Guatrda erken teşhis tedavi sürecini kolaylaştırıyor
Medicana Çamlıca Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Ufuk Özaydın, "Özellikle kanser riski taşıyan guatrlarda erken tanı, hem yaşam süresini hem de yaşam kalitesini doğrudan etkiler" dedi
İSTANBUL (AA) - Medicana Çamlıca Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Ufuk Özaydın, guatr tanısının muayene, kan testleri ve görüntüleme yöntemleriyle konulduğuna işaret ederek, tedavi sürecinin kişiye özel planlanması gerektiğini belirtti.
Hastaneden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Özaydın, guatrın toplumda sanıldığından çok daha sık görülen bir sağlık sorunu olduğunu anlattı.
Guatrın her yaş grubundaki kadın ve erkeklerde görülebildiğini aktaran Özaydın, guatrın, özellikle belirgin bir şikayet oluşturmadığı dönemlerde fark edilmeden ilerleyebildiğini ve tiroid hormonlarındaki en küçük dengesizliğin bile kalp-damar, sinir, sindirim ve solunum sistemini etkileyebildiğini ifade etti.
Özaydın, Türkiye'de bazı bölgelerde guatr sıklığının daha fazla görüldüğünü kaydederek, Doğu Karadeniz ve İç Anadolu bölgelerinde bu oranın belirgin şekilde arttığını paylaştı.
Guatrın kadınlarda daha sık görülmesinin temel nedeninin hormonal değişimler olduğunu vurgulayan Özaydın, 'Gebelik, doğum ve menopoz gibi dönemlerde yaşanan hormon dalgalanmaları tiroid bezini daha hassas hale getiriyor. Bu nedenle guatr kadınlarda erkeklere kıyasla daha yaygın karşımıza çıkıyor. Özellikle kadınların boyun bölgesinde fark edilen şişlik, çarpıntı, kilo değişimleri, halsizlik ve sinirlilik gibi belirtilerin önemsenmesi gerekir.' değerlendirmesinde bulundu.
Özaydın, toplumda en çok endişe oluşturan konulardan birinin guatr ve kanser ilişkisi olduğunu belirterek, 'Her guatr kanser anlamına gelmez ancak bazı guatr türlerinde kanser gelişme riski bulunur. Bu risk, düzenli kontroller ve doğru tetkiklerle erken dönemde saptanabilir.' bilgisini paylaştı.
Guatrın uzun süre ihmal edilmesi durumunda, hem kanser riskinin artabileceğini hem de tedavi sürecinin zorlaşabileceğini kaydeden Özaydın, erken teşhisin bu noktada belirleyici olduğunu ifade etti.
Özaydın, guatr tedavisinde en sık karşılaşılan sorunlardan birinin ameliyat korkusu ve yanlış bilgiler olduğunu belirterek, 'Boyunda iz kalacağı ya da sesin kalıcı olarak kısılacağı endişesiyle hastalar ameliyatı erteleyebiliyor. Oysa günümüzde guatr ameliyatları, boyun cilt çizgilerine paralel yapılan küçük kesilerle gerçekleştiriliyor ve estetik dikiş sayesinde iz neredeyse fark edilmiyor.' değerlendirmesinde bulundu.
Ses kısıklığının çoğunlukla geçici olduğunu vurgulayan Özaydın, ameliyat sonrası hastaların genellikle bir gün içinde taburcu edilebildiğini ve günlük yaşama hızla dönebildiğini belirtti.
Özaydın, guatr tanısının muayene, kan testleri ve görüntüleme yöntemleriyle konulduğuna değinerek, tedavi sürecinin kişiye özel planlanması gerektiğini kaydetti.
İlaç tedavisi, radyoaktif iyot ve cerrahi tedavi seçenekleri bulunduğunu aktaran Özaydın, en doğru yaklaşımın, multidisipliner bir ekip tarafından hastaya özel olarak belirlenmesi olduğunu ifade etti.
Özaydın, guatrda geç kalınmasının ciddi sonuçlar doğurabileceğine dikkat çekerek, 'Tedavi geciktikçe hastalık ilerler, organ sistemlerinde kalıcı hasarlar oluşabilir. Özellikle kanser riski taşıyan guatrlarda erken tanı, hem yaşam süresini hem de yaşam kalitesini doğrudan etkiler.' uyarısında bulundu.
Sağlık
Acil servise gereksiz başvuru gerçek acil hastalara müdahaleyi geciktirebilir