

Doğaya Kulak Verin.
Ekolojik gündem, sürdürülebilirlik ve çevre mücadeleleri artık cebinizde.
Yeşilhat WhatsApp kanalını takip edin.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesinin 2020 yılında başlattığı Tıbbi ve Aromatik Bitki Yetiştiriciliği Projesi (TABİP) kapsamında kentte yaklaşık 1000 dönüm alanda sözleşmeli tarım modeliyle biberiye, nane, melisa ve kekik üretimi yapılıyor.
TABİP projesi sayesinde özellikle biberiye bitkisinde "Türkiye'nin en büyük konvansiyonel üretim merkezi" konumuna geldiği belirtilen kentte, söz konusu bitkilerin işlenmesiyle 100'den fazla ürün elde ediliyor.
Kent genelindeki üretim alanlarında ağustos sonunda naneyle başlayan hasat mesaisi biberiyeyle devam ediyor.
Bu yıl etkili olan kuraklığa rağmen biberiyede yüzde 20 rekolte artışıyla 200 ton civarında ürün elde edilmesi hedefleniyor.
Sabah saatlerinde tarlaya giren işçiler tarafından hasat edilen biberiye, İzmit'teki distilasyon (damıtma) tesisine gönderiliyor. Burada, damıtma tanklarına alınan bitkilerden uçucu yağ elde ediliyor.
Üretilen uçucu yağların bir kısmı gıda ve kozmetik sanayisine hammadde olarak satılıyor, bir kısmı da Sekapark AŞ. tarafından üretilen gıda ve kozmetik ürünlerinde kullanılıyor.
"Çiftçinin yükünü ciddi manada biz üstleniyoruz"
TABİP projesinin yürütücülüğünü yapan Kocaeli Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden Sekapark AŞ'nin genel müdürü Bayram Karakuş, AA muhabirine, projenin Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın'ın talimatıyla kentteki çiftçilerin refahını artırmak ve katma değerli üretime yönlendirmek amacıyla 2020 yılında başladığını söyledi.
Proje kapsamında pilot bölge seçilen Kandıra'da tıbbi ve aromatik bitkilerin dikimini yaptıklarını belirten Karakuş, zaman içerisinde diğer ilçelerde de uygun bitkilerin dikimini yaptıklarını kaydetti.
Karakuş, projenin şu an yaklaşık 1000 dekar alanda biberiye, nane, melisa ve kekik üretimiyle devam ettiğini dile getirerek, "Çiftçilerimizle sözleşmeli tarım yapıyoruz. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi olarak çiftçinin yükünü ciddi manada biz üstleniyoruz. Daha çok bakım işlerini, sulama işlerini, otla mücadele işlerini çiftçimiz yapıyor. Ürünün tarlaya dikimi, hasadı, gibi daha zor olan konuları biz üstleniyoruz." şeklinde konuştu.
Ekim sonuna kadar hasat işlemini bitirmeyi hedeflediklerini belirten Karakuş, "Bu sene kurak geçti. Buna rağmen rekoltemiz iyi gidiyor. Hedefimiz sezon sonunda 200 ton civarı yaş ürün elde etmek. Rekoltenin yüzde 20 artacağını düşünüyoruz." dedi.
Karakuş, bitkiyi hasat ettikten sonra bozulmaya maruz kalmaması için hızlı şekilde distilasyon (damıtma) tesisine gönderdiklerini anlatarak, "Burada uçucu yağ alma işlemini yapıyoruz. TÜBİTAK'taki tesisimizde özütünü çıkarıyoruz." ifadesini kullandı.
Uçucu yağların daha çok kozmetik sektöründe kullanıldığını, özütün ise daha çok gıda takviyeleri için talep edildiğini aktaran Karakuş, şöyle devam etti:
"Bitkileri farklı farklı ürünlerde kullanarak 100 küsur ürün yaptık. Bunları perakende sektörüne, dijital platformlarda piyasaya sunuyoruz. Uçucu yağ gruplarımız var. Baharatlık, çaylık bitki gruplarımız var. Aynı şekilde kozmetik yaptığımız bitkiler var. Pişmaniye, cezerye gibi ürünlerimiz var. Hedefimiz bu ürünlerimizin katma değerini daha da yükseltmek için ihracat yapmak. Bu sene farklı 2-3 ülkeye çok büyük miktarda olmasa da ihracat gerçekleştirdik. Hedefimiz bunu daha da büyütmek. Balkan ülkelerine ve Gürcistan'a biz bu ürünlerin ihracatını yaptık. Uzun vadede hedefimiz ihracat payını arttırmak ancak bu şekilde daha ciddi anlamda katma değer oluşturabiliyoruz."
Karakuş, organik tarım yönetmeliğine uygun konvansiyonel (yüksek verimlilik düşük maliyet) üretim yaptıklarından bahsederek, "Ürünlerimizde hiçbir şekilde pestisit kullanmıyoruz. Yaklaşık 1000 dekar alanda organik tarım yapmak kolay değil. TABİP, bu şekilde konvansiyonel yapılan, sürdürülebilir tek proje. Türkiye'de farklı farklı bölgelerde dağdan toplanma metoduyla biberiye toplanıyor. Biz bunu konvansiyonel tarımla elde ediyoruz." diye konuştu.