Kış aylarında cilt kuruluğu ve egzama şikayetleri artıyor
Medicana International İstanbul Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Prof. Dr. Ömer Faruk Elmas, "Uzun süren kaşıntı ve kızarıklıklar 'mevsimseldir, geçer' düşüncesiyle ihmal edilmemelidir" dedi
İSTANBUL (AA) - Medicana International İstanbul Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Prof. Dr. Ömer Faruk Elmas, yalnızca basit bir kuruluk problemi gibi yanlış algılanan egzamanın kronik seyirli, alevlenmelerle ilerleyen ve cilt bariyer bozukluğuyla ilişkili bir hastalık olduğunu belirtti.
Hastaneden yapılan açıklamaya göre, kış aylarında soğuk hava, düşük nem oranı ve kapalı ortamlarda artan kalorifer kullanımı nedeniyle cilt bariyeri zayıflamakta, bu da kuruluk ve egzama şikayetlerinde belirgin artışa yol açmaktadır.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Prof. Dr. Ömer Faruk Elmas, cildin doğal koruyucu tabakasının bozulmasının su kaybını hızlandırdığını, kış mevsiminde kaşıntı, kızarıklık, çatlama ve egzama ataklarının da daha sık görüldüğünü belirtti.
Özellikle atopik dermatiti (egzaması) olan kişiler, bebekler, yaşlılar ve hassas cilt yapısına sahip bireylerin kış aylarında daha fazla sorun yaşadığını aktaran Elmas, 'Birçok hasta yaz aylarında hiçbir şikayeti olmadığını, ancak kışla birlikte cildinde ciddi kuruluk ve kaşıntı başladığını söylüyor. Bu durum, cilt bariyerinin kış koşullarından doğrudan etkilendiğini gösteriyor.' ifadelerini kullandı.
Elmas, kış aylarında farkında olmadan yapılan bazı günlük alışkanlıkların cilt sağlığını olumsuz etkilediğine dikkati çekti.
Çok sıcak ve uzun süreli duş almanın, sık sabun ve deterjan kullanımının, eller her yıkandığında nemlendirici sürmenin ve kaloriferle ısıtılan çok kuru ortamlarda uzun süre bulunmanın cildin doğal yağ tabakasını ortadan kaldırdığını vurgulayan Elmas, 'Sert lif, kese ve 'peeling' uygulamaları da cildi tahriş ederek su kaybını artırmakta ve bu durum cildi dış etkenlere karşı savunmasız bırakmaktadır.' değerlendirmesinde bulundu.
Elmas, toplumda egzamanın yalnızca basit bir kuruluk problemi olarak algılanmasının önemli bir hata olduğunu kaydederek, egzamanın kronik seyirli, alevlenmelerle ilerleyen ve cilt bariyer bozukluğu ile ilişkili bir hastalık olduğunu vurguladı.
Kış aylarında egzaması olan kişilerde kaşıntının arttığını, deride çatlaklar oluştuğunu ve enfeksiyon riskinin yükseldiğini ifade eden Elmas, 'Buna bağlı olarak uyku kalitesinde de bozulmalar görülebilmektedir. Uzun süren kaşıntı ve kızarıklıklar 'mevsimseldir, geçer' düşüncesiyle ihmal edilmemelidir.' bilgisini paylaştı.
Elmas, kış mevsiminde cilt sağlığını korumak için karmaşık uygulamalara gerek olmadığını belirterek, şunları aktardı:
'Duş süresi kısa tutulmalı ve ılık su tercih edilmelidir. Duştan sonraki ilk üç dakika içinde mutlaka nemlendirici uygulanmalıdır. Gün içerisinde en az iki kez yoğun nemlendirici kullanımı önerilir. Sabun yerine sabunsuz ve cilt dostu temizleyiciler tercih edilmelidir. Elleri sık yıkayan kişilerin her yıkama sonrası el kremi kullanması cilt bariyerini destekler. Ev ortamında hava çok kuruysa nemlendiricilerden faydalanılabilir. Bu uygulamaların düzenli şekilde sürdürülmesi, cilt bariyerini önemli şekilde korumaktadır. Kortizonlu kremlerin ise doktor önerisi olmadan uzun süre kullanılmaması gerekmektedir.'
İki haftadan uzun süren kaşıntı, deride çatlama, sarı kabuklanma ve akıntı gibi enfeksiyon bulgularının görülmesi ya da uygulanan tedavilere rağmen döküntülerin düzelmemesi durumunda dermatoloji uzmanına başvurulması gerektiğini vurgulayan Elmas, erken dönemde yapılan doğru tedavinin hem hastalığın ilerlemesini önlediğini hem de kişinin yaşam kalitesini belirgin şekilde artırdığını kaydetti.
Sağlık
Obstrüktif uyku apnesi tedavi edilmezse ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir