Biruni Üniversitesi'nden "Kekemelikte tedavi yaklaşımı türe göre değişiyor" değerlendirmesi
Dr. Çağdaş Karsan, kekemeliğin, bireysel farklılıklar gösteren ve uzun vadeli takip gerektiren bir süreç olduğunu, bilimsel olmayan yöntemlerin kalıcı çözüm sunmayacağını belirtti
İSTANBUL (AA) - Biruni Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dil ve Konuşma Terapisi Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Çağdaş Karsan, kekemeliğin, bireysel farklılıklar gösteren ve uzun vadeli takip gerektiren bir süreç olduğunu, bilimsel olmayan yöntemlerin kalıcı çözüm sunmayacağını belirtti.
Üniversiteden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Karsan, genellikle 2 ila 5 yaş aralığında ortaya çıkan kekemeliğin, erkek çocuklarda 3-4 kat daha fazla görüldüğünü aktardı.
Karsan, 'Kesin nedeni bilinmemekle birlikte, genetik, çevresel ve psikolojik faktörlerin bir araya gelmesiyle ortaya çıktığı düşünülmektedir. Genetik yatkınlık, kekemelik riskini yüzde 50 ila 80 artırmaktadır.' ifadelerini kullandı.
Ailede kekemelik öyküsü bulunan bireylerde riskin daha yüksek olduğuna dikkati çeken Karsan, hızlı konuşma baskısı, stresli yaşam olayları ve aile içi iletişim tarzının da sorunu tetikleyebileceğini kaydetti.
Kekemeliğin bazı durumlarda kendiliğinden azalabileceğini vurgulayan Karsan, 'Özellikle ilk yıl içinde belirgin bir azalma varsa, bu olumlu bir göstergedir. Ancak her durumda bir dil ve konuşma terapistinin süreci takip etmesi gerekir.' değerlendirmesinde bulundu.
Karsan, kekemeliğin gelişimsel, nörojenik ve psikojenik olmak üzere üç ana türü bulunduğunu, en yaygın görülenin gelişimsel kekemelik olduğunu belirtti.
Tedavi yaklaşımının kekemelik türüne göre değiştiğini vurgulayan Karsan, nörojenik kekemeliğin nörolojik rehabilitasyon, psikojenik kekemeliğin ise psikoterapi gerektirdiğini anlattı.
Karsan, bazı kurum ve kişilerin kekemelik için 'hızlı çözüm' vadettiğine işaret ederek, 'Bu tür yöntemlerin bilimsel dayanağı bulunmamaktadır. Kekemelik bireysel farklılıklar gösteren ve uzun vadeli takip gerektiren bir süreçtir. Bilimsel olmayan yöntemler kalıcı çözüm sunmaz, geçici rahatlama sağlayabilir.' bilgisini verdi.
- 'Akran zorbalığı kekemelik yaşayan çocukların konuşmadan kaçınmasına neden olabilir'
Akran zorbalığının kekemelik yaşayan çocuklar üzerindeki etkilerine de değinen Karsan, bu durumun çocukların öz güvenini zedelediğini ve konuşmadan kaçınma davranışına yol açabileceğini vurguladı.
Karsan, 'Böyle durumlarda psikolojik destek, özellikle bilişsel davranışçı terapi ve kabul-kararlılık terapisi gibi yöntemler önemli rol oynar.' ifadesini kullandı.
Karsan, dil ve konuşma terapistinin kekemelik tedavisindeki merkezi rolüne dikkati çekerek, şunları kaydetti:
'Terapi sürecinde kekemeliğin türü ve şiddeti değerlendirilir, bireyselleştirilmiş teknikler geliştirilir. Aile ve birey bilgilendirilir, gerektiğinde psikolog ve eğitim uzmanlarıyla işbirliği yapılır. Uzun vadeli takip ile bireyin konuşma becerilerinin korunması sağlanır.'
Kekemelikle mücadelede bireysel destek kadar toplumsal farkındalığın da önem taşıdığını vurgulayan Karsan, öz yardım gruplarının, bilinçli farkındalık çalışmalarının ve sosyal destek mekanizmalarının bireyin psikolojik dayanıklılığını artırabileceğini vurguladı.
Sağlık
Medipol'den mikroplastiklerin kalp üzerindeki etkilerine ilişkin değerlendirme
Sağlık
AstraZeneca, yapay zeka ile 5 milyon akciğer grafisinde kanser riski taraması yaptı
Sağlık
Biruni Üniversitesi'nden "Kekemelikte tedavi yaklaşımı türe göre değişiyor" değerlendirmesi