
Fazilet Partisi'nden 1999'da milletvekili seçilen, ancak TBMM'de yemin edemeyen Merve Kavakçı, Başakşehir Belediyesi'nce, Çınar Kongre Merkezi'nde düzenlenen '28 Şubat, Darbeler ve Sivil Anayasa'' söyleşisinde yaptığı konuşmad, 28 Şubat sürecinde kabağın, kendisinin ve Nazlı Ilıcak'ın kafasında patladığını söyledi.
Kavakçı, o dönemde birçok dostunun kendisinden uzaklaştığını, ancak çok anlamlı dostlar da kazandığını, Ilıcak'ın da o dönemde kazanılmış bir dost olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
''Meclise Ilıcak ile girmem önceden planlanmış bir şey değildi. Partinin içinden yetişmiş biri olmama rağmen basın beni Türkiye'ye sonradan gelmiş gibi gösterdi. Bir hukuk cinayeti işlendiği için eski bir milletvekili olmama rağmen milletvekili listesini açarsanız adımı görmeyeceksiniz. Çünkü rejim bu olayı unutmak ve tarihten kazımak istedi. Özlük haklarımdan da istifade etmedim. Bir başörtülü kadının milletvekili olması bir tehdit olarak algılandı. AİHM'de açtığım davayı kazanmış olmama rağmen bir dönüş olmadı. Özlük haklarımın iadesi için girişimde bulundum, ancak henüz bir cevap almadım. Oysa basında, 'bu haklarını aldı, çok paralar elde etti' diye açıklamalar oldu. Ben de bunları basından takip ediyorum.''
Nazlı Ilıcak: Bana satılmış düşman gibi baktılar
Gazeteci-yazar Nazlı Ilıcak da Kavakçı ile yemin öncesi yaşadıklarına değinerek, şunları kaydetti:
''Merve beni aradı ve 'Nazlı abla, birlikte gidelim, yalnız gelmeyeyim genel kurula' dedi. Merve ile içeriye girdiğimizde böyle bir hadise yaşayacağımızı tahmin etmiyorduk. Grup başkan vekilleri aralarında anlaştılar ve Merve'nin çıkmasını istediler. Gece yarısı yemin teklifi DSP'den gelmedi. Bu, daha sonra uydurulan bir senaryodur. Mühim olan yemin etmek değil ki, genel kurula sokmuyorlardı Kavakçı'yı. Fazilet Partisi de pek sahip çıkamadı bu olaya. Bana satılmış düşman, karşı kampa geçmiş gibi baktılar o dönemde. Bundan sonra parlamentoya başörtülü kadınların girmesini önemsiyorum. AK Parti'den böyle bir şey bekliyorum ve talep ediyorum.''