Yeditepe Üniversitesi'nden ekran bağımlılığına karşı farkındalık projesi
Yeditepe Üniversitesi E-Ticaret ve Yönetimi Bölümü Başkanı ve SETAP Koordinatörü Prof. Dr. Altan Kar, "Oyun, çocuğun vicdanını geliştirir ve ona toplumsal değerleri öğretir. Anne ve babanın çocukla vakit geçirmesi, oyun oynanması gerekiyor" dedi
İSTANBUL (AA) - Yeditepe Üniversitesi öğrencileri, çocuklarda artan ekran bağımlılığına dikkati çekmek amacıyla Sürdürülebilir Teknolojik Adaptasyon Projesi'ni (SETAP) hayata geçirdi.
Üniversiteden yapılan açıklamaya göre, Yeditepe Üniversitesi ve Ataşehir Belediyesi Sosyal Destek Hizmetleri Müdürlüğü işbirliğiyle yürütülen projede, çocuklarda artan ekran bağımlılığına yol açan etkenlere ve çözümlerine odaklanılıyor.
SETAP'ın ilk aşamasında, çocuklara yönelik atölye çalışmaları gerçekleştirildi. Ebeveynlere yönelik ikinci aşama ise Mustafa Saffet Kültür Merkezinde düzenlenen 'Dikkati Yeniden Kazanmak' konulu farkındalık semineriyle başladı. Seminerler, dört farklı noktada aralık ayına kadar devam edecek.
- 'Yasaklamaktan ziyade yönlendirmeyi esas alıyoruz'
Açıklamada görüşlerine yer verilen Yeditepe Üniversitesi E-Ticaret ve Yönetimi Bölümü Başkanı ve SETAP Koordinatörü Prof. Dr. Altan Kar, projenin, e-ticaret bölümü öğrencilerinin mezuniyet projesi kapsamında bir sosyal sorumluluk çalışması olarak ortaya çıktığını belirtti.
Çocuklarda artan ekran süresinin çok önemli bir problem haline geldiğine değinen Kar, özellikle salgın döneminde çevrim içi eğitimin çocukları ekrana bağladığını, bu süreçte iletişimin, eğlencenin, arkadaşlarla zaman geçirmenin ve pek çok aktivitenin ekran üzerinden yapıldığını aktardı.
Kar, ekranla fazla geçirilen sürenin çocuklara zarar vermeye başladığını vurgulayarak, şöyle devam etti:
'Ekran dengesinin, yani online ve offline hayatın dengelenmesini hedefleyen bir proje başlattık. Yasaklamaktan ziyade yönlendirmeyi esas alıyoruz. Çocukların ekran karşısında olması yerine fiziksel hareketlerin, aileyle yapılabilecek etkinliklerin, parklarda oynanabilecek oyunların teşvik edilmesi konusunda anne ve babaları bilinçlendirmeyi ve motive etmeyi amaçlıyoruz.'
Projeye, çocuklara yönelik 'deneysel atölye' etkinlikleriyle başladıklarına değinen Kar, yaklaşık 10 hafta süren 'Online ve Offline Ekran Dengesi' adlı atölye çalışmaları kapsamında, çocuklar için ekran süresine alternatif sunarak ebeveynlerle vakit geçirmeyi özendiren etkinlikler gerçekleştirdiklerini ifade etti.
Atölyelere katılan öğrencilerden, 10 hafta boyunca her hafta kendilerine fiziksel bir aktivite hedefi belirlemesini istediklerini aktaran Kar, bu faaliyetlere katılan çocukların zamanla aileleriyle daha çok vakit geçirmeye başladığını kaydetti.
'Etkinlikler sayesinde ekran süresi düştü'
Kar, proje kapsamında çocukların aileleriyle kurdukları etkileşimin arttığını gözlemlediklerine işaret ederek, şu değerlendirmelerde bulundu:
'Çocukların, anne ve babasıyla evde kutu oyunlarına ve geleneksel oyunlara yöneldiklerini gözlemledik. Bazı öğrenciler, hayvan sahiplendi. Mutfakta annesiyle yemek yapanlar, babasıyla dışarıda futbol, basketbol oynayanlar, daha önce düzenli yaptığı ama yarım bıraktığı spor, sanatsal etkinliklere tekrar başlayanlar oldu. Bu dönem içinde, çocuklar birçok sürdürülebilir hobi elde etti ve güzel geri dönüşler yaşandı. Ailelerin 'ekransız aile' zamanları yaratması ve çocuklarıyla evde ya da dışarıda aktivite yapmaya başlaması, ekran süresinin düşmesindeki en önemli etken oldu.'
Bu konuda ebeveyn farkındalığının en kritik nokta olduğunu vurgulayan Kar, kendisinde farkındalık eksikliğini tespit eden ebeveynlerin çocuklarını kontrol ederek ekranda neler yaptığını bileceğini, bu sayede ekran süresi yerine içeriğin önem kazanacağına işaret etti.
Kar, ekran bağımlılığına ilişkin dünyadaki duruma da değinerek, sözlerini şöyle tamamladı:
'Dikkat dağınıklığı ve ekran bağımlılığı konusunda, son 10 yılda çok büyük artışlar gözlemleniyor. ABD ve Çin gibi ülkelerde bu konuda tedavi merkezleri yıllar önce kurulurken, Türkiye'de ise farkındalık, son yıllarda artmaya başladı. Yaptığımız çalışma, çocukların ekranı bıraktıktan sonra neyle ilgilendiğinin önemli olduğunu gösterdi. Oyun, çocuğun vicdanını geliştirir ve ona toplumsal değerleri öğretir. Anne ve babanın çocukla vakit geçirmesi, oyun oynanması gerekiyor. Kutu oyunları, geleneksel oyunlar gibi. En önemli şey, çocukla oyun oynayarak zaman geçirmek. Ebeveynler, bu sayede çocuğuyla hem iletişimini güçlendirir hem de değer aktarımı yapar. Çocuklarıyla ilgilenmek, oyun oynamak ve oyun içinde eğitilmelerini sağlamak, ebeveynler için en güzel çözüm.'
Eğitim
Buse Bilim Kolejinden "Aile Yılı" kapsamında "Eğitimde Ailenin Rolü" etkinliği