Dünya

'Esed rejimi tecavüzü savaş silahı olarak kullanıyor'

Uzman Klinik Psikolog Ayşe Hümeyra Kutluoğlu Karayel, Beşşar Esed rejiminin cezaevlerinde kadınlara işkence ve tecavüzü savaş silahı olarak kullandığını söyledi.

Burak Karacaoğlu, Selen Temizer  | 22.02.2019 - Güncelleme : 22.02.2019
'Esed rejimi tecavüzü savaş silahı olarak kullanıyor'

İdlib

Uzman Klinik Psikolog Ayşe Hümeyra Kutluoğlu Karayel, Suriye'de 8 yıldır süren iç savaşta, Beşşar Esed rejiminin cezaevlerine kadınlara uyguladığı işkenceler, kadınlar üzerindeki travmatik etkileri ve travmalarla başa çıkma yöntemlerini, AA muhabirine değerlendirdi. 

Suriyeli kadınlar ve çocuklarda savaşın psikolojik etkileri üzerine yaklaşık 3 yıl çalışmalar yapan Karayel, "Yıllar önce nasıl Bosna'da Sırplar tarafından uygulandıysa, Esed de aynı şekilde tecavüzü sistematik olarak savaş silahı olarak kullanıyor. Rızası olmadan birliktelik, tecavüz, bir kadının, Müslüman bir kadının kişiliğini en fazla çiğneyecek şeydir. Kişiliği alır, yok eder. Yapan kişi tarafından güç gösterisidir. Üstünlüğünü ispat eder. Mağdur kişi için olay, bedene tahakküm kurma değildir. Onunla birlikte doğan çaresizlikler, şahsiyetinin zedelenmesi. Aşırı derecede rencide eden hikayeler var. Çırılçıplak soyuluyorlar. Herkesin önünde teşhir ediliyorlar. (İşkenceciler) Allah'a, Kuran'a sövüyorlar. Zorla Esed'e övgüler dizdiriliyor. 3 kişi, 5 kişi tarafından saat başı tecavüz, ölene kadar. Yahut hamile kalınca gözünün önünde bebeği öldürülene kadar." diye konuştu.

Karayel, şöyle devam etti:

"Bir protestoya katıldığı için bir insana tecavüz edilir mi? Tırnakları kerpetenle sökülür mü? Dişleri çekilir mi? Karısının önünde kocasına tecavüz edilir mi? 6 aylık bebekleri doğurtup annelerinin gözü önünde ayaklarının altında çiğnerler mi? Burada amaç zihni melekelerini sakatlamak, kalıcı hasar vermek. Akli melekeleri ancak bu kadar zorlanabilir."

"Sosyal destek çok önemli"

Herkesin hayatının belli dönemlerinde travmatik olaylar yaşadığını ifade eden Karayel, tedavi edilmediği takdirde, kişide yorumlama şekline bakılarak patolojik raddeye gelen travmaların travma sonrası stres bozukluğuna dönüşebildiğini söyledi.

Karayel, bu durumlarda uzman desteği gerektiğini vurgulayarak, "Dolayısıyla kadınların yaşadıkları travmanın üstünden ne kadar zaman geçtiği, eşten dosttan destek alıp alamadığı, herhangi bir tedavi ve psikoterapi görüp görmediği, travmayla başa çıkmasını etkiliyor. Eğer ki uzman desteği alır, eş dost tarafından dışlanmazsa, atlatılabilir. İnsan beyninde mutlak unutma diye bir durum da yoktur. Ama en azından travmayla başa çıkmaları mümkün." dedi.

Suriyeli kadınların yaşadıkları travmaların etkisinden sosyal destek, iş-uğraş terapileri ve dini inançları sayesinde kurtulabileceğini dile getiren Karayel, "Dini inançları zaten kuvvetli insanlar. Tevekkül olgusu devreye giriyor. Sosyal destek çok önemli. Toplumlarınca, kültürlerince sanki yaşadıkları kendi suçlarıymış gibi ya eşleri tarafından boşanıyorlar ya dışlanıyorlar. Destek gören, başa çıkmada diğerlerine göre bir sıfır öne geçmiş oluyor." diye konuştu.

Karayel, savaş koşullarından ötürü bu tarz bir sağlık hizmetini bulmanın mümkün olmadığını belirterek, "Maalesef savaş 8. yılında olmasına rağmen kadınlar hala travmalarıyla yaşıyor. Travma böyle bir şeydir. Tedavi edilmediği sürece, 20 yıl sonra bile bir atakla tekrar nüksedebilir." ifadelerini kullandı.

Karayel, olumlu karşılayan ve destek çıkan, mağdurları kahraman gibi gören kesimin de az olsa da var olduğunu dile getirerek, "Görüşmelerimizin çoğunda eşi tarafından boşanan, terk edilmiş, ailesi yüz çevirmiş kadınlarla karşılaştık." dedi. 

Bu kadınlara yeterince uzman desteği verilmediğinin altını çizen Karayel, "Bizim yaptığımız çalışmalar nadir örneklerdendi. Yeterince destek, yardım alamıyor bu kadınlar. Ekmek, battaniye yakacak yardımı yapılıyor. '7. psikoterapi merkezi açıldı' ya da '10. tıp merkezi açıldı' diye duymuyoruz ki. Bölgeye gönüllü ya da maaşlı travma üzerinde uzman psikolog gelmiyor." değerlendirmesinde bulundu.

Muhalif kaynaklara göre, Suriye'de rejimin cezaevlerinde en az 500 bin kişi alıkonuluyor. Tespit edilebilen 13 bin 500'den fazla kadın, rejimin zindanlarında işkence gördü ya da tecavüze uğradı. 7 binin üzerinde kadın halen rejimin cezaevlerinde tutuluyor.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.