Dolar
32.39
Euro
35.17
Altın
2,233.04
ETH/USDT
3,554.00
BTC/USDT
70,753.00
BIST 100
9,079.97
Dünya, arşiv

"BMGK yeniden yapılandırılmalı"

BM Güvenlik Konseyi'nin yapısı gereği güncel sorunlara yanıt veremediğini belirten uzmanlar, Konsey'in işlerlik kazanabilmesi için temel değişikliklere gidilmesini istiyor.

29.01.2015 - Güncelleme : 29.01.2015
"BMGK yeniden yapılandırılmalı"

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER - Mustafa Keleş

BM Güvenlik Konseyi'nin yapısı gereği güncel sorunlara yanıt veremediğini belirten uzmanlar, Konsey'in işlerlik kazanabilmesi, barış ve güvenliği temin etme görevini yerine getirmesi için temel değişikliklere gidilmesini istiyor.

BM Güvenlik Konseyi'ne getirilen eleştirilerin başında jeopolitik gerçekleri yansıtmaması, Latin Amerika ve Afrika'dan veto yetkisi bulunan daimi üyesinin olmaması geliyor. Diğer önemli eleştiri ise veto yetkisinin sistemi kilitlemesi ve şeffaflığın olmayışı olarak gösteriliyor.

Sistemin yeniden düzenlenmesi ve baştan aşağı yenilenerek işlerlik kazanmasının önündeki en büyük engel ise yapılabilecek her türlü değişikliğin yine beş daimi üyenin onayına ihtiyaç duyması.

Zorluklara rağmen Konsey'in yapısında yapılabilecek değişiklikler ve temsilde adaletle işlerliğin sağlanması konularında bugüne kadar önemli müzakereler yapıldı.

"Bugünün realitesini yansıtmıyor"

New York Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden Prof. Dr. Alon Ben-Meir, AA'ya yaptığı açıklamada, BM'nin kurulduğu dönemle bugünkü dünya koşullarının çok farklı olduğunu vurgulayarak, 2. Dünya savaşını kazanan ülkeler arasında olan İngiltere ve Fransa'nın artık eski güçlerinde olmadığını vurguladı.

Almanya'nın ise bugün Avrupa'da en güçlü ülke konumuna geldiğini kaydeden Ben-Meir, "Şu anda ekonomik güç ve bölgesel konum noktasında İngiltere ve Fransa'dan daha güçlü bir çok ülke var. Hindistan, Almanya, Brezilya ve Endonezya bunlardan bazıları" dedi.

BMGK reformunun zorluklarına da değinen Ben-Meir, "Güvenlik Konseyi'nde yapılacak her türlü reform için halen veto yetkisini elinde bulunduran ülkelerin rızasını almanız gerekiyor. Eğer razı olmazlarsa teklifi veto ederler" diye konuştu.

Illinois Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden Profesör Francis A. Boyle, AA'ya yaptığı açıklamada, BM Güvenlik Konseyi'nin Bosna ve Filistin'de aldığı tavrı eleştirerek, Bosna Hersek'te Müslümanların katledilmesine seyirci kalındığını hatırlattı.

Bosna'da ya da Filistin'de Müslümanların acı çekmesine uluslararası toplum tarafından göz yumulduğunu ifade eden Boyle, "BM Güvenlik Konseyi'nin baştan aşağıya reformdan geçirilmesi ve yeniden yapılandırılması gerekiyor. Ancak bu şekilde Filistin için birşeyler yapılabilir" dedi.

Konsey'in yapısı nasıl değiştirilebilir

BM Güvenlik Konseyi'nin reformu için 1990'lı yıllardan bu yana çeşitli öneriler ve bu öneriler üzerinde çalışmalar yapıldı. Herhangi bir reform teklifinin hayata geçirilmesi için BM Genel Kurulu'nun üçte ikisinin öneriyi desteklemesi ve BMGK'nın daimi üyelerinin de kabul etmesi gerekiyor.

Bugüne kadar Konsey'in yapısındaki tek değişiklik 1965 yılında geçici üye sayısının 6'den 10'a çıkarılması şeklinde yapıldı. Karar tasarılarının kabulü için gerekli 7 oy sayısı da 9'a çıkarıldı ancak beş daimi üyenin veto hakkına dokunulmadı. O günden sonra gündeme getirilen hiçbir öneri hayata geçirilemedi.

Konsey'in yapısına getirilen en önemli eleştiriler, veto yetkisi olan ülkelerin tek başına tüm sistemi kilitleyebilmesi, temsil kapasitesinin sınırlı olması, bölgesel adaletsiz üyelik dağılımı ve çalışma metodunun güncel sorunlar karşısında yetersiz kalması.

Reform teklifleri

BMGK reformu tekliflerinde daimi ya da geçici üye sayısının artırılması, veto yetkisinin sınırlandırılması, daha fazla ülkeye veto yetkisi tanınması, özellikle Afrika ve Latin Amerika'dan birer temsilcinin daimi üye yapılması görüşleri öne çıkıyor.

1997 yılında özellikle Almanya ve Japonya Konsey'e daimi üye olarak kabul edilmek için büyük bir kampanya başlattı. Daha sonra bu ikiliye Hindistan ve Brezilya da dahil oldu.   

G4 olarak adlandırılan 4 ülke, Temmuz 2005'te BMGK'ya, 4'ü kendileri, ikisi de Afrika'dan olmak üzere toplam 6 daimi üye ve 4 geçici üye eklenmesini içeren bir karar tasarısı sundu. İngiltere ve Fransa'dan destek alsa da ABD, Rusya ve Çin'in muhalefetiyle karşılaşan öneri, o dönem 191 üye bulunan Genel Kurul'da gerekli üçte ikilik oy çoğunluğunu elde edemedi.

BM tarafından düzenlenen yıllık Güvenlik Konseyi Reformu için Hükümetlerarası Müzakere toplantılarında G-4 grubu, daha önce kabul edilmeyen önerilerini savunmakla birlikte yeni değişikliklere de açık olduklarını belirtiyor. 

"Konsey'in güvenirliği azalıyor"

Hindistan'ın BM Daimi Temsilcisi Asoke K. Mukerji, Ekim ayında düzenlenen toplantıda Konsey'in, tüm dünyayı dengeli bir şekilde temsil etmediğini ve demokratik olmadığını belirterek, Konsey'in güvenirliğinin azaldığını, yapılacak reformla daha geniş bir temsilin sağlanabileceğini ve Konsey'in güvenirliğini kazanabileceğini söylemişti.

ABD Başkanı Barack Obama da geçen hafta yaptığı Hindistan ziyaretinde Hindistan'ın BM Güvenlik Konseyi'nde daimi temsilci olmasına sıcak baktıklarını vurgulamıştı. 

BMGK reformunun önündeki önemli engellerden biri de Hindistan, Almanya, Brezilya ve Japonya'nın üyeliklerine, bölgelerindeki diğer güçlü ülkelerin muhalefeti. Çünkü bu güçlü ülkelerden birinin daimi üyeliği, rakip ülkeler aleyhine güç dengesini bozacağı için itiraz ediliyor.

Almanya'nın üyeliğine İtalya'nın itirazı, Brezilya'nın üyeliğine diğer Latin Amerika ülkelerinin itirazı ya da Japonya'nın daimi üyeliğine Çin'in itirazı, bölgedeki dengelerin bozulacağı endişesi şeklinde dile getiriliyor.

Fransa'nın teklifi

Suriye'de 200 binden fazla kişinin hayatını kaybetmesine neden olan iç savaşa, Rusya ve Çin'in vetoları nedeniyle müdahale edilememesi üzerine Fransa yeni bir reform önerisi sunmuştu.

Fransa Dışişleri Bakanı Laurent Fabius, 2013'te ayrıntılarını paylaştığı teklifte, Güvenlik Konseyi'nin, veto kullanımının yol açtığı tıkanma nedeniyle uzun süre Suriye trajedisine karşı etkisiz kaldığını belirterek, şu ifadeleri kullanmıştı:

"Fransa, özellikle Güvenlik Konseyi’nin genişletilmesi aracılığıyla daha temsiliyetçi bir Birleşmiş Milletler Örgütü taraftarıdır. Ancak, bu tür bir ilerlemeyi sağlayabilecek bir anlaşmanın henüz uzağındayız. Gelecekte bu tür işlevsizliklerin önüne geçmek için yaşanan tıkanmalardan dersler çıkarmamız gerekmektedir. Aksi halde, meşruiyet kaybını kabullenmek durumunda kalabiliriz. Söz konusu öneri, Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesinin kendi kendilerine, gönüllü olarak, veto haklarını sınırlamalarını öngörüyor. Bu uygulamanın, Birleşmiş Milletler Şartı’nda değişiklik yapılmaksızın, daimi üyelerin ortak taahhüdüyle gerçekleşmesi öngörülüyor. Somut olarak, kitle katliamı durumu konusunda Güvenlik Konseyi bir karar alması gerektiğinde, daimi üyelerin veto haklarını askıya almalarını taahhüt etmeleri öngörülmektedir."

Bu teklifi Fransız yetkililer ve Fransa'nın BM Daimi Temsilciliği farklı platformlarda tekrarlasalar da henüz olumlu bir adım atılamadı.

"En az iki veto aransın"

Reform için farklı öneriler gündeme getiren Prof. Dr. Alon Ben-Meir, reform için ortaya konabilecek önerilerden birisinin Konsey'e, ekonomik gelişmişlik ve nüfus büyüklüğü gibi bazı kriterlere göre dönüşümlü olarak 2 ya da 3 daimi üyenin eklenmesi olabileceğini, bu ülkelere de veto yetkisi verilebileceğini söyledi.

Veto yetkisinin kullanılması konusunda da yeni seçeneklerin denenebileceğini anlatan Ben-Meir, "Bir karar tasarısının reddedilmesi için en az iki daimi üyenin veto etmesi kuralı getirilebilir. Böylece bir daimi üyenin, Konsey'in tamamını kilitlemesi önlenmiş olur. Bu şekilde Konsey daha etkili bir yapıya kavuşabilir" dedi.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın