• Altın : 4,024.10
  • BIST 100 : 9,078.43
  • BIST 30 : 9,900.06
  • BTC/USDT : 94,592.00
  • Dolar : 38.52
  • ETH/USDT : 1,801.60
  • Euro : 43.70
ŞİRKET HABERLERİ

Genetik bilimi kalıtsal ve kompleks hastalıkların risk değerlendirmesinde kritik rol oynuyor

İstanbul Atlas Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. M. Burcu Irmak Yazıcıoğlu, genetik biliminin etkilerinin tıp, biyoteknoloji ve halk sağlığı gibi alanlarda devrimsel sonuçlar doğurduğunu belirtti

  • 30.04.2025
  • Muhammet Fatih Kabasakal
  • Istanbul
  • Eğitim
news

İSTANBUL (AA) - İstanbul Atlas Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. M. Burcu Irmak Yazıcıoğlu, genetik biliminin etkilerinin tıp, biyoteknoloji ve halk sağlığı gibi alanlarda devrimsel sonuçlar doğurduğunu belirtti.

Atlas Üniversitesinden yapılan açıklamaya göre, genom çalışmaları ve gen düzenleme teknolojilerindeki ilerlemeler, hastalıkların moleküler temellerinin daha ayrıntılı tanımlanmasına, bireysel genetik profillere dayalı risk analizlerine ve hedefe yönelik erken tanı ile tedavi stratejilerinin geliştirilmesine olanak tanıyor.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Prof. Dr. Yazıcıoğlu DNA’nın tüm canlılarda kalıtsal bilgiyi nesiller boyunca aktaran temel biyomolekül olduğunu ifade ederek, bu yapının organizmaların fenotipik özelliklerinde ve hücresel işleyişinde belirleyici rol oynadığını vurguladı.

Yazıcıoğlu, DNA'nın keşfinin bilim dünyası açısından dönüm noktası niteliğinde olduğunu, modern bilimsel araştırmaların temelini oluşturduğunu aktardı.

İnsan Genom Projesi'yle 2003'te yaklaşık 3 milyar baz çiftinin diziliminin haritalandığını hatırlatan Yazıcıoğlu, bu gelişmenin başta kanser, kistik fibrozis, SMA (Spinal Musküler Atrofi), orak hücre anemisi ve kalıtsal metabolik hastalıklar gibi birçok hastalığın erken tanısı ve tedavisinde katalizör görevi gördüğünü belirtti.

Yazıcıoğlu, bilimsel gelişmelerle beraber genetik çalışmalarda önemli bir yol kat edildiğine işaret ederek, gelişmiş biyoinformatik yöntemler ve kapsamlı genetik analizler sayesinde genomik verilerin klinik uygulamalara entegrasyonunda önemli bir dönüşüm yaşandığını vurguladı.

Klinik genetik testlerin ve biyobelirteç araştırmaların hastalıkların moleküler temellerinin detaylı olarak tanımlanabilmesine olanak sağladığına dikkati çeken Yazıcıoğlu, bu durumun bireysel genetik profillere dayalı risk değerlendirme, erken tanı ve etkin tedavi stratejilerinin geliştirilmesinde belirleyici rol oynadığını kaydetti.

- 'DNA'nın çözümlenmesi devrim niteliğinde katkılar sağladı'

Yazıcıoğlu, son yıllarda genetik biliminde öne çıkan 'CRISPR-Cas9' gen düzenleme teknolojisinin, DNA dizilerinde hassas değişiklikler yapılmasına imkan sağlayan güçlü bir araç olduğunu anımsatarak, şunları kaydetti:

'CRISPR-Cas9 gen düzenleme teknolojisi, genomun istenilen bölgelerinde mutasyonların düzeltilmesi veya belirli genlerin devre dışı bırakılması gibi işlemleri mümkün kılarak, genetik hastalıkların tedavisinde umut verici yaklaşımlar sunmaktadır. Özellikle SMA gibi nadir hastalıkların tedavisinde gen düzenleme çalışmaları, kalıcı ve hedefe yönelik çözümler geliştirilmesine olanak sağlamakta. Bu teknolojinin sağladığı hassasiyet ve etkinlik, kalıtsal hastalıkların yalnızca tedavisi değil, gelecekte önlenebilir hale gelmesi yönünde de önemli bir adımdır.

Günümüzde genetik biliminin etkileri yalnızca laboratuvar ortamıyla sınırlı kalmayıp tıp, biyoteknoloji ve halk sağlığı gibi alanlarda devrimsel sonuçlar doğurdu. DNA'nın yapısal ve işlevsel özelliklerinin derinlemesine incelenmesi, evrimsel süreçlerin daha iyi kavranmasının yanı sıra kalıtsal ve kompleks hastalıkların risk değerlendirmesi, erken tanısı ve etkili tedavi stratejilerinin geliştirilmesinde kritik bir rol oynamaktadır. DNA'nın çözümlenmesiyle elde edilen bilgi birikimi, canlı organizmaların biyolojik bütünlüğünün kavranmasında ve modern tıbbın dönüşümünde devrim niteliğinde katkılar sağlamaya devam etmektedir.'