MALATYA

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin aralarında dönemin 2. Ordu Komutanı Adem Huduti'nin de bulunduğu 26'sı tutuklu 76 sanığın yargılandığı davada, tutuklu sanık ve dönemin 7. Ana Jet Üs Komutanlığı Harekat Komutanı Hava Pilot Kurmay Albay Tayfun Tuna savunma yaptı.

Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesince Yakınca Spor Salonu'nda görülen duruşmada savunma yapan Tuna, hakkındaki iddiaları kabul etmeyerek, darbeci olmadığını savundu.

Tuna, darbe girişimi gecesi 7. Ana Jet Üssü'nde Harekat Komutanı olarak görev yaptığını hatırlatarak, 19.30'da üsse giriş yaptığını, filoda otururken Tunceli'de bir karakola PKK'nın saldırının yaptığını televizyondan öğrendiklerini, görev verileceğini beklediklerini olmayınca eve döndüğünü daha sonra Üs Komutanı Emin Ayık ile üsse geri geldiğini söyledi.

Darbe girişimi sırasında yaşananlara ilişkin savunma yapan Tuna, şunları kaydetti:

"03.40 civarında üs komutanımız (Emin Ayık) Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezi'nin (BHHM) 4 uçağın silahsız hazırlanmasını istediğini söyledi. Uçakların bomba yüklü olmaması içimizi rahatlattı, tersi olsa emri sorgulardık. Daha sonra BHHM, 'uçakları kaldırmayın' dedi. 4 uçaktan birinde olan filo komutanı ile görüştük. BHHM'de darbeci ve darbeci olmayan iki grup olduğunu, benden izin almadan kalkış yapmamalarını istedim. BHHM'yi aradım, cevap vermediler. BHHM'den bizzat görüşme yapana kadar kalkış yapmamalarını istedim. BHHM'yi 6 kez aradım kimse telefonlarıma cevap vermedi. Filo komutanıyla görüştüm. BHHM'den gelen ikinci emir olan 'kalkmayın' emrinin en az riskli olduğunu söyleyerek park yerlerine dönmelerini söyledim. 16 Temmuz günü saat 10.00'da BHHM'den 'uçakları hazır edin, Akıncı meydanının bombalanacağı' emri geldi. Tüm hazırlıklar yapıldı ancak BHHM ile Malatya Valiliği arasında koordine kurulamadığı için bu görev iptal edildi. 17 Temmuz'da Hava Kuvvetleri Komutanlığı'ndan gelen emirle tüm uçakların bataryaları söküldü, uçaklar kalkamaz hale getirildi."

Tuna, Diyarbakır 8. Ana Jet Üssü'nden izinsiz uçak kaldırarak Ankara'ya giderken Malatya'dan geçen ve içerisinde Semih Terzi'nin bulunduğu uçağın kuleyle iletişime geçmesi iddialarına ilişkin ise kuleden kendisine Semih Terzi'nin içerisinde bulunduğu uçağın kuleye 'Etimesgut açık mı kapalı mı işgal altında mı?' diye bilgi istediğinin söylendiğini aktardı.

Kendisinin de kuleye izinsiz ve darbeci ekibin kontrolünde olduğunu düşündüğü için bilgi verilmemesini söylediğini belirten Tuna, darbe ve darbecilerle hiçbir ilişkisi olmadığını iddia ederek, "Darbeci olsam üssümüzde 14 bomba yüklü uçağımız vardı. Üsse gelir gelmez kaldırmaz mıydım? Darbeci olsam Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezi'nden gelen emri uygulardım. Bu emir 23.30'da geldi. Darbeci olsam Semih Terzi'yi tanımaz mıydım? Kendisini taşıyan uçağa bilgi vermeyin der miydim? Darbeci olsam pistleri kapatır mıydım? Uçaklar kalkış için hazır ve pistler açık olmasına rağmen uçakları kaldırmaz mıydım?" savunmasını yaptı.

Tuna, Mahkeme Başkanı Vedat Koç'un "Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezi'nin emirlerini sorgulayabilir misiniz?" sorusuna, "Bombalı olarak kalkış yapmamızı isteselerdi bunu sorgulardık. Bize gelen ilk mesaj 00.08 aradan 4 saat geçmiş belki darbecilerden ele geçirildi. Bombayla kalkış yapmamız istenseydi, emri sorgulardık." yanıtını verdi.

"Emin Ayık'tan F4'lerin kaldırılmasıyla ilgili emir aldın mı?" sorusunu ise sanık Tuna, "Üs komutanı Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezi'nden emir aldığını söyledi." şeklinde cevapladı.

7. Ana Jet Üs Komutanlığı 171. Filo Komutanı Binbaşı Çivilibal savunma yaptı

Savunma yapan tutuklu sanık dönemin 7. Ana Jet Üs Komutanlığı 171. Filo Komutanı Binbaşı Metin  Çivilibal, dönemin 7. Ana Jet Üs Komutanlığı Harekat Komutanı Hava Pilot Kurmay Albay Tayfun Tuna'nın kendisine 4 uçak 4 pilot ayarlayıp üsse gelmesini söylediğini kaydetti.

Pilotları bilgilendirip, üsse gittiğini anlatan Çivilibal, uçuşa yönelik bir emir gelmediği için filoda beklediklerini iddia etti.

Darbe girişimini televizyondan şaşkınlıkla izlediklerini ileri süren Çivilibal, savunmasını şöyle sürdürdü:

"Filoda televizyonda darbe haberlerini izledik. Saat 03.40'ta harekat komutanı gelip Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezi'nin (BHHM) emriyle uçakların silahsız kalkıp görevin havada verileceğini söyledi. Pilotları toplayıp, teçhizat salonunda kıyafetlerimizi giymeden önce kısa brifing yapıp, daha sonra uçak başı yaptık. Uçaklarda bomba olmaması gece uçuş kabiliyetinin az olması nedeniyle darbe önleyici görev ya da terörle mücadele görevi olduğunu düşündük. Olağandışı birçok uçağın gelmesi, yapılacak emirlerin engellenmesi için uçakların ruleye çıkmasını söyledik. İkinci uçağın arkasındaydım. Ana pistte gelip kalkma imkanımız vardı. Kulenin BHHM'nin uçakların kalkmaması yönünde emir verdiğini söyleyince görüşme yaptık. Yanlış bir şey yapmamak için Harekat Komutanımın emriyle hareket etmenin doğru olduğunu düşünüyordum. Sonuncu görüşmemizde kendisi geri dönün emrini verdi. Pilotlara geri döneceğimizi söyledim."

Bir asker olarak komutanlarının verdiği emirleri yerine getirdiğini savunan Çivilibal, "Uçaklarımızın nakliye uçakları arasında olduğu doğrudur ama sıkışması doğru değildir. Kalkış emri verilseydi ana piste gidip kalkacak mesafemiz vardı. Bizim geri dönmemiz bir mecburiyet değil, emirleri uygulama yönünde bir tercihtir. Komutanlarımdan emir aldım, başka kimseden emir almadım. Bir asker olarak amirlerimin verdiği emirleri yerine getirdim. Kalkış yapmış olsaydık, kanuna aykırı ya da darbeyle ilgili bir emir olsa, görevi yapmadan üsse dönüş yapardık. Hiç kimse burada bulunan pilotlardan vatan haini, darbeci çıkaramaz." ifadesini kullandı.

Mahkeme Başkanı Vedat Koç'un sorularını yanıtlayan Çivilibal'ın savunmasının ardından duruşmaya perşembe günü devam edilmek üzere ara verildi.

Savunma yapan sanık sayısı 55'e yükseldi

Malatya'daki darbe girişimine ilişkin 26'sı tutuklu 76 sanıklı davanın görülmeye başlandığı 7 Mart'tan bu yana aralarında dönemin 2. Ordu Komutanı Orgeneral Adem Huduti ve 2. Ordu Kurmay Başkanı Tümgeneral Avni Angun'un da bulunduğu 55 sanık savunma yaptı.

Davanın geçen ay görülen ilk duruşmasında, tutuklu yargılanan dönemin 2. Ordu Kurmay Başkanı Tümgeneral Avni Angun ile dönemin 2. Ordu Komutanı Huduti'nin Koruma Astsubayı Hacı Eyyüp Özcan, adli kontrol şartıyla tahliye edilmişti.

Mahkeme heyeti, Huduti'nin darbe girişimi sırasında telefonla görüştüğünü iddia ettiği Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın tanık olarak dinlenmesini kararlaştırmıştı.