Dolar
32.48
Euro
34.73
Altın
2,337.94
ETH/USDT
3,120.20
BTC/USDT
63,006.00
BIST 100
9,915.62
Analiz

GÖRÜŞ - Libya’da istikrar uluslararası topluma bağlı

10 Mart'ta Kahire’de gerçekleşen toplantı, sonuç bildirgesi ve alınan kararlar itibarıyla Libya'daki siyasi dengeleri derinden etkileme potansiyeline sahip.

Fuat Emir Şefkatli  | 18.03.2024 - Güncelleme : 18.03.2024
GÖRÜŞ - Libya’da istikrar uluslararası topluma bağlı

İstanbul

ORSAM Kuzey Afrika Çalışmaları Uzmanı Fuat Emir Şefkatli, Kahire'de Libya'nın siyasi geleceğine ve seçimlerine yönelik gerçekleşen toplantıyı AA Analiz için kaleme aldı.

***

2021 yılında ertelenen başkanlık ve parlamento seçimlerinin ardından siyasi belirsizliğin hakim olduğu Libya’da sular durulmuyor. Daha önce ülkenin doğusunda Fethi Başağa öncülüğünde kurulan paralel hükümet ve takip eden süreçte Trablus ve çevresinde faaliyet gösteren milis gruplardan kaynaklı çatışmalar, Kuzey Afrika ülkesi Libya'da askeri ve siyasi dinamiklerin ne ölçüde kırılgan olduğunu yansıttı. Bu kırılgan atmosfer içinde ülkenin 2 farklı yasama meclisi, seçimlerin gerçekleşmesine yönelik bir hukuki altyapı oluşturmaya çalıştılar. Ancak yaklaşık 2 yıldır Akile Salih liderliğindeki parlamento ve Muhammed Takala liderliğindeki Devlet Yüksek Konseyi (DYK) öncülüğünde yürütülen süreç, oldukça ağır ilerleyerek somut çıktılar üretme noktasında yetersiz kaldı. Bu arka plan dahilinde, 10 Mart'ta Arap ligi Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt'ın davetiyle Kahire’de gerçekleşen toplantı, sonuç bildirgesi ve alınan kararlar itibarıyla Libya'daki siyasi dengeleri derinden etkileme potansiyeline sahip.

Arap Birliği liderliğindeki Kahire zirvesi

Akile Salih ve Muhammed Takala’nın yanı sıra Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed Menfi’nin katıldığı toplantıların, esas olarak taraflar arası görüş ayrılıklarını giderme ve seçimlere yönelik engelleri aşma amaçlarını taşıdığı söylenebilir. Ancak toplantılara Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid Dibeybe’nin katılmamış olması, kendisine karşı kurulan cepheyi de gözler önüne serdi. Öyle ki toplantılarda, seçim sürecine öncülük etmek ve gerekli düzenlemeleri sağlamakla görevli bir geçiş hükümetinin kurulması kararlaştırıldı. Bu tutum, Başbakan Dibeybe’nin meşruiyetini ciddi ölçüde sorgulamakla beraber Libya’da güç paylaşımına dayalı dengenin Dibeybe aleyhine bozulduğuna da işaret ediyor. Ancak buna karşılık toplantılarda somut bir anlaşmadan söz edilemiyor. Dolayısıyla bu tablonun Başbakan Dibeybe’ye belli ölçüde esneklik alanı ve zaman kazandırdığı söylenebilir.

Toplantı sonuç bildirgesinin öne çıkan bir diğer tarafı ise, uzlaşının başarılı olması adına Birleşmiş Milletler Libya Destek Misyonu (UNSMIL) ve uluslararası topluluğun desteğinin talep ediliyor olmasıdır. 2023 yılının aralık ayında Güvenlik Konseyi, rakip hükümetler arası devam eden siyasi çıkmazın ve seçim belirsizliğinin Libya’nın siyasi, askeri ve ekonomik istikrarsızlığının itici gücü olduğunu açıkladı. Bununla beraber Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Batılı ülkeler, 2022 yılının şubat ayından itibaren yeniden artan gerilimlerin ve buna bağlı olarak ortaya çıkan petrol blokajlarının yalnız Libya için değil küresel enerji piyasası için de açacağı sorunlara vurgu yaptılar. Bundan hareketle Batılı aktörler nezdinde kurulacak yeni yapı, geçici de olsa Libya’daki çok kutuplu ve çok aktörlü denklemi görece birleştiren bir hamle şeklinde yorumlanabilir.

Öte yandan toplantılarda alınan kararlardan bir diğeri, DYK ve Parlamento tarafından oluşturulan 6+6 Komitesinin görüşmelerde varılan konsensüs temelinde teknik komiteler oluşturması ve mevcut anayasaya aykırı tartışmalı noktaların çözüme varılmasıdır. Batı ve doğu merkezli 2 yasama organının etkileşimlerini artırması, Libya’daki kurumların birleştirilmesi açısından olumlu sinyaller verse de DYK’nın daha aktif biçimde karar alma süreçlerine dahil edilmesi ve Trablus’un temsilcisi şeklinde lanse edilmesi Başbakan Dibeybe ve UBH’yi saf dışı bırakmaya yönelik bir stratejinin parçası olarak okunabilir. Böyle bir tablo, en çok doğudaki milis güçlerin lideri Halife Hafter ve parlamento başta olmak üzere doğuda güçlü bir nüfuz alanına sahip Mısır’ın çıkarlarıyla doğru orantılı ilerleyecektir. Yakın geçmişte Libya'nın eski İçişleri Bakanı ve Mısrata kökenli Fethi Başağa’nın siyasi sahneye sürülmesi de benzer ortak aklın bir ürünüydü. Bu noktada, Hafter ve parlamento etrafında şekillenen doğu bölgesinin homojen yapısına nazaran batının kendi içindeki siyasi ayrışmaların daha fazla öne çıktığını söylemek mümkündür.

İleriye dönük beklentiler

Başbakan Dibeybe’nin seçildiği 2021 Şubat ayındaki Libya Siyasi Diyalog Forumu (LSDF) da Libya’daki istikrarsızlığı ve kronik sorunları, halk tabanlı seçimlere gidilmeksizin çözmeye çalışan bir mekanizmanın sonucuydu. Kısa süreliğine taraflar arası derin ayrılıklar rafa kaldırılsa da zaman içinde çatışan çıkar ve fikirler sonucunda daha büyük bir yıkımla karşı karşıya kalındı. Dönemin gergin siyasi atmosferinin bir yansıması olarak Trablus ve çevresinde yaşanan çatışmalar, Libya’da milis grupların siyasete ne ölçüde yön verdiğini göstermesi bakımından önemlidir. Kahire’deki son görüşmelerin de "kazananlar" ve "kaybedenler" yaratacağı düşünüldüğünde benzer senaryoların ihtimal dahilinde olduğu söylenebilir. Yeni kurulabilecek hükümet statükoyu korumaya, "dışarıda kalanlar" ise sisteme ya da herhangi bir güç paylaşımına dahil olmak isteyeceklerdir. Bu mücadele içinde seçimlerin adil ve şeffaf bir ortamda gerçekleşmesi pek olası gözükmüyor.

Bu doğrultuda, Libya’daki siyasi çözümün sürdürülebilir sonuçlara ulaşması açısından katılıma yoğun önem verilmesi gerekiyor. Toplantının katılımcılarına bakıldığında 2015 Libya Siyasi Anlaşmasından (LSA) kaynaklı görev ve yetki süresi dolan yasama meclisleri ve yine LSDF sonucu oluşturulan bir Başkanlık Konseyi görülüyor. Dolayısıyla Başbakan Dibeybe’ye atfedilen meşruiyet sorununu bugün Libya’daki pek çok aktör ve kurumla ilişkilendirmek mümkün hale geliyor. Bu durum politize olmuş yerel dinamiklerin ötesinde, demokratik geçiş sürecinin güçlü bir uluslararası toplumun desteğine ihtiyaç duyduğunu gösteriyor. Bu anlamda UNSMIL ve Senegalli Diplomat Abdoulaye Bathily’nin yerel sahiplik ilkesi ışığında geçiş sürecine daha fazla angaje olması ve müzakerenin bir parçası olan kurumlar üzerindeki baskısını artırması gerekiyor. Aksi takdirde Libya’daki anayasal tartışmalar ve milis grupların dar ajandaları, seçimlere giden yolda kazanılan edinimleri yeniden baltalayacaktır.

[Fuat Emir Şefkatli, ORSAM Kuzey Afrika Çalışmaları Uzmanıdır.]

*Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editöryal politikasını yansıtmayabilir.


Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.