

Doğaya Kulak Verin.
Ekolojik gündem, sürdürülebilirlik ve çevre mücadeleleri artık cebinizde.
Yeşilhat WhatsApp kanalını takip edin.
GFC'den Valentina Martinez'in yönettiği toplantıda Uluslararası Dünyanın Dostları Organizasyonu temsilcisi Sara Shaw, Radikal Gençlik İttifakı Sivil Toplum Kuruluşu temsilcisi Alejandro Jamies ve Yerli Halklar Çevre Ağı temsilcisi Adrienne Aakaluk Blatchford birer konuşma yaptı.
Toplantıda ilk sözü alan Shaw, gerek COP30 alanı içinde gerekse dışında iklim krizine çözüm olarak sunulan bir dizi yanlış çözümün ve tehlikeli derecede dikkat dağıtıcı unsurun ortaya çıktığını, jeomühendislik çalışmalarının da bunlar arasında yer aldığını söyledi.
Küresel olarak oluşturulmaya çalışan karbon piyasalarının, iklim üzerinde çeşitli etkileri olabilecek jeomühendislik uygulamalarına kapı açtığı tespitinde bulunan Shaw, "Bu yıl COP gündeminde karbon piyasalarıyla ilgili çok büyük maddeler göremeyebilirsiniz çünkü birçok önemli karar zaten geçen yıl yapılan müzakerelerde karara bağlandı." dedi.
Paris Anlaşması’na taraf ülkelerce sunulan Ulusal Katkı Beyanları'nın (NDC) karbon kredileriyle dolu olduğunu ve bunun pek çok yönden yanlış olduğunu dile getiren Shaw, COP30'da, karbon giderme teknolojilerine ayrılmış bir sergi alanı da bulunduğu, bunun da jeomühendislik gibi tehlikeli derecede dikkat dağıtıcı unsurlar için perde işlevi gördüğü değerlendirmesini yaptı.
"Yaşam biçimlerini derinden etkiliyor"
Jamies de gençlerin jeomühendislik temelli yaklaşımlara yönelmesini eleştirerek, "Küresel Güney’deki gençler doğayı kontrol etmeye dayalı çözümlerin iklim krizine çare olmayacağına inanıyor. Ayrıca bu tür alanlara yönelmek çoğu zaman yalnızca profesyonel kazanç ve itibar uğruna özel sektörün çıkarlarına hizmet ediyor." diye konuştu.
Blatchford, Arktik'te hızla artan sıcaklıkların gıda güvenliğini ve yerli halkların doğayla bağını tehdit ettiğini belirterek, bu durumun yaşam biçimlerini derinden etkilediğine işaret etti.
Ortaya çıkan problemlerin çözümlerinin doğru yerlerde aranması gerektiğini dile getiren Blatchford, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Jeomühendislik ve teknolojik çözümler, sömürgeleştirmenin bir devamı ve yerli halklar olarak, ekosistemlerimizde uyum ve dengeyi sağlayarak hayatta kalmamızı mümkün kılan toprağı koruma haklarımızın sömürülmesidir. Bu projeler genellikle 'son çare' olarak sunuluyor ancak bizler, zarar görmeye devam ettiğimiz ve petro-kimya ile kritik mineral endüstrilerinin zaten marjinalize edilmiş topluluklarımızı sömürerek yaşam tarzımızı tehdit ettiği durumlara itiliyoruz."
Konuşmasının sonunda Gazze'deki duruma dikkati çeken Blatchford sözlerini Filistin'e özgürlük mesajıyla tamamladı.