Konseye üye 15 ülkenin temsilcisinin yayımladığı açıklamayı okuyan Brezilya Büyükelçisi ve Dönem Başkanı Maria Luiza Ribeiro Viotti, konseyin Libya'da meydana gelen şiddet olaylarını, barışçıl bir biçimde gösteri yapan sivillere karşı güç kullanımını ve yüzlerce sivilin öldürülmesini kınadığını belirtti.
Ribeiro Viotti'nin okuduğu açıklamada, ''Konseye üye 15 ülke, Libya'daki şiddet olaylarının 'hemen sona ermesini', Libya hükümetinin, halkı korumaya yönelik sorumluluklarını üstlenmesini ve halkın meşru taleplerine cevap verecek önlemleri almasını istiyor'' ifadeleri yer aldı.
Viotti ayrıca, konseyin, Libya makamlarının itidalli davranmasını, uluslararası insan haklarına, toplantı ve ifade özgürlüğüne saygı duymasını beklediğini belirtti.
Konseyin, Libya halkına uluslararası insani yardım gönderilmesini de istediğini bildiren Viotti, konsey üyelerinin ayrıca, Libya'daki yabancıların durumundan endişe duyduğunu da ifade etti.
Libya makamlarının resmi açıklamasına göre, ülkedeki rejime karşı ayaklanmayla birlikte ortaya çıkan şiddet olaylarında 242 sivil, 58 asker hayatını kaybetti.
ŞİDDETE SON VERİLMELİ
ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ise Libya lideri Muammer Kaddafi'nin 41 yıllık iktidarının sona ermesini isteyen protestoculara karşı şiddete son verilmesini istedi.
Clinton, gazetecilere yaptığı açıklamada, şunları söyledi:
''Gerçekte neler olduğunu daha iyi anlarken -çünkü biliyorsunuz iletişim durduğundan mümkün olduğunca bilgi edinmeye çalışıyoruz- politikalarımızla, değerlerimizle ve yasalarımızla sırası gelince gerekli adımları atacağız. Ancak uluslararası kamuoyu ile uyum içinde çalışmak zorunda kalacağız.''
AB TİCARET ANLAŞMASINI ASKIYA ALIYOR
Öte yandan AB, Libya ile müzakere etmekte olduğu çerçeve ticaret anlaşmasını askıya alacağını bildirdi.
Mısır'da bulunan AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton, Kahire'de gazetecilere yaptığı açıklamada, Libya'da meydana gelen olaylardaki ölümlerden üzüntü duyduğunu ve şiddeti kınadığını belirterek, herkese itidalli olmaları çağrısında bulundu.
Ashton, ''Libya ile müzakere sürecinde olduğumuz çerçeve ticaret anlaşmasını askıya alacağız'' dedi.
"KENDİ HALKINA ADETA SAVAŞ İLAN ETTİ"
Kaddafi'nin konuşmasını değerlendiren Almanya Başbakanı Angela Merkel de Libya'daki gelişmelerin çok endişe verici olduğunu belirterek, konuşmanın çok ürkütücü olduğunu söyledi.
Merkel, başkent Berlin'de Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu ile yaptığı görüşmeden sonra düzenlenen ortak basın toplantısında, Kaddafi'nin Libya'da kendi vatandaşlarına yönelik şiddete son vermesi gerektiğini ifade ederek, "Libya Devlet Başkanı'nın konuşması ürkütücüydü. Kendi halkına adeta savaş ilan etti" dedi.
Libya halkına yönelik şiddeti kınadıklarını, diğer yandan Libya'daki Almanların güvenliğini de düşündüklerini kaydeden Merkel, Libya'da sivil halka yönelik şiddetin sona erdirilmemesi durumunda bu ülkeye yaptırımlar uygulanmasını da görüşebileceklerini kaydetti.
MISIR SINIRINDA KONTROL KADDAFİ KARŞITLARINDA
Libya'nın Mısır sınırının, Devlet Başkanı Muammer Kaddafi karşıtı güçlerin kontrolüne geçtiği bildirildi.
Bölgedeki bir Reuters muhabiri, sınırın Libya tarafının, ellerinde sopalar ve Kalaşnikof tüfekler bulunan Kaddafi karşıtı güçlerin kontrolünde olduğunu kaydetti.
Habere göre, sınırı kontrol edenlerden biri, üzeri "Cani hükümdar, Libyalıların katili" yazısıyla karalanmış Kaddafi'nin posterini taşıyor.
KARGO LİMANLARI KAPATILDI
Libya'daki şiddet olayları nedeniyle kargo limanlarının kapatıldığı bildirildi. İtalyan deniz taşımacılığı şirketi Tarros Spa'nın İngiliz acentası direktörü John Bader, Libya'nın Bingazi, Trablus ve Misurata kargo limanlarında operasyonların durdurulduğunu söyledi.
Bader, ''İtalya'daki yönetimimiz bu sabah bize Trablus, Bingazi ve Misurata limanlarının kapatıldığını bildirdi. Durumun normale döndüğü bilgisini alana kadar gemilerin bu limanlara gönderilmesini önermiyoruz'' dedi.
KADDAFİ'NİN ÖLDÜRÜLMESİ İÇİN FETVA VERDİ
İslam dünyasının ünlü bilgin ve din adamlarından Yusuf el-Kardavi'nin, Libya lideri Muammer Kaddafi'nin öldürülmesi için fetva verdiği bildirildi.
26 KİŞİ ÖLDÜ
Libya'nın doğusundaki El Bayda kentinde de uçak ve tankların saldırısında dün gece 26 kişinin öldüğü bildirildi.
El Bayda'da yaşayan Maray el Mahri, Reuters'ı arayarak, ölenler arasında erkek kardeşinin de bulunduğunu söyledi.
Libyalıların arktık "kendi gölgelerinden korktuğunu" ifade eden Mahri, "Bu, hiçbir insanın anlayamayacağı bir şey. Bizi uçaklarla bombalıyorlar, tanklarla öldürüyorlar" dedi.
Kaddafi'ye bağlı birlikleri kenttin sokaklarında gelişi güzel cinayet işlemekle suçlayan Mahri, "Sadece sokakta yürüdüğünüz için bile sizi vuruyorlar" diye konuştu.
Mahri, "Yapabileceğimiz tek şey pes etmemek, geri dönmemek. Şöyle ya da böyle zaten öleceğiz. Bizim yaşayıp yaşamadığımıza önem vermedikleri ortada. Bu bir soykırım" ifadelerini de kullandı.
Yabancı gazetecilerin ülkeye girişine izin verilmemesi nedeniyle haberleri bağımsız kaynaklarca doğrulama olanağı bulunamıyor ve Libya'dan haberler, tanıkların ya da muhaliflerin telefonla yaptıkları açıklamalar ya da sosyal paylaşım sitelerinden alınabiliyor.
PETROL SEVKIYATINI DURDURDU
Libya'nın deniz petrol terminallerinden petrol sevkıyatını durdurduğu bildirildi.
İtalyan hükümetinden adını vermeyen bir kaynak, Libya'daki enerji arzı durumunun kaygı verici olduğunu belirterek, ''Durum endişe yaratıyor. Libya'daki petrol terminalleri bu sabah kapalıydı'' dedi.
İtalya Sanayi Bakanlığı Müsteşarı Stefano Saglia da ''Libya'nın doğalgaz arzını kesmesi durumunda stratejik doğalgaz stoklarını kullanmaya hazır olduklarını'' söyledi.
Doğalgaz arzının kesilmediğini, ancak durumun çok karmaşık olduğunu belirten Saglia, ''Doğalgaz arzının kesilmesi durumunda doğalgaz arzı için güvenlik komitesi zaten alarm vaziyetinde, doğalgazın kesilmesi halinde olağan ve stratejik stoklar kullanılacak. Bunun için bir sorun olmamalı'' dedi.
Öte yandan İtalyan enerji şirketi Edison'a yakın kaynaklardan edinilen bilgiye göre, Libya'nın Eni'ye olan doğalgaz sevkıyatı yavaşladı.
Enerji dergisi Staffetta Quotidiana da Libya'dan İtalya'ya doğalgaz akışının dün geç saatlerden itibaren yavaşlamaya başladığını ve durumun kötüye gittiğini yazdı.
İSPANYOL PETROL ŞİRKETİ ÇALIŞMALARINI DURDURDU
İspanyol petrol şirketi Repsol YPF, Libya'daki çalışmalarını durdurduğunu açıkladı.
İspanyol haber ajansı EFE'ye açıklama yapan REPSOL YPF sözcüsü, "Libya'daki belirsizlik ve şiddet olaylarından dolayı, çalışanlarının güvenliğini garanti altına almak amacıyla bu ülkedeki çalışmalarını durdurduklarını" söyledi.
1970'li yıllardan bu yana Libya'da bulunan Repsol YPF, günde 34 bin 777 varil petrol ile ülkedeki toplam petrol üretiminin yüzde 3,8'ini karşılıyor.
LİBYA MISIR UÇAKLARININ İNİŞİNE İZİN VERDİ
MENA'nın haberine göre Mısır Dışişleri Bakanı Ahmed Ebul Geyt, Libya'daki Mısırlıların nakliyesi için askeri uçakların yanı sıra Mısır Havayollarına ait uçaklarla gün içinde 4 sefer yapılacağını belirtti.
ULUSLARARASI SORUŞTURMA ÇAĞRISI
BM İnsan Hakları Yüksek Temsilcisi Navi Pillay, Libya'da hükümet karşıtı gösteri düzenleyen halka yönelik saldırılarla ilgili uluslararası soruşturma açılması çağrısında bulundu.
ABD BÜYÜKELÇİSİ DE İSTİFA ETTİ
Libya'nın ABD büyükelçisi de artık ülkesinin "diktatörlük rejimini" temsil etmediğini belirterek, görevinden istifa etti.
ABC televizyonunda yayımlanan "Good Morning America" programında yayımlanan röportajında "şu anki diktatörlük rejimine hizmet etmekten istifa ettiğini" söyleyen Büyükelçi Ali Avcali, "Ancak sesleri tüm dünyaya ulaşıncaya, hedefleri gerçekleşinceye kadar halkıma hizmet etmekten asla vazgeçmeyeceğim" dedi.
TUNUSLULAR LİBYA'DAN KAÇIYOR
Bu arada, dün gece 3 bin kadar Tunuslunun Diba ve Bin Gerden'den Tunus'a geçtiği bildirildi. Bin 200 Tunuslunun daha bugün hava yoluyla Libya'dan tahliye edilmesi bekleniyor.
Yetkililer, Tunus'taki olayların Arap ülkelerinde domino etkisi yapması nedeniyle Libya'da yaşayan enaz 30 bin Tunus vatandaşının hedef haline gelmesinden endişe duyuyor.
İTALYA BİNGAZİ'YE ASKERİ UÇAK GÖNDERİYOR
İtalya da Libya'daki 100 kadar İtalyan vatandaşının tahliyesi için Bingazi'ye hava kuvvetlerine ait bir nakliye uçağı gönderiyor.
Devlet radyosunun haberine göre, Savunma Bakanı Ignazio La Russa, resmi ziyarette bulunduğu Abu Dabi'de yaptığı açıklamada, tahliyeler için Bingazi'ye C-130 tipi nakliye uçağının gönderileceğini kaydetti.
Libya'da çalışan ya da ikamet eden yaklaşık 1500 İtalya'nın bulunduğu, bazılarının son günlerde Trablus'tan kalkan uçaklarla ülkeden ayrıldığı belirtiliyor.
KATLİAM HABERLERİ YALANLANDI
Libya devlet televizyonu, göstericilere karşı "katliam" yapıldığına dair açıklamaları yalanladı.
El Cemahiriye televizyonu, "birçok kentte, köyde ve mahallede katliam yapıldığının söylendiğini" belirterek, "psikolojik savaşın bir parçası olan bu dedikodu ve yalanlarla mücadele etmeleri gerektiğini, bu haberlerin ülkenin morali, istikrarı ve zenginliğini yok etmeyi amaçladığını" açıkladı.
ARAP BİRLİĞİ OLAĞANÜSTÜ TOPLANIYOR
KAHİRE - Arap Birliği'nin Libya'daki yönetim karşıtı ayaklanmayı ele almak üzere olağanüstü toplanacağı bildirildi.
Arap Birliği'nden yapılan açıklamada, delegelerin bugün Mısır'ın başkenti Kahire'de olağanüstü toplantı yapacağı belirtildi.
ENDONEZYA BÜYÜKELÇİSİ İSTİFA ETTİ
Libya'nın Endonezya Büyükelçisinin de protestocu sivillere yapılan saldırıları protesto için istifa ettiği bildirildi.
Büyükelçi Selahaddin El Bishari, Jakarta Post gazetesine yaptığı açıklamada, "Askerler silahsız sivilleri acımasızca öldürüyor. Kendi halkına karşı ağır silahlar, savaş uçakları ve paralı askerler kullanarak. Bu kabul edilemez" dedi.
BERLUSCONİ SESSİZLİĞİNİ BOZDU
İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi, daha önce "yakın dostu" olarak nitelendirdiği Muammer Kaddafi'nin ülkesi Libya'daki gelişmeler karşısında sonunda sessizliğini bozdu.
Savaş uçaklarının Libya'nın başkenti Trablus'u hedef gözetmeksizin bombaladığına ilişkin haberlerin ardından Başbakanlıktan yapılan açıklamada, Silvio Berlusconi'nin "Libya'daki gelişmeleri büyük bir dikkat ve endişeyle takip ettiği" belirtildi. Başbakan Berlusconi'nin sivil halka uygulanan kabul edilemez şiddet karşısında endişe içinde olduğu ifade edilen açıklamada, "Avrupa Birliği ve uluslararası topluluğun, Libya'daki krizin sonuçları öngörülmesi zor bir iç savaşa dönüşmesini engellemek için her türlü çabayı göstermesi ve Libya vatandaşlarının güvenliği ile ülke ve bölgenin bütünlüğü ve istikrarının korunmasını sağlayacak barışçıl bir çözümü desteklemesi gerektiği" kaydedildi.
Birkaç gün önce konuya ilişkin sorular üzerine "rahatsız etmek istemediği için" Kaddafi'yi aramadığını belirterek eleştiri oklarını üzerine çeken Berlusconi, geçen yıl da bir zirvenin sonunda Libya liderinin elini öpmüş ve muhalefetle uluslararası toplumun tepkisine neden olmuştu.
UÇAKLAR RASTGELE BOMBALIYOR
Trablus'ta yaşayan Adil Muhammed Salih, El Cezire televizyonuna canlı yayında yaptığı açıklamada, "Savaş uçakları ve helikopterler rastgele bölgeleri birbiri ardına bombalıyor. Birçok ölü var" dedi.
Kendisini bir siyasi aktivist olarak tanımlayan Salih, bombardımanın önce bir cenaze törenini hedef alarak başladığını belirterek, "Halkımız ölüyor. Her 20 dakikada bir bombardıman yapılıyor" diye konuştu.
İsviçre'deki Libya Hakikat ve Adalet Komitesi Başkanı Fethi El Verfali de "Trablus'ta askeri uçaklar sivillere, protestoculara saldırıyor. Siviller dehşet içinde. BM nerede, Uluslararası Af Örgütü nerede" dedi.
PARALI AFRİKALI ASKERLER "KATLİAM" YAPTI
Trablus'un banliyösünde yer alan Fachlum ve Tajura mahallelerinde bugün çatışmalar meydana geldiği bildirildi, görgü tanıklarından birisi, bu olayları "katliam" olarak niteledi.
Telefonla AFP'ye açıklama yapan bir görgü tanığı, "Tajura'da bugün olanlar bir katliam" dedi.
Görgü tanığı, silahlı kişilerin rastgele ateş açtığını, ölenlerin arasında kadınların da bulunduğunu, cami hoparlörlerinden yardım çağrıları yapıldığını söyledi.
Fachlum Mahallesi'nden bir başka görgü tanığı da Afrikalı paralı askerleri indirmek için mahallenin üzerinde helikopterlerin uçtuğunu, bu askerlerin sokakta bulunan herkesin üzerine ateş açtığını, birçok kişinin öldüğünü belirtti.
MISIR SINIRININ KONTROLÜ HALKTA
Libya sınır muhafaza güçlerinin Libya-Mısır sınır kontrolünden çekildiği, sınırın kontrolünü "Halk Komiteleri"nin devraldığı açıklandı.
Mısır ordusunun Facebook üzerinden yaptığı açıklamasında, "Libya sınır muhafaza personeli sınırın Libya tarafından çekildi, kontrol şu anda Halk Komiteleri'nde. Mısır'dan Libya'ya giriş-çıkışlarda tek kontrol sahibi onlar" denildi.
Sınır korumayı üstlenen grupların Devlet Başkanı Muammer Kaddafi'ye bağlı olup olmadıkları konusunda bir açıklama yapılmadı.
LİBYA'DAKİ OLAYLAR İNGİLİZ BASININDA
İngiliz gazetelerinin çoğu Libya'daki olaylara bugünkü sayılarında manşetlerinden yer verdi.
The Independent gazetesi, deneyimli Ortadoğu muhabiri Robert Fisk'in Kaddafi ile ilgili yazısını yayımlayarak, Fisk'in "Zalim, mağrur, kana bulanmış ve 40 yıldan fazla terör ve baskının ardından acaba şimdi kesinlikle gidiyor mu?" sözlerini manşetine taşıdı.
Fisk "Trablus'un zorbası" olarak nitelendirdiği Kaddafi rejiminin "silah sesleri ve alevler arasında çöktüğünü" yazdı.
Independent başyazısında ise Kaddafi'nin, İngiltere'nin "konfor için biraz fazla sarıldığı" bir lider olduğu belirtildi. İngiltere-Libya ilişkilerinin 1984'te, Lonra'daki Libya Büyükelçiliğinden açılan ateş sonucu bir İngiliz polisinin ölümünden sonra gerildiği anımsatılan yazıda, ilişkilerin 2004'te eski İngiltere Başbakanı Tony Blair'in Libya ziyaretiyle yeniden düzeldiği kaydedildi.
Times gazetesi "Lanet olası Albay" manşetiyle, "Kaddafi rejiminin, göstericilere ateş açıp, daha fazla kan dökülmesi sözü vererek, zalimliğini gösterdiğini ve Batının Kaddafi'ye, gecikmeksizin görevi bırakması için baskı yapması gerektiğini" belirtti.
Guardian, "Kaddafi, iktidarı elinden giderken, etrafa saldırıyor" derken, Daily Mail, "Zalim kaçışta", Financial Times ise "Çaresiz Kaddafi zar zor dayanıyor" manşetlerini attı.
LİBYA SINIRINDAKİ SELLUM GEÇİDİ AÇILIYOR
Bir askeri kaynak, yönetimdeki Yüksek Askeri Konsey'in sınır muhafızlarının sayısını artıracağını belirtti.
Aynı kaynak, hasta ve yaralıların Mısır'a geçebilmesi için Libya sınırındaki Sellum geçidinin açılacağını da kaydetti.
Libya'da güvenlik güçleri, yönetim karşıtı gösteriler yapan protestocuları bastırmak için aşırı şiddet kullanıyor.
BÜYÜKELÇİ İSTİFA ETTİ
YENİ DELHİ - Libya'nın Yeni Delhi Büyükelçisi, Libya hükümetinin yönetim karşıtı protestoculara uyguladığı şiddeti durdurması çağrısıyla istifa etti.
Libyalı Büyükelçi Ali El İsavi, AP'ye yaptığı açıklamada, hükümetinin Libyalı sivillere uyguladığı şiddeti hoşgöremediği için istifa ettiğini belirtti.
El İsavi, "Yetkililer, barışçı halkı öldürüyor. Bu kabul edilemez. Bu katliamı durdurmalıyız" diyerek, akan kanın durdurulmasının uluslararası toplumun sorumluluğu olduğunu söyledi.
KONSEY TOPLANMA KARARI ALDI
Kaddafi'ye liderlikten çekilme çağrısı yapan Libya'nın BM Daimi Temsilci Yardımcısı İbrahim Dabaşi, BM Güvenlik Konseyi'ni, Libya'da akan kanı durdurmak için harekete geçmeye davet etti.
Dabaşi, gazetecilere yaptığı açıklamada, Konsey'e, bir an önce toplanıp Libya'da akan kanı durdurmaları için harekete geçmelerini isteyen bir mektup yazdığını söyledi.
Libya'nın BM Daimi Temsilciliğinde görevli Libyalı diplomatlarca desteklenen Dabaşi, ''Bu olanlar Libya halkına karşı savaş ilan etmek demektir, Kaddafi rejimi Libya halkına karşı soykırım yapmaya başlamıştır'' diye konuştu.
Uluslararası topluma da çağrıda bulunan Dabaşi, komşu Tunus ve Mısır'dan, Bingazi'ye tıbbı malzemelerin gelmesi için güvenli geçiş yolu sağlanması, Kaddafi'nin de Libya'dan kaçmaya kalkışması durumunda hiçbir ülkenin kapılarını ona açmaması gerektiğini vurguladı.
Dabaşi'nin Associated Press'e de ''Uluslararası Ceza Mahkemesi Savcısından, Kaddafi'nin hem şimdi, hem de 42 yıldır Libya halkına karşı işlediği suçlarla ilgili soruşturma başlatmasını istediklerini'' söylediği öğrenildi.
BM DAİMİ TEMSİLCİSİ
Bu arada, nerede olduğu bilinmeyen Libya'nın BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Muhammed Şalgam'ın El Hayat gazetesi muhabirine telefonda, ''Benden başka Libya'nın BM Daimi Temsilciliğindeki tüm diplomatlar Dabaşi'yi destekliyor'' dediği, kendisinin ise Kaddafi hükümetiyle temasta olduğunu ve onları bu hareketlerine son vermeleri yönünde ikna etmeye çalıştığını söylediği bildirildi.
YILANIN BAŞINI KESİN
Libya'nın BM Daimi Temsilciliği, Dabaşi'nin liderliğinde ayrıca bir yazılı açıklama yaparak, Kaddafi'ye karşı ayaklanan halkın yanında olduklarını ve Kaddafi rejiminin derhal sona ermesi gerektiğini belirterek, Libya ordusunu ''Tiran (despot) Kaddafi'nin devrilmesine yardımcı olmaya'' çağırdı.
Yazılı açıklamada, Kaddafi'nin ayaklanmayı bastırmak için Afrikalı paralı askerler kullanması da kınandı ve ''Trablus'ta benzeri görülmemiş bir kıyım beklendiği'' ifade edildi.
''Kaddafi'nin Libya ve Libya halkından ne kadar nefret ettiğinin de açıkça göründüğü'' kaydedilen açıklamada, Libya ordusunun subaylarına ve askerlerine de ''nerede olurlarsa olsunlar ve rütbeleri ne olursa olsun organize olup, Trablus'a gitmeleri ve yılanın başını kesmeleri'' çağrısında bulunuldu.
Libya'nın BM Daimi Temsilciliği, BM'den, Libya üzerindeki hava sahasını da uçuşa kapatmasını, böylece rejime silah ve paralı asker gönderilmesinin önlenmesini istediklerini de açıkladı.
Öte yandan, Konsey de bir açıklama yaparak, Libya'nın BM Daimi Temsilci Yardımcısı Dabaşi'nin talebi üzerine, Libya'daki durumu görüşmek üzere bugün TSİ 16.00'da basına kapalı danışma toplantısı yapacağını duyurdu.
KADDAFİ'NİN ÖLDÜRÜLMESİ İÇİN FETVA VERDİ
İslam dünyasının ünlü bilgin ve din adamlarından Yusuf el-Kardavi'nin, Libya lideri Muammer Kaddafi'nin öldürülmesi için fetva verdiği bildirildi.
Mısır Kökenli Katarlı Şeyh Yusuf el-Kardavi, El-Cezire televizyon kanalından Libya ordusuna çağrıda bulunarak, Libya'yı Kaddafi'den kurtarmasını istedi.
Orduyu "kendi halkına ateş emri veren" Kaddafi gibi birine itaat etmemeye çağıran El-Kardavi, "Eğer Libya ordusuna mensup bir asker Kaddafi'ye bir kurşun sıkma imkanına sahipse yapsın" dedi. El-Kardavi, ayrıca Libyalı büyükelçileri de Kaddafi rejimiyle köprüleri yıkmaya davet etti.
Arap dünyasında geniş bir kitleye hitap eden 85 yaşındaki El-Kardavi, 29 Ocakta Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek'i istifa etmeye çağırmıştı.
"KABUL EDİLEMEZ KAN GÖLÜ" SONA ERMELİ
ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Libya'daki gelişmelerden dolayı endişe duyduğunu, ''ülkedeki kan gölünün kabul edilemez olduğunu ve bitmesi gerektiğini'' bildirdi.
Libya lideri Muammer Kaddafi'ye bağlı paralı askerlerin ve güvenlik güçlerinin halka ateş açmasını kınayan Clinton, yaptığı yazılı açıklamada, "Bütün dünya Libya'daki olayları endişe ile izliyor ve ABD, uluslararası toplumla birleşerek Libya'da meydana gelen şiddet olaylarını kesin bir dile kınıyor" dedi.
Clinton, Libya hükümetinin Libya halkının evrensel haklarını korumakla yükümlü olduğunu ve "kabul edilemez kan gölüne" bir son vermesi gerektiğini ifade etti.
BM GENEL SEKRETERİ
BM Genel Sekreteri Ban-Ki moon, Kaddafi'ye bağlı güvenlik güçlerinin savaş uçakları ve helikopterlerle halka ateş açması karşısında "utanç" duyduğunu belirterek, Kaddafi'yi bu şiddet olaylarına "hemen" son vermeye çağırdı.
Genel Sekreterin sözcüsü Martin Nesirky, yaptığı açıklamada, "Eğer halka ateş açıldığı doğrulanırsa, bu çok ciddi bir uluslararası insan hakları ihlaline girer ve sertçe kınanır" dedi.
Ban-Ki moon'un dün 40 dakika Kaddafi ile konuştuğunu bildiren sözcü, "Genel Sekreter, şiddetin artmasından dolayı derin endişelerini dile getirdi, şiddetin hemen son bulmasını ve Kaddafi'nin de göstericilerle diyalog kurmasını istediğinin altını çizdi'' diye konuştu.
KANADA
Kanada Başbakanı Stephen Harper, Kanada'nın batısında yer alan Vancouver kentinde düzenlediği bir basın toplantısı sırasında yaptığı açıklamada, Libya'da göstericilere ateş açılmasını, "utanç verici ve kabul edilemez" olarak niteledi.
Harper, Kaddafi'den halka saldırmaktan "hemen" vazgeçmesini istedi.
LİBYALI DİPLOMAT: LİDERLİĞİ BIRAK
Libya'nın BM Daimi Temsilci Yardımcısı İbrahim Dabaşi, Kaddafi'ye liderlikten çekilme çağrısında bulundu.
Dabaşi, BM'de gazetecilere açıklama yaparken, ''Eğer çekilmezse, halk ondan kurtulmasını bilir'' dedi.
Libya'nın BM Daimi Temsilciliğinde çalışan diplomatlar olarak istifa etmediklerini bildiren Dabaşi, bunun nedenini de ''rejime değil, Libya halkına hizmet verdiklerini belirterek açıkladı.
Dabaşi, uluslararası topluma da çağrıda bulunarak, Libya'ya uçuş yasağı uygulayarak rejime silah ve ücretli asker gitmesini önlemelerini istedi.
Öte yandan, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'un, Libya'da savaş uçaklarının sivillere ateş açtığı yönündeki haberlerden çok endişeli olduğu bildirildi.
BM Sözcülüğünden yapılan açıklamada, ''Eğer sivillere yönelik bu tür saldırıların yapıldığı teyit edilirse, bu uluslararası insani hukukun ciddi biçimde ihlali anlamına gelir ve Genel Sekreter tarafından da en güçlü şekilde kınanacaktır'' denilmişti.
GERGİNLİK GÖKYÜZÜNE TAŞINDI
Libya'da savaş uçaklarının hedef gözetmeksizin protestocuları bombaladığı haberleri gelirken, iki Libya savaş uçağı ve iki sivil helikopterin Malta'ya iniş yapması soru işareti oluştursa da bunun sebebi çok geçmeden anlaşıldı.
Libya'ya ait iki savaş uçağı Malta'ya indi. Malta Dışişleri Bakanlığı, uçakların iniş nedenini belirlemeye çalıştıklarını açıkladı.
Malta'ya inen iki Libya savaş uçağıyla birlikte içinde Fransız vatandaşı olduklarını söyleyen 7 kişinin bulunduğu iki sivil helikopterin de Valetta Havaalanına indiği bildirildi.
UÇAKLARIN SIRRI ÇÖZÜLDÜ
Malta'ya inen iki Libya savaş uçağının pilotunun, kendilerinden protestocuları bombalamalarının istendiğini söyledikleri bildirildi.
Maltalı yetkililer, her ikisi de albay olan pilotların, Trablus yakınındaki üsten havalanarak Malta'ya kaçtığını ifade ettiler.
Pilotların, sivilleri bombalamaları talimatı verildiği için kaçtıklarını söylediğini belirten Maltalı yetkililer, pilotlardan birinin siyasi sığınma istediğini kaydettiler.
BİLANÇO AĞIRLAŞIYOR
Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu (UİHF), göstericilerin birçok kentin kontrolünü ele geçirdiğini duyurdu. Federasyon başkanı Süheyra Belhasan, Libya insan hakları birliğinden alınan verilere dayanarak, ayaklanmanın başlamasından bu yana 300-400 kişinin öldüğünü de ifade etti. İnsan Hakları İzleme Örgütü ölü sayısını 233 olarak açıklamıştı.
Öte yandan, El Cezire televizyonu, uçakların kalabalıklar üzerine bomba attığı öne sürülen başkent Trablus'ta sadece dün ölen sivillerin sayısının 250 olduğunu duyurdu. El Cezire'ye göre, ayaklanmanın sürdüğü 5 günden bu yana yüzlerce kişinin ölmesinin yanı sıra 1500 kişi kayıp, 3000 kişi yaralandı.
KADDAFİ VENEZUELLA'YA GİDİYOR İDDİASI
İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague, ''Libya lideri Muammer Kaddafi'nin Güney Amerika ülkelerinden Venezuella'ya gitmekte olduğunun'' iddia edildiğini söyledi.
Bu yönde bilgileri gördüğünü söyleyen Hague, gazetecilere yaptığı açıklamada, ''Bana daha önce, Albay Kaddafi'nin Venezuella'da olup olmadığını sormuştunuz'' diyerek, Libya Liderinin bu ülkede olduğuna dair bir bilgi olmadığını kaydederek, ''ancak oraya doğru gitmekte olduğunun öne sürüldüğü bazı bilgiler gördüm'' dedi.
İDDİA YALANLANDI
Venezuela Enformasyon Bakanı Andres İzzara ise Libya lideri Muammer Kaddafi'nin ülkesine gelmekte olduğu söylentilerini yalanladı.
İzzara, Associated Press'e e-posta yoluyla gönderdiği mesajda, haberin "yalan" olduğunu söyledi.
Libya Dışişleri Bakan Yardımcısı Halid Kayem de Devlet Başkanı Muammer Kaddafi'nin Venezuella'ya kaçtığı yolundaki haberleri yalanladı.
Kayem, resmi televizyon kanalında yaptığı açıklamada, "Bu haberler asılsız, hiçbir temeli yok" dedi.
POLİS ZAVİYE KENTİNDEN ÇEKİLDİ
Bu arada, polisin Zaviye kentinden çekildiği, bu kentte lider Muammer Kaddafi yanlıları ile karşıtları arasında çatışmaların çıktığı bildirildi.
Görgü tanıkları, kentteki mağazaların kapalı olduğunu, Kaddafi'nin bir evinin ateşe verildiğini, polis araçlarının çalındığını ve kamu binalarına saldırıldığını anlattılar.
DİNİ LİDERLER HALKI İSYANA ÇAĞIRDI
Dini liderlerden oluşan bir grup, liderliğe karşı ayaklanmanın her Müslüman'ın ilahi görevi olduğunu belirterek halkı isyana çağırdı.
Reuters'in ele geçirdiği Özgür Ulema Ağı adlı gruba ait bildiride, "İnsanlığa karşı kanlı suçlarını sürdürdüler ve hatta bunları şiddetlendirdiler. Dolayısıyla Allah'ın ve onun sevgili peygamberinin yol göstericiliğine tamamen hiyanet ettiler" ifadesini kullandı.
TELEVİZYON VE RADYO YAĞMALANDI
AFP'ye telefonla bilgi veren görgü tanıkları, Trablus'ta bazı karakol ve binaların ateşe verildiğini, bir televizyon ve devlet radyosu binasının yağmalandığını söylediler.
HALK SARAYI YANDI
Trablus'ta göstericiler meclis oturumlarının yapıldığı "Halk Sarayı" ateşe verdi.
PROTESTOLAR RAFİNERİ BÖLGESİNE SIÇRADI
Libya'da petrol rafinerisi ve petrokimya tesislerinin bulunduğu Ras Lanuf bölgesinde de hükümet karşıtı protestolar başladı.
KADDAFİ'NİN OĞLUNDAN İÇSAVAŞ UYARISI
Libya lideri Muammer Kaddafi'nin oğlu Seyfülislam Kaddafi, ülkesinin dış güçlerin komplosunun hedefi olduğunu ve içsavaşın eşiğine geldiğini söyledi.
Seyfülislam Kaddafi, televizyondan yayınlanan konuşmasında, isyancıların silah ele geçirdiklerini ve onbinlerce kişinin Trablus'a gelmekte olduğunu belirterek, "Şu anda Bingazi'de sivillerin kullandığı tanklar dolaşıyor. El Bayda'da insanların tüfekleri var ve birçok silah deposu yağmalandı. Bizim silahlarımız var, ordunun silahları var, Libya'yı yıkmak isteyenlerin silahları var" dedi.
Libya ordusunun şimdi asayişi sağlamak için temel bir rolü bulunduğunu, çünkü sözkonusu olanın Libya'nın birliği ve istikrarı olduğunu söyleyen Kaddafi, "Libya bir yol ayrımında. İster bugün reformlar konusunda anlaşalım, ister binlere değil, ölen 84 kişiye ağlamayalım, tüm Libya kan gölüne döner. Libya, Mısır veya Tunus değil. Libya ordusu büyük rol oynayacak, Tunus veya Mısır ordusu değil. Muammer Kaddafi, Zeynelabidin Bin Ali değil, Mübarek değil. Libya'dan bir parmak yer vermeyiz. Libya'da yaşayacak, Libya'da öleceğiz" diye konuştu.
Yeni bir anayasa ve liberal kanunları çıkarılacağı sözü veren Kaddafi, halkın "yeni bir Libya" ile içsavaş arasında seçim yapması gerektiğini söyledi.
Seyfülislam Kaddafi, ''babası Muammer Kaddafi'nin Trablus'taki savaşı yönettiğini ve kazanacaklarını, ayrılıkçı unsurları yok edeceklerini" belirterek, onbinlerce kişinin Trablus'a doğru geldiğini ve tüm Libyalıların silahlı olduğunu ifade etti.
ARAP BİRLİĞİ TEMSİLCİSİ "DEVRİM"E KATILDI
Libya'nın Arap Birliği temsilcisinin, ülkesindeki "protestoculara yapılan zulmü" protesto için istifasını sunduğu bildirildi.
El Cezire'nin haberinde, temsilcinin istifa ederek "devrime katıldığı" belirtildi.
ARAP BİRLİĞİ'NDEN ÇAĞRI
Arap Birliği, Libya'da şiddete son verilmesi çağrısında bulundu.
Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa, Arap halkının değişim taleplerinin meşru olduğunu ifade ederek, kargaşanın başkent Trablus'a sıçradığı Libya'daki şiddetin durması gerektiğini söyledi.
Musa, "Arap halklarının reform, kalkınma ve değişim talepleri meşrudur ve tüm (Arap) ülkelerinin duyguları, tarihteki bu dönüm noktasında kaynaşmıştır" diye konuştu.
GÖSTERİLER YENİDEN BAŞLADI
Libya'da 42 yıllık Muammer Kaddafi yönetimine karşı gösterilerin merkezi olan ülkenin doğusundaki, ikinci büyük kenti Bingazi'de, önceki gün çok sayıda kişinin öldürülmesinden sonra önceki gün de protestocular bir mahkeme binası önündeki gösterilerine yeniden başladı.
AP ajansının duyurduğuna göre görgü tanıkları, sabah erken saatlerden itibaren protestocuların mahkeme binası önünde toplanmaya başladığını bildirdi.
Bingazi'de önceki gün bir hastane yetkilisine dayanılarak, önceki gün öldürülen 35 protestocunun cenazesine katılanların dağılması sırasında komandoların açtığı keskin nişancı ateşinde 15 kişinin öldürüldüğü haber verilmişti.
Merkezi New York'ta bulunan İnsan Hakları İzleme Örgütü de önceki günkü olayların ardından son 4 günde öldürülenlerin sayısının 100'ü aştığını açıkladı. Libyalı yetkililer ise olayların başlamasından bu yana can kayıplarıyla ilgili bir açıklama yapmadı.
ESKİ HÜKÜMET SÖZCÜSÜ BAAYU'DAN YÖNETİME ELEŞTİRİ
Libya'nın eski hükümet sözcüsü Muhammed Baayu, liderliğin muhaliflerle diyalog başlatması ve ülkede bir anayasanın kaleme alınması konusunu görüşmesi gerektiğini söyledi.
Bir ay öncesine kadar hükümet sözcülüğü görevini yürütün Baayu, Libya'yı yöneten elit kesim içinde itilaf olduğunu ortaya koyan açıklamasında, yönetimin, muhaliflere şiddetle gözdağı vermesinin yanlış olduğunu belirtti.
Libya lideri Muammer Kaddafi'nin oğlu Seyfülislam Kaddafi'yi muhaliflerle müzakere sürecini başlatmaya çağıran Baayu, "Umarım konuşmasını, yurt içinde bir halk muhalefetinin var olduğunu kabul edecek ve onlarla Libya sistemindeki değişiklikler konusunda diyaloğa girecek şekilde değiştirir" dedi.
Seyfülislam Kaddafi, televizyondan yayımlanan konuşmasında, ülkesinin dış güçlerin komplosunun hedefi olduğunu ve iç savaşın eşiğine geldiğini söylemişti.
Kaddafi, olaylardaki can kaybının yabancı medya tarafından abartıldığını da savunmuştu.
ABD: YÜZLERCE ÖLÜ VE YARALI VAR
ABD Dışişleri Bakanlığı, Libya'da son birkaç günde yüzlerce kişinin öldüğü ve yaralandığı yolunda haberler geldiğini belirterek, Trablus makamlarını barışçı gösterilere izin vermeye çağırdı.
Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Philip Crowley yaptığı yazılı açıklamada, "Unsurları teyit etmeye çalışıyoruz, ama son birkaç gündeki olaylar sırasında yüzlerce kişinin öldüğü ve yaralandığı yolunda haberler alıyoruz" dedi.
Uluslararası medya kuruluşlarının ve insan hakları örgütleri için bölgeye ulaşmanın zorluğundan ötürü tam ölü sayısının bilinmediğini belirten sözcü Crowley, aralarında Dışişleri Bakanı Musa Kusa'nın da bulunduğu birçok Libyalı yetkiliye barışçı gösteri yapanlara karşı gerçek mermi kullanılmasına kesinlikle karşı olduklarını bildirdiklerini söyledi.
Crowley, Libya hükümetini barışçı gösterilere izin vermeye davet etti.
Avrupa Birliği dışişleri bakanlarının bu akşamki çalışma yemeğinin sonunda yayınlanan açıklamada da, Libya lideri Muammer Kaddafi, halkının "meşru" beklentilerine yanıt vermeye ve barışçı gösteri yapanlara karşı şiddete başvurmaktan "derhal" vazgeçmeye çağrıldı.
AB adına açıklama yapan Dışişleri Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton, "Libya yönetimi reform için halkın meşru talep ve isteklerine açık bir diyalogla yanıt vermeli" dedi.
Öte yandan, Libya'da çalışan yüzlerce Tunuslu, Ras-Jdir sınır noktasından geçerek ülkelerine sığındı.
Kendi güvenlikleri için kaçtıklarını ifade eden Tunuslular, Libya'da "tam bir katliam" olduğunu söylediler.
Libya'nın Arap Birliği temsilcisinin, ülkesindeki "protestoculara yapılan zulmü" protesto için istifasını sunduğu bildirildi.
El Cezire'nin haberinde, temsilcinin istifa ederek "devrime katıldığı" belirtildi.
G.KORE'NİN İŞLETTİĞİ İNŞAAT SAHASINA SALDIRI
Libya'da bazıları silahlı yüzlerce göstericinin, Güney Kore'nin işlettiği bir inşaat sahasına saldırdığı bildirildi.
Güney Kore Dışişleri Bakanlığından bir yetkili, göstericilerin, birkaç saat arayla iki kez geldikleri Trablus'taki inşaat sahasında çalışanlarla çatıştığını, olayda 4 yabancının yaralandığını söyledi.
Yetkili, göstericilerin sahadan ayrıldığını, yaralanan 4 yabancıdan 3'ünün Güney Koreli, diğerinin de Bangladeşli olduğunu kaydetti.
Güney Kore Yonhap ajansına göre, söz konusu inşaat sahasında binden fazla Bangladeşli, 40-50 civarında da Güney Koreli çalışan bulunuyor.
ÜLKE ÇAPINDA BİR AYAKLANMA MI?
Öte yandan, bazı uzmanlar Libya'da Mısır tarzı bir ulusal çapta ayaklanmanın olası gözükmediğini çünkü ülkenin büyük kesiminde hala saygı gören Kaddafi'nin, sosyal sorunları hafifletebilecek petrol geliri olduğu değerlendirmesini yapıyor.
Gösterilerin düzenlendiği Bingazi ve çevresindeki doğu bölgesinde zaten geleneksel olarak Kaddafi'nin ülkenin diğer kesimine göre daha az desteğinin bulunduğuna işaret ediliyor.
Bu arada, Reuters ajansı, bazı sosyal paylaşım sitelerinde, henüz doğrulanamayan, Trablus'ta ufak çaplı çatışmalar olduğu, batıdaki Nalut'da gece silahlar patladığı yolunda bilgiler olduğunu bildirdi.
Libya'daki olayları bağımsız kaynaklarca doğrulama olanağı bulunmuyor çünkü yetkililer, protestoların patlak vermesinden bu yana yabancı gazetecilerin ülkeye girişine izin vermiyor ve yerel gazetecilerin de Bingazi'ye gidişi yasaklandı.
İSRAİL'E SUÇLAMA
Libya haber ajansı Jana'nın "güvenilir" kaynaklara dayanarak verdiği habere göre, Libyalı yetkililer, "ülkenin çeşitli kentlerinde" tutuklanan bu kişilerin "yabancı kökenli bir şebekenin üyesi oldukları ve Libya'nın istikrarını bozmak, Libyalıların güvenliğine ve ulusal birliğe zarar vermek için eğitildiklerini" söyledi.
Ajans, soruşturmaya yakın kaynaklara göre, "Libyalı güvenlik organlarının, tutuklanan bu kişilerin Tunus, Mısır, Sudan, Filistin ve Suriye ile Türk uyruklu olduklarını ortaya koyduğunu" ileri sürdü.
Ajansın haberinde, bu kişilerin "yağmalama, hastaneler, bankalar, mahkeme binaları, cezaevleri, karakollar ile diğer kamu binalarıyla özel mülklerin kundaklanması gibi sabotaj eylemlerini kışkırtmakla görevli oldukları" kaydedildi.
Haberde, "Libya'nın bazı kentlerinin salı gününden bu yana sabotaj ve imha eylemlerine sahne olduğu, polis ve askeri polis merkezlerini hedef alan saldırıların amacının silah ele geçirip daha sonra bu silahları kullanmak olduğu" belirtildi.
Ajans, "soruşturmaya yakın kaynakların, bu şebekenin ardında İsrail'in olduğu varsayımını da gözden uzakta tutmadıklarını" belirtti.
104 KİŞİ ÖLDÜ
Merkezi New York'ta bulunan İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) Londra bürosu direktörü Tom Porteous telefonla yaptığı açıklamada, hastane çalışanları ve görgü tanıklarına dayanarak, "Libya'daki çalışanlarının en az 104 kişinin öldüğünü teyid ettiğini" kaydetti.
Porteous, "Bu, oradaki durumun tamamlanmamış bir resmi, çünkü Libya'yla iletişim çok zor. İnsan hakları konusunda bir felaketin yaşandığına dair ciddi kaygılarımız var" dedi.
200 KİŞİ ÖLDÜRÜLDÜ İDDİASI
Ancak İngiliz Independent gazetesine göre, ölü sayısı 200'e yükselmiş olabilir.
Güvenliği gerekçesiyle adını açıklamayan bir doktor da Bingazi'de görev yaptığı hastanede Libya lideri Kaddafi'ye bağlı güçler tarafından öldürülen en az 200 protestocunun cesedini gördüğünü söyledi.
GÜVENLİK GÜÇLERİ YİNE ATEŞ AÇTI
Libya'da gösterilerin merkezi ülkenin doğusundaki Bingazi kentinde yine, öldürülen protestocuların cenazesinde kalabalığa ateş açıldığı haber verildi.
AP ajansının duyurduğuna göre, Bingazi'de dün kitsel cenaze töreni dağılırken açılan keskin nişancı ateşinde 15 kişinin öldürülmesinden sonra cenazeler defnedilmek üzere mezarlığa doğru taşınırken açılan ateşte yaralananlar oldu.
Ayağından vurulan bir kişi telefonla yaptığı açıklamada, Bingazi'de cenazeleri taşırken bir güvenlik karargahının yanından geçtikleri sırada güvenlik güçlerinin önce havaya, ardından kalabalığa doğru ateş açtığını anlattı.
Bir hastane yetkilisi de 2'si ağır, 4 kişinin yaralandığını söyledi.
REHİN EYLEMLERİ ARTIYOR
Adını vermek istemeyen Libyalı üst düzey bir yetkili, "kendilerine 'Barka İslam emirliği' adını veren bir grubun sivilleri ve güvenlik gücü elemanlarını rehin tuttuğunu" belirtti.
Yetkili, rehin alma eyleminin son günlerdeki olaylar sırasında başladığını, grubun, "güvenlik güçlerinin uyguladığı kuşatmanın kaldırılması talebinde bulunduğunu, aksi halde rehineleri öldürmekle tehdit ettiğini" kaydetti.
Yetkiliye göre, El Bayda'da önceki gün 2 polis memurunun asılmasından da bu grup sorumlu.
DİNİ LİDERLER DEVREDE
Kanlı müdahalenin ardından harekete geçen 50 kadar Libyalı Müslüman dini lider, güvenlik güçlerinden, birer Müslüman olarak öldürmeye son vermelerini istedi.
Reuters'a gönderdikleri açıklamada, bu olayın içinde yer alan ya da bir şekilde ona destek veren her bir Müslüman'a masum insanları öldürmenin Allah ve Hz. Muhammed tarafından yasaklandığını hatırlaması çağrısında bulunan dini liderler, "Erkek ve kız kardeşlerinizi öldürmeyin. Katliama şimdi son verin" dedi
