Putin'in mesajları: Rusya, İran-İsrail geriliminde nerede duruyor?
Putin'in İran ile sivil nükleer programı üzerinde çalışmaya devam edebileceğini ve bu alandaki çıkarlarını güvence altına alabileceğini duyurması, Batı ile İran konusunda bir pazarlığa hazır olduğunun sinyalini veriyor.

İstanbul
Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Salih Yılmaz, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in St. Petersburg Uluslararası Ekonomik Forumu'ndaki açıklamalarından hareketle, Rusya'nın İran-İsrail gerilimine bakışını AA Analiz için kaleme aldı.
***
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.
🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı
Rusya'nın "Davos'u" olarak bilinen St. Petersburg Uluslararası Ekonomi Forumu (SPIEF), 28'inci kez kapılarını açtı. Forum, 140 ülkeden üst düzey hükümet ve şirket yetkililerinin katılımıyla devam ediyor. 21 Haziran'a kadar devam edecek forumda gerçekleşen en önemli toplantı, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in 18 Haziran'da gündemdeki çok sayıda konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunduğu ana oturumdu.
AA Genel Müdürü Serdar Karagöz'ün sorusu Putin'in Batı'ya mesajı için bir fırsat oldu
Putin, bu ana oturum sunumunda dünyanın önde gelen haber ajanslarının yöneticilerinin sorularını yanıtladı. Anadolu Ajansı (AA) Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Serdar Karagöz'ün İran konusundaki sorusu dünya gündeminde yer aldı. Çünkü birçok kişi Rusya'nın neden İran'a yardım etmediğini merak ediyordu. AA Genel Müdürü Karagöz'ün "Rusya'nın İran'a destek planının bulunup bulunmadığına" yönelik sorusu aslında 17 Ocak 2025'te iki ülke arasında imzalanan stratejik ortaklık anlaşmasına vurgu yapıyordu.
Putin özet olarak "İran'la temas halindeyiz, bugün de temas halindeyiz, yarın ve yarından sonra da olacağız. İran başka türlü bir destek için talepte bulunmadı. Rus uzmanlar, İran'daki Buşehr Nükleer Enerji Santrali'nde çalışıyor. 200'den fazla kişi bulunuyor, 600’e kadar da çıkabilir. Bir yere de gitmiyoruz. Bu bir destek değil midir?" şeklinde konuştu. "İsrail ile Rus uzmanların güvenliklerinin sağlanacağı konusunda anlaştık" dedi. Putin, İran Lideri Ayetullah Ali Hamaney'e yönelik olası saldırıya ilişkin bir soruya da "Böyle bir olasılığı tartışmak dahi istemiyorum." yanıtını verdi.
ŞİÖ ve BRICS, üye ülkeler için koruma sağlayamadı
Putin, Moskova'nın Orta Doğu'da uzun süredir dengeyi koruduğunu ve bunun onu güçlü bir arabulucu yaptığını belirtti. Rusya'nın İran ile güven ilişkisi kurduğunu, Tahran'ın Moskova'dan askeri yardım talebinde bulunmadığını vurguladı. İki ülke arasında ocak ayında imzalanan stratejik ortaklık anlaşmasında askeri bir yardımın öngörülmediğini kaydetti. Rusya'nın geçmişte İran'a sağladığı birkaç hava savunma sisteminin yanı sıra daha önce kapsamlı bir hava savunma sistemi inşa etme konusunda da yardım teklifinde bulunduğunu ancak Tahran'ın bunu istemediğini söyledi.
Putin'in bu açıklamaları aslında stratejik ortaklık imzaladığı bir ülkeye yapılan saldırıya verilen tepkiye karşı bir cevap oldu. Ancak Rusya'nın Ukrayna'da kendisine yardım eden stratejik ortağı İran'ı, İsrail saldırıları karşısında sadece kınama ile geçiştirmesi gelecekte kendisi açısından olumsuz sonuçlar doğurabilir. Rusya, stratejik ortaklık anlaşması imzalayan bir ülke olarak İran'ı koruyamadı. Çin ve diğer müttefikler ise Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) üyesi, BRICS üyesi İran'ı yalnız bıraktı. Bu görüntü, bu örgütlerin varlığını ve güvenirliliğini de sorgulatacaktır.
Rusya, İran'ın nükleer programını Batı ile pazarlık konusu yapabilir
Rusya, bir yandan İsrail ile iyi ilişkiler kurmaya çalışıyor. Diğer yandan ise İran'la kurduğu yakın bağlarla ve büyük yatırımlarla bir denge ortamı oluşturmaya çalışıyor. Bu, Putin'in önemli bir diplomatik ustalık göstermesini gerektiriyor. Rusya, hem İran'ı hem de ABD-İsrail'i kendisine muhtaç konuma getirerek İran konusundaki pazarlıklarda yer almak istiyor.
İsrail-İran savaşının başladığı anda normalde Rus şirketi Rosatom'un inşa ettiği Buşehr Nükleer Santrali'nde çalışan 200'den fazla Rus uzmanı tahliye etmesi gerekirdi. Ancak Rusya burada uzmanlarını orada tutarak bir bakıma o santralin kendisine ait olduğunu ve uzmanların hayatlarının tehlikeye girmesi halinde cevap verileceği mesajını veriyor. Bu haliyle santral yok edilmeden önce Rusya ile pazarlık yapılması gerekiyor. Rusya'nın Ukrayna'da yürüttüğü savaşta İran'ın yaptığı yardım karşılığında Rusya'nın İran'a nükleer uzmanlar ile uranyum zenginleştirilmesine dair teknolojik destek verdiği uzun süredir iddia ediliyordu. Şu anda bunun mümkün olma ihtimali olmama ihtimaline nazaran daha güçlü duruyor.
Putin'in İran ile sivil nükleer programı üzerinde çalışmaya devam edebileceğini ve bu alandaki çıkarlarını güvence altına alabileceğini duyurması, Batı ile İran konusunda bir pazarlığa hazır olduğunun da sinyalini veriyor. Ayrıca, Rus liderin İran'ın yeraltı uranyum zenginleştirme tesislerinin hala sağlam olduğunu vurgulaması da İran nükleer programının Rusya'nın kontrolünde ve gözetiminde olduğunun göstergesidir. Rusya, İran'ın nükleer silah elde etmesinde hala yardımcı olabilir. Moskova bu ihtimali, ABD ve İsrail gibi ülkelerle, kendi çıkarlarının garanti altına alınması için pazarlık konusu haline getirebilir. Putin'in, "Nükleer yeraltı tesisleri var, onlara hiçbir şey olmadı" açıklaması istenirse nükleer silah elde etmeleri için çalışmaya devam edecekler vurgusu olarak da anlaşılabilir.
ABD ve İsrail, Rusya ile masaya oturmak zorunda kalabilir
İran'ın nükleer silah geliştirmeyi planladığına dair spekülasyonlar uzun yıllardır var. İran, her ne kadar nükleer silah yapmayacağını beyan etse de silah yapabilmek için çalışıyor. 2015'te, o zamanki ABD Başkanı Barack Obama'nın onayıyla Batı, İran'ın nükleer silah geliştirmesini önlemek için Ortak Kapsamlı Eylem Planı (JCPOA) adlı bir anlaşma yaptı. Mayıs 2018 itibarıyla anlaşma işe yarıyordu. Ancak daha sonra İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İran'ın imzaladığı anlaşmayı ihlal ederek gizli bir nükleer silah programı yürüttüğünü iddia etti. Başkanlığının ilk döneminde olan Donald Trump, bu anlaşmadan çekildiğini açıkladı. Bu tarihten itibaren İran’ın uranyum zenginleştirmeye hız verdiği biliniyor. Bu teknoloji de Rusya’dan sağlanıyor. İranlı bilim insanları ve uzmanlar Rusya'da eğitim görüyor. Bu minvalde, İran'ın nükleer silah elde edip etmeyeceğini, kapasitesini Rusya biliyor. Bu haliyle ABD ve İsrail'in, İran'ı nükleer olarak etkisiz hale getirmek için Rusya ile anlaşması gerekiyor.
[Prof. Dr. Salih Yılmaz, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi öğretim üyesidir.]
* Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.