi anlayışımızdır" dedi.
Her kimliğe ve her inanca saygılı olduklarının altını çizen Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Kimliğe ve inanca saygı göstermek sağa kaymak demek değildir. Her inanca, kimliğe saygı göstereceğiz. Her mitingde söyledim; insan Allah'ın yarattığı en değerli varlıktır, inancıyla, kimliğiyle başımızın üstündedir. 'Sen solcuları sevmiyorsun, sağcıları seviyorsun." Açıkça söylüyorum; bütün dünya dinlesin, ben sağcı solcu ayırımı yapmadan bütün insanları seviyorum. Çünkü bizim anlayışımıza göre, iktidar olduktan sonra sadece solculara değil, bütün insanlara hizmet edeceğiz, benim için vatandaşın mutluluğu, Türkiye'nin çıkarları var. Ben bunu savunacağım. Camide, kilisede, havrada, cemevinde nerede ibadet yaparsa yapsın, onun ibadetlerine saygı göstereceğiz. Belediye başkanlarına talimat verdim 'bütün ibadet yerlerini tertemiz yapacaksınız' diye."
"Hayatın her alanıyla ilgili çözümlerimiz var"
İflas eden ya da işini kapatan esnafa, işsizlik sigortasından gelir desteği sağlayacaklarını belirten Kılıçdaroğlu, "Düne kadar, 'CHP proje üretmez' deniyordu. Şimdi bunu kimse söyleyemiyor. Yoksulluktan milli eğitime, sanayiye, esnafa hayatın her alanı ile ilgili çözümlerimiz var. Sorun, bu çözümleri yeteri kadar anlatamıyoruz" dedi.
Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Seçimlerden önce çiftçiye söz verdim mazot 1,5 olacak diye. Şimdi yeni bir çalışma yapıyoruz. Ne kadar olacak mazot göreceğiz? Aile sigortası için söz vermiştim, geliri olmayan veya asgari ücretin altında geliri olan ailelere 600 lira sözü vermiştik. Şimdi onun da çalışmasını yapıyoruz. Yeni rakamı çıkaracağız, kimseyi mağdur etmeden, devleti zarara uğratmadan. Ama onurlu yaşamı savunan projelerle tekrar bu milletin önüne çıkacağız.
CHP, 'elitist bir parti' diyorlar. Elit olmak ayrı, elitist olmak ayrı. Elitlere, yani seçkinlere saygım var, aydındır bunlar, oturur konuşurlar, düşüncelerini topluma aktarırlar ve toplumu aydınlatırlar. Ama bir de elitistler var; rakı sofralarında Türkiye'yi kurtarırlar, bunlardan partiyi temizleyeceğim herkes çok iyi bilsin. Bana çalışan adam lazım, rakı sofralarında konuşan adam değil. Bütün bu projeleri ürettik, çıkıp yeteri kadar anlattılar mı? Her şey genel başkandan beklenmez. Proje üretip, adam gibi çalışacağız. Elitizmi reddediyorum. Ben bir cumhuriyet çocuğuyum, Dersimli Kemalim ben, devrimci Kemalim ben. İnsanıma aşığım ben, siyasetten bir şey bekliyorum, bu millete hizmet etmek."
Ya bağlanırsınız ya ayrılırsınız"
Dersim'in küçük bir köyünde doğduğunu, 7 kardeş olduklarını, en büyük ablasının ve annesinin okuma yazma bilmediğini anlatan Kılıçdaroğlu, "İçlerinde okuyup üniversiteye giden tek kişi benim yedi kardeşten. Ben bir cumhuriyet çocuğuyum, haram lokma yemedim. Hep helalin peşinde oldum. Halkıma hizmet etmeyi namuslu bir görev bildim. Benim kitabımda hırsızlık, kul hakkı yemek yoktur" dedi.
Atatürk'ün, "Cumhuriyet bilhassa kimsesizlerin kimsesidir" sözünü hatırlatan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"İşte onlardan birisi de benim. Diyorlar ki, 'Kılıçdaroğlu seçildi, çok demokrattı, şimdi demokrat değil, baskıcı olmaya başladı.' Kimse bana demokrat dersi vermesin, kimse de kusura bakmasın. Demokrasinin de ne olduğunu bilirim, disiplinin de ne olduğunu bilirim. Düne kadar sustum, doğru. Ama sabah mikrofonu gören koşa koşa gidip CHP'yi eleştirirse, kimse kusura bakmasın buna izin vermeyeceğim. Eğer benim genel başkanlığım döneminde, o tüzük değişikliği olmasaydı yeni bir genel başkan adayı çıkamazdı bile. Ben genel başkan adayları çıksın diye çaba harcıyorum. Bir kişiye partiyi mahkum etmemeliyiz. Yeni, dirayetli, genç, dinamik genel başkan adayları çıkmalı ama demokratik şekilde yarışmalı. Ben bu yarışın bütün koşullarını hazırladım. Bakın yan yana oturuyoruz, telefon ettim ne kadar istiyorsa davetiye de gönderelim. Biz demokrasiden yanayız ama demokrasi kaos demek değildir. Bir siyasi partiye üye olduktan sonra o siyasi partinin kurallarına uyarsınız, ya bağlanırsınız, ya ayrılırsınız arada başka seçenek yok."
"Ben Kenan Evren Atatürkçüsü değilim"
Kılıçdaroğlu, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının mezarına gittiğini, bunun yanında Adnan Menderes ve Celal Bayar'ın da mezarını da ziyaret ettiğini anlatarak, ülkeye katkı yapan tüm siyasetçilere saygılarının sonsuz olduğunu belirtti. Kamplaşmanın ve kavganın değil, birbirini kucaklayan, sevgi hanesi olan yeni bir anlayışın ülkeye egemen kılınması gerektiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Diyorlar ki CHP Atatürk'ü dışladı. Atatürk kimsenin tekelinde değildir. Mustafa Kemal Atatürk, 77 milyonun yüreğinde olan kişidir. Mustafa Kemal Atatürk'ten söz edildiği zaman bütün CHP'lilerin yüreği oynar, gözleri dolar. Sadece bizlerin değil, düşmanlarının bile saygı duyduğu bir liderdir Mustafa Kemal Atatürk. Ama kimse kusura bakmasın, ben Kenan Evren Atatürkçüsü değilim, ben onun gibi Atatürkçü değilim. Rahmetli Nadir Nadi, onu eleştirdiği için 'Ben öyle Atatürkçü değilim' diye makale yazmıştı. Kitabının da adı oydu. Gazeteye ceza verdiler. Ben öyle Atatürkçü değilim. Yine İlhan Selçuk'un dediği gibi, ben gardırop Atatürkçüsü de değilim. Ben yüreğinde Mustafa Kemal Atatürk'e yer açan bir liderim. Mustafa Kemal'in Atatürkçülüğü çağdaş uygarlıkla tanımlanır. Hedef var, çağdaş uygarlık. Kadın erkek eşitliği, cumhuriyet, çok partili rejim, hukukun üstünlüğü, bunlardır Atatürkçülük. Bunlardan ödün mü verdik? Hayır. Birisi diyor 'Ben Atatürkçüyüm, partide bana yer vermediniz, o zaman bu parti Atatürkçü değil.' Kişiye endeksli Atatürkçülük mü olur? Böyle bir alan mı var? Atatürkçülük kimseye el avuç açmamaktır, Atatürkçülük kimsenin önünde diz çökmemektir, Atatürkçülük, büyümek, üretmek ve kazanmaktır. Atatürkçülük kazandığını hakça bölüşmektir, Atatürkçülük ne ezen, ne ezilen, insanca, hakça bir düzen demektir. Atatürkçülüğü biz böyle anlarız. Atatürkçülük mazlumdan yana olmaktır, zulme karşı gelmektir. Atatürkçülüğü biz böyle anlarız. Otur masa başına Atatürkçülük edebiyatı yap. Biz o Atatürkçülerden değiliz, kimse kusura bakmasın."
"Kürt sorununun temelinde özgürlük ve demokrasi var"
"İşsizlik sorunu ne kadar derinse Kürt sorunu da o kadar ağırdır" diyen Kılıçdaroğlu, bu konuda en net görüşleri kendilerinin ortaya koyduğunu savundu.
Bu sorunun silahla, askere, güvenlik güçlerine ihale ederek çözülemeyeceğini belirten Kılıçdaroğlu, "Ne diyorlardı, 'Siz Sivas'ın ötesine bile gidemiyorsunuz' şimdi CHP'liler Türkiye'nin her tarafına gidiyorlar. Onlar gidemiyorlar. Biz bu sorunu çözmeye kararlıyız ve çözeceğiz, göreceksiniz. Her soruna değindik, bu sorunu da çözeceğiz. Çünkü bu sorunun temelinde özgürlük ve demokrasi var. Özgürlük ve demokrasiyle çözemeyeceğimiz hiçbir sorun yok" ifadelerini kullandı.
Dış politikada büyük sıkıntılar olduğunu ve bunu en sert kendisinin eleştirdiğini anlatan Kılıçdaroğlu, çözüm üretip, çözüm sunanın da kendisi olduğunu söyledi.
Bugün Ortadoğu'da Müslüman kanı aktığını, insanların birbirlerini "Allah Allah" diye öldürdüğünü dile getiren Kılıçdaroğlu, bu sorunun akılcı yöntemlerle çözülmesi gerektiğini kaydetti.
İktidara nasıl yürüyeceklerini anlatan Kılıçdaroğlu, "Bir, çok başlılıkla değil, güçlü liderlik olması lazım. İki, bölünmüşlükle değil, örgütsel birliktelikle olması lazım. Üç, tek adamcılıkla değil, uyum içinde çalışan inançlı kişilerle olması lazım. Deneyimiyle birikimiyle kalkınma hamleleriyle halkın partisiyle yani CHP ile olması lazım. Eğer biz bu dinamizmi harekete geçirebilirsek, iktidar uzağımızda değil" değerlendirmesinde bulundu.
"Tasfiye'den yana değilim ama birlikten yanayım"
Partililerle beraber ortak ses çıkaracaklarını, farklı ses çıkaranların ayrılacakları yerler olacağını ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Diyorlar ki, 'Bu kurultay bir tasfiye kurultayı mıdır?'. Asla, her oya ihtiyacımız var, her kişiye ihtiyacımız var. Tasfiyeden yana değilim, ama birlikten yanayım. Bir karar çıkar, karar onaylanırsa hiç kimse o kararın aleyhine çıkıp televizyon ekranlarında konuşamaz. İzin vermeyeceğim buna. CHP bir düşünce kuruluşu değil. Gidersin üniversitede istediğin gibi konuşursun. Sivil toplum örgütüne başkan olursun istediğin gibi konuşursun. Ama CHP kimliğini aldıktan sonra programının dışına çıkamazsın, tüzüğünün dışına çıkamazsın. Seni sınırlayan odur, beni de sınırlayan odur."
CHP'nin iktidarı için toplumun tüm kesimleriyle yakın bağ kurmak zorunda olduklarının altını çizen Kılıçdaroğlu, "Kavgaya izin vermeyeceğim. Herkes bunu bir kez daha bilsin. Kavgaya izin vermeyeceğimi kurultayın önünde söyleyeyim de 'Efendim sen bunu niye yaptın' kimse demesin" ifadesini kullandı.
Daha fazla çalışacağına söz veren Kılıçdaroğlu, "Sözüm söz, güzel, aydınlık, özgürlükçü bir Türkiye için, zengin bir Türkiye için, sorunu olmayan bir Türkiye için herkesin barış içinde yaşadığı bir Türkiye için, Kürdü, Türkü, Lazı Çerkezi ile herkesin etnik kimliğinden gurur duyduğu bir Türkiye için çalışacağım" dedi.
Kılıçdaroğlu'nun konuşması ise 56 dakika sürdü.
Oy verme işlemi başladı
CHP 18. Olağanüstü Kurultayı'nda genel başkan seçimi için oy verme işlemi başladı.
Kurultayda, verilen aranın ardından genel başkan seçimi için oy verme işlemine geçildiği duyuruldu.
Delegeler oy kullanmaya başladı.
Seçimde 1218 delege, 24 sandıkta oy kullanacak.
Kılıçdaroğlu, oyunu kullandı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin 18. Olağanüstü Kurultayı'nda genel başkanlık seçimleri için oyunu kullandı.
ATO Congresium'daki kurultayda yaptığı konuşmanın ardından ayrıldığı salona 15.30 civarında yeniden dönen Kılıçdaroğlu, 1 numaralı sandıkta oyunu kullandı. Herkese teşekkür eden Kılıçdaroğlu, "Güzel bir kurultay oldu. Düzeyli geçti, adaylar görüşlerini aktardı" dedi.
Kılıçdaroğlu, daha sonra kendisine ayrılan odaya çıktı.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.